Nonskatrisyel Alopesi

Derinin hasarlanması sonrası doku iyileşirken yara izi, skar oluşur. Skar dokusu, deri ekleri olarak (ter, kıl ve sebase bezler) tanımlanan adneksal yapıların kaybıyla birlikte, damarsal yapılarında ve/veya pigmentasyonunda değişimler olurken deriden kabarmalar ve çökmeler gösterebilir. Skar dokusunda normal dermal bileşenlerin yerine yoğun sklerotik doku görülmektedir. Bu nedenle doğrusal, yuvarlak, atrofik, hipertrofik, sigara kâğıdı benzeri ve keloidal gibi çeşitli klinik görünümlerde yara izleri tanımlanmıştır. Varioliform yara izi genellikle çiçek hastalığı yara izlerini taklit eden çukur benzeri ve/veya solucansı, keskin kenarlı sığ yara izlerini tanımlamak için kullanılır. Varioliform yara izleri birçok dermatolojik rahatsızlıkla birlikte görülmektedir.

Varioliform yara izleri, vücutta dağılımlarına göre genel olarak iki gruba ayrılabilir:

  1. Yaygın cilt lezyonlarına neden olan durumlar

  2. Lokalize cilt lezyonlarına neden olan durumlar

Her alt durum, ilişkili cilt hastalığının türüne göre; bulaşıcı, döküntülü cilt hastalıkları, inflamatuar cilt hastalıkları, perforan cilt hastalıkları, genetik geçişli cilt hastalıkları, lenfoproliferatif bozukluklar, ışığa karşı aşırı duyarlık gösteren cilt hastalıkları ve diğerleri şeklinde ayırt edici özellikleri ile gruplandırılmaktadır.

Suçiçeği (Varisella) Sonrası Atrofik Skarlar

Varisella zoster virüsü (VZV) enfeksiyonu, genellikle çocukluk dönemi döküntülü hastalıklar arasında tanımlanır ve suçiçeği ile sonuçlanır. Ateş ve kendini sınırlayan deri döküntüsüyle kendini gösterir. Döküntü polimorfiktir; sıklıkla gövdede yerleşim göstermektedir ve farklı klinik evrelerdeki lezyonlar beraber görülebilir. Ciltte maküller olarak başlar ve hızla papüllere, ardından veziküllere dönüşür. Sonra lezyonlarda kabuklanma görülür ve varioliform skarlarla veya skar olmadan hiperpigmentasyonla iyileşme olmaktadır. Daha detaylı bilgi için...

Çiçek ve Maymun Çiçeği Sonrası Atrofik Skarlar

Variola virüsünün neden olduğu çiçek hastalığı 1980 yılında dünya çapında ortadan kaldırıldı. Salgınlar ve aşılamanın yetersiz olduğu dönemlerde çocukları ve ergenleri yüksek ölüm oranıyla etkiledi. 1980 öncesi doğumlularda yüzde tipik varioliform atrofik skarlara rastlamak mümkündür.

Hastalık, aniden grip benzeri semptomların başlamasıyla ortaya çıkmakta, gövdeden çok yüz, kollar ve bacaklar gibi periferik tutulum eğiliminde monomorfik (aynı klinik evrede olan lezyonlar) bir döküntü ile kendini göstermektedir. Lezyonlar maküllerden papüllere, veziküllere ve kabuklar oluşturan püstüllere ilerlemekte ve geride atrofik yara izleri bırakmaktadır.

Maymun çiçeği hastalığı, çiçek hastalarının kliniğine benzer belirtileri olan maymun çiçeği virüsünün (MPXV) neden olduğu bir zoonozdur (hayvanlardan insanlara bulaşan bir virüs). Ağustos 2024 tarihinde DSÖ Acil Durum Komitesi, hastalığın uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu oluşturduğu tavsiye görüşünü paylaştı ve alarm düzeyini 1 dereceye yükseltti.Daha detaylı bilgi için...

Papülonekrotik Tüberküloz Sonrası Atrofik Skarlar

Hematojen yayılım nedeniyle Mycobacterium tuberculosis'e karşı oluşan bir cilt aşırı duyarlılık tepkisidir. Çoğunlukla genç yetişkinlerde, merkezi ülserasyon ve kabuklanmayla seyreden, asemptomatik koyu eritematöz nekrotizan papüllerin kronik, tekrarlayan bir patlaması olarak görülür ve varioliform skarlar gelişmektedir. Tüberkülozun yaygın görüldüğü bölgelerde kol ve bacaklarda, gövdede, yüzde ve çok nadiren peniste görülebilmektedir.

İkincil Frengi (Sifiliz) Sonrası Atrofik Skarlar

Püstüler sifiliz (lues maligna / malign sifiliz), HIV hastalarında sıklıkla görülen ve varioliform skarlaşmaya neden olabilen nadir bir sekonder sifiliz türüdür (%2'den az). Akut başlangıçlı, yaygın, püstülo-ülseratif lezyonlarla birlikte yaygın lenfadenopati ile ortaya çıkar. Döküntüde iğne başı şeklinde derin dermal hassasiyet ortaya çıkabilir ve Buschke-Ollendorff belirtisi olarak adlandırılır. Daha detaylı bilgi için...

Leişmanyazis (Şark Çıbanı) Sonrası Atrofik Skarlar

Leişmanyazis; enfekte tatarcık sineklerinin kan emme işlemi sırasında bulaştırdıkları leişmanya grubu hücre içi parazitlerin memeli konaklarda oluşturduğu bir hastalık grubudur. Deride veya mukozalarda şekil bozuklukları yapan cildi tutan formlarının yanında, ölüme neden olabilen iç organ tutulumlu formları da bu hastalığın geniş klinik spektrumunu oluşturur. Leişmanyazisin türlerine ve tutulumun şiddetine göre farklı hastalık tabloları ortaya çıkmaktadır. Cilt tutulumları sonrası atrofik skarlar gelişebilmektedir. Daha detaylı bilgi için... 

Reaktif Perforan Kolajenoz Sonrası Atrofik Skarlar

Reaktif perforan kolajenoz, dermiste değişen kolajenin epidermisten dışarı atılması olarak tanımlanır. Ailevi formları genellikle erken yaşta, herhangi bir sistemik ilişki olmadan ortaya çıkar. Sonradan gelişen, edinilmiş formları ise diabetes mellitus, kronik böbrek hastalığı, hipotiroidizm, lenfoma ve hiperparatiroidizm ile ilişkili olarak ortaya çıkabilir. Gövde, üst ve alt ekstremitelerde bulunan merkezi yapışık keratotik tıkaçla seyreden kaşıntılı eritematöz papüller ve nodüllerle karakterizedir. Kabuğun çıkarılması, krater benzeri bir çukuru ortaya çıkarır.

Yaygın Perforan Granüloma Annülare Sonrası Atrofik Skarlar

Yaygın perforan granüloma annülare, göbekli papüllerle karakterize, merkezinde mukoid materyal bulunan granüloma annülare'nin nadir görülen bir alt tipidir. Lezyonlar kol ve bacaklarda ve gövdede görülür. Neden olarak böcek ısırıkları, viral enfeksiyon, travma, ultraviyole radyasyon, diabetes mellitus ve tiroidit suçlanmaktadır. Daha detaylı bilgi için...

Pitriazis Likenoides Varioliformis Akuta (PLEVA) Sonrası Atrofik Skarlar

PLEVA (Pitriazis Likenoides Varioliformis Akuta), çocukları sıklıkla etkileyen nadir görülen, iyi huylu bir lenfoproliferatif hastalıktır. Ateş ve lenfadenopati genellikle mevcuttur.

Cilt belirtileri arasında; gövde, kol ve bacakların kıvrım yüzeyini tutan ve varioliform skarlarla iyileşen, kabuklar, ülserler, veziküller veya püstüller oluşturan, kaşıntılı veya asemptomatik, kendiliğinden gerileyen eritematöz veya purpurik papüllerin tekrarlayan lezyonlarının ani başlangıcı bulunur.

Lenfomatoid Papülozis Sonrası Atrofik Skarlar

Tekrarlayan, asemptomatik veya hafif kaşıntılı, nekroz gelişebilen veya gelişmeyen papülonodüler lezyonlarla karakterize, agresif olmayan bir kutanöz T hücreli lenfomadır. Cilt lezyonları gövde ve uzuvları tutma eğilimindedir ve atrofik skarlarla iyileşir. Bu hastalarda daha sonra hematolojik maligniteler gelişebileceği için dikkatli değerlendirilmelidir

 

Hidroa Vaksiniforme Benzeri T Hücreli Lenfoma Sonrası Atrofik Skarlar

Çocukluk çağından kalma Epstein-Barr virüsü ile ilişkili T hücreli lenfomanın nadir bir alt grubudur. Koyu cilt tiplerinde daha yaygındır. Yüz ödemi ve tekrarlayan pruritik veya ağrılı, infiltre ve eritematöz papüller ve nodüller, veziküller, nekrotizan ülserler ve varioliform skarlarla iyileşen kabuklanmalarla kendini gösterir. Hidroa vaksiniforme'nin aksine, bu lezyonlar güneşten korunan bölgelerde de ortaya çıkabilir. Hastalarda ateş, lenfadenopati ve hepatosplenomegali olabilir.

Lipoid Proteinozis ile Birlikte Atrofik Skarlar

Lipoid proteinozis veya Urbach-Weithe hastalığı, nadir görülen otozomal resesif genetik bir hastalıktır. genindeki bir mutasyon nedeniyle vücudun farklı bölgelerinde amorf hiyalin materyal birikimine ikincil olarak klinik bulgular ortaya çıkmaktadır. Erken bebeklikte ses tellerinin tutulumu ile ses kısıklığı başlar; ciltte tekrarlayan hemorajik veziküller, büller, maküller, papüller ve bunların iyileşme sürecinde atrofik skarlar ve cilt renginde nodüller gelişmektedir. Büyük (makroglossi) ve hareketleri kısıtlanmış bir dil, kalınlaşmış lingual frenulum, kserostomi, moniliform blefarit ve tırnak distrofisi gözlemlenir. Solunum sistemi, üst sindirim sistemi ve merkezi sinir sistemi etkilenebilir.

Degos Hastalığı ile Birlikte Atrofik Skarlar

Malign atrofik papülozis olarak da bilinen Degos hastalığı, ciltte dermiste küçük damarların oklüzif arteriyopatisidir ve bazen sindirim sistemi ile merkezi sinir sistemini tutabilmektedir. Karakteristik cilt lezyonları, eritemli bir kenarla çevrili merkezi atrofiye sahip porselen beyazı papüllerdir. Cilt dışında diğer sistemlerin etkilenmesi (klasik klinik formu) ile %50'ye varan ölüm riski bulunmaktadır. Sadece cilt tutulumu ile seyreden izole kutanöz klinik formu iyi huylu bir seyir göstermektedir. Degos benzeri cilt lezyonları dermatomiyozit, sistemik lupus eritematozus ve skleroderma gibi bağ dokusu hastalıklarında spesifik olmayan cilt belirtileri olarak ortaya çıkabilmektedir. Bunların ortaya çıkması, bağ dokusu hastalıklarının sistemik vaskülopati riskini göstermesi açısından önemlidir.

 

Akne Nekrotika Sonrası Atrofik Skarlar

Kronik tekrarlayan kaşıntılı ve/veya inflamatuar papülonodüler lezyonların sonrasında hızla nekrotize olarak atrofik skarlar ile iyileştiği nadir görülen bir hastalıktır. Hastalığın akne vulgaris ile hiçbir ilgisi yoktur ve piyodermanın olası bir çeşididir. Sıklıkla baş ve boyun bölgesine yerleşmektedir; karakteristik lezyonlar eritematöz foliküler papül veya püstüller olarak başlamakta, hızla nekroze olmakta ve varioliform skarlar ile skatrisyel alopesi gelişmektedir.

Akne Vulgaris Sonrası Atrofik Skarlar

Akne vulgaris'in nodülokistik klinik formlarının sonrasında yüz ve sırt bölgesinde atrofik skarlar sıklıkla gelişmektedir.  Daha detaylı bilgi için...

Hidroa Vaksiniforme Hastalığı Sonrası Atrofik Skarlar

Nadir görülen bir fotosensitif bozukluktur ve genellikle erken çocukluk döneminde (1–7 yaş) veya ergenlikte (12–16 yaş) ortaya çıkar; erkeklerde daha sık görülür. Bu durum, ilkbahar veya yaz mevsiminde alevlenir. Kaşıntılı, eritemli maküller, güneş ışığına maruz kaldıktan birkaç saat sonra, yüz ve el sırtında, foto-maruz kalan bölgelerde bilateral simetrik bir şekilde ortaya çıkar. Sonraki birkaç saat içinde, maküller veziküller veya hemorajik kabarcıklar içeren hassas papüller veya plaklar oluşturmak üzere ilerler. Lezyonlar hemorajik kabuklanma ile göbeklenir ve birkaç hafta içinde kalıcı varioliform izlerle iyileşir. Gelişim yaşı ve tipik dağılım, tanısal bir ipucu görevi görür. Daha detaylı bilgi için...

 

Cilt Porfirileri Sonrası Atrofik Skarlar

Porfiriler, kırmızı kan hücreleri (eritrositlerde) bulunan porfirin-hem biyosentezi işlemindeki (oksijen taşıyıcı bir protein olan hemoglobinin yapısını oluşturan 'Hem' proteinidir) bir takım enzimatik bozukluklara bağlı olarak porfirinler gibi ara ürünlerin kan ve dokularda aşırı birikimine ve buna bağlı olarak ortaya çıkan, çoğu genetik geçişli bir grup hastalıktır. Birikim sonucu fotokimyasal hücre yıkımına bağlı olarak deride ve birçok organ ile sistemde metabolik bir hastalık tablosu gelişmektedir. Klinik olarak yüz ve ellerin sırtını tutan cilt lezyonları ile ışığa aşırı duyarlılık vardır. Porfiriya cutanea tarda en yaygın türdür; eritropoietik protoporfiri (EPP) çocuklarda en sık görülenidir. Cilt lezyonları güneşe maruz kalan alanlarda yanma, ağrı ve ödem ile birlikte fototoksik reaksiyonlar gözlenir. Tekrarlanan güneşe maruz kalma, varioliform atrofik skarlara neden olmaktadır. Daha detaylı bilgi için...

Foliküler Keratozasyon Bozuklukları Sonrası Atrofik Skarlar

Foliküler keratinizasyon bozuklukları içerisinde en yaygın görülen klinik formu keratosis pilaris'tir. Keratosis pilaris'in klinik varyantları olan atrophoderma vermiculata, keratosis pilaris atrophicans faciei ve keratosis follicularis spinulosa decalvans'ta foliküler tıkaçlara ait papüllerde inflamasyon ve sonrasında atrofik skarlar gelişmekte, yerleşim yerlerinde saç, kaş, kirpik ve kıllarda kalıcı dökülmeler olmaktadır. Sıklıkla erken yaşta ortaya çıkar; yanaklar ve kulak önlerinde, kaşlar ve saçlı deride simetrik bal peteği benzeri atrofik skarlar ortaya çıkmaktadır. Daha detaylı bilgi için...

Atrofi Makülosa Varioliformis Kutis (Atrophia Maculosa Varioliformis Cutis) Sonrası Atrofik Skarlar

Ergenleri ve genç yetişkinleri etkileyen, inflamasyon olmaksızın maküler atrofik lezyonlarla karakterize nadir bir cilt hastalığıdır. Hindistan, Türkiye ve Çin'den birkaç ailevi vaka bildirilmiştir. Yüzde asemptomatik, sığ, keskin hatlı, varioliform veya noktalı atrofik skarlar ortaya çıkar. Lezyonlara eritem, pigmentasyon veya bal peteği deseni eşlik etmez. Neden tam olarak bilinmemektedir. Ekstrahepatik safra atrezisi, keratosis pilaris ve pakidermodaktili ile ilişkisi daha önce bildirilmiştir.

Lupus Miliaris Disseminatus Faciei

Erişkin yaş döneminde yüzü etkileyen, yer yer deriden kabarık, yer yer atrofik skarların gözlendiği asemptomatik papülopüstüler deri lezyonları görülmektedir.

Atrofik varioliform skarlar, yukarıda anlatılmaya çalışıldığı gibi geniş bir hastalık yelpazesine sahiptir. Erken tanı ve tedavinin düzenlenmesi için başlangıç yaşı, ilişkili bulgular ve semptomlara dayalı basitleştirilmiş bir algoritma kullanılabilir


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency