- Gösterim: 7911
Varislerin Oluşma Nedenleri
Venöz yetmezlik, varis ve telanjiektazilerin gelişimi, venöz kan basıncındaki artıştan kaynaklanır. Derideki ven sisteminde basınç 100 mmHg üzerine çıktığında, kılcal damarlarda genişleme (kapiler dilatasyon), geçirgenlik artışı ve yeni damar oluşumu (anjiyogenezis) ile telanjiektaziler gelişir.
Ven sistemindeki kan basıncı, birçok faktör tarafından belirlenir. Bunlar arasında; kalp, atardamarlardaki direnç, yer çekimi, kan hacmi, venlerin duvar yapıları, venlerdeki tek yönlü kapak sistemleri, ven duvarının esnekliği (hormonlar, alkol ve diğer faktörler tarafından belirlenir) ve ven duvarındaki düz kasların kasılması (çevresel ısı, sempatik ve parasempatik sinir tonusları) sayılabilir. Atardamar basıncındaki artış, hatta hipertansiyon, venöz hipertansiyona neden olabilir. Damar sertleşmesi (ateroskleroz) de ven duvarlarında kalınlaşmaya yol açarak varis gelişimini etkiler. Damar duvarlarındaki düz kas sistemi, soğuk, bazı ilaçlar (dihidroergotamin gibi), topikal ve sistemik alkol kullanımı, östrojen ve fiziksel travma ile etkilenebilir. Günde 120 ml'den fazla alkol alımı ayaklarda varis oluşumuna neden olabilir.
Soluk alıp vermek, karın içi venöz sistem basıncını değiştirir. Karındaki bu venöz pompa sistemi, kanın kalbe akışında rol oynar. Derin nefes alındığında, eksternal iliak vende, ana iliak vende ve inferior vena cavada venöz basınç artar.
Varis Gelişim Nedenlerinin Sınıflandırılması
Varis gelişim nedenleri üç ana grupta toplanır:
1. Derin Venöz Sistemde Basınç Artışı
Bu durum, proksimal (kalbe yakın) veya distal (kalpten uzak) kaynaklı olabilir.
-
Proksimal Nedenler: Pelvik tıkanıklık, karın içi basıncının artması (dışkılama ve idrarı tutma), çok dar giysiler giyilmesi, uzun süre sandalyede oturma, şişmanlık, uzun yürüyüşler, safenofemoral yetersizlik ve venlerin içinde tıkanıklıklar.
-
Distal Nedenler: Kapak yetersizliği olan perforan venler, arteriyovenöz anastomozlar ve damar içi tıkanıklıklar.
2. Primer Venöz Kapak Sistemi Yetersizlikleri
Bu grup, doğuştan gelen veya sonradan oluşan kapak sorunlarını içerir:
-
Damar içi tıkanıklıklar.
-
Venöz kapakların hasar görmesi (tromboflebit veya anjiyografik işlemlerden sonra).
-
Doğuştan kapak yokluğu.
-
Venöz kapakların azalması (yaşlanma gibi).
-
Ven duvarlarında zayıflama.
3. Sekonder Venöz Kapak Sistemi Yetersizlikleri
-
Derin venöz sistem tıkanıklıkları.
-
Hormonal nedenler (gebelik, kortizon tedavisi gibi).
Genetik Faktörler
Varis gelişiminde genetik yatkınlık da önemli bir rol oynamaktadır.
Pelvik Obstrüksiyon
Pelvik obstrüksiyon, varislerin nadir görülen nedenlerindendir. İliak ven kompresyon sendromunda, 5. lomber vertebra üzerinde iliak arter ve venin baskıya uğraması söz konusudur. Bu durum, genellikle kadınlarda görülür ve vulva bölgesinde varislere yol açar. Baskı, dışarıdan gelen karın içi tümörlere (over, uterus karsinomları gibi) bağlı olabilir.
Mekanik obstrüksiyonlar da görülebilir. Bunlar, özellikle gebeliğin 6. ayından sonra ortaya çıkar. Büyüyen uterusun, lomber omurların çıkıntısı ya da psoas kası arasında inferior vena cavayı sıkıştırmasından kaynaklanır. Gebeliğin erken dönemlerinde daha hafif seyredebilir. Hatta gebelikte sola yatıldığında bile pelvik obstrüksiyonlar görülebilmektedir.
Karın İçi Basınç Artışları (İntra-abdominal)
Batı tarzı beslenme ve kabızlık, karın içi basıncını artırmaktadır. Kalın bağırsağın çekum veya sigmoid kolon bölümünde artan basınç, iliak vene baskı yaparak bacaklarda venöz basıncı yükseltir. Yüksek lifli diyetler, bu basıncı yaklaşık 35 saat içinde düşürürken, düşük lifli diyetler alındıktan sonra ortalama 77 saat içinde venöz basıncı artırır. Karın içi basıncındaki artış, bağırsak sisteminin geçişini de olumsuz etkiler.
Beslenmede uzun zincirli yağ asitlerinin kısa zincirli yağ asitlerine göre daha fazla alınması, varisleri artırır. Uzun zincirli yağ asitleri kanda pıhtılaşmayı uyarır. Ayrıca, beslenmede E vitamininin az alınması (özellikle gebeliklerde azalır) ven duvarlarında pıhtılaşmayı artırarak venlerde hipertansiyon ve varise neden olabilir.
Koşu sırasında karın içi basıncı, karın kaslarının kasılması ve gerilmesi nedeniyle 22 mmHg'ye kadar çıkabilir. Koşu sırasında psoas kasının sürekli kasılı kalması da bu duruma etki eder. Valsalva manevrasında ise karın içi basıncı 50 mmHg ve üzerine çıkabilmektedir.
Alaturka tuvaletlere göre alaturka tuvaletler, varis gelişim riskini artırmaktadır.
Ayrıca, prostat büyümesi, kasık fıtığı (inguinal herni) ve varisler arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur.
Giyim ve Yaşam Tarzı Faktörleri
Dar giysiler de suçlanmaktadır. Korseler, sıkı kotlar ve dar giysiler venöz basıncı artırabilir.
Uzun süre ayakta durmak, oturmak ve ayak ayak üstüne atmak bacaklarda venöz basıncı artırır. Ayak ayak üstüne atarak oturmak, venöz basıncı ve venöz kanın geri dönüşünü engeller. Oturma sırasında yüzeyin uyluğun arka kısmına yaptığı basınç da varise neden olur. Ayak bileklerini çevreleyen bir basınç (çorap gibi), oturmaya göre venöz basınç üzerinde 2,5 kat daha etkilidir.
Uçak yolculukları gibi uzun süreli oturma durumları da varis basıncını artırır; hatta bu, derin ven trombozuna ve akciğer embolisine yol açabilir. Bu duruma ekonomi sınıfı sendromu da denir. Bu sendromda, uzun süreli yolculuk dışında kişinin mevcut venöz sistem hastalıkları ve dehidrasyon gibi faktörler de etkilidir.
Obezite ile venöz sistem problemleri arasında bir ilişki kurulmuştur. Bu birliktelik özellikle kadınlarda daha fazladır. Obezite ile birlikte hastanın hareketliliğinin azalması, hipertansiyon ve diyabet gibi ikincil problemler de varislerin gelişiminde rol oynayabilir.
Boy uzunluğunun venöz basınçla ilişkisi olduğuna dair bir korelasyon bulunmamıştır.
Safenofemoral Yetersizlik
Bu durum, nadiren safenofemoral üçgenin anatomik anormalliklerinden kaynaklanır. Örneğin, pelvik venler veya aksesuar safen venler bu duruma neden olabilir.
Kapak Yetersizlikleri
Kapak sistemindeki yetersizlik, geriye doğru kan akışıyla (reflü) venöz basıncı artırır. Örneğin, iliak safenofemoral vendeki kapak yetersizliği, safen venlerde (GSV) venöz hipertansiyona neden olur. Bu da daha gerideki perforan venlerde ve yüzeysel venlerde venöz basıncı artırarak bacaklarda varis ve telanjiektazilerle kendini gösterir.
Primer Ven Kapak Yetersizlikleri
Primer kapak yetersizlikleri, kapaklardaki sorunların doğrudan venin daha aşağısında (distalinde) venöz basıncın artmasına neden olmasıyla gelişir. Kapaklardaki bu sorunlar doğumsal olabilir veya sonradan hasarlanmaya bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Doğuştan gelen durumlarda, ayaklardaki derin venlerde kapakların hiç olmaması ailesel özellikler gösterebilir. Belirtiler genellikle ergenlik dönemi sonrasında başlar. Sıklıkla iç malleol çevresinde ülserler gelişir. Ayak bileklerinde akşamları kaybolan ödem oluşur ve belki de en önemli sorun, ortostatik hipotansiyon (ayağa kalkınca tansiyonun düşmesi) gelişmesidir.
Varisler, sol tarafta daha fazla görülmektedir. Bu durumun da kapak sistemlerine bağlı olduğu düşünülmektedir.
Sekonder Ven Kapak Yetersizlikleri
Bu olgularda ven kapak sistemi normaldir ancak ven genişlediği (dilate olduğu) için kapak yetersizliği gelişir. Yüzeysel venlerdeki genişleme ve varisler, sadece yerel varis veya kapak sorunlarına bağlı olabilir.
Yüzeysel venlerdeki varisler, perforan venlerin kapak yetersizliğinden de kaynaklanabilir. Perforan ven yetersizliği, travma sonrası oluşan lokal pıhtılara (trombüs) bağlı olarak da gelişebilmektedir.
Ven Sisteminin Tıkanması (Obstrüksiyonlar)
Venlerin tıkanması, proksimal veya distal bölgelerde görülebilir ve genellikle bir trombüs (pıhtı) oluşumuyla meydana gelir. Pıhtının kaynağına göre venöz kan akışı farklı şekillerde etkilenir.
Yüksek topuklu ayakkabılar, baldır ve kalça kasları aracılığıyla venlerin distal duvarlarına baskı yaparak venöz kan basıncını artırır.
Trombüsler, venlerde genişlemeye yol açabilir. Trombüsün içindeki yıkım süreci, kapakçıkları etkileyebilir. Soleal sinüsten kaynaklanan pıhtılar, yayılarak posterior tibial vene ve bilekteki birleştirici (kommunikan) venlere geçebilir. Pıhtının yeniden kanlanması (rekanalizasyon) ve dokuyla birleşmesi (organizasyon) kapakçıkların işlevini bozabilir.
Arteriyovenöz (AV) Anastomozlar
Anastomozlar, venlerde basınç artışına neden olur. Fazla alkol tüketimi, arteriyollerin genişlemesine ve yeni anastomozların gelişmesine yol açarak AV anastomozların oluşumuna zemin hazırlayabilir.
Gebeliğin Etkisi
Gebelikte venlerin kapak sistemi etkilenir ve varislerin artması bunun bir kanıtıdır. Örneğin, ilk gebelikte safen venin (GSV) çapı artarken, sonraki gebeliklerde aynı kalır.
Gebelikte varislerin artmasında hormonal etki, toplam vücut kan akımının artışı (uterus ve overlerdeki kan akımının normalin 4-16 kat fazlası) ve büyüyen uterusun çevre venöz sisteme yaptığı baskı etkilidir. Özellikle popliteal venlerde varisler daha sık görülür.
Gebelikte daha ilk 3 ayda bile telanjiektazi ve yüzeysel varislerin artışı, hormonal faktörlerin ana neden olabileceğini düşündürür. İlk 3 ayda uterusun normal boyutlarda olmasına rağmen telanjiektazi ve varisler %80 oranında gelişmektedir; hatta bu durum gebeliğin ilk 6 haftasında bile başlayabilir. Vulvar varisler ise gebeliğin ilerleyen aylarında ortaya çıkar.
Hormonal faktörler arasında progesteron, venlerin genişlemesinden ve kapak yetersizliğinden sorumludur. Östrojenler damar duvarındaki düz kaslarda gevşeme ve kolajen miktarında azalmaya neden olur. Ancak yine de asıl etkili olan hormon progesterondur. Östrojen/progesteron oranı da önemlidir. Östrojen verilmesiyle gebelerde bu semptomların azaldığı gösterilmiştir.
Doğum kontrol hapları (OKS), özellikle progesteron içeriği yüksek olanlar, venöz göllenmeye yol açarak varis ve telanjiektazilerin gelişmesine neden olabilir. Bunlara ek olarak ortostatik ödem, kaşıntı, ayaklarda ağırlık ve ağrı gibi şikayetlere de yol açar.
Birden fazla gebeliğin venöz yetmezlik üzerinde belirgin bir etkisi olmadığı gösterilmiştir. Ancak, ikinci gebeliklerde varis ve telanjiektazilerin daha fazla geliştiği görülmektedir.
Gebelerde "angiektid" adı verilen küçük, deriden kabarık, ağrılı, mavimsi damarsal yapılar da görülebilir.
Menstrüel Döngü ve Etkisi
Menstrüel döngünün, özellikle luteal fazında, varisler üzerinde etkisi olduğu bilinmektedir. Bu etki, progesteron hormonu üzerinden gerçekleşir. Son çalışmalar, varisli safen venlerde (GSV) progesteron ve östrojen reseptörlerinin hem erkeklerde hem de kadınlarda bulunduğunu, ancak kadınlarda bu reseptörlerin daha fazla olduğunu ortaya koymuştur.
Genetik Faktörler
Genetik yatkınlık, varis gelişiminde önemli bir rol oynar.
-
Eğer hem anne hem de babada varis varsa, çocuklarda varis gelişme riski %90'dır.
-
Sadece babada varis varsa risk %25, sadece annede varsa %62'dir.
-
Ailede varis öyküsü olmayanlarda ise bu risk %20 civarındadır.
-
kromozom üzerinde bulunan FOXC2 gen lokusunun, varis gelişiminde rol oynayabileceği düşünülmektedir. Bu gen lokusu, embriyonik gelişimde lenfatik sistemin oluşumunu sağlar. Genetik faktörler, çevresel faktörlerle birleşerek varislerin oluşmasına neden olur.
Bazı genetik hastalıklarda, örneğin Ehlers-Danlos sendromunda, tip 3 kolajen problemine bağlı olarak deri, arter ve eklem sorunlarının yanı sıra varisler de gelişir. Bu hastalarda fıtıklar da sık görülür.
Geçirilmiş Ameliyatlar
Kasık fıtığı operasyonları, venlerde varis oluşumunu artırabilir. Anjiyografik tanı veya tedavi amaçlı girişimsel uygulamalarda damar içinde kullanılan kateterler, kapak sistemlerinde sorunlara yol açabilir.
Kan Grubu
Varislerle kan grupları arasında ilginç bir ilişki bulunmuştur. Örneğin, derin ven trombozu (DVT) O kan grubunda, özellikle de doğum kontrol hapı (OKS) kullanan kadınlarda daha sık görülür. A kan grubunda da tromboemboli riski daha fazladır.
Yaş ve Varis İlişkisi
Yaşlanma ile ven duvarlarının zayıflaması ve varis gelişimi beklenen bir süreçtir.
Aslında varislerin ortaya çıkmasını tamamen önlemek mümkün değildir. Ancak, hafif yürüyüşler yapmak, uzun süre ayakta durmamak ve gün boyu uygun varis çorabı kullanmak ilerlemesini bir ölçüde engelleyebilir.
Çoğu insan, varisli damarların bir faydası olup olmadığını merak eder. Tam tersine, bu damarların bir faydası yoktur ve çıkarılmaları şikayetleri ortadan kaldırır. Çok nadiren, eğer derin damarlarda daha önce pıhtı oluşmuş ve bu damarlar hala tıkalıysa, yüzeysel damarların çıkarılması zarar verebilir.
Varis ve Telanjiektazilerin Tedavisi
Varis ve telanjiektaziler, yalnızca estetik kaygılar nedeniyle değil, aynı zamanda tıbbi amaçlarla ve ileride oluşabilecek riskleri engellemek için de tedavi edilmelidir.
Tedavi Edilmezse Oluşabilecek Riskler
-
Varislerin İlerlemesi: Tedavi edilmeyen varisler çoğalır, diğer damarlara yayılır ve hatta derin toplardamarların bozulmasına yol açabilir.
-
Varis Yırtılması: Genişlemiş varislerde yırtılma ve aşırı kanama görülebilir.
-
Hiperpigmentasyon: Özellikle ayak bileği bölgesinde kanın aşırı göllenmesi nedeniyle kan elemanları deri içine sızar. Başlangıçta bu alanda kuruluk, kaşıntı ve egzama benzeri cilt bozulmaları görülür. Daha sonra bu durum, ciltte kahverengi renk değişikliğine (hiperpigmentasyon) yol açar.
-
Varis Ülseri: Deri rengindeki koyulaşmayı takiben, kan elemanlarının deriye sızması devam ederse cildin normal yapısı bozulur ve yaralar oluşmaya başlar. İyileşmesi çok uzun süren bu yaralar, özellikle ayak bileğinin iç tarafında ortaya çıkar.
-
Flebit (Yüzeysel Toplardamar İltihabı): Toplardamarda kanın pıhtılaşması ve iltihaplanması durumudur. Geniş varisli damarlarda kan akışının yavaşlaması sonucu yüzeysel toplardamarlarda flebit oluşma olasılığı çok yüksektir. Flebit olan bölgede ağrı, hassasiyet, şişlik ve kızarıklıkla birlikte ateşe de neden olabilir.
-
Akciğer Embolisi: Özellikle derin toplardamar yetmezliği olan vakalarda, kanın aşırı göllenmesi damar içinde pıhtı oluşumuna yol açar. Bu pıhtıdan kopan bir parça, kan yoluyla hareket ederek akciğer damarlarını tıkayabilir ve bu durum ölüme neden olabilir.