- Gösterim: 8427
Otolog yağ dokusu(hastanın kendi vücudundan alınan yağ dokusu) yüz ve vücut estetik uygulamlarında kalıcı, etkin ve güvenilir bir protokol olarak geçmişten günümüze yaygın olarak kullanılmaktadır. Yüz ve vücutta yumuşak doku defektlerinde, volüm verilmesi yada konturların estetik olarak yeniden düzenlenmesinde tercih edilmekte. Yüz ve vücutta yağ dokusunun anatomik yapıları ve estetik yaklaşımlar ile ilgili tecrübelerimiz arttıkça yağ tansferleri yüz gençleştirmede daha fazla tercih edilmeye başlandı. Özellikle son yıllarda yapısal yada yaşlanma sürecine bağlı yüzde volüm kayıplarında dolgulardan daha fazla yağ enjeksiyonları uygulanmaktadır. Kendi yağ dokumuzun yüz yada vücutta enjeksiyonları sırasında uygulama yerlerinde derinin nicelik ve niteliksel kalitesinde gözle görülür bir artış gözlendi. Bu sonuçlar transfer sonrasında yağ dokusunun sadece volüm kazandırmakla kalmayıp içeriğindeki zengin yenileyici, onarıcı hücreler ve faktörlerinde etkili olduklarını göstermiştir.
Yağ dokusuna bakıldığında dokuyu oluşturan büyük hacimli yağ hücreleri olan adipositler dokunun toplam hacminin % 80-90'ını oluşturmakta. Adipositler yağ dokusu toplam hücrelerinin % 25 ini temsil etmekte. Dokunun geri kalan hücrelerinin % 75 ini ise damar duvar endotel hücreleri, damar düz kas hücreleri, perisitler, yağ dokusu makrofajları ve lökositleri, yağ hücre öncül hücreleri, progenitör hücreler ve kök hücreleri oluşturmakta. Adipositlerin olmadığı bu hücrelerin tamamına "stromal vascular fraction (SVF)" denilmekte. SVF hücreleri içerisinde yer alan yağ dokusu kaynaklı kök hücreleri, kan hücreleri, perisitler, fibroblastlar ve damar endotel progenitör(öncül hücreler) hücreleri temel olarak yağ dokusunun transfer edildiği dokuda yeni kan damarları oluşumu ile birlikte canlı kalmasını sağlamakta.
Yağ doku transferi sonrasında dokuda görülen onarım ve yenilenmenin SVF kaynaklı olduğu anlaşıldıktan sonra ortopedi, kardiyoloji, üroloji, nöroloji ve endokrinolji gibi tıbbin diğer branşlarında da SVF kullanılmaya başlanmıştır. SVF üzerinde çalışmalar devam ederken tüm dikkatler SVF nin ideal elde edilme protokolleri üzerine yoğunlaştı. İlk çalışmalar kolejenaz gibi bir enzim kullanılması ve basit santrifüj yöntemi ile SVF elde edilmeye çalışıldı. Ancak insandan elde edilen dokunun enzimatik bir işlemden geçirildikten sonra tekrar uygulanmasının güvenliği tartışıldı. Son yıllarda herhangi bir enzimatik işlem uygulamadan sadece mekanik uygulamalar ile SVF elde edilmesinin daha güvenil olduğu düşünülmektedir. 2013 yılından beri alınan yağ dokusuna enzimatik yada başka bir kimyasal işlem uygulamadan sadece mekanik protokoller uygulanarak SVF elde edilme protokolleri tercih edilmektedir. Bu yöntem "nanofat" olarak tanımlanmaktadır. Nanofat için halen geçerli net bir tanım olmamakla birlikte içerisindeki yağ doku partikülleri 600 mikrondan daha küçük ise bu tanımın kullanılmasının doğruluğu düşünülmektedir.
Hastadanlipoaspirasyon ile alınan yağ dokusu aslında bir hücre süspansiyonudur. Bu doku süspansiyonu içerisinde yağ hücreleri birkaç milimetre boyutlarda olduğu için bu "milifat" olarak tanımlanmakta. Milifat özel filtreleme işleminden geçirildikten sonra yağ hücreleri boyutları 1,2 mm boyutlarının altına düşürülmekte, bu formlara "microfat" denilmekte. Filtreleme ve santrifüj ile yağ hücreleri 400-600 mikron seviyesine düşürüldüğünde bunun artık tanımı "nanofat" olmakta. Lipoaspirasyon ile elde edilen yağ dokusunda nanofatler mekanik yada enzimaktik yöntemler ile elde edilmektedir. Nanofatlerin mekanik yöntemeler ile elde edilmesi yöntemleri enzimatik yöntemler ile karşılaştırıldığında daha fazla SVF elde edildiği kanıtlanmıştır. Mekanik yöntemler ile elde edilen 1 mL nanofat içerisindeki SVF hücre verimi 10 mL enzimatik olarak işlenmiş nanofat içeriğinden daha yüksektir. Nanofat içeriğinde mikron düzeyinde yağ dokusu olduğu için klasik yağ enjeksiyonlarında olduğu gibi nanofati sadece bir dolgu materyeli olarak düşünmemeliyiz. Nanofat aynı zamanda zengin SVF içeriği ile volüm vermeye eke olarak bir doku onarıcı ve yenileyicidir.
SVF den zengin nanofatlerin klinik ve estetik kullanım alanları
- Dokuların onarımı ve yeniden yapılandırılması
- Atrofik skarlarda; nanofatin en sık kullanım alanı atrofik yani deriden çökme gösteren skarlardır. Atrofik skarlarda mikrofat derin dokulara volüm amaçlı uygulanırken yüzeysel dokulara nanofat uygulanmaktadır.
- Radyodermatitis ve yanık sonrası gelişen skarlarda
- Deride iyileşmesi uzamış ülserlerde, kapanmayan yaralarda
- Cildin yenilenmesi ve gençleştirilmesinde; nanofat bu amaçla atrofiye uğramış ince ciltlerde, derin olmayan çizgiler ve kırışıklıklarda, yüz,boyun ve dekolte bölgesinde fotoyaşanmaya bağlı hasarlı deride kullanılmaktadır.
- Mukozal yapılarda(ağız ve vajinal mukoza) yenilenme ve onarım maçlı kullanılmaktadır.
- Deride renk düzensizlikleri, pigmentasyonlarda nanofat kullanılmaktadır, melazma ve göz altı morlukları gibi. Göz altı morluklarında en sık neden olarak göz altı derisinin ince olması ve cilt altındaki orbicularis kasının ve damarsal yapıların koyuluğu arttırması ve göz altında pigmentasyon artışı rol oynamaktadır. Bu problemlerde göz altına nanofat uygulanması dermisin kalınlığını arttırmakta ayrıca SVF içeriğindeki interlökün 6 üzerinden melanin pigment yapımı azalmaktadır. Bunlar klinik olarak göz altı pigmentasyonu düzenlemektedir. Bu problemlerde nanofat göz altı derisinin hemen altına ancak orbicularis kasının üzerine yapılmakta. Enjekte edilen alanda 1-2 gün süren sarı renk ortaya çıkmakta.
Lipoaspirasyon sonrası nanofatin elde edilmesi
Lipoaspirasyon sonrası yağ dokusundan nanofat elde edilmesi için özel setler kullanılmaktadır. Bu setler ile yağın lipoaspirasyonu, mikrofat-nanofat elde edilmesi ve yağın ejeksiyonları steril aletler ve koşullarda kapalı ortamlar ile yapılmaktadır.
Vücudun deri altı yağ doksunun zengin olduğu karın altı bölgesi lipoaspirasyonunda dıklıkla kullanılmaktadır. Bu alanda lokal ve tümesent anestezi eşliğinde lipoaspirasyon yapılır. Bunun için 10 ml Luer-Lock şırıngalar, 2.4 mm çapında özel kanülleri ve snapler kullanılır.
Lipoaspirasyon sonrası 10 ml'lik şırıngalardaki yağ doku süspansiyonu içerisinde yağ partikülleri 1.5- 2.0-mm çapındadır. Bu boyutları nedeni ile süspansiyon "Milifat" olarak tanımlanır. Bu süspansiyon içerisinde yağ dokusu + anestezik solüsyon+ kan hücreleri bulunmakta. Bunlar konnektörler ile 20 ml enjektörlere alınır, özel stantlarda 3 dakika bekletildiğinde yağ dokusu üstte kalaca şekilde ayrışmakta. Altta kalan bölüm atılır.
Mikrofat içeren 20 ml şırınga sırası ile 2.4 mm ve 1,2 mm lik konnektörler ile boş 20 ml lik şırınga ile birleştirilir. Mikrofat bu konnektör aracılığı ike şırınga arasında geçirilmekte.
Şırıngada kalan yağ dokusu süspansyonu tek taraflı özel filtrelerden geçirilmekte.Bu işlem hafif sarı olan mikrofat beyaz renge dönene kadar devem edilir. Böylece 400-600 mkron çaplı nanofat elde edilmiş olmakta. Elde edilen NanoFat süspansiyonu içeriğinde 400-600 mikron yağ dokusu dışında SVF, hücresel büyüme faktörleri ve sitokinler yer almakta.
Nanofat Uygulaması
- Nanofat Süspansiyonun Enjekte Edilmesi; nanofat 1 ml'lik luer lock şırıngalara alınarak 27 gouge keskin uçlu iğneler ile hedef alan enjekte edilmekte. Uygulama deri yada mukozada intradermal ve intramukozal yapılmaktadır.
- Mikro iğneleme sonrası nanofatin topikal uygulaması; deri yüzeyine yapılan mikroiğneleme deride 30-45 dakika açk hollerin oluşmasını sağlamakta. Bu alan üzerine hemen nanofet topikal olarak uygulanır. Bu yöntem nanaofat geniş deri yüzeylerine(tüm yüz, boyun ve dekolte alanı gibi) uygulanacak ise tercih edilmektedir.
- Hydra Needle 20 ile nanaofat uygulanması; hydra needle ucunda 20 adet 1.5 mm uzunluğunda iğneler ve iğnelerin ucunda yer aldığı 8 ml lik bir cam konteyner bulunmakta. Bu konteyner içerisine nanofat konularak uygulama alanına mikroiğneleme yapılırken deriye açılan hollerden nanofat deriye uygulanmış olmakta. Uygulanan nanofat 15-20 dakika sonra silinmekte.
- Nanofat krem şeklinde uygulanması; % 50 emulsiyon + % 50 nanofat krem hazırlanır. Hasta buzdolabında 5-7 gün saklayabilir ve günde 4-6 kez hedef alana nemelendirici olarak kullanması istenmektedir. Bu kremin hazılanması için; cetostearyl alkol tip B 3,6 gr, macrogol cetostearyl ether 0.9 gr, beyaz petralatum jel 7.5 gr, likit parafin 3 gr ve saf su 50 gr karışımı kullanılmaktadır.
- 10 ml NanoFat süspansiyonu santrifüjden geçirildikten sonra SVF olarak enjekte edilebilir.