- Gösterim: 30942
Vitiligo hastalığı uzun süreli, tekrarlayıcı çoğu zaman yaşam boyu sürebilen zaman zaman alevlenme ve yatışma dönemleriyle seyreden bir hastalıktır. Hastalık, her hastada farklı ve kişiye özgü bir seyir göstermektedir. Bir başka deyişle her hastanın vitiligosu farklıdır. Bazı hastalarda az sayıda plak oluşur ve hiçbir zaman artmaz. Bazı kişilerde hastalık o kadar yaygın olabilir ki nerde ise hastanın normal deri renkli alanı kalmamıştır.
Vitiligonun başlangıcı sinsidir, hastaların çoğu bahar veya yaz aylarında özellikle güneşe maruz kalan alanlarda tutulan ve tutulmayan deri arasındaki contrast artışı sonucu bu dönemde depigmente yamalarının farkına varırlar. Hastalığın yaygınlığı ile süresi arasında korelasyon bulunamamıştır. Belkide bu vitiligonun zaman içerisinde artma ve azalma eğilimini yansıtmaktadır. Ancak genel olarak daha erken yaşta hastalığın başladığı kişilerde daha geniş lezyonlar olma eğilimi vardır.
Vitiligonun seyri öngörülemez; vitiligonun doğal seyri sıklıkla yavaş ilerleyici şeklindedir, ancak uzun süre stabil kalabilir veya hızlı şekilde ilerleyebilir. Yeni depigmente maküllerin görülmesi ile daha yaygın hale gelebilir veya önceden var olan lezyonların merkezden kenara genişlemesi şeklinde veya her iki şekilde de birlikte olabilir. En yaygın seyir mevcut maküllerin yavaş yavaş yaygınlaşması ve yenilerinin periyodik gelişimidir. Bir hafta hatta birkaç gün içinde gelişerek tüm vücut tutulumun görüldüğü vakalar da bildirilmiştir. Vitiligoda spontan repigmentasyon sık değildir ve güneşe maruz kalan alanlarda hastaların %10-20’sında bildirilmiştir. Vitiligoda repigmentasyon kıl folliküllerindeki melanositlerin bir nedenle aktive olarak çoğalması, melanin üretmesi ve diğer depigmente alanlara göçüyle başlamaktadır.
Vitiligoda hastalığın aktivitesi ile ilgili klinik değerlendirme konusunda bir fikir birliği ve geçerli skorlama sistemi yoktur. Gerek aktif gerekse stabil vitiligo için yapılan tanımlamalar evrensel olarak kabul görmemiştir.
Vitiligoda iyi prognostik faktörler: yüz, boyun, göğüs, kollar ve bacaklarda lokalize lezyonların varlığıdır. Kötü prognostik faktörler; lezyonların yaygın olması, mukozal tutulum olması, el ve ayak parmaklarında lezyon lokalizasyonunun olmasıdır.