- Gösterim: 4680
Atopik dermatit (atopik egzama); kuru cilt, vücudun belli alanlarına lokalize, eritematöz (kırmızı) cilt döküntüleri ve yoğun kaşıntı ile karakterize kronik, tekrarlayan inflamatuvar (iltihaplı) bir cilt rahatsızlığıdır. Klinik bulgular, hastalığın klinik evresine ve hastanın yaşına göre değişkendir. Dünya genelinde en sık görülen cilt rahatsızlıklarından biri olan atopik dermatit, etkilenen hastalar üzerinde önemli bir klinik ve yaşam kaliteleri üzerinden olumsuz bir yük oluşturmaktadır. Klinik belirtilerin azaltılması ve hasta üzerindeki olumsuz yüklerin hafifletilmesi için bireysel tedavi stratejileri geliştirilmelidir. Atopik dermatitin etiyolojisini (nedenini) oluşturan genetik, immünolojik ve çevresel faktörlerin anlaşılmasındaki son gelişmeler, yeni tedavi yöntemleri için oldukça etkili yollar açmıştır.
Atopik dermatit (AD); özellikle çocuklarda sık görüldüğü için çocukluk çağı egzaması olarak bilinmektedir. Atopik yapı, kişinin taşıdığı genetik özellikler nedeniyle deri, sindirim ve solunum yollarının alerji gelişimine eğilimli olması hâlidir. Atopi içerisinde Atopik Egzama (AE), Astım ve Saman Nezlesi yer almaktadır. Bunlar kişide tek başına ya da birlikte görülebilmektedir. Atopik yürüyüş (Atopic March), yaş ile birlikte ortaya çıkan alerjik hastalığın ardışık gelişimini ifade eder. Atopik yürüyüşün yaygın dizisi; Atopik Dermatit (), Gıda Alerjisi (), Alerjik Astım () ve Alerjik Rinit ()'i içerir. Atopik dermatit genellikle alerjik hastalığın başlangıç noktasıdır ve daha erken başlangıçlı ve daha şiddetli ile artar. 'de bozulan deri bariyeri sonucu çeşitli alerjenlere karşı duyarlılaşmanın cilt yoluyla olarak meydana geldiği ve bu durumun diğer alerji kliniklerini artırdığı varsayılmıştır. Bu nedenle, erken epidermal bariyer koruması ve 'nin tedavisi, yaşamın ilerleyen dönemlerinde atopik yürüyüşün ilerlemesini durdurabilir.
Hastalık, özellikle teknoloji-sanayi gelişimi ile birlikte (alerjenlerde artış) son yıllarda artış göstermektedir. Yaşam boyu görülme sıklığı tüm dünyada giderek artmaktadır. Maalesef tanı ve tedavide zorluklar yaşanmaktadır. Bu nedenle hastalığın bir algoritma içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
AD'nin klinik bulguları heterojendir ve kuru, hassas bir cilt zemininde dermatit alevlenmeleri ve remisyonlarıyla (hafifleme dönemleriyle) seyreder. Çoğu hastada AD çocukluk döneminde gelişir ve tahriş edici maddeler, alerjenler ve mikroplar tarafından tetiklenir. Bazı hastalar ergenlik döneminde hastalıklarını atlatırken, diğerleri yetişkinlikte daha uzun iyileşme dönemlerinden sonra lokalize nüksler (tekrarlar) yaşar. Nadir durumlarda, AD yetişkinliğin ilerleyen dönemlerinde de gelişebilir. AD'nin morfolojisi (görünümü) ve dağılımı yaşa bağlıdır. Kronik veya tekrarlayan hastalık ve tekrarlayan kaşıma ile cilt kalınlaşır veya likenifiye (deri çizgilerinin belirginleşmesiyle kalınlaşmış) olur.
Atopik dermatitin tek bir nedeni yoktur. Etiyoloji (neden) genetik, bozulmuş epidermal cilt bariyeri, düzensiz bağışıklık sistemi ve değişmiş cilt mikrobiyomu arasındaki etkileşimi içeren karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu anormalliklere neden olan kesin mekanizmalar tam olarak açıklanmamış olsa da, AD cildin ötesindeki organları da etkileyebilir. Aslında, AD son zamanlarda hem alerjik hem de alerjik olmayan komorbidite (eşlik eden hastalık) geliştirme risklerinin arttığı sistemik bir hastalık olarak kabul edilmektedir.






