- Gösterim: 4260
Derinin damarsal hastalıklarında lazer uygulamaları Dr Leon Goldman tarafından 1963 yılında ruby ve Nd:YAG lazerlerin kullanılması ile başlamıştır.
1980 lerde PDL kullanılmaya başlanmıştır.
1993 yıllarında IPL sistemi 515-1000 nm geniş dalga boyu ile damarsal yapılarda kullanılmaya başlanmıştır.
Doğuştan yada sonradan oluşan damarsal hastalıkların lazer ile tedavileri son yıllarda en fazla tercih edilen ve sık uygulanan yöntemlerden birisi haline gelmiştir. Lazer teknolojisindeki hızlı gelişmelere paralel olarak lazerle tedavilerinin damarsal hastalıklarda kullanım spektrumu da genişlemiş ve birçok doğuştan ve sonradan gelişen damarsal lezyonlar farklı lazer sistemleri ile tedavi edilebilir hale gelmiştir.
Tüm lazer sistemleri dokulara uygulandığında dalga boylarına, lazer uygulama çapına ve gücüne bağlı olarak dokularda bulunan kromofor olarak tanımladığımız yapılar tarafından emilmekte, ısı ortaya çıkmakta buda istenen doku hasarına neden olmaktadır. Dokularda başlıca kromoforlar su, hemoglobin, melansomlar gibi pigment maddelerdir.
Damarsal lezyonların tedavisinde kullanılan lazerlerin hedeflerinde kromoforlar; damar içerisindeki oksihemoglobin, deoksijene hemoglobin ve methemoglobindir.
Oksihemoglobin tarafından emilme gösterdikleri en yüksek dalga boyları 418, 542 ve 577 nmdir. Deoksihemoglobinin emilim 800-1200 nm arasında değişmektedir.
Günümüzde vasküler lezyonların tedavisinde sıklıkla kullanılan lazer cihazları; 595 nm pulse boya lazeri (PDL), 532 nm potasyum titanil fosfat (KTP), 755 nm alexandrite, 1064 nm neodimium-yttrium-aluminum-garnet (Nd:YAG) ve yoğun darbeli ışık sistemleridir (IPL) dir. Varikoz venler için kullanılan endovasküler lazerler 810, 940, ve 980 nm diode’lar ve 1043 ve 1320 nm Nd:YAG lazerlerdir.
Damarsal lezyonların lazerle tedavisinde lazere ait dalga boyu, kullanılan enerji yoğunluğu, lazer uygulama süresi ve lazer ışınım spot genişliği gibi parametreler lazerin deride penetrasyon derinliğini, hedef dokuda kontrollü hasar düzeyini, damarın çapı ve deride bulunduğu derinliğe göre ayarlanmaktadır.
Küçük ve yüzeysel yerleşimli damarlarda kısa dalga boyu ve kısa atım süreleri yeterli iken, derin yerleşimli ve büyük çaplı damarlarda uzun dalga boyu ve uzun atım sürelerine ihtiyaç duyulmaktadır.
Lazerler “Selektif fototermoliz” yani “Seçici ışık hasarı” prensibi ile çalışmaktadır. Bunun anlamı dokuda hedef kromofor tarafından emilen lazer ışınımları dokularda istenilen biyolojik etkileri ortaya çıkarırken çevre dokuların korunmasını sağlamaktadır. Çevre dokularda oluşacak hasarı azaltmak için lazer uygulanma süresi hedef dokunun ısısının %50 sini kaybetme-termal relaksasyon zamanından (TRT) az ya da eşit olacak şekilde ayarlanmalıdır ki bu da damarın çapına göre değişmektedir. Lazer uygulanma süresi TRT den daha uzunsa çevre dokularda hasar oluşturma riski artar, buna karşılık TRT’den çok daha kısa uygulama sürelerinin kullanılması damar duvarında yırtılmalara ve kanamalara neden olmaktadır. Bu nedenle tedavi öncesinde damarın kalınlığı, derinliği, kullanılacak lazerin dalga boyu, atım süresi ve spot genişliği gibi birçok parametrenin değerlendirilmesi gerekmektedir.
10 – 50 mikron çaplı damarların TRT 0.1 – 10ms ortalama 1.2ms dir. Bununla birlikte pulse süresi 20mikrosn düşük olması damarların yırtılmasına ve kanmalara neden olmaktadır. Buda deride hemosiderinden kaynaklanan pigmentasyona neden olmaktadır. Bu nedenle PDL lazerlerde pulse süresi 0.45 msn den 1.5 msn üzerine çıkarılmıştır. PDL kullanımı sırasında enerji arttıkça örneğin 6.2 den 8, 10.4 ve 13.8 J/cm2 çıkıldığında doku kanamaları riski artmaktadır. Bu nedenle enerji artarken pulse süreside sırası ile 0.5 den 2.0, 20 ve 40msn çıkılmalıdır. PDL lazerde 10 msn üzerine çıkıldığında purpura azalmakta ancak yinede 3-4 gün eritem ve ödem devam edebilmektedir.
TRT kapiler damarlar için onlu mikrosaniyeler, şarap lekeleri için onlu milisaniyeler, bacak venleri için yüzlü milisaniyeler civarındadır.
Damarsal lezyonlarda lazer kullanımı sırasında güvenilir bir tekinlik için lazerin derine inebilmesi gerekmekte ve epidermisin korunması gerekmektedir. Bu amaçla derinin yüzeysel soğutulması son derece önemlidir. Uygulama öncesi epidermisin soğutulması daha yüksek enerjilerin skar ve pigmentasyon yapmaksızın uygulanmasını sağlamaktadır.
Bu amaçla lazerlerde uygulam öncesi cryogen (tetrafluorethane gibi) spreyer ile deri soğutulabilir. Bu uygulama hasta konforunu ve ağrısını azaltmaktadır. Diğer bir sistem soğuk hava uygulanmasıdır. SmartCool yada Cryo gibi. Cryo 6 seviyesinde 8 saniyede deride -15 C soğutna sağlayabilmektedir. Soğutma sistemleri lazer sorası eritem ve purpura gelişminide azaltmaktadır.
Damarsal Lezyonlarda Kullanılan Lazer Sistemleri
- Darbeli Boya Lazeri (Pulsed dye Lazer- PDL)
Vasküler lezyonların tedavisinde en sık kullanılan sistemlerden biri olan PDL ilk olarak 1989 yılında çocuklarda şarap lekelerinin tedavisi için
geliştirilmiştir. - Yoğun Darbeli Işık Sistemleri (IPL)
Bunlar sistemler lazer değildir. 500-1200 nm gibi geniş spektrumda ışınım yaparlar. Bu geniş spektrumlu ışınımdan filtreler sayesinde istenilen dalga boyu elde edilerek damarsal hastalıklada kullanılmaktadır. - Potasyum Titanil Fosfat Lazeri (KTP lazer)
532 nm dalga boylu KTP lazer hemoglobinin 542 nm absorbsiyon pikine yakındır. Bu nedenle yüzeysel damarsal lezyonlarda kullanımı uygundur ancak bu lazer aynı zamanda epidermal melanin tarafından da absorbe edildiği için koyu tenlilerde hipopigmentasyon gelişme riski açısından dikkatli olunmalıdır. - Aleksandrite Lazer
755 nm dalga boylu aleksandrite lazer bacaklardaki telenjektazilerin tedavisinde de kullanılmaktadır. Büyük damarlarda yeterli ısı oluşturamadığı ve küçük damarları yeterince göremediği için 1 mm’den büyük ve 0,3’mm den küçük damarlarda yanıt iyi değildir. - Nd YAG Lazer
1064 nm dalga boylu Nd:YAG lazerin deoksihemoglobin ve methemoglobin tarafından absorbsiyonu oldukça yüksektir ve 4-6 mm’ye kadar deride derine inebilmektedir. Bu nedenle damarların daha derinde yerleştiği şarap lekeleri, hemanjiomlar ve bacak varislerinin tedavisinde kullanılmaktadır.
Damarsal lezyonların lazerle tedavisinde optimum sonuç alınabilmesi için uygun lazer sisteminin seçilmesi hatta birçok tedavi seansları ve bazen de farklı sistemlerin kullanılması gerekmektedir. Özellikle farklı seviyede yerleşen damarlardan oluşan lezyonların tedavisi için farklı penetrasyon derinliği olan lazerler kullanılmalıdır.
Merkezimizde bu amaçla DEKA Synchro Vas-Q PDL + IPL, DEKA Re:Play Excellium HP Nd: YAG + Aleksandrite + KTP lazer sistemleri kullanılmaktadır.
Bu son derece zengin bu lazer sistemleri ile doğumsal ve sonradan gelişen damarsal hastalıklarda etkin sonuçlar sağlamaktayız.
Merkez olarak damarsal lezyonların tedavisi öncesinde hasta ile tedavi seçenekleri, hastanın beklentileri, tedavinin olası sonuçları ve yan etkileri detaylı olarak konuşulup tartışılmaktadır. Eğer hasta tedavi olmaya karar verirse ayrıntılı tedavi planı düzenlenerek hastaya anlatılmaktadır. Hastalarımıza bu tedavilerde sık rastladığımız yan etkiler konusunda (ağrı, purpura ve ekimoz gibi deri altı kanamaları, ödem, küçük su toplamaları, pigment değişiklikleri, skar gelişimi ve olası yanıtsızlık) bilgiler mutlaka verilmektedir. Tedavi sonrası yapılması gerekenler (hassas cilt bakımı, kullanılacak kremler, enfeksiyonun önlenmesi ve güneşten korunma) hastaya mutlaka anlatılmaktadır.