Yüzün Simetrisinin Değerlendirilmesi

Simetriyi bir bütünün tam ortasından geçen yatay yada dikey sanal düzleme göre parçaların birbilerinin ayna görüntüsü olması olarak tanımlayabiliriz. Yada 2 parçaya bölünmüş bir objenin boyut, şekil ve objeyi oluşturan bölümlerinin birbiri arasındaki uyumu olarak tarif edebiliriz.  Asimetri ise simetrinin olmamasıdır. Latince simetri “ σ υ μ μ ε τ ρ ι α” ve oran “ α ν α λ ο γ ι α “ olarak yazılmaktadır.

İnsan vücuduna baktığımızda her ne kadar simetrik bir yapıya sahip gibi görülse de gerçekte gerek biçimsel gerekse işlevsel açıdan asimetrik bir yapılanma göstermektedir. Vücudumuzun dış yapısında boyutsal ve yapısal asimetrilerin yanı sıra iç organların yerleşiminde de asimetrileri görmekteyiz.

Vücudumuzda gözlenen asimetrik yapılanma gerek mekanik etkenlere gerekse genetik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Hatta vücudun sağ yada solunun kullanılma tercihine bağlı olarak ortaya çıkabilecek olan asimetrik varyasyonlar tanımlanmıştır. Vücutta asimetrik yapılanmanın özellikle kolarda daha belirgin olduğu, bireyde kollarda simetri hangi taraf lehine bozulmuşsa bacaklarda tersi tarafta daha dominant ve gelişkin olarak kendini gösterdiği de bilinmektedir. Söz edilen bu asimetrinin kalıtsal bir özellik olabileceğine, nörofizyolojik bir nedene bağlanabileceğine yada yalnızca kazanılmış bir özellik olduğuna dair farklı görüşler bulunmaktadır.

Sağlak yada solak olmak üzere bir taraf tercihinin olması ve sahip olduğu karmaşık konuşma yeteneği insanoğlunu diğer primat türlerinden ayıran önemli bir özelliktir. Sağlak yada solak taraf tercihine ilişkin çok sayıda kapsamlı çalışma gerçekleştirilmiş. Konuşma yetisinin gelişmesiyle birlikte konuşma ve beden dili arasında bir ilişkinin varlığı üzerinde durulmuş ve konuşmaya yönelik beyinin sağ yada solu tercihinin el kullanımında da etkin olabileceği görüşüne varılmıştır.  Solaklık patolojik solaklık ve kalıtsal solaklık olarak iki kategoride değerlendirilmekte. Merkezi sinir sisteminde gözlenen bozukluklarda sol el tercihinin (patolojik solaklık) artmış olması erken dönemde ortaya çıkan beyin hasarının bireyin diğer elini kullanmaya yönelmesiyle açıklanabilir. Kısacası gelişim süreci boyunca karşılaşılan stres etkenleri yada patolojik faktörler bireyde sol el tercihinde artışa neden olmaktadır. Öte yandan gelişim süreci boyunca karşılaşılan hormonsal etkenlerin de  sol el tercihinde rol oynadığı düşünülmektedir. Özellikle fötal gelişim sürecinde maruz kalınan yüksek testesteron düzeyi yada testesterona aşırı duyarlılık  bir çok fizyolojik değişikliğe neden olarak santral sinir sistemi gelişimini etkiler ve sol el tercihine neden olabilir. Sağlak yada solak olma tercihinde etkin olan bir başka etmen de sosyo kültürel yapıdır. Bu arada sağlak ve solak olmanın yüz simetrisini etkilediğini biliyoruz. 

Her ne kadar sosyokültürel etmenler güzellik yada çekicilik kavramının algılanmasında etkin olsalar da evrimsel biyologlar simetrik yapılanmanın karşı cins tarafından daha çekici olarak algılandığını ileri sürmektedirler, çünkü simetri sağlık ve kalıtımsal özelliklerin kalitesini, adaptasyon yetisini ifade etmektedir. Bununla birlikte yüzde sağ ve solda yapılan ölçümlerden bazılarında gözlenen asimetrinin güzellik için bir kriter olarak görülebileceğini ileri süren araştırmacılar da bulunmaktadır.

Yüzde gözlenen asimetrik yapılanmaya ilişkin çok sayıda çalışma yapılmış olmasına karşın asimetrinin derecesi ve nedenlerine dair bir fikir birliğinde bulunulamamıştır. İleri sürülen görüşler;

  • Bazı çalışmalar sol yüzün dominansından bahsederken bazıları sağ tarafın dominant olduğunu ileri sürmektedir.
  • Yüzdeki asimetrik yapılanmanın istemli gülümseme sırasında dominant olarak kullanılan kaslarla ilintili olabileceğini ileri sürmüştür.
  • Asimetri ile yüzdeki taraf baskınlığı arasında anlamlı bir ilişki olmadığını ifade edilmiştir.
  • Yüzdeki asimetrinin muhtemelen erken fötal gelişim sürecinde kaynaklandığını ileri sürülmektedir.
  • Sağ el tercihi olan bireylerde yüzün sol tarafının sağa göre daha gelişmiş olduğu ileri sürülmektedir.
  • Gerek erkek gerekse kızlarda yüz orta bölgesinde gözlenen asimetrinin daha belirgin olduğu saptanmıştır.
  • Kadın ve erkek bireyler asimetri derecesi açısından karşılaştırılmış ve cinsler arasında anlamlı bir farklılık ortaya konulmamıştır.  Yüz asimetrisinin erkeklerde  5 mm, kadınlarda ise 6 mm’yi geçmediğini vurgulamaktadır.

Yüzde ise simetri tanımı yüzün ve sağ ve solu arasındaki dengeyi ifade etmektedir. Aslında simetri oran ile birlikte olmalıdır. Oran yüzü oluşturan tüm bölümler arasındaki dengeyi ve uyumu tanımlamaktadır.Yani iyi bir estetik oran simetrik bir uyumuda göstermektedir.

İnsan yüzünde tam bir simetri bulunmamaktadır. Bu kabul edilebilir asimetri normal olarak kabul edilmektedir. Ancak asimetri düzeyi az da olsa kişi için düşük öz güven, yaşam kalitesinde azalma ve depresyona neden olabilmektedir. Psikolojik bir çok probemde yüzde asimetri problemlerinin kişi tarafından önemsenmesi yatabilmektedir.

Daha önce yapılan bir çok çalışmada yüz asimetrisi özellikle yüzü alt kısımlarında daha fazla görülmektedir. Asimetri en düşük değeri ile 2% den az göz çevresinde gözlenir iken 7% ile bunu burun ve 12% ile ağız çevresi takip etmektedir. Yüz asimetrileri 5% ile yüzün 1/3 üst alanında 36% orta yüz ve 41% yüzün alt kısmında gözlenmektedir. Yüzün genel asimetrilerinin % 75 i çene kaynaklıdır. Bu alt çene kemiği mandibulanın büymesinin uzun yılar sürmesi ile açıklanmıştır.

Yüz asimetrisi üst ve alt çenenin ve dişlerin kapanma kusurlarına bağlı olarak gelişmektedir. Condylar hyperplasia yada hypoplasia, temperomandibular eklemin ankilozu, eklemde kırıklar ve çıkıklar yada hemifacial microsomia bağlı olarak gelişebilir.

Dental kökenli asimetrilerde en sık neden dişlerin erken kayıpları, doğumsal diş yada dilin gelişmemesi, parak emme gibi nedenle olabilir.

Yüzde simetri dışında denge ve harmonide olmalıdır. Bu iki terim yüz estetiğinde sık kullanılan terimlerdir. Örneğin yüzün sağ ve solu arasındaki denge aslında yüzün simetrik ilişkisini tanımlar. Ayrıca denge yüzün bölümleri arasındaki ilişkiyi de tanımlamaktadır. Harmoni yüzün estetik alanlarının ideal oranlarla uyumu ile birlikte göze ne kadar güzel geldiğini de tanımlamaktadır.


Yüzde asimetrinin nedenleri ve sınıflaması

Yüz-baş asimetrisi kemik, kas ve yumuşak dokuların asimetrik dağılımından kaynaklanmaktadır.

Yüzünde asimetrisi olan bir kişide kemik ve yumuşak dokuda gelişen asimetrik yapılanma doğumsal yada travma gibi sonradan da gelişebilmektedir. Bu nedenle hastadan asimetrinin başlangıcı ve gelişim süreci ile ilgili iyi bir öykünün alınması son derece önemlidir.

Yüz asimetrileri konjenital yani doğumsal nedenler, gelişimsel süreçten kaynaklananlar ve sonradan gelişenler olarak sınıflandırılabilir.


Konjenital asimetriler

Bunlar anne rahminde gelişim sırasında ortaya çıkmaktadır ve bu nedenle doğumla görülebilmektedir. Bu durum malformasyonlar, deformiteler ve gelişiminin durması gibi nedenlerle ortaya çıkabilmektedir.

Malformasyonlar; bunlar organın bütünü, bir parçası yada vücudun büyük bir kısmında yapısal defektlerdir. Mesala tek taraflı yarık dudak ve damak, hemifacial microsomia, hemifacial hyperplasia ve plagiocephaly gibi. Bu malformasyon anne rahminde gelişiminin ne kadar erken evresinde ortaya çıkar ise asimetri o kadar büyük olmaktadır.

Deformiteler; vücudun bir bölümünün tam yıkıcı olmayan mekanik güçlerle normal olmayan form ve pozisyonda olmasıdır. Örneğin anne rahminde başın aşırı yana doğru durması mandibulanın omuzun baskısı altında kalmasına neden olmakta buda bu tarafta mandibulanın gelişimini etkilemektedir.

Gelişimin durması; organ yada organın bir kısmının yada vücudun bir bölgesinin gelişiminin bir süre yada tamamen durmasına bağlı gelişen yapısal bozukluklarıdır.


Gelişimsel süreçten kaynaklanan asimetriler

Gelişimsel süreçten kaynaklanan asimetrilerde doğumla bir anomali gözlenmez. Doğum sonrasında ortaya çıkmakta ve yaşla birlikte daha belirgin hale gelmektedir. Örneğin alt çene-mandibula asimetrileri gibi.

Mandibula asimetrileri özellikle yüzün çekiciliğinde son derece önemlidir. Yüzün alt kısmının asimetrileri sıklıkla mandibula gelişimindeki anomalilere bağlıdır. Mandibula asimetrileri mandibulanın enlemisne uzamasına (hemimandibular elongation ), aşağı doğru uzamasına ( hemimandibular hyperplasia ) yada her ikisindende kaynaklanmaktadır. Mandibula dışındaki ikincil nedenlerde mandibular asimetriye neden olmaktadır. Örneğin yüzün iki tarafında atrofi (Parry – Romberg syndrome), Sternocleidomastoid torticollis, Duchenne muscular dystrophy, Cerebral palsy gibi


Sonradan gelişenler asimetriler

Travmalar; özelikle mandibulanın kendisine ve ekleme dönük yada yüzde oluşan travmalar mandibular asmetriye neden olmaktadır.

Bazı fonksiyonel problemler; bunlar mandibular gelişimi etkileyebilmektedir. Lateral mandibular çıkık gibi.

Hastalıklar gibi nedenler; Juvenile rheumatoid arthritiste sıklıkla şiddetli mandibular yetmezlik ve asimetri gelişmektedir. Geç başlayan erişkinlik dönemi RA-rheumatoid arthritiste mandinular eklemde kıkırdak dokuda deformasyon asimetriye neden olmaktadır.


Enfeksiyonlar, kistler ve tümörler asimetrilere neden olmaktadır.

Yüz simetri ve Asimetrisinin Değerlendirilmesi

Yüz simetrisinin değerlendirilmesinde klinik muayene yapılmalıdır. Yüzde yumuşak ve kemik doku değerlendirilir. Dişlerin orta hattı ile yüz orta hattındaki sapmalara bakılır. Bilateral gonial açı arasındaki simetri, mandibular kemik alt kenar sınırı, diş etleri-gingiva ve üst ve altta ve sağ ve solda görünebilirlikleri, kapaknma kusur ve simerisi, ön dişlerin kapanması, ön dişler arasındaki maksimum açıklık, mandibular eğrilme ve temporomandibular ekleme bakılmaktadır. Dişlerin değerlendirilmesinde ağız açık iken, ağız kapatlırken dişlerin ilk teması, orta hatta ilişkileri ve dişlerin oklüzyonuna bakılmakta. 

Yüzde simetri değerlendirilesinde ön ve sağ-sol yan sefalogram rontgenleri çekilebilir. Sefalogram üzerinde orta hat belirlenir. Crista galli den geçen vertikal plan yaklaşık olarak başın orta planı ile aynıdır. Sağ ve sol yapıların bu orta hatta olan uzaklıklarına bakılır. Sefalogram ile baş ve yüzde major anomaliler, diş kayıpları, mandibula ramusu ve condyl yapıları iki taraflı karşılaştırılabilir. 

Yüz-baş simetrisinin değerlendirilmesinde kullanılan alegoritma şöyledir.

  1. Simetrinin kalitatif analizi; ölçümler yapmaksızın yüz ve başı oluşturan spesifik estetik alanların simetrisinin değerlendirilmesi
  2. Simetrinin kantitatif analiz; yüzde açılar ve estetik alanların sayısal ölçüm değerlerinin simetrik analizi
  3. Baş-yüz büyümesinin değerlendirilmesi
  4. Bilgisayar destekli programlar ile simetrinin değerlendirilmesi



simetri 01



Simetrinin değerlendirilmesinde hasta doğal baş pozisyonunda olmalıdır. Hasta bu pozisyonda durmadığında asimetri doğru değerlendirilemez.

Hastalar sıklıkla yüzlerinde fark ettikleri asimetrilerini kompanse etmek için baş pozisyonlarında değişiklik yaparlar. Örneğin aşağıda resimde olduğu gibi hastanın doğal duruşunda yüzünü hafif sola çevirmesi gibi.



simetri 02




Yüzün simetrisini değerlendirilmesinde yüzde referans olarak kullanılabilecek planlara ihtiyaç vardır. Her iki göz pupillası arasında çizilecek plan bunlardan birisidir. Ancak en sık kullanılanı “yüzün orta çizgisi-midsagital plan”dır.

Bunun için hasta NHP da iken gerçek horizontal çizgiye paralel glabelladan geçen bir yatay çizgi çizilmektedir. Glabellanın ortasından gerçek vertikal çizgiye paralel dikey bir çizgi daha çizilmektedir. Bu iki çizgi birbirine dik olmalıdır.



simetri 03




Yüz orta çizgisi glabellada kaşların tam ortasından başlamalı burun sırtı ve burun ucunun tam ortasından, üst dudağın ve philtrumun ortasından(Cupid ’s bow ortası), alt dudak orta noktasından ve pogoniondan geçmelidir. Yüz orta çizgisi burun, ağız ve çenenin simetrik değerlendirilmesinde son derece önemlidir.



simetri 04




Bu çizgi bir kalem ile hastada çizilerek simetrik değerlendirme yapılabilmektedir.



simetri 05


Yüzde estetik değerlendirmede kullanılan landmarklar işaretlenir ve ve sol ile sağda bu noktaların yüz orta çizgisine olan uzaklıkları ölçülür. Sağ ve sol arasında ölçümlerde SD değişimi 0.6-1.5 mm olarak kabul edilir. 

Yüzün sağ yada sol profil simetrik değerlendirmeleri daha anlamlı sonuçlar vermekte. Bunun için hastanın sağ ve sol profil fotoğrafları üzerinde nasiondan geçen yüz orta hattı kullanılmakta. Profilde yüzde sağ ve solda landmarkların bu orta hatta uzaklıkları ölçülmekte. Bu ölçümler sağ ve solda karşılaştırılmakta. Sağ ve solda karşılaştırldığında burun kanadı-Al ve çene köşesi-Go yüksek değişim değerleri göstermekte. 

Yüz orta çizgisi çizildikten sonra buna paralel yada dik çizgiler kullanılarak yüzün simetrisi değerlendirilmektedir.

Bu çizgiler eğer yüzün sağ ve sol tarafında aynı referanslar kullanılarak yüzün orta çizgisine paralel çizilir ise; bunların orta yüz çizgisine olan uzaklıklarının aynı olması simetri açısından önemlidir. Örneğin ağız köşelerinden yüz orta çizgisine paralel sağ ve soldan iki hat çizildiğinde bunların yüz orta hattına olan mesafelerine bakılabilir.



simetri 06


Lip-line cant; yüz simetrisinde en sık kullanılan yöntemlerden birisidir. Bu kemik doku ve yumuşak dokudan kaynaklanan asimetriyi açıklayabilmektedir. Lip line cant interpupillar plan ile ağız köşesi planı arasındaki açıdır.

Lip-line cant ile cinsiyet, yaş ve iskelet deformiteleri arasında istatistiksel olarak bir fark görülmemektedir.  Bunda hastanın asimetrik farkı kendisinin zamanla dengelemesi rol oyanamaktadır. Ancak mevcut asimetrinin kişi tarafından ağız köşeleri ile dengelenesi yaş ile birlikte azalmakta, ileri yaşlarda lip line cant değişmektedir. Lipline cant aslında ağız köşelerinin sağ ve soldaki vertikal yüksekliklerini tanımlamaktadır. (Ağız köşesini yukarı-aşağı çeken kaslar bulunmakta. Zygomaticus majör, levator anguli oris kası yukarı ve depressor anguli oris kası aşağı çekmektedir. Buccinator kasıda ağız köşesini yukarı çekmektedir. Ağız köşelerindeki değişim bu kasların tonus azalmaları, yüz volümünde yumuşak doku ve kemikte azalma şeklinde değişimlerinden kaynaklanmaktadır).

Yüzün orta çizgisine dik ve yüzün belli bir referans noktasından yatay bir çizgi çizildiğinde bu çizgiye yüzün sağ ve sol tarafındaki estetik noktaların mesafesi yüzün simetrisinin değerlendirilmesinde kullanılabilmektedir. Örneğin burun alt kısmında subnasaleden yüz orta çizgisine dik yatay bir çizgi çizildiğinde ağız köşelerinin bu çizgiye olan uzaklıkları yüzün simetrik değerlendirilmesinde kullanılabilir.



simetri 07




Yüze tepeden bakılarak simetrisi değerlendirilmektedir. Bu bakıda burun sırtı, alın, gözler, paranasal alan ve zygoma simetrisine bakılmaktadır. 



simetri 08




Yüzün altan yani çeneden bakılarak simetrisi değerlendirilmelidir. Bu bakıda alt çene kemiği, burun tabanı, burun kanatları, columella, alın, gözler ve zygoma simetrisine bakılmaktadır. 


simetri 09




Yüzün sağ ve sol profilden simetrisi değerlendirilmelidir. Yüzün sağ ve sol profilden bakıda özellikle mandibula kenarlarının değerlendirilmesinde önemlidir.

Yüzün sağ ve sol oblik açıdan simetrisi değerlendirilmelidir. Baş NHP iken sağ ve sol oblik simetrik değerlendirmede özellikle zygoma, paranasal alan, mandibular ve gonial açılar değerlendirilmektedir.

Ayrıca yüzün simetri değerlendirilmesinde özel muayene aparatları ile ağız ve dudaklar açılarak diş ve alt üst çenenin kapanmasıda değerlendirilmektedir.

Yüzde bazı asimetriler yüzün mimikleri ve ifadeleri sırasında ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle simetrinin değerlendirilmesinde hastanın mimik ifadeleri ile hatta çene sıkılarak muayene ve değerlendirilme yapılmalıdır.



simetri 10




Çene asimetrisinin değerlendirilmesi

Çenede asimetrik görünüm izole çene asimetrisine , gerçek mandibular asimetriye yada her ikisine bağlı olarak gelişmektedir. Bunların ayrımının yapılması son derece önemlidir.

İzole çene asimetrisinde üst ve alt dudaklar ağzın kapanması ile simetriktir. 

Mandibular asimetride ise alt ve üst dudak asimetriktir. 

Aslında radyolojik değerlendirme kesin ayrımın yapılmasında daha doğru bir tanımlama getirmektedir.

Bilgisayar Destekli Yüz Simetri-Asimetri Değerlendirmesi

 3D fotoğraflama ve bilgisayar destekli yüz simetri ve asimetri değerlendirmeleri son derece güzel sonuçlar vermekte.

Yüzün 3D fotoğrafı alınarak mesh programı ile gri renk verilmekte. Sonra bunun ayna görüntüsü elde edilerek buna kırmızı renk verilmekte. Sonra bu iki mesh bilgisayar üzerinde üst üste bindirilerek renk değişimlerine bakılarak simetrik ve asimetrik alanlar bulunmakta. 

Diğer biy yöntemde ise yine 3D mesh kullanılmakta. Hastanın scaner ile 3D mesh elde edilmekte. Orta yüz hattından sol ve sağ yüzlerin 3D mesh elde edilmekte. Sol kısmının ayna görüntüsünden sol yüz 3D mesh, sağ kısmının ayna görüntüsünden sol yüz 3D mesh yaratılır. Her ikisine mesh üzerinden ayrı renler verilir.

 

Sonra farklı renkli sağ ve sol yüzler üst üste bindirilir. Renk değişimi yüzde simetri ve asimetrik alanları vermekte.

Bilgisayar destekli renk haritalanmaları kullanılabilmektedir. Aşağıdaki resimde bu gösterilmektedir. Siyah renk 0.85 mm den az değişim alanlarını, kırmızı renk 4.70 mm az değişim alanlarını, mavi ise -2.58 mm den fazla negatif değişim alanlarını göstermekte. Buna göre aşağıdaki resimde mavi alan yani elmacık kemikleri ve alt yanaklar en fazla asimetrinin gözlendiği alanlardır.

Yüz simetrisi hasta pozisyonuna göre değişmektedir. Başın ayakta, otururken ve yatarken horozontal ve vertikal düzlemde maruz kaldığı yer çekimi etkisi yumuşak dokuları değiştirmektedir. Bunu aşağıdaki resimde bilgisayar destekli 3D renklendirme sistemi çok güzel açıklamakta.

 

Yüzde Simetrinin Çekicilik ve Beğenilme Algısında Önemi

Bedensel büyüme ve gelişim sırasında genetik, içsel ve dışsal faktörler ile vücutta sağ ve sol arasında asimetriler gelişmekte ve bunlar zamanla değişmektedir. Bu nedenle yüksek kaliteli homozigotik genetik miras, sağlıklı bir vücut gelişimi, patojen ve parazitlere karşı adaptasyon, iyi bir immün sistem ve çevreye olan uyum vücttta kabul edilebilir asimetriyi hatta mükemmel bir simetriyi gösterecektir. Ancak günümüzün modern topulumunda vücut simetrisi genetik kaliteyi göstermekle bilikte hastalıklara karşı direnme ve çevre ile adaptasyonda normal gelişimi göstermeyebilir.

Simetrinin erkek özellikleri için kadınlarda tercih neden olduğu böcekler ve kuşlarda gösterilmiştir. İnsan dışı primatlara bakıldığında ise cinsel seçimde hafif dalgalanan asimetrinin daha yüksek düzeyde tercih nedeni olduğu gösterilmiştir.

Yüzün çekiciliğinde son yıllarda seçim kriteri olarak patojen ve parazitlere olan direncin daha önemli olduğu düşünülmekte. Bunda heterozigotların homozigotlara göre patojenlere daha dirençli oldukları gösterilmiştir(heterozigotlar patojen ve parazitere daha dirençlidir). Heterozigotlarda homeostaz daha yüksektir ve hafif asimetrik gelişim adaptasyonla oluşmaktadır.

Simetrinin cinsel seçim ve üremede başarı olarak ölçü alınması insanlarda ilişkili gibi görünüyor. Bu nedenle insan vücudu ve yüzünün simetrik olması çekiciliği ile ilişkilendirilmiştir. Ancak, bu tür ilişki olmakla birlikte simetri ile ilişkili olan diğer faktörlerde burada etken olabilir. Örneğin, cinsiyet hormonları büyümenin simetrisini etkileyebilir(çene şekli gibi). Ancak bunların çekicilikte etkisiz olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Simetri hayvanlarda olduğu gibi insanlardada seçimde etkli ancak bir çok çalışmada insan yüzlerinin simetrisi ile oynandığında asimetrinin simetriye göre seçimde daha ön plana çıktığını ilginç bir şekilde göstermektedir. 

Gerçektende insanlar hayvalardan farklı olarak yüzde kabul edilebilir asimetrileri daha fazla tercih etmekte çünkü bu asimetri yüze bakıldığında daha belirgin veya daha ifadesel algılanabiliyor olabilir. İnsanlarda konuşma ve yüz ifadelerinin kullanımında doğal bir asimetrik sağ ve solda daha fazla kullanım söz konusudur. Örneğin genel popülasyonda konuşma sırasında çoğu kişi (% 76) ağızlarınnın sağ tarafında daha belirgin ifadelesel hareketler yapmaktadır. Bunun nedeni muhtemelen nöral ilişkide beyinin konuşma merkezinin beynin sol yarımında yer alması ve kontur lateral sağ yüz bölümünde daha dominant olması olabilir. Birçok çalışma insan yüzünde kendiliğinden gelişen ifadelerin daha asimetrik bir özelik gösterdiğini kanıtlamakta. Tüm bunlar kabul edilebilir bir asimetrinin çekicilikte daha önemli olduğunu göstermektedir.

Fiziksel güzellik biyolojik fonksiyondan ilgisiz gibi görünmekte. Ancak evrim teorisi bu görüşe şüpheci bakmamaza neden olmaktadır. Diğer türlerde olduğu gibi insanlar arasında çekicilik ve seçilmede fenotip ve genotip değişikliklerin bir evrimsel süreci bulunmaktadır. Seçilme evrimsel süreçte tek neden olmamakla birlikte adaptasyon tek nedendir. Vücudun geri kalanında olduğu gibi insan beynindeki verimsel değişim aslında bireylerin üreme başarısındaki adaptasyon süreçleri ile olmuştur. Benzer bir sorun sahip olduğu genetik yapı ile hayatta kalabilmesi ürüyebilmesi ile paraleldir. Seçim sadece fenotipik özellikleri dışında pskilolojik değerlendirme kriterlerindende etkilenmektedir. Çocuklara bakabilme ve çocuklar ile hayatta kalmayı teşvik genlere sahip bir eş seçimi gibi.

Yüz çekiciliğin değerlendirme çalışmalarında çekiciliğin benzer cinsiyet ve cinsel eğilim guruplarında, etnik gurularda ve yaş dönemlerinde benzer olduğu gösterilmiştir. Aslında bedensel ve yüz çekiciliği sağlığın ve ürüyebilme yeteneğinin göstergesi olarak kabul edilmektedir. Örneğin normal renk dağılımı, parlak, temiz ve canlı deri ve saç görünümü sağlığın göstergesi olarak algılanır.

 


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency