İplikle Ameliyatsız Yüz Germe

Çenenin yapısal ve estetik özellikleri, yüzün bütünsel görselliğinde önemli bir etkiye sahiptir. Yüzün alt topografik sınırını oluşturduğu için, yüzün estetik olarak simetrik, dengeli ve harmonik uyumunda önemli bir rol oynar. Alt yüzün karakteristik özellikleri büyük ölçüde çene şekline, belirginliğine, konturuna ve pozisyonuna bağlıdır. Çenenin, yüzün estetik olarak güzel ve çekici algısında, kadın-erkek arasındaki cinsel dimorfizmde son derece önemli olduğu düşünülmektedir. Yüz estetiğindeki rolünün yanı sıra çene, sıklıkla bireyin karakteristik özelliği olabileceği gibi "zayıf" veya "güçlü" çene tanımları ile kişiliğiyle de ilişkilendirilebilmektedir (erkeklerde belirgin bir çenenin kişiliğin bir gücü olarak tanımlanması gibi). Dikey ya da yatay olarak yetersiz ya da aşırı bir çene yapısı, yüzün estetik olarak güzel ve çekici algısını olumsuz etkilemektedir. Ek olarak, çene, burun başta olmak üzere dudakların estetik yüz özelliklerinin ortaya çıkmasında bir referans olarak önemli bir role sahiptir. Bu nedenle çene estetiği, günümüzde sık başvurulan estetik uygulamalar arasında yer almaktadır. Önemli ölçüde belirgin veya geride konumlanmış bir çenede kemik cerrahileri ve implantlar kullanılırken, çenenin hafif problemlerinde cerrahi olmayan botoks, dolgu ve yağ enjeksiyonlarının tercih edilebildiğini görmekteyiz.

Çenenin estetik analizi, yüz ve komşu bölgelerin anatomisi ile estetik harmonisi birlikte değerlendirilmelidir. Doğal baş pozisyonu verilmiş bir yüzde önden (sagital düzlemde), profilden (dikey) ve yatay düzlemlerde değerlendirmeler yapılmalıdır. Analizler sırasında alt çene gevşetilmeli, aşırı kapatılmamalıdır; çene üzerindeki yumuşak dokular gevşemiş olmalı (dudaklar gevşetilmelidir). Yüz ve çene, gülme ile mimikler sırasında dinamik olarak da değerlendirilmelidir. Yüzle birlikte çenenin simetrisi analiz edilmelidir. Çenenin özellikle alt yüzle olan ilişkisi değerlendirilirken dişler ve hatta üst çene kemiği (maksilla) ile çenenin kapanış morfolojisi iyi değerlendirilmelidir.

Ağız kapalı iken alt çene kemiği mandibula ve üst çene maksillanın dişler ile teması "oklüzyon" olarak tanımlanır. Oklüzyonun normları, ağız kapalı iken alt ve üst dişlerin ve diş arklarının ilişkisi ile değerlendirilir. Bu ilişki, yüz ve çene profilini etkilemektedir. Oklüzyonun normlarına göre bir sınıflama kullanılmaktadır(daha detaylı bilgi için...). Özellikle yüzün profil görünümde yüz dış hatlarının silüeti, konturları mandibula konturlarını, yüz alt kısmının konturlarını belirlerken oklüzyon hakkında bilgiler vermektedir. 

Çene, üstte alt dudağın hemen altında bulunan labiomental kıvrım, her iki yanda ağız köşelerinden alt çene sınırına inen marionette kıvrımları ve altta boyun sınırını oluşturan submental kıvrımla sınırlı alandır. İçten dışa doğru çenenin anatomik katmanları; alt çene kemiği olan mandibulanın orta hatta birleşmesi ile oluşan kemiksel bir dokudan başlayarak derin yağ bölmesi, mentalis, depressor labii inferior, depressor anguli oris ve platysmal kasları, yüzeysel yağ bölmesi ve en dışta ciltten oluşmaktadır. Çene kemik yapısı sağ ve sol alt çene kemiği olan mandibulanın orta hatta birleşmesi, mental birleşme(çene çıkıntısı) alanı ile oluşmaktadır. Çene mandibulanın önde en belirgin olduğu anatomik alandır. 

cene anatomisi

Sefalogram röntgenleri ve sefalometrik analizler, yüz ile çene kemik yapısının bütünsel değerlendirilmesinde rehber olarak kullanılmaktadır. Ancak, çoğunlukla klinik muayene ve fotoğraf üzerinden yumuşak dokunun fotogrametrik ölçümleri yeterli olmaktadır. Bununla birlikte, sefalometrik ölçümler özellikle kemik cerrahisi ya da implant uygulamalarında tedavi planlamasına rehberlik etmeye devam etmektedir. Sefalometrik olarak kafa tabanı, üst çene kemiği (maksilla) ve alt çene kemiği (mandibula) arasındaki ilişkinin ortaya konulabilmesi için sella-nasion-subspinale (SNA), sella-nasion-supramentale (SNB) ve profilden nasion ile üst çenenin en konkav noktası olan A ile alt çenenin en konkav noktası olan B arasındaki ANB ilişkisi kullanılmaktadır. Sefalometrik ölçümlerde çeneye ait kemik landmark'ları olan pogonion (Pg) ve menton (Me) de kullanılmaktadır.

Sefalogram üzerinden çenenin kemik ve yumuşak dokuları arasındaki ilişki değerlendirilebilir.


cene degerlendirme 01

Çenenin estetik analizinde çenenin boyutlarını oluşturan kemik ve üzerindeki yumuşak dokuların değerlendirilmesi son derece önemlidir. Bunun için öncelikle çene kemik ve yumuşak dokularının yüze göre anatomik lokasyonu, konumu saptanmalıdır.

Bu amaçla profilden çekilen sefalogram üzerinde işaretlemeler ve metrik değerlendirilmeler yapılmaktadır. 

boyut 01

Çenenin profilde ön-arka düzlemde önde olması "Progenia" olarak tanımlanır. Progenia, çenede orta hatta kemiksel yapı olan pogonionun çok önde yer alması, yani çenenin öne çıkıntılı olmasını tanımlar. Çenenin büyük olmasından "macrogenia" ya da normal boyutta ancak daha önde konumlanmasından kaynaklanabilir. Progenia, klinik olarak primer, sekonder ve rölatif olarak sınıflandırılır.

  • Primer progenia, çene kemiğinin yapısal problemidir. Bunun nedenleri, aşağıda tanımlananlardan biri ya da birkaçına bağlı olabilmektedir.
    • Çene kemiğinin horizontal planda büyük olmasından kaynaklanan progenia.

boyut 01

    • Çenede yumuşak doku artışından kaynaklanan progenia


boyut 01

    • Bunların her ikisinin kombinasyonundan kaynaklanan progenia
  • Sekonder progenia; burada çene kemiği ve yumuşak doku normal yapıda ancak mandibulanın pozisyonu ve boyutundan kaynaklanan nedenler ile çene önde ve büyük görünmektedir. Sekonder progenia nedenleri aşağıdakilerin birisi yada kombinasyonu olabilmektedir.
    • Büyük mandibula (prognathism/macrognathism)

boyut 01

    • Mandibula gövde açısının azalması ile yüzün alt ksımının kısa ve çeneni bu nedenle önde olması
    • Mandibulanın öne rotasyonu

boyut 01

  • Rölatif progenia; çene önde görünmekte ancak bu alt dudağın yada her iki dudağın çok geride olmasından kaynaklanmaktadır.

boyut 01

Retrogenia, çenede pogonionun çok geride konumlanması olarak tanımlanmaktadır. Bu durum, küçük çene yapısından, mikrognati ve/veya çenenin daha geride konumlanmasından kaynaklanmaktadır. Retrogenia'nın nedenleri ise primer, sekonder ve rölatif olarak sınıflandırılmaktadır.

  • Primer retrogenia, çene kemiğinin yapısal problemidir. Bunun nedenleri, aşağıda tanımlananlardan biri ya da birkaçına bağlı olabilmektedir:
    • Çene kemiğinin horizontal düzlemde kemiksel yapısının küçük olması.

boyut 01

    • Çene kemiği üzerinde yumuşak dokunun kalınlığının azalması

boyut 01

  • Sekonder retrogenia; mandibulanın yanlış pozisyonundan çenenin olması gerektiği konumundan daha geride olmasına neden olmaktadır. Bunun nedenleri;
    • Mandibular yetersizlik(retrognathia/micrognathia)

boyut 01

Çenenin kemik yapısının klinik değerlendirilmesinde daha basit bir değerlendirme yöntemi kullanılmaktadır.

  • Büyük görünümlü çenenin değerlendirilmesi, makrogenia.

boyut 01

  •  Küçük görünümlü çenenin değerlendirilmesi, mikrogenia.

boyut 01

  • Mikst formu, mikrogenia ve makrogenia birlikte olduğunda çenede bunların değerlendirilmesi.

boyut 01 
Çenenin kemik yapısı, yumuşak dokuların pozisyonunu etkilediği gibi alt dudak altında yer alan labiomental kıvrımın bozulmasına da neden olmaktadır. Derin bir labiomental kıvrım genellikle alt dikey yüz yüksekliği azalmış ve çenesi geride konumlanmış kişilerde görülür. Tersine, düz bir labiomental kıvrım, dikey alt yüz yüksekliği artmış ve çenesi yetersiz olan kişilerde görülür. Bu kişiler ayrıca normalde üst ve alt dudak kapanmasında zorluklar yaşar ve mentalis kasında gerginlik görülebilir(mentolabilal katlantı ile ilgili daha detaylı bilgi için...)

Çenenin estetik ve anatomik deformiteleri, kemik yapısına, çene üzerindeki yumuşak dokulara ve çene kas aktivitesine bağlıdır. Bunlardan kaynaklanan asimetrilerde kaslar rol oynuyorsa, dinamik çene asimetrisinden bahsedilmektedir. Profil yüz değerlendirilmesinde çene kemiği ve yumuşak dokuların değerlendirilmesinde hastanın ağzını serbest bırakması istenir. Bu şekilde klinik fotoğraf alınır ve değerlendirmeler yapılır. Dinamik çene değerlendirmesi için çene ve dişler sıkılarak profil fotoğrafları veya videoları alınmaktadır. Çene kapatıldığında bazı hastalarda çenede ve yüzde yumuşak dokularda ciddi değişimler olmaktadır. Aşağıdaki birinci resimde hasta relaks durumda iken, ikinci resimde hastanın çenesini ve dişlerini sıkmasıyla yumuşak dokularda ciddi değişimler gözlemlenmektedir.

cene degerlendirme 02

Çenede yumuşak dokuların değerlendirilmesi için sıklıkla estetik fotoğraflama standartlarında çekilmiş dijital ön profil ve oblik fotoğraflar kullanılmaktadır. Çene ön kısmında yumuşak dokuya çene pedi denilmektedir. Çene destek dokusunun kalınlığı değişken olmakla birlikte 10 ± 2 mm'dir. Bu doku elle muayene edilmeli ve çene ortasında değerlendirme yapılmalıdır. Buradaki yumuşak doku ortada hafif, kenarlarda ise daha kalındır. Çene estetik değerlendirmelerinde yumuşak doku iyi değerlendirilmelidir. Örneğin, çenenin çok büyük ve önde olduğu durumlarda eğer yumuşak dokuda da kalınlaşma varsa, sadece kemik dokuda yapılan estetik işlemler fazla iyi sonuç vermemektedir. Alt dudak altında çeneye doğru bir katlantı bulunmaktadır ve “labiomental fold” olarak tanımlanır. Bu katlantı, yüzün alt kısmını ikiye bölmektedir. Üstte alt dudak ve altta çene en önemli anatomik yapılardır. Bazen submental oluğun düzleşmesi ile birlikte çene düz ve aşağı düşmüş olabilir; buna "witch’s chin deformity, cadı çenesi deformitesi (düşük çene yerleşimi)" denilmektedir. Bu durum, yaşa ve önceki cerrahi işlemlere bağlı olarak gelişebilmektedir. Gülme gibi dinamik ifadeler, bu çene problemlerini daha belirgin hale getirebilmektedir. Analizler, yüzün dinlenme, gülümseme ve dinamik yüz hareketlerine göre yapılmalıdır. Örneğin, çenenin kemik ve yumuşak doku fazlalığı ile çok fazla önde olduğu durumlarda gülme ile çene daha az belirgin hale gelmektedir. Buna karşın, aşağıdaki resimde olduğu gibi çene kemiğinin öne fazla olduğu makrogeniada ancak yumuşak dokunun az olması (4 mm'den az) durumunda hasta gülerken çene daha fazla belirgin hale gelmektedir.


yumusak doku 03


Normalde gülme sırasında ağız köşeleri yukarı hareket etmekte ve buna çene de yukarı hareket ederek katılmaktadır. Horizontal gülmede ise gülme sırasında ağız köşeleri yukarı hareket etmez; alt dudak, özellikle orta kısmı, aşağı hareket etmekte ve buna çene de katılmaktadır. 
yumusak doku 04

cenede-asimetri.jpg

Bazı kişilerde çene pedi 2 ye ayrılmakta ve üzerinde bir katlantı gelişmektedir. Buna çene gamzesi denilmektedir(daha detaylı bilgi için...) 

Çenenin yüz ile uyumunun temel belirleyicileri, çenenin dikey ve yatay boyutu, projeksiyonu ve simetrisidir. Çenenin dikey boyutunun değerlendirilmesi, yüzün ön, oblik ve profil fotoğrafları üzerinden fotogrametrik olarak yapılabilmektedir. Yüzde, kaş ortası yumuşak dokunun en belirgin noktası olan glabella, burun üst dudak geçişinde subnasaleden geçen yatay çizgiler ile yüz üst, orta ve alt bölümlere ayrılmaktadır. Bu çizgilerin oluşturduğu bölümler birbiriyle uyumlu ve eşit olmalıdır. Çene yüksekliği, yüzün alt 1/3 kısmının uzunluğunun önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Yüzün alt üçte birinin, yüzün orta üçte birine göre yükseklik oranları, kişiye özel çene yüksekliğinin belirlenmesinde kullanılır. Çenede yapılması gereken büyütme veya küçültmenin önerilip önerilmeyeceğine karar vermek için kullanılmaktadır.Çenenin dikey boyutunu değerlendirmek için, yüz alt kısmı dudakların kapanış hattı olan stomiondan geçen bir yatay çizgi kullanılarak tekrar bölündüğünde, stomiondan mentona olan mesafe, subnasale ile stomion arasındaki mesafenin iki katı olmalıdır. Ayrıca, stomiondan mentona olan mesafe, stomiondan göz iç köşeleri olan medial kantuslara olan mesafeye eşit olmalıdır. Bunlar fotogrametrik olarak ölçülür ve çenenin dikey uzunluğu değerlendirilir.Çene simetrisini belirlemek için, kaş ortasından, midglabelladan, burun ucundan (burun düz olduğu sürece) ve üst dudak filtral gamzeden geçen dikey bir çizgi çizilir. Simetrik olarak yerleşmiş bir çenenin orta noktası bu çizginin üzerinde olmalıdır. Çene asimetri gösteriyorsa, üst çene/alt çene, maksiller/mandibular uyumsuzluğa veya çenenin kendisine özgü olup olmadığına bakılmalıdır. Bunun için gözleri birleştiren yatay çizgi ile interkantal çizgi ve ağız köşelerini birleştiren yatay çizgi, interkomissural çizgiye bakılır. Bunlar paralel olmalıdır. Paralel olmadığında, üst ve alt çenelerden birinde veya her ikisinde dikey asimetriler olduğundan şüphelenilmelidir. Paralel ise asimetri çene kaynaklı olabilir.

Çenede asimetrinin nedenleri:

  • Çenede yumuşak dokulardan kaynaklanan asimetriler:
    • Yumuşak dokunun asimetrik artışı
    • Yumuşak dokunun asimetrik azalması
    • Çenede yumuşak dokunun asimetrik pitozisi
  • Çene kemik yapısının asimetrik boyutları ve rotasyonlarından kaynaklanan asimetriler:
    • Mandibulanın tek taraflı rotasyonuna bağlı olarak gelişmektedir.
    • Mandibulanın arkaya ya da öne rotasyonu ile olabilmektedir.
    • Mandibulanın pozisyonu ve boyutuna bağlı olarak da gelişebilmektedir. Örneğin, mandibulanın retrognathia ya da mikrognathia durumlarında.
    • Mandibulanın büyük olmasına bağlı çenede asimetrik büyüme gelişebilmektedir.
    • Prognathia ya da makrognathia bağlı olarak mandibular asimetrilerde.

Çenede yumuşak dokunun değerlendirilmesi için farklı yöntemler kullanılarak ve çenenin yüz düzlemleriyle ilişkileri ortaya konulabilir. Yüzün profilden değerlendirmeleri bunu sağlamaktadır. Çene yumuşak dokularının profilden değerlendirilmesinde;

  • Labiomental kıvrım—Alt dudakların altında çeneye doğru oluşan girinti, çene estetiğinde iyi değerlendirme yapılması gereken alandır. Bu değerlendirme sırasında yüz uzunluğu ile mandibulanın dikey uzunluğu arasındaki oranlar değerlendirilirken kıvrımın hem yüksekliği hem de derinliği incelenmelidir. İdeal olarak bu kıvrım; dudakların kapanma hattı, stomion ile çene yumuşak dokusunun en alt noktası (menton) arasındaki mesafe üçe bölündüğünde, üst ve orta üçte birlik alanın birleştiği noktasında olmalıdır. Bu kıvrımın derinliği erkeklerde yaklaşık 4 mm ve kadınlarda yaklaşık 6 mm olarak ölçülmüştür. (mentolabilal katlantı ile ilgili daha detaylı bilgi için...)

cene_esteteik_analizi_labiomental_kivrim.jpg

 

  • Dudak ve çene harmonisi; üst ve alt dudakların profilde en belirgin kısımları ile çene yumuşak dokunun en önde olan noktası olan pogonion aynı hat üzerinde harmoni içerisinde olmalıdır. Bu hatta "Riedel çizgisi" denilmektedir. Yüz profilde alt dudak, üst dudağa göre 2 ila 3 mm geride konumlanırken, pogonion asla Riedel çizgisini geçmemelidir. Çenenin yatay konumu, ideal çene projeksiyonunu belirlemektedir. Riedel düzlemi, ideal çene konumunu belirlemede sıklıkla kullanılmaktadır. Çene Riedel düzleminin arkasında yer alıyorsa, yatay mikrogenia; düzlemin önünde yer alıyorsa, yatay makrogeniadan bahsedilmektedir.

  • Burun ve çene harmonisi; burun sırtının orta noktası ile üst dudağın en ön noktası arasında çizilen hatta göre çene bu hattı geçmemeli ya da maksimum 3 mm geride yer almalıdır. 

cene_esteteik_analizi_burun_cene_harmonisi.jpg 

  • Hasta doğal bağ pozisyonda iken profil fotoğrafları üzerinden değerlendirmeler yapılabilir. Yüz profilinde gerçek yatay hat ya da Frankfort yatay çizgisi çizilir; buna dik olacak şekilde glabelladan geçen dik açılı dikeyler çizilir. Buna “Modifiye O meridyen çizgisi” denir. Çenenin önde yer alan yumuşak dokusu olan pogonion, glabelladan geçen dikey düzlemden 0 ± 2 mm uzakta konumlanmalıdır.

 

  • Yüz profilinde Frankfort yatay çizgi çizilir; buna dik olacak şekilde orta hatta burun kökünün en derin noktası olan nasiondan geçen dik açılı bir dikey çizgi çizilir. Buna Gonzallez-Ulloa tarafından "sıfır meridyeni" adı verilmiştir. İdeal oranlara sahip bir yüzde, profilde çenenin en belirgin noktası olan pogonion bu meridyende ya da hemen arkasında konumlanmalıdır. Çenenin çok geride konumlanması, retropozisyonunu 1 cm'den az ise birinci derece retropozisyon olarak sınıflandırılırken, 1 ile 2 cm arasında ise ikinci derece ve 2 cm'den fazla ise üçüncü derece olarak sınıflandırılır.

  • Subnasaleden çizilen dik çizgi, çenenin ve dudakların değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. Bu çizginin belirlenmesinde ilk basamak, hastanın doğal baş pozisyonunun verilmesidir. Üst dudak, bu dik çizginin 1-2 mm önünde, alt dudak ise tam çizgi üstünde ya da 1 mm gerisindedir. Çenenin en önde görünen yumuşak dokusu olan pogonionun, bu çizginin 2 mm önünde ya da gerisinde olması kabul edilmektedir.

 yontemler-03.jpg

 

  • Yüzün profil değerlendirmesinde göz korneasından geçen dik çizgi; yüz profilinde Frankfort yatay çizgisi çizilir, buna dik olacak şekilde korneadan dik açılı dikey çizgi çizilir. Çenenin projeksiyonunun değerlendirilmesinde dik çizgiye pogonionun uzaklığı ölçülmektedir. Erkeklerde pogonion 2-9 mm, kadınlarda ise 4-7 mm bu çizginin önündedir.

  

  • Çene-boyun, servikomental açı; çene ile boyun arasındaki açı 105 ila 120 derece olmalıdır. Bu tür analizlerde sıklıkla kaş ortası yumuşak dokusu olan glabella ya da burun kökü yumuşak dokusu nasion kullanılır.

 

Mentoservikal açı; burun ucundan çene pogoniona çizilen hat ile çenede mentondan geçen yatay hat arasında oluşan açıdır. Normalde 110° - 120° arasında bu açı değişmektedir. Bu açı ile burun, çene ve boyun birlikte değerlendirilmektedir. 

  • Merrifield'in tanımladığı Z açısı; Frankfort yatay hattı ile üst-alt dudakların profilde en belirgin kısımları ile çene yumuşak dokusunun en önde olan noktası olan pogonionu birleştiren hattın arasında kalan açıdır. Bu açı, ideal olarak 75° ile 85° arasında olmalıdır (80° ± 5°).

  

  • Yüzün profilden konveksitesini değerlendirmek için kullanılan "yüz konveksite açısı, Legan açısı", çenenin konumunu değerlendirmek amacıyla kullanılmaktadır. Bu açının değerlendirilebilmesi için çenenin önde yer alan yumuşak dokusu olan pogonion ile burun üst dudak geçişindeki subnasal arasında bir hat çizilir. Kaş arası glabelladan subnasal'e bir hat daha çizilir. Bu iki hat arasında oluşan açı Legan açısıdır. Bu açının ideal olarak 12° olması istenir (12° ± 4°, 8° - 16°).

yontemler-06.jpg

 

  • Yüz altı üçgeni açısı ve oranları; Gibson ve Calhoun tarafından tanımlanmıştır. Kulakta tragus referans alınarak, tragustan subnasaleye ve tragustan çene noktasına (pogonion ile menton arasındaki orta nokta) çizilen hatlar ile yüz altında bir üçgen oluşturulmaktadır. Tragus-çene orta noktası / tragus-subnasale oranı 1.15 - 1.19 olmalıdır. Bu üçgenin subnasalede oluşan açısı ideal olarak 88°-93° olması istenmektedir.

Estetik olarak güzel ve çekici bir çene tanımı; yüzün estetik ve anatomik yapıları ile uyumlu, ideal genişlik, uzunluk ve projeksiyona sahip, simetrik çene için kullanılmaktadır. Çene projeksiyonu, yüze yan profil bakışta çenenin yüze göre ne kadar önde ya da geride olduğunu tanımlar. Çenenin önde olması "protrusion" olarak tanımlanırken, çenenin geride olması ise "retrusion" olarak tanımlanmaktadır. Çenede projeksiyon problemlerinin tanımlanması, derecelendirilmesi, ihtiyaçların belirlenmesi ve tedavi öncesi ile sonrası sonuçların objektif olarak değerlendirilmesi için yukarıda anlatılmaya çalışıldığı gibi oldukça karmaşık değerlendirmeler yapılmaktadır (klinik muayene, sefalogram röntgenler, fotogrametriler vb.). Ancak hastaların "Benim çenem geride mi? Ne kadar geride? Ne yapılması gerekiyor?" sorularını basitçe karşılamayacak kadar detaylıdır. Son yıllarda alt çene için bu soruları cevaplayabilmek amacıyla basit bir skala kullanılmaktadır. Bu skala, direkt muayene sırasında kullanılabileceği gibi, yüzün profil fotoğrafı üzerinden çevrimiçi değerlendirmelerde ve dolgu-yağ enjeksiyonlarının sonuçlarının objektif değerlendirilmesinde de kullanılmaktadır (Allergan Çene Retrüzyon Ölçeği). Bu skala, alt çene geriliğinin tanılanması için 18 yaşın üzerinde kadın ve erkeklerde, her yaş, ırk ve etnik kökenden olan kişiler için kullanılabilmektedir.

Baş rahat ve gözler karşı bakışta iken yüz profilden değerlendirilir ve bu şekilde fotoğraflanır. Çenenin projeksiyonu değerlendirileceği için yüzün alt 1/3 kısmı bu değerlendirmede kullanılmaktadır. Bu alanda anatomik ve estetik olarak 3 nokta belirlenir. Alt dudağın vermilion sınırı (alt dudağın kırmızı yarı mukoza alanı ile derinin birleşme sınırı), alt dudak ile çene arasında oluşan submental katlantı ve çene projeksiyon noktası (profilde çenenin en önde olduğu nokta) işaretlenir. Bu noktalardan geçen dikmeler çenenin projeksiyonunu ve çenenin geride olma derecesini vermektedir.

 

Çene ön sınırı ile alt dudak vermilionunun yanı düzelmede olması (±1 mm) normal çene projeksiyonunu tanımlarken, geride olması çene geriliğini (retrusion) tanımlamaktadır. Çene projeksiyonunun geride ve labiomental katlantı ile aynı hizada olması (±1 mm) retrusionun orta düzeyde olduğunu tanımlar.

cenenin_geride_olmasi_alt_cene_geriligi_cenem_ne_kadar_geride.jpg

Bu değerlendirme; "Benim çenem geride mi? Ne kadar geride? Benim çenem normal mi? Çeneme ne yapılması gerekiyor?" soruları için kişinin kendi başına cevaplar bulabileceği bir skala olarak kullanılabilir.

Erkeklerde çene yumuşak dokusu daha kalındır. Yaş olarak erkeklerde çene daha geniş, köşeli ve çene projeksiyonu daha öndedir. Kadınlarda ise çene daha yuvarlak ya da V şeklindedir(kadın ve erkek estetik ve anatomik farklılıklar için...)

Yaşlanma ile birlikte çene volümü azalırken çenede yağ dokusunun dağılımı değişmekte, çene konturları kaybolmakta, aşağı boyuna doğru çene düşmekte, marionette çizgileri belirginleşmekte, jowl deformitesi ve bu deformitenin çeneye yakın kısmında pre-jowl soluklanma, prejowl sulcus oluşmakta, çenede deride portal kabuğu görünümü ortaya çıkmaktadır. Çenede çezlik kenar ve alt volüm kayıpları yaşanmakta, bu da çene projeksiyonunu etkilemektedir. Çenenin düşmesinde çene kemik dokusunun rezorpsiyonu da sorumludur(yaşlanma sürecinde esteteik analiz için...).

  

 

 

 

 

 

 

 


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency