- Gösterim: 20928
Derimizin rengi, yapısı, fiziksel ve kimyasal travmalara, mikroorganizmalara yanıtı ve hastalıklara yatkınlığı genlerimizin kontrolü altındadır. Bir çok cilt hastalığı; sedef, atopik dermatitis gibi genetik hastalıklardır. Ancak bu hastalıklarda sadece genlerimiz değil çevresel faktörlerde rol oyanamaktadır. Çevresel faktörlerin etkisi olmaksızın genetik yapımızla ortaya çıkarılan deri hastalıklarına ise “Genetik geçişli cilt hastalıkları; Genodermatoz” denilmektedir.
Genodermatozların daha iyi anlaşılabilmesi için biraz genetiği hatırlayalım;
Vücudumuzu oluşturan hücrelerin çekirdeklerinde hücrelerimizin kusursuz yapıları, sağlıklı gelişmeleri ve fonksiyonlarının eksiksiz çalışması için gerekli olan muhteşem bir yapı kromozomlarımız mevcuttur.
Kromozomlar çok büyük DNA molekülleridir. DNA yani deoksiribonükleik asit; şeker olan deoksiriboz, azot içeren bir bazdan ve fosfat gurubundan oluşmaktadır. Kromozomların üzerinde nükleotidler purin (adnenin ve guanine) ve primidin(Timin ve Sitozin) bazları kusursuz yapı taşlarımızı oluşturacak şekilde dizilerek özel kodlar yani genleri yapmaktadır. Kromozomların oluşturduğu bu yapıya ”genetik yapı”, bu yapılarda meydana gelen değişimler sonrasında oluşan hastalıklara da “genetik hastalıklar” adı verilmektedir.
Genetik hastalıkları aşağıda olduğu gibi guruplandırabiliriz.
Kromozom Hastalıkları
Kromozomların sayısının eksik/fazla olması veya kromozomlardan birisinin yapısında eksiklik/fazlalık bulunması durumunda oluşurlar. Kromozomların sayıca fazlılığı, 3 adet olması yani trizomi yada kromozomların sayıca az olması 1 adet olması yani monozomi şeklinde olanilir. 1. kromozom dışında tüm kromozomların trizomisi görülebilir. Örneğin Down sedromu trizomi 21 yani 21 nolu kormozomun 3 adet olması durumudur. Monozomi ise sadece X kromozumunda olabilmektedir.
Kromozomlarda yapısal eksiklik yada fazlalık olabilmektedir. Bu değişim kendiliğinden, virüsler gibi enfeksiyonlar sonrası yada adhesyon etkisi ile yapısal kırılmalar şeklinde olmaktadır.
Tek Gen Hastalıkları (Mendeliyen Kaltımla Geçenler)
Kromozomlar üzerinde yer alan genetik kod yapılardaki değişimler(mutasyon adını verilmekte) sonrasında meydana gelmektedirler.
Mendeliyen kalıtımla açıklanamayanlar
Bu da kendi içerisinde;
Kompleks kalıtımla geçenler; Mendeliyen kalıtımla açıklanamayanlar hastalıkların en büyük kısmını bu hastalıklar oluşturmaktadır. Bunlara multifaktöriyel(birdan fazla katkısı olan) hastalıklarda denilmektedir. Genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimi ile ortaya çıkan hastalıklardır. Bu hastalıklar aileseldir ancak genetik olarak aktarılmazlar. Bu nedenle akrabalık artıkça görülme sıklığıda artmaktadır. Bu hastalıklar doğumla ortaya çıkabileceği gibi sonradanla ortaya çıkabilmektedir.
Mitokondrial hastalıklar; hücre çekirdeği dışında yer alan ve hücrenin enerji kaynağı olan mitokondrilerdeki genetik değişimler sonrasında oluşan hastalıklardır. Annede bulunan ovumda mitokondirial DNA ver iken erkeklerde spermde mitkondiral DNA az sayıdadır. Bu nedenle mitokondrial hastalıklar anneden genetik olarak gelmektedir.
Tekrar dizi hastalıkları; kromozom üzerinde tekar eden purin ve püridin bazlarının tekarlarının nesiller boyunca artması ile ortaya çıkan hastalıklardır.
Somatik hücre hastalıkları; en güzel örnek kanser hastalığıdır. Kanser gelişiminde iki tür genden bahsedebilir. Bunlardan ilki onkogen geneleridir ve kanseri hızlandırır. Diğerleri süpresyon yanı baskılayıcı genledir. Bu genlerde kanser gelişimini baskılar. Bu genlerde değişm kanser gelişiminde etkilidir.
İnsan hücrelerinde genetik yapıyı oluşturan kormozomları 46 adettir. Bunlardan cinsiteyi belirleyenler X ve Y kormozomu olarak tanımlanır ve bunlara gonozomal kormozomlar denilmektedir. Gonozomal kormozomlar kadında XX yada erkekte XY şeklinde 1 çift oluşturmaktadır.
Cinsiyeti belirleyen kormozomlar dışında kalanlara ise otozomal kromozom denilmektedir. Otozomal kromozomlar 22 çifttir. Kromozomlarımız anne ve babamızdan gelen otozomal ve cinsiyet kormozomlarının bir araya gelmesi ile oluşmaktadır. Yani 46 kromozomun 22 otozomal kromozomu ve X cinsiyet krormozomu anneden, 22 otozomal kromozomu ve X yada Y cinsiyet kromozomu babadan gelmektedir.
Kromozomların yapısal olarak uzun ve kısa olmak üzere 2 koldan oluşmaktadır.
Genetik cilt hastalıkları cinsiyet veya otozomal kormozomlar tarafından taşınmaktadır. Cinsiyet kromozomları ile taşındığında örneğin X kormozomu ile taşınmasında erkek ve kadında hastalık görülebilirken Y kormomozumu ile taşınması durumunda sadece erkeklerde görülmektedir.
Ayrıca genetik özelliklerin baskın-dominant ve zayıf-resesif olmasıda önemlidir. Kişiyi oluşturan tüm özellikler anne veya babadan aktarılan genlere göre belirlenir. Bu aktarılan gen diğer çiftine ihitiyaç duymadan canlıyı etkileyip yapıyı belirliyor ise bu gene baskın -dominant gen denilmektedir. Eğeraktarılan gen diğer çiftine ihtitaç duyuyorsa yani tek başına canlıyı etkilemeden yapıyı belileyemiyor ise buna baskın olmayan – resesif gen denilmektedir. Genetik geçişli hastalıklarda genler dominant ve resesf olabilirler.
Genin aktarıldığı kişide özelliklerinin ifade bulmasına “genin penetransı” denilmektedir. Örneğin bir genin penetransı % 90 ise bu geni taşıyan 100 kişini ancak 90 nında bu genin özelikleri ortaya çıkacak anlamına gelmektedir.Diğer yandan bir genin aktarıldığı kişide ortaya çıkma anlamına “genin anlamlılığı” denilmektedir. Örneğin çok parmaklı bir babada genetik geçiş dominant olması ile birlikte çocuklardan birisinde sol diğerinde sağ elde çok parmaklılığının farkı ellerde ortaya çıkması gibi.
Otozomal kromozomların herhangi birisinde bir fiziksel özelliği ya da hastalığı içerisinde barındıran baskın, yani dominant bir genle nesilden nesile aktarılan kalıtıma “Otozomal dominant-baskın Kalıtım” denirken resesif genel nesilden nesile aktarılan kalıtıma “otozomal resesif-baskın olmayan kalıtım” denilmektedir. Otozomal dominant hastalıklarda eğer dominant gen çifti var ise yani homozigot ise bunlarda hastalık kliniği çok ağır seyretmekte hatta hastalık doğum ve yaşamla bağdaşmamaktadır.
Otozomal dominant hastalıklarda dominant gen tek ise yani heterozigot ise bunlarda hastalık ortaya çıkmakta ve klinik normal seyrinde olmaktadır. Otozomal baskın kalıtım yeni bireyde , baskın genle ortaya çıktığından bir aile içerisinde birden fazla nesilde ortaya çıkar. Baskın gen dolayısıyla etkilenen kişinin bir sonraki nesile bu özelliği aktarma ihtimali %50’dir, sahip olduğu baskın geni aktarırsa özellik de aktarılmış olur (baskın genin karşısında duran, baskın olmayan geni aktarma ihtimali de yine %50’dir, bu durumda söz konusu olan özellik aktarılamamamış olur). Otozomal baskın kalıtım hem erkek, hem de kız çocuğa eşit oranda geçer. Otozomal baskın kalıtımda taşıyıcı olma özelliği bulunmaz çünkü baskın gen hiçbir zaman sessiz kalmaz, eğer mevcutsa özelliğini hemen gösterir. Oysaki baskın olmayan çekinik genler, karşılarına denk gelen gen aynı özellikte değilse etkinlik gösteremezler, böylesi tek bir gene sahip olan kişi, çekinik gene ait özelliği göstermez ama bir sonraki nesile taşıyabilir.
Otozomal resesif hastalıkların klinik olarak ortaya çıkabilmesi için resesif gen çiftinin bir arada olması yani hem anneden hemde babadan aynı hastalığın otozomal resesif geni olmalı ve bireye bunların geçmesi gerekmektedir. Bu otozomal resesif hastalığı aşıyan anne ve babanın her 4 çocundan bir tanesinde bu hastalığın ortaya çıkacağı anlamına gelmektedir. Ayrıca hem erkek hemde kadında eşit oranda görülür ve akraba evlilikleri hastalığı görülme sıklığını artırmaktadır.