- Gösterim: 7451
Basiller anjiyomatozis-BA deriyi ve iç organları tutabilen yalancı tümöral damar dokusunun yalancı tümöral çoğalması ile karakterize bir hastalıktır. Aslında damarsal bir anomali değildir. Ancak kliniğinin çok karışması nedeni ile damarsal hastalıklar içerisinde yer almaktadır.
En sık deriyi tutmakla beraber, lenfadenopati, mukoza(ağız, konjonktiva, solunum ve gastrointestinal) ve iç organlar, merkezi sinir sistemi, kemik iliği ve kemik tutulumu bildirilmiştir.
Hastalığın seyrinde, ateş, halsizlik, iştahsızlık, başağrısı, öksürük, kilo kaybı ve ishal gibi genel semptomlar görülebilir. Deri ve deri altına yerrleşebilen, tek yada daha fazla deri lezyonları, genellikle piyojenik granülom benzeri anjiomatöz papül ve nodül şeklinde veya hiperpigmente endüre plaklar şeklinde görülür. Piyojenik granülom benzeri lezyonlar, en sık görülen klinik form olup, çapları 1 mm’den birkaç cm’ye kadar değişebilen, yuvarlak veya oval şekilli, koyu kırmızı renkte, dokunmakla hassas, kolayca kanayabilen ve üzeri bazen hafif kepekli olan papül veya tümoral lezyonlarla karakterizedir. BA, daha nadir olarak Kaposi sarkomu ve papüler anjiokeratoma benzeri lezyonlar şeklinde görülebilir.
Hastalığa neden olan bakteriler kedi tırmığı hastalığına neden Bartonella (Rochalimaea) henselae ve Bartonella (Rochalimaea) quintana adlı bakterilerdir. Kediler bu bakteri türlerinin doğal rezervuarlarıdır. BA’li hastalar genellikle kedi beslemekte veya kedi ısırığı, yalaması ya da tırmalaması gibi kedilerle temas öyküsü vermektedir. Bakterilerin infekte kedilerden insanlara bulaştırılmasında kedi pireleri, keneler, bitler, kumsal sinekleri ve akarlar gibi vektörler de sorumlu tutulmaktadır,
BA tanısı bakterilerin biyopsi, elektron mikroskopisi ile veya mikrobiyolojik tetkikler(kültür, PCR, seroloji) ile gösterilmesi esasına dayanır.
BA’de en çok tercih edilen tedavi şekli eritromisinin 2 gr/gün dozunda 2-8 hafta kadar kullanılması olmuştur. Ayrıca doksisiklin, dapson, siprofloksasin, trimetoprim-sulfametoksazol ve azitromisin kullanımı ile de başarılı olunan olgular bildirilmiştir. Sistemik tedavi sonrası az sayıda papül veya nodül kalabilir ve bunlarda eksizyon, elektrokoterizasyon, küretaj, lazer veya kriyoterapi gibi lokal tedavi yöntemlerinden yararlanılabilir.
Daha sıklıkla başta HIV infeksiyonu olmak üzere immün yetmezlik yaratabilecek herhangi bir patolojik durumda daha sık görülmektedir. Bununla birlikte, BA tanısı konulan tüm hastaların immün yetmezlik açısından titizlikle araştırılması gerekir.
Hastalığın ilk klinik belirtileri çok sayıda iğe ucu kadar pembe-açık kırmızı leke ve nodüllerin gelişmesidir. Bunların boyutları 10 cm kadar ulaşabilmektedir.
Vücudun herhangi bir yerinde gelişebilmektedir. Yüzlerce sayıda olabilmektedir. Nadiren el ve ayakta ve ağızda görülebilmektedir.
Sayıların artışı ile birlikte ateş, lenf nodlarında şişme, bulantı, kusma, aşırı terleme, titreme atakları ortaya çıkmaktadır.
Zamanla iç organlarda benzer lezyonlar gelişmektedir. Bu durum hayatı tehtid edebilmektedir.
Klinik görünüm Kaposi sarkomaya çok benzemektedir.