- Gösterim: 4087
Skleroterapi
Skleroterapi, varis ve telenjiektazilerin içine enjektörle az miktarda ilaç enjekte edilerek damar duvarında hasara yol açma ve damarın kapanmasını sağlama temeline dayanır. Bu tedavide kullanılan ilaca "sklerozan", sklerozan maddenin damarın içini kaplayan endotel hücrelerinde hasar yapmasına ise "endosklerozis" denir. Endosklerozis sonrasında damarda gelişen fibrozise de "endofibrozis" adı verilir. Sklerozan maddenin özelliklerine bağlı olarak bu hasar, damar duvarıyla sınırlı kalabilir veya çevre dokulara yayılabilir.
Eğer skleroterapi telenjiektaziler için yapılıyorsa buna "mikro skleroterapi" denir. Varisli damarların kapatılması kan dolaşımında herhangi bir soruna neden olmaz. Aksine, kanın daha sağlıklı damarlara yönlendirilmesiyle dolaşım düzenlenir.
Tedavi Planı ve Etkinlik
Skleroterapi, her hastaya özel olarak planlanmalıdır, çünkü damar yapısı kişiden kişiye farklılık gösterir ve damarların sklerozanlara karşı hassasiyeti değişebilir. Bu nedenle, istenmeyen venöz yetmezlikler için standart bir skleroterapi protokolü henüz belirlenememiştir.
Uygulama sonrasında, kan akımı olmayan damarın mavi-mor rengi hemen kaybolur. Sklerozan solüsyonun damar içindeki endosklerozis etkisi, solüsyonun konsantrasyonuna ve damar endotel hücreleriyle temas süresine bağlıdır. Örneğin, %0.3 oranında polidocanol (POL) ve %0.1 oranında sodyum tetradesil sülfat (STS), 15 dakika içinde damar endotel hücrelerinde hücre ölümüne yol açabilir. Ancak, %0.003 POL veya %0.005 STS kullanıldığında, 60 dakika sonra bile damar endotel hücreleri hâlâ canlı kalabilir. Ayrıca, endotel hücre hasarı, kalsiyum kanallarının uyarılmasına ve nitroz oksit gibi serbest oksijen radikallerine de bağlıdır.