- Gösterim: 29759
Varis ve Telanjiektazi (Kılcal Damar)
Bacaklardaki toplardamarların genişleyerek cilt dışından mavi, mor ya da kırmızı olarak görünür hale gelmesine varis, daha ince ve kırmızı olanlarına ise telanjiektazi (kılcal damar) denir.
Bu, oldukça sık görülen bir hastalıktır; neredeyse her üç kişiden birinde görülür. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar ve 60 yaş üzerindeki kişilerde varisler, tüm damar sorunlarının neredeyse üçte ikisini oluşturur. Çocuklarda ise venöz hastalıklar dışında oldukça nadirdir. Örneğin, diz kapağı arkasındaki (popliteal fossa) tek bir varis genellikle normal kabul edilir.
Kadınlar varis oluşumuna daha yatkındır ve tüm kadınların yaklaşık yarısında bu durum gözlenir. Varisler en sık bacaklarda, kılcal damarlar ise yüzde, özellikle burun ve yanaklarda oluşur. Zamanla artarak önemli estetik sorunlara yol açabilirler.
Varis tanısı konulabilmesi için, ayakta dururken çapı 3 mm veya daha büyük, genişlemiş ve elle hissedilebilen kıvrımlı venlerin olması gerekir.
Bacak Varislerinde Şikayetler (Semptomlar)
Varislerdeki şikayetler, varisin büyüklüğü ve sayısı ile orantılı değildir. Genellikle günün sonunda, akşama doğru daha şiddetli hissedilir. Uzun süre ayakta kalındığında veya bacaklar sarkık durumda oturduğunda artar.
İstirahat halindeyken ve özellikle ayaklar kalp seviyesinden yüksekte tutulduğunda şikayetler azalır. Kadınlarda hamilelik ve adet döneminde (özellikle ilk günü) şikayetlerde artış görülür. Hamilelik sırasında varisler daha semptomatik olabilir.
Sıcak havalarda şikayetler artmaktadır. Bunun nedeni hava sıcaklığından çok, bu dönemde ayakta kalma sürelerinin artmasıdır. Ayaklara yapılacak soğuk kompresler ve soğuk duşlar şikayetleri azaltır.
Varis ve telanjiektazisi olan birçok hastanın temel sorunu, olumsuz estetik görüntülerdir. Genişlemiş damarlar, bacakta cilt altında; özellikle bacakların iç yüzü boyunca, dizin arkasında ve baldırın arkasında ortaya çıkar. Etkilenen damarlar mavi, şişkin ve gerginliğini kaybetmiş, kıvrımlı bir şekildedir. Bu görünüm, bazı hastalar için oldukça çirkin algılanabilir.
Ağrı ve Ağırlık Hissi
Bacaklarda hissedilen ağırlık ve baskı yapmayan ağrı, varislerin çevre sinirlere baskı yapmasından veya venöz yetmezlik nedeniyle dokuda laktik asit birikmesinden kaynaklanır. Varisli bacaklarda ağrı, uzun süre ayakta kalındığında veya oturulduğunda, kadınlarda ise adet dönemlerinde artar. Kadınların küçük bir kısmında bu ağrılar cinsel ilişki sırasında da ortaya çıkabilir.
Arteryal hastalıkların neden olduğu ağrı, varis ağrısıyla karıştırılabilir. Arteryal ağrı, dinlenmekle geçerken, yürüme ile artar. Venöz ağrılar ise daha çok sıkıcı, belirsiz ve bacakların iç kısmında hissedilir. Geceleri huzursuz ayak sendromu ve kramplar da ön plandadır.
Bacak ağrısı durumunda, varisler ve arteryal hastalıklar dışında; osteoartrit, romatizmal problemler, kanser, menisküs, Aşil tendon problemleri, miyalji, periferal sinir nöropatileri ve lenfödem gibi diğer nedenler de akla getirilmelidir.
Ödem
Bacaklarda, özellikle ayak bileklerinde, gün sonunda ortaya çıkan orta derecede, aralıklarla beliren ödemler gelişebilir. Ödem, özellikle sıcak ortamlarda ve uzun süre ayakta kalındığında artar. Muayenede genellikle "pitting ödem" (basmakla oluşan çukurluk) görülmez. Bu durum, zamanla gelişen lipodermatosklerozise bağlıdır. Eski dönemlerde giyilen uzun botlar bunu bir ölçüde engellemekteydi. Ayakların kalp seviyesinin üzerine kaldırılması, diüretiklerin kullanımı ve kompresyon bandajı/çorapları ödemi azaltır.
Yüzeysel Tromboflebit
Yüzeysel tromboflebit, varislerde görülen oldukça ağrılı bir durumdur ve derin ven trombozu (DVT) riski taşıdığı için önemlidir. Travma, venöz staz (kan akışının yavaşlaması) ve damar tıkanıklığı bu durumun risk faktörleridir. Klinik olarak, varisli damar boyunca ağrı, sıcaklık artışı, kızarıklık (eritem) ve çevresinde ödem görülür. Varisleri olan kişilerde bu durumun gelişme riski, yaşla, hareketsizlikle ve uzun süreli yatak istirahatıyla artar.
Venöz Kladikasyon
Bu durum, hastalarda egzersiz sonrası baldırlarda hareket kısıtlamasına yol açacak düzeyde ağrı gelişmesidir.
Derin Ven Trombozu (DVT)
Varislerde kan akımının yavaş olması, trombüs (pıhtı) oluşma riskini artırır. Varisli kişilerde DVT gelişme riski 9 kat daha fazladır. DVT'de pıhtılar özellikle venöz kapakçık boşluklarında gelişir. Ameliyatlar sonrasında bu risk daha da artar.
Diğer Cilt Belirtileri
-
Kaşıntı: Bacaklarda kaşıntı, erkeklerde kadınlara göre daha sık görülür.
-
Deride Renk Değişiklikleri ve Pigmentasyon: Ayak bileğinde görülen bu duruma “Corona phlebectasia” adı verilir. Derideki pigmentasyon, ömelanin artışından ve eritrositlerin damar dışına sızarak makrofajlarda hemosiderin olarak birikmesinden kaynaklanır. Venöz hipertansiyon azaldığında bu pigmentasyon hızla düzelir.
-
Dermatit: Venöz yetmezliğe bağlı olarak, özellikle ayak bileği çevresinde egzama alanları ortaya çıkabilir. Bu duruma staz dermatiti denir. Sıklıkla kadınlarda ve ileri yaşlarda gözlenir.
-
Atrofi Blanche: İsmini porselen beyazı benzeri skar dokularından alır. Bu beyaz skar dokusunun çevresinde eritem (kızarıklık) ve telanjiektaziler (kılcal damarlar) görülür.
-
Ülserasyon: Venöz staza (kan akışının durması) bağlı olarak dokunun beslenmesi ve oksijenlenmesi azaldığında ülserler oluşabilir. Bu ülserler üzerinde çok nadiren zamanla malign (kötü huylu) değişiklikler gelişebilir; örneğin, skuamöz hücreli karsinom (SCC), sarkom veya bazal hücreli karsinom (BCC) gelişimi gibi.
-
Hemoraji (Kanamalar): Kanamalar, 1-2 mm boyutunda, mavi renkte ve ciltten kabarık şekilde kendilerini gösterir. Sıklıkla ayak bileklerinde görülürler. Hemoraji nadiren ölümcül olabilir. Spontan (kendiliğinden) gelişebildiği gibi, travma ve sürtünme ile de ortaya çıkabilir. Kanamaların, varisli damarların farklı kompartımanlarının hareketiyle gelişebildiği bilinmektedir. Venöz yetmezlikte yüksek ven içi basınç ile birlikte, arteryal kanamalara benzeyen kanamalar gelişebilir. Bu durumlarda turnike uygulanmaz, çünkü turnike venöz basıncı daha da artıracaktır. Kanamanın durması için, ayağın 1-2 saat yukarıda tutulması yeterli olacaktır. Tekrarlayan kanamaları engellemek için skleroterapi veya ven ligasyonu (bağlama) yapılabilir. Kanama bölgesine 5-7 gün boyunca devam edecek şekilde kompresyon (bası) uygulanması faydalıdır.
Varislerin Klinik Sınıflaması
Günümüzde, venöz yetmezliğe bağlı olarak gelişen varisler ve telanjiektazilerin (kılcal damarların) sınıflandırılmasında "Duffy sınıflaması" kullanılmaktadır.
Varis ve Telanjiektazilerin Duffy Sınıflaması
-
Tip I Telanjiektazi: Çapları 0.1-1 mm arasında değişen, kırmızı ile mor arası renklerde, elle hissedilemeyen variközitelerdir.
-
Tip IA (Telanjiektazik Matting): Çapları 0.2 mm ve kırmızı renktedir.
-
Tip IB: Varislerle safen venler arasında ilişkili telanjiektazilerdir.
-
-
Tip II (Telanjiektazi + Varis Miks Formu): Çapları 1-6 mm arasında, safen venlerle ilişkisi olmayan, siyanotik ya da mavi renkte varislerdir.
-
Tip III (Retiküler Venler): Çapları 2-8 mm arasında, safen venlerle ilişkisi olmayan, mavi-yeşil renkte variköz yapılardır.
-
Tip IV (Safen Ven Varisleri): Çapları 8 mm'nin üzerinde, mavi-yeşil renkte variköz yapılardır.
Variköz Yapıların Klinik Gelişimi
Variköz venler, klinik gelişimlerinde dört aşamadan geçerler.
-
Evre 1: Genişlemiş mavi bir ven ile başlar. Büyük veya normal safen venler de mevcuttur.
-
Evre 2: Elle dokunulduğunda ven hissedilir, dışarıya doğru kabarıklık yapar ve orta düzeyde genişlemiştir; ancak Doppler ultrasonografide normal bulgu saptanır.
-
Evre 3: Bu evrede artık variköz bir hastalıktan söz edilebilir. Büyük veya küçük safen venler bacakta belirgin şekilde görülür.
-
Evre 4: Kronik venöz yetmezlik ve variköz venler gelişir.
Tanı için fizik muayene genellikle yeterlidir. Ancak, problemin derecesini ve nedenini tam olarak ortaya koymak, ayrıca uygulanacak tedavi yöntemine karar vermek için sıklıkla Renkli Doppler Ultrasonografi istenir.