Vitiligo Dışında Cerrahi Tedavilerin Diğer Kullanım Alanları

Uyku, yaşamımızın yaklaşık üçte birini kaplayan, bilincin askıya alındığı, ancak beynin aktif olduğu karmaşık ve sağlıklı bir süreçtir. Basit bir dinlenme olmaktan öte, vücudun yenilenmesi, onarılması ve büyümesi, metabolik düzenleme, entelektüel performansın korunması, öğrenme ve bellek gibi birçok hayati fonksiyonda önemli rol oynadığı kanıtlanmıştır.

Yeterli uykunun vücut sağlığı için bilinen avantajlarına rağmen, uykunun cilt sağlığı ve hastalıkları üzerindeki etkisi yeterince değerlendirilmemiştir. Sedef, atopik dermatit, hidradenitis suppurativa ve vitiligo hastaları, sıklıkla uyku bozuklukları yaşamakta ve bu durum, genel sağlık durumlarını olumsuz etkileyerek yaşam kalitelerinin azalmasına katkıda bulunmaktadır. Uyku bozukluğunun, kronik inflamatuar cilt hastalıklarının gelişimi, ilerlemesi ve hastalıkla ilişkili ikincil sağlık problemlerinin gelişimi üzerinde de etkileri olabileceği bilinmektedir.

Uyku ve cilt sağlığı arasındaki çift yönlü ilişki, uyku ile bağışıklık sistemi arasındaki karmaşık etkileşim ile açıklanabilir.

Uykunun Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkisi

Son araştırmalar, uyku davranışının bağışıklık fonksiyonu üzerinde etkili bir rol oynayabileceğini desteklemektedir:

  • Bağışıklık Yanıtının Zayıflaması: Uyku problemi yaşayan kişilerde aşılamadan sonra azalmış antikor yanıtı gözlemlenmiştir. Kısa uyku süreleri olan kişilerde viral hastalıkların arttığı gösterilmiştir. Bu sonuçlar kısmen uykunun bağışıklık hafızası oluşumu üzerindeki etkisiyle ilgili olabilir.

  • Yavaş Dalga Uykusu (SWS) ve İmmün Hafıza:

    • Uykunun önemli bir evresi olan hızlı göz hareketi olmayan (NREM) uyku sırasında, en derin uyku türü olarak kabul edilen Yavaş Dalga Uykusu () meydana gelir.

    • Bu süreçte, bağışıklık sisteminde uzun süreli bir immün hafıza için antijenik bilgiyi hücrelerine sunan hücrelerinin yeniden dağıtılması uyarılır.

    • , vücutta büyüme hormonu ve prolaktini artırırken, katekolamin ve kortizol seviyelerini azaltır. Bu koşullar, bağışıklık hafıza hücresi oluşumu için ideal bir ortam yaratır.

    • Bu ideal ortamda; ve hücresi etkileşimlerinin sayısı ve verimliliği artar, hücresi reseptörlerinin daha geniş bir dağıtımı düzenlenir ve hafıza hücresi sağkalımını destekleyen gibi proinflamatuar sitokinlerin sentezi artar.

  • Klinik Sonuç: Uyku bozukluğu bu ideal koşulları bozabilir ve bağışıklık hücresi hafıza konsolidasyonunu olumsuz etkileyebilir. Bu durum, hücreleri tarafından yönlendirilen vitiligo ve sedef hastalığı gibi kronik inflamatuar cilt hastalıklarının başlangıcı, klinik şiddeti ve prognozu üzerinde klinik öneme sahip olabilir.

 

Uykunun bağışıklık hafıza hücresi oluşumu üzerindeki düzenleyici etkisinin ötesinde, bağışıklık sistemini başka şekillerde de etkilediği kanıtlanmıştır:

  • Akut Etkiler: Sadece bir gecelik uyku yoksunluğunun bile proinflamatuar sitokin olan konsantrasyonunu artırdığı görülmüştür.

  • Kronik Etkiler: Beş günlük uyku kısıtlamasının 'yi artırarak oranını bozduğu gösterilmiştir.

    • Bu dengesizliği, uyku düzensizliklerinin atopik dermatit gibi aracılı hastalıkların klinik seyrini ve semptomlarını potansiyel olarak etkileyebileceğini düşündürmektedir.

Uyku işlev bozukluğunun kronik inflamatuar hastalıklar üzerindeki etkisi bazı hastalıklarda incelenmiştir:

  • Sedef Hastalığı: Sedef hastalarında hastalığın şiddetinin kötü uykuyla ilişkili olduğu görülmüştür. Ancak, hastalığın mı kötü uykuya yol açtığı yoksa kötü uykunun mu daha şiddetli hastalığa yol açtığı belirsizdir ve her ikisinin de muhtemelen bir rol oynadığı düşünülmektedir (çift yönlü ilişki).

  • İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları ():

    • 'de kronik aralıklı uyku yoksunluğunun kolon iltihabını ve kolit şiddetini artırdığı bulunmuştur.

    • hastalarında uyku kalitesinin serum -reaktif protein () düzeyleriyle ters bir korelasyon gösterdiği görülmüştür (uyku kalitesi azaldıkça inflamasyon artar).

Gelecekteki araştırmalar, uykunun immünomodülatör etkilerinin kronik inflamatuar cilt hastalıklarının seyrini etkileyip etkilemediğini değerlendirmek için yararlı olacaktır. 

Bağışıklık Sisteminin Uyku Üzerindeki Etkisi

Uyku ve bağışıklık sistemi, birbirini karşılıklı olarak etkileyen çift yönlü bir geri bildirim döngüsünün parçasıdır. Uyku, bağışıklık sistemini düzenlerken, bağışıklık sistemi aktivitesinin de uyku parametrelerini etkilediği kanıtlanmıştır.

Bağışıklık sisteminde rol alan ve gibi birçok sitokinin fizyolojik uykuyu değiştiren özelliklere sahip olduğu gösterilmiştir.

  • ve Etkileşimi: Hayvan çalışmaları, ve 'nin baskılanmasının uykusunu azalttığını, bu sitokinlerin yükselmesinin ise uykusunu artırdığını ve hızlı göz hareketi () uykusunu azalttığını göstermiştir.

    • Bu durum, ve 'nin ve uykusu arasında bir denge sağlamada rol oynadığını ve bunun da derin uyku türü olarak kabul edilen Yavaş Dalga Uykusunun () miktarını etkilediğini düşündürmektedir.

Prostaglandinler de uykunun yapısını ve 'yi etkilemektedir.

  • Bir prostaglandin üretimi inhibitörü olan aspirinin sağlıklı yetişkinlere verilmesi sonrası uyku etkinliğinin azaldığı, gece uyanmalarının arttığı ve 'nin azaldığı gösterilmiştir. Bu, prostaglandinlerin uykunun düzenlenmesinde kritik bir rol oynadığını doğrulamaktadır.

 

Kronik inflamasyonun uyku düzeni üzerindeki doğrudan etkileri, inflamatuar bağırsak hastalıkları () ve romatoid artrit () gibi sistemik hastalıklarda detaylı olarak araştırılmıştır.

ve hastalarının tedavisinde kullanılan güçlü anti-inflamatuar tedaviler, uyku üzerinde önemli olumlu etkiler göstermiştir:

  • Anti- Tedavisi: Bu tedavilerin, hastaların klinik bulgularını (ağrı ve inflamasyon) azaltarak uyku kalitesini artırdığı görülmüştür. Ancak bundan bağımsız olarak, tedavilerinin direkt olarak uyku gecikmesinde azalma ve uyku verimliliğinde ile uykusunda artış sağladığı gösterilmiştir.

  • İnhibitörleri: Bu hastalarda tedavide kullanılan inhibitörlerinin de, inhibitörleri gibi uyku üzerinde olumlu etkileri olduğu gösterilmiştir.

Bu araştırmaların her ikisi de, sitokin düzeylerinin uyku davranışı üzerinde hastalıklardan bağımsız bir etkisi olduğunu göstermektedir. Bu bağlantı, yüksek tansiyonun (kronik inflamasyonla ilişkilidir) gelecekte uykusuzluğun habercisi olabileceği gözlemiyle hipertansiyon ve uyku bozukluğu arasındaki ilişki içinde de kurulmuştur.

Geleneksel olarak, cilt hastalıklarındaki uyku düzensizlikleri, birincil cilt patolojisinin bir sonucu olarak düşünülürdü (örneğin atopik dermatitte gece kaşıntısı veya sedefte psoriatik artrit ağrısı).

Ancak yukarıdaki çalışmalar, aşırı aktif bir bağışıklık sisteminin uyku bozukluğuna katkıda bulunan birincil neden olabileceğini göstermektedir. Yani inflamasyon, kaşıntı/ağrı olmaksızın dahi uykuyu bozabilir.

  • İdeal Araştırma Grubu: Vitiligo Hastaları

    • Bağışıklık düzensizliğinin dermatoloji hastalarında uykuyu ne ölçüde değiştirdiğini belirlemek için gelecekteki çalışmalar gereklidir. Bu çalışmalar için en ideal dermatolojik hasta grubu vitiligo olarak görülmektedir.

    • Vitiligo hastalarında uykuyu bozan parasomniler (uykuda yürüme, gece idrar kaçırma, gece illüzyonları, uyku terörü ve kâbuslar) daha sık görülürken, uykuyu etkileyebilecek ağrı veya kaşıntı bulunmamaktadır.

    • Vitiligo hastalarında uykuyu etkileyen faktörler arasında hastalık kliniğinin getirdiği depresyon ve düşük yaşam kalitesi yer almaktadır.

Bu durum, kronik inflamatuar cilt hastalıklarının tedavisinde sadece lezyonları değil, aynı zamanda altta yatan inflamatuar sitokin dengesizliğini hedeflemenin, hastaların genel uyku kalitesini ve yaşam konforunu iyileştirmede kritik olabileceğini düşündürmektedir.

Uyku bozukluğu, kronik inflamasyonun da önemli bir rol oynadığı, özellikle kardiyometabolik ve psikiyatrik bozukluklar başta olmak üzere çeşitli dermatolojik komorbiditelerle güçlü bir şekilde bağlantılıdır.

Yetersiz uyku süresi, genel sağlık üzerinde ciddi riskler taşır:

  • Psikiyatrik Riskler: Ortalama olarak, gecede 5 saatten az uyuyan bireyler, gecede 7 saat uyuyanlara kıyasla 2 ila 3 kat daha fazla anksiyete veya depresyon riskine sahiptir.

  • Kardiyometabolik Riskler: Gecede 5 saatten az uyumak, yüksek , obezite, diyabet, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, kalp krizi ve felç gibi durumlarla da ilişkilidir.

Bu kardiyometabolik ve psikiyatrik komorbiditeler, özellikle yüksek oranda uyku bozukluğu görülen cilt rahatsızlıklarıyla yakından ilişkilidir:

  • Atopik dermatit

  • Sedef hastalığı

  • Hidradenitis suppurativa

Kötü uyku, muhtemelen bağışıklık düzenleyici etkiler veya diğer mekanizmalar aracılığıyla, dermatoloji hastalarında bu komorbiditelerin gelişimini yönlendirmede önemli bir rol oynayabilir. Bu durum, cilt hastalıklarının tedavisinde sadece deri lezyonlarını değil, aynı zamanda uyku kalitesini ve eşlik eden sistemik riskleri de ele almanın önemini vurgular.


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency