Herpes (Uçuk Hastalığı)

İnsanlarda hastalıklar oluşturan herpes virüsleri "Human Herpes Virüs - HHV" olarak isimlendirilir. Bu virüsler, virüs DNA'sını çevreleyen ve bir lipit zarfla çevrili tipik bir konfigürasyon gösterir. HHV'ler, birincil klinik bulgu olarak cilt lezyonlarının ortaya çıkmasıyla ilişkilidir.

Herpes virüsleri biyolojik özelliklerine göre alfa (), beta () ve gama () Herpesviridae adı verilen üç (3) alt gruba ayrılır.

Herpes virüsleri sekiz (8) farklı virüsten oluşur ve neden oldukları hastalıklar şunlardır:

  • HHV-1 (Herpes Simpleks Virüs Tip 1 - HSV-1): Stomatit aftoza, oral ve genital herpes simpleks.

  • HHV-2 (Herpes Simpleks Virüs Tip 2 - HSV-2): Oral ve genital herpes simpleks.

  • HHV-3 (Varisella-zoster virüs - VZV): Suçiçeği, zona.

  • HHV-4 (Ebstein-Barr virüs - EBV): Enfeksiyöz mononükleoz, oral kıllı lökoplaki, Burkitt lenfoması.

  • HHV-5 (Sitomegalo virüs - CMV): CMV pnömonisi, CMV nefriti, CMV koliti.

  • HHV-6: Ekzantema subitum (rozeola infantum), DRESS, oral skuamöz hücreli karsinom ve diğer tümörlerin gelişiminde olası katkıda bulunan faktör.

    • İki (2) HHV-6 alt tipi ayırt edilir: HHV-6A ve HHV-6B. Görünüşe göre, semptomatik seyirlerde (örneğin ekzantema subitum) HHV-6B daha yaygındır.

  • HHV-7: Pitriazis rozea etkeni olabilir.

  • HHV-8 (Kaposi Sarkomu İlişkili Herpes Virüs): Kaposi sarkomu, pemfigus vulgaris, lenfomalar.

İlk enfeksiyon ve vücutta immün sistemin antikor tepkisinden sonra, virüsler insan vücudunda varlığını sürdürebilirler. Bu nedenle, daha sonra hastalığın kliniğinde aktifleşme meydana gelebilir. Bu tür virüslerin dokularda ömür boyu kalmaları (latentlik), özellikle omurilikteki spinal ganglionlarda olabileceği düşünülmektedir (patomekanizması şu anda tam olarak anlaşılmamıştır).

Burada sadece uçuk (Herpes Simpleks) hakkında bilgiler verilmeye çalışılacaktır.

Herpes Simpleks (Uçuk, Cold Sores, Fever Blisters)

Herpes simpleks virüsleri iki (2) alt tipe ayrılır: Herpes simpleks tip 1 (HSV-1) ve herpes simpleks tip 2 (HSV-2). Deri ve mukoza bölgelerinde genellikle tekrarlayan uçuk hastalığına neden olurlar.

Tipik olarak, HSV-1 cildi ve ağız mukozasını, HSV-2 ise genital mukozayı etkiler. Ancak son çalışmalar, bu iki virüsün farklı sıklıklarda farklı yerleşimler gösterebildiğini desteklemektedir. Örneğin, HSV-1'in genital herpes'te de daha sık görülebileceği bildirilmiştir.

Bulaşıcı bir hastalıktır. Deriden deriye, deriden mukozaya veya mukozadan deriye temas ile geçiş olmaktadır.

Herpes simpleks virüsü (HSV) nörotropik ve epidermotropiktir; yani sinir ve deri hücrelerine yüksek bir ilgi gösterir. Hastanın yaşına ve bağışıklık yeterliliğine bağlı olarak klinik seyirleri büyük ölçüde değişebilmektedir.

Klinik tutulum alanlarına göre virüs tipinin görülme sıklığı:

  1. Ağız ve Dudaklarda Uçuk:

    • HSV-1 sıklığı: Yüzde 80

    • HSV-2 sıklığı: Yüzde 20

  2. Genital Uçuk:

    • HSV-2 sıklığı: Yüzde 80

    • HSV-1 sıklığı: Yüzde 20

  3. El Parmaklarında Uçuk (Herpetik Whitlow):

    • HSV-1 sıklığı: Yüzde 60

    • HSV-2 sıklığı: Yüzde 40

  4. Yenidoğanda Uçuk (Neonatal Herpes):

    • HSV-2 sıklığı: Yüzde 80

    • HSV-1 sıklığı: Yüzde 20

Hastalık ilk atak sonrası iyileşmekte ancak virüsler derideki duyu sinirlerine girerek, bu sinirler boyunca sinir sistemindeki arka nöral gangliyonlar olarak tanımladığımız anatomik alanlara yerleşmekte ve ömür boyunca burada sessiz (latent) kalmaktadır.

Hastaların üçte birinde çeşitli tetikleyici etkenlerle bu nöral gangliyonlar aktif hale gelmekte ve duysal sinirler boyunca tekrar yayılarak deri ve mukozada tekrarlayan enfeksiyonlar oluşturmaktadır.

Bu tetikleyici faktörler: Ateşli hastalıklar, stres, yorgunluk, adet dönemleri, fiziksel travma, güneş, soğuk vb. olabilir.

Hastalığın ilk atağına “Primer Enfeksiyon”, tekrarlayan ataklarına ise “Rekürren Enfeksiyonlar” denilmektedir.

Primer Herpes Simpleks Hastalıkları

Herpes Simpleks Virüs (HSV) birincil enfeksiyonları, çoğunlukla mukoza veya epidermal hasarların kolaylaştırdığı alanlardan virüsün teması yoluyla gerçekleşir. Bu birincil enfeksiyonlar genellikle çocukluk döneminde görülmektedir.

Klinik olarak semptomsuz seyredebileceği gibi, klinik semptomlar ortaya çıkarsa, bunlar tipik olarak daha şiddetlidir. Birincil enfeksiyon "primer herpes simpleks enfeksiyonu" olarak tanımlanır; tekrarlayan (rekürren) herpes enfeksiyonlarına göre daha az görülür, fakat klinik olarak daha şiddetli ve daha uzun sürmektedir.

Klinik Seyir

Virüslerin ilk bulaştığı yerde 2-20 gün (ortalama 5 gün) sonra küçük su toplaması (vezikül) gelişir. Karıncalanma, yanma ve kaşıntı hissi, veziküller oluşmadan önceki dönemde, yani prodromal fazda bildirilir. Bu bölgeye en yakın lenf bezlerinde şişme (adenopati) ve bölgesel reaksiyon gözlenir. Aynı zamanda, su toplamalarından 3-4 gün sonra ateş, baş ağrısı, kırıklık gibi belirtiler de ortaya çıkar. Genellikle 2-4 haftada iyileşmektedir.

Mukoza semptomlarıyla eş zamanlı olarak ateş, halsizlik ve genel sağlıkta azalma görülebilir. Özellikle çocukluk döneminde HSV-1 ile birincil enfeksiyon, akut ateşli hastalıkla birlikte gingivostomatitis herpetica'ya yol açabilir.

Yaygınlık ve Eğilimler

2020 yılında yapılan bir Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) araştırmasına göre, 2016 yılında:

  • HSV-1'in dünya çapındaki yaygınlığı, 0-49 yaş aralığındaki dünya nüfusunun yüzde 66,6'sı olarak belirlenmiştir.

  • HSV-2'nin ise 15-49 yaş aralığındaki bireylerin yüzde 13,2'sinde bulunduğu gösterilmiştir.

Genital herpes, cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. Hem HSV-1 hem de HSV-2 genital herpese neden olabilir.

  • HSV-1 serolojik değerlerine yönelik toplumsal taramalarda son on yılda yüzde 4 oranında azalma görülmektedir.

  • Benzer azalmalar HSV-2'de yüzde 13,3 oranındadır.

Kadın ve erkeklerde HSV-1 ile enfeksiyonlarda daha düşük eğitim durumu, sigara içme ve küresel göçler arasında bir korelasyon gözlemlenmiştir. Bu veriler, gelecekte yetişkin kişilerde birincil enfeksiyonların artacağını düşündürmektedir.

Sanayileşmiş ülkelerde, HSV-1'in neden olduğu genital herpes enfeksiyonlarının oranı artmaktadır. Olası nedenler arasında cinsel davranıştaki değişiklikler (oral seks) ve çocukluk döneminde HSV-1 ile enfeksiyon oranlarının daha düşük olması yer almaktadır.

Primer Gingivostomatit

Primer Herpes Simpleks Virüs (HSV) enfeksiyonlarının en sık görülen şeklidir. En çok 1-5 yaş arası çocuklarda görülür.

Diş etleri, mukoza, dil ve damakta ağrılı vezikül (su toplaması) ve ülserler oluşur. Buna beraberinde ateş, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü ve bölgesel adenopati (lenf bezlerinde şişme) eşlik eder.

Hastaların çoğunda 10-20 gün içinde kendiliğinden iyileşme gerçekleşir.

Ayırıcı tanıda; farenjit, difteri, Koksaki virüs enfeksiyonları, aftöz ülserler, enfeksiyöz mononükleoz, şiddetli kandidiyazis, Behçet hastalığı ve eritema multiforme gibi tablolar düşünülmelidir.

primer-01.jpg

Primer Herpes Genitalis

Primer Herpes Genitalis, cinsel aktivitenin başlamasından sonra görülür. Virüs ile cinsel temastan iki (2) hafta sonra, hem erkeklerde hem de kadınlarda dış genital organlarda gruplar oluşturan küçük su toplamasına benzer (veziküler) yaralar gelişmektedir. Sonra bunlar 3-4 gün içinde yaralara dönüşür.

Hastalarda ağrı ve idrar yaparken yanma sık görülür. Tedavi edilmezse bu şikâyetler 2-3 hafta sürebilmektedir.

Çalışma verileri, genital herpes enfeksiyonu riskinin prezervatif kullanımıyla bir miktar azaltılabileceğini göstermektedir. Enfeksiyon riski, partnerlerden birinde aktif herpes kliniği olduğunda en yüksektir.

Partnerinde genital herpes olan ve herpes seronegatif (virüse karşı antikoru olmayan) hamile kadınlar için acilen kadın doğum uzmanından danışmanlık önerilmektedir. Herpes simpleks, gebelikte ve doğum sırasında yenidoğana bulaşabilir ve bu durum çok önemlidir.

Herpetik Keratokonjonktivit

Gözün Herpes Simpleks Virüsü (HSV) ile primer enfeksiyonu, sıklıkla irinli (püy akıntılı) konjonktivite ve gözün korneasının yüzeyel ülserasyonlarına sebep olur.

Göz kapakları iyice ödemli ve çevre deride su toplamaları (veziküller) olabilir. Hastalığın tekrarları sonucu körlüğe kadar gidebilir.

Herpetik Dolama (Parmakların Herpetik Enfeksiyonu, Herpetik Whitlow)

Herpetik Dolama; primer veya rekürren olabilir.

Parmak ucunda görülen ağrılı derin veziküller (su toplamaları), bal peteği görünümü verir.

Elini emen çocuklarda, tırnaklarını yiyenlerde ve diş hekimlerinde sık görülür.

Neonatal HSV Enfeksiyonu

Yenidoğan bebeklere, HSV-2 hastalığı olan annenin doğum kanalından geçerken veya gebelik sırasında virüs bulaşmaktadır. Bulaşma yerlerinde, mukoz membranlar veya deride hızla uçuk lezyonları oluşur.

Hastalık şiddetli seyreder. Sıklıkla neonatal herpes simpleks ensefaliti olarak tanımladığımız beynin etkilenmesi ile ölümcül olabilmektedir.

HSV'den kaynaklanan ensefalitli yenidoğanların yüzde 70’ten fazlasında belirgin deri ve mukoza lezyonları yoktur.

Doğumdan önceki bir (1) ay içinde rahim ağzı ve vajinal alandan kültür alınarak HSV araştırılmalıdır. Son iki (2) kültür sonucu negatif çıkmazsa sezaryenle doğum yaptırılmalıdır.

Tekrarlayan (Rekürren) Herpes Simpleks Virüsü (HSV) Hastalıkları

Tekrarlayan ataklara rekürren HSV denilmektedir ve primer ataklara göre daha hafif seyretmektedir. Vezikül grupları daha küçüktür.

Ateş, yorgunluk, stres, menstruasyon, travma, güneş, soğuk, diş çekimi, intrakranial veya nöral cerrahi müdahale gibi tetikleyici etkenlerle daha çok mukokutanöz (mukoza ve cilt) bölgelerde ortaya çıkarlar. En çok yüz ve ağız bölgesinde görülür. 7-10 günde iz bırakmaksızın iyileşirler.

Rekürren Oral-Labial Herpes Simpleks (Uçuk)

  • En sık görülen formdur.

  • Dudak köşelerinde kaşıntı, yanma, batma hissiyle birlikte, kırmızı-pembe zeminde gruplaşmış küçük su toplamları (veziküller) halinde ortaya çıkar.

  • Önce berrak olan veziküller zamanla bulanıklaşır ve 4-5 günde kabuklanır (krutlanır), 7-10 günde iyileşirler.

  • Ayırıcı tanıda: Aftöz ülser, impetigo ve eritema multiforme düşünülür.

Rekürren Herpes Genitalis

  • Genellikle lezyon sayısı azdır.

  • Küçük vezikül grupları veya yüzeyel ülserler şeklinde, erkekte ve kadında cinsel organlarda görülürler.

  • Kadınlarda daha ağrılıdır.

  • Yılda ortalama 3-4 defa tekrarlar.

  • Ayırıcı tanıda: Sifiliz, şankroid, lenfogranüloma venerum ve granüloma inguinale düşünülmelidir.

Rekürrent Lumbo-Sakral Herpes Simpleks

  • Genital lezyon olmaksızın, tetikleyici faktörlerin etkisiyle lumbosakral bölgede gruplaşmış veziküllerle karakterizedir.

Dermatomal Herpes Simpleks

  • Herpes simpleks enfeksiyonu, vücutta bir sinirin derideki dağılım alanını takip eder şekilde de olabilir. Böyle olduğu zaman Herpes Zoster (Zona) ile karışabilir.

Herpes Simpleks Virüsü (HSV) Komplikasyonları

Ekzema Herpetikum (Kaposi'nin Variselliform Erüpsiyonu)

Bu durum, kutanöz (ciltteki) HSV enfeksiyonunun yaygınlaşmasıdır. En çok atopik dermatit, Darier hastalığı, termal yanıklar, pemfigus vulgaris, iktiyozis vulgaris gibi hastalığı olanlarda gelişir.

Klinikte; ateş, halsizlik, lenfadenopati, yaygın, gruplaşma özelliği kaybolmuş göbekli (umblike) veziküller ve erozyonlar görülür. Sıklıkla sekonder enfeksiyon sonucu folliküler püstüller ve kabuklu (krutlu) lezyonlar oluşur. Lezyonlar en çok yüz, boyun ve gövdeyi tutar.

Enfeksiyon sistemik hale gelip ensefalit gibi tablolara yol açabilir. Ölüm oranı yüzde 10-50'dir. Çocuklarda sık görülür.komplikasyonlar-01.jpg

Herpes Simpleks Ensefaliti (Beyin İltihabı)

Herpes simpleks ensefaliti veya herpes simpleks meningoensefaliti, çocuklarda veya genç yetişkinlerde primer HSV enfeksiyonunun bir komplikasyonu olarak ortaya çıkabilir. Risk, özellikle yenidoğanlar için yüksektir. Herpes ensefaliti, bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda HSV yeniden enfeksiyonundan bile ortaya çıkabilir. Bu vakaların yüzde 95'i HSV Tip 1'den kaynaklanır.

Klinik Belirtiler

Klinik olarak, HSV ensefaliti grip benzeri semptomlar ve ateş, ardından baş ağrısı ve kusma ile karakterizedir. Daha sonra afazi, hemiparezi, menenjizm ve fokal veya jeneralize epileptik nöbetler gibi nörolojik semptomlar ortaya çıkar. Tedavi edilmezse bilinç bulanıklığı ve ardından koma meydana gelir.

Yukarıda belirtilen semptomlar HSV enfeksiyonuyla ilişkili olarak ortaya çıkarsa, bu ciddi komplikasyon dikkate alınmalı ve nörolojik konsültasyon istenmelidir. Erken tedaviyle bile ölüm oranı yaklaşık yüzde 20'dir ve ciddi nörolojik eksiklikler devam edebilir.

Diğer Komplikasyonlar

  • Herpes Simpleks Hepatiti: Karaciğer etkilenir ve sarılık grubunda yer almaktadır.

  • Herpes Simpleks Follikülitis: HSV'nin kıl follikülleri boyunca dağılarak yayılmasıdır.komplikasyonlar-02.jpg

Bağışıklık Sistemi Baskılanmış Hastalarda HSV Enfeksiyonu

Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda (örneğin organ nakli sonrası veya HIV hastalarında), HSV enfeksiyonu alışılmadık ve ciddi bir hastalığa neden olabilir.

  • Özellikle allojenik kök hücre nakillerinden önce aplazinin erken evresinde, hastaların yüzde 66'sında herpes simpleks yeniden aktivasyonu görülür.

  • Organ nakli alıcılarında, HSV yeniden aktivasyonu genellikle ameliyattan sonraki 30 gün içinde gerçekleşir; bu nedenle HSV profilaksisi için ilaç tedavisi rutin olarak uygulanır.

Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalardaki deri bulguları tipik herpetiform kabarcıkları gösterir, ancak bunlar daha yaygındır ve sıklıkla aynı anda herpes simpleksin birkaç gelişim evresini gösterir. Tipik veziküllere nekroz, kanama (hemoraji) ve kabuklar eşlik edebilir.

Genişlikleri nedeniyle deri bulguları Herpes Zoster'e benzeyebilir; ancak dermatomlarla bağlantılı bir konfigürasyon tipik değildir ve lezyonlar sıklıkla vücut orta hattını geçmektedir. Bu hastalarda HSV reaktivasyonu sıklıkla erozyonlar ve ülserasyonlarla mukozit olarak ortaya çıkar. HSV erozyonlarını kemoterapi kaynaklı mukozitten ayırt etmek zor olduğundan, vezikül içeriğinin veya eroziv lezyonların PCR tanısı kullanılmalıdır.

Gebelikte Herpes Simpleks

Herpes simpleks ile tekrarlama ve birincil enfeksiyon hamilelik sırasında meydana gelebilir. Aktif anne herpes enfeksiyonu, yenidoğanda doğum öncesi (yüzde 5), doğum sırasında (yüzde 85) veya doğumdan sonra (yüzde 10) HSV enfeksiyonuna yol açabilir.

Özellikle gebeliğin üçüncü trimesterinde bir kadının primer HSV enfeksiyonundan sonra, yenidoğanların yüzde 30-50'si HSV ile enfekte olur.

Doğum Yöntemi ve Korunma

Doğum sırasında aktif herpes simpleks enfeksiyonu için prosedüre dair kesin bir kılavuz yoktur. Klinik deneyim, zarların yırtılmasından sonraki dört (4) saat içinde sezaryen doğum yapılması durumunda neonatal HSV enfeksiyonu riskinin önemli ölçüde azaldığını göstermiştir. Zarların yırtılması ile doğum arasındaki zaman farkı dört saatten fazlaysa, doğum türünden bağımsız olarak hemen hemen tüm bebekler HSV ile enfekte olacaktır. Ancak sezaryen doğum, intrauterin bulaşma potansiyeli nedeniyle enfeksiyonu tamamen önlemez. Doğum türü konusunda hem ebe hem de jinekolog ile hastanın bireysel danışmanlığı esastır.

Tedavi

Tedavi seçenekleri, enfeksiyonun primer mi yoksa tekrarlayan mı olduğuna ve özellikle doğum çevresi enfeksiyonunda enfeksiyonun zamanına göre değişmektedir.

  • Herpes simpleks enfeksiyonunun hafif tekrarlamaları için, lokasyona bağlı olarak topikal tedavi yeterli olabilir.

  • Özellikle erken gebelikteki tekrarlamalar için sistemik tedavi için genel bir öneri yoktur.

  • Gebeliğin 36. haftasından itibaren tekrarlamayı önlemek için asiklovir ile profilaksi düşünülmelidir.

  • Doğumdan kısa bir süre önce herpes lezyonu yoksa vajinal doğum uygulanabilir.

  • Şiddetli enfeksiyon vakalarında ve özellikle semptomatik birincil enfeksiyonda, trimesterden bağımsız olarak asiklovir veya valasiklovir ile tedavi önerilmelidir. Tedavi mümkün olan en kısa sürede, en geç ilk semptomlar ortaya çıktıktan beş (5) gün sonra başlatılmalıdır.

  • Gebeliğin 34. haftasından sonraki üçüncü trimesterde birincil enfeksiyon vakalarında tıbbi tedaviye ek olarak sezaryen önerilir.

Doğum Sonrası Önlemler

Kadının herpes simpleks ile doğum sonrası birincil enfeksiyonu durumunda, anne ile çocuk arasındaki temas mümkün olduğunca kısıtlanmalıdır. Tükürük yoluyla bulaşma riski vardır. Bebeğin herpes enfeksiyonunu önlemek için sıkı hijyen prosedürleri önerilir.

Herpes döküntüleri olan çocukla doğum öncesi veya doğum sonrası temasından sonra, bebeğin boğazından ve gözlerinden HSV PCR araştırması için sürüntü örnekleri, maruziyetten 24 saat sonra alınmalıdır. Bu prosedür, çok şiddetli veya hatta ölümcül olabilen yenidoğan HSV enfeksiyonunu dışlamayı amaçlamaktadır.

Herpes Simpleks Virüsü (HSV) Tanısı

Klinik bulgular belirgin ise, herpes simpleks enfeksiyonu ek önlem alınmadan teşhis edilebilir. Atipik görünüm veya atipik klinik seyir durumunda aşağıdaki tanısal testler yapılabilir:

  • Virüs Kültürü: Virüs için kültür alınarak HSV'nin saptanması. Ancak viral kültür veya kısa süreli kültür daha az duyarlıdır.

  • Virüs Tiplemesinin Belirlenmesi: HSV-1 ve HSV-2 tiplerinin belirlenmesi.

  • PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu): Hastalıklı deriden alınan örneklerde direkt virüs DNA'sının tespit edilmesi. Bu yöntem, çok yüksek bir duyarlılığa ve özgüllüğe sahiptir ve hem HSV tipini hem de virüs yükünü belirleyebilir.

  • Biyopsi: Hastalıklı alandan biyopsi alınarak histoloji ve elektron mikroskopi değerlendirmelerinin yapılması.

  • Tzanck Smear (Tzanck Testi): Sağlam, patlamamış su toplamları (vezikül) içerisinden alınan vücut sıvısının mikroskopik değerlendirilmesi ile virüslerin içerisine yerleştiği keratinosit ve çok nükleuslu kan hücrelerinin görülmesi. Erken vakalarda yüzde 75 pozitiftir. Tzanck testi, herpes simpleksin yanı sıra varisella ve herpes zoster'de de pozitiftir.

Herpes Simpleks Virüsü (HSV) Tedavisi

Topikal Tedavi

Komplike olmayan herpes simpleks birincil enfeksiyonu, virüstatik veya antiseptik ilaçlarla topikal olarak tedavi edilebilir. Özellikle prodromal aşamada, virüstatik ajanlar veya çinko sülfatla topikal tedavi önerilir. Semptomatik ve antiseptik tedavinin birincil hedefleri sekonder enfeksiyon ve ağrının önlenmesidir.

Topikal ilaçlar günde beş kez uygulanmalıdır. Mukoza zarları da etkilenmişse, anestezik gargara veya lidokain jeli ile destekleyici semptomatik tedavi eklenebilir.

Önerilen Topikal Uygulamalar:

  • Uçuklu alana sulu pansumanlar, kurutucular ve soğuk uygulama.

  • Asiklovir etken maddesi içeren krem kullanımı. (Genel olarak, herpes simpleks enfeksiyonu için topikal asiklovir tedavisinin faydası tartışmalıdır.)

  • İdoksüridin ve Vidarabin içeren krem ya da solüsyon kullanımı.

  • Benzoil peroksit losyon, krem (Aksil, Aknefug, Benzac...).

  • Fotodinamik terapi, oral herpes için yeni bir yaklaşımdır.

Yaygın lezyonlar, şiddetli ağrı veya yaygın semptomlar durumunda, daha fazla gecikmeden sistemik tedaviye başlanmalıdır.

Sistemik Tedavi

Sistemik tedavide Asiklovir, Valasiklovir, Famsiklovir aktif maddelerinin etki süre ve dozlarda kullanımı önemlidir.

İlaç Yönetimi

Bahsedilen üç ilacın hepsi için hastanın böbrek fonksiyonu göz önünde bulundurulmalıdır, çünkü üçü de böbrekler yoluyla değişmeden atılır. Böbrek yetmezliği olan hastalarda yarı ömür belirgin şekilde artar; bu nedenle uygulama sıklığının azaltılması gerekir. Böbrek tutulum parametrelerinin izlenmesi için genel bir öneri yoktur, ancak bu özellikle yaşlı hastalar veya önceden hastalığı olan hastalar için yararlı olabilir.

Tekrarlayan (Rekürren) HSV Tedavisi

  • Tekrarlayan herpes simpleks, yukarıda açıklandığı gibi asiklovir, valasiklovir ve famsiklovir ile tedavi edilebilir.

  • Tekrarlayan herpes için birkaç günlük kısa süreli tedavi, ilk prodromal semptomlardan en geç 24 saat sonra ilk dozun uygulanması koşuluyla yeterli olabilir.

  • İyi hasta eğitimi ve koruyucu ilaç bilgisi, tedavi başlangıcında gecikmelerden kaçınmak için kritik öneme sahiptir.

Uzun Süreli Virüs Baskılama Tedavisi (Süpresif Tedavi)

Uzun süreli virüs baskılama tedavisi tartışmalıdır. Bu yaklaşımı haklı çıkaracak nüks sıklığına ilişkin net yönergeler yoktur. Daha önceki çalışmalara dayanarak, genital herpes Avrupa kılavuzu yılda altı (6) nükste uzun süreli virüs baskılama tedavisi önermektedir. Bu tedaviler hasta ile iyi tartışılmalıdır.

HSV ile ilişkili eritema multiforme (EEM) durumunda da nüksleri önlemek için profilaktik tedavi önerilebilir.

Profilaksi (Koruyucu Tedavi)

Özellikle önceden var olan tekrarlayan oral herpesli hastalarda, belirli tetikleyici faktörlere maruz kaldıktan sonra semptomatik nüksler gelişir.

  • Şüpheli tetikleyicilere (planlanmış lazer tedavisi, kimyasal peelingler gibi) maruziyetten iki (2) gün öncesinden maruziyetten 7-10 gün sonrasına kadar koruyucu sistemik tedaviler önerilir.

  • Yılda 6 defadan fazla tekrarlayan durumlarda, uzun bir süre (1-2 yıl) asiklovir, valasiklovir ve famsiklovir kullanımı önerilir.

Bulaştırıcılık

Kliniği aktif olmayan, asemptomatik hastaların simpleks virüslerini bulaştırma risk oranı 6-7 olarak tahmin ediliyor, ancak yeni yöntemler (PCR) bu oranı önemli ölçüde daha yüksek göstermektedir. Ancak tüm çalışmalar, bulaştırıcılıkta önemli olan viral yükün, semptomatik hastalarda asemptomatik taşıyıcılara göre çok daha yüksek olduğunu göstermektedir.


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency