- Gösterim: 2491
Evrimsel psikoloji estetik çekiciliğin kriterlerini harmoni, simetri, ortalama yüz özellikleri ve cinsel dimorfizm (kadın ve erkekte ayırt edilebilir fiziksel farklılıklar) olarak tanımlar. Sosyal iletişimde göz bakış davranışlarını inceleyen çalışmalar, yüzün diğer bölgelerine kıyasla gözlere ve ardından ağza, dudaklara (odaklanmanın göz-ağız bakış sürekliliği) daha fazla odaklanma eğiliminde olduğumuzu gösteriyor. Dudaklar; duygu durum ifadesi, gülme estetiği, fonasyon, estetik algı-çekicilikte rol oynadığı için yüz estetiğinin merkezi konumunda. Dolgun dudaklar gençlik, güzellik ve çekicilik ile ilişkilendirilmekte. Bu nedenlerle "dudak dolgunlaştırma" en sık talep edilen estetik uygulamalar arasında yer almakta ve özellikle sosyal medyada giderek artan ilgiyle, en popüler ameliyatsız estetik tedavilerden biri olması şaşırtıcı değil. Bununla birlikte, dudak dolgusunda hasta-doktor eğilimleri doğal olmayan sonuçlarla ilişkili. Maalesef çok volümlü, yüz harmonisi ve cinsel dimorfizm ile uyumlu olmayan, benzer dudak stilizasyonuna sahip, dudak işlevlerinin bozulduğu örnekleri görmekteyiz. Son yıllarda dolgu uygulamalarında "çekici, güzel ancak doğal görünümlü ve fonksiyonlarını korumuş dudak" sonuçlarına daha önem verilmeye başlandı. Mevcut dudakların estetik normlarda zenginleştirilerek kişiye özgünleştirilmesi ideal dudak dolgu uygulaması olarak kabul edilmektedir.
İdeal bir dudak dolgusu uygulama sonucu çok basit ve anlaşılabilir kavramlardan oluşmaktadır.
-
Dudakların boyutları ve büyüklüğü, yüz ve çevre yapılar ile uyumlu olmalıdır. İdeal boyutlar, genel yüz ölçülerine, özellikle de gözlerle uyumlu olmalıdır. Daha büyük dudaklar, daha büyük göz yapıları ile uyumludur.
-
Dudakların boyutları, büyüklüğü ve genel estetik formu, cinsel dimorfizm ile uyumlu olmalıdır. Dudaklarda erkekler ile kadınlar arasında dikkate alınması gereken önemli farklılıklar vardır. Basitçe, erkeklerde dudaklar daha geniş ve düz olma eğilimindedir; genellikle dikdörtgen bir şekil olarak tanımlanır. Kadınlarda ise daha dolgun ve kıvrımlı olup (cupid'in yayı daha belirgin), genellikle kalbe benzer bir şekil olarak tanımlanır.
- Dudaklarda anatomik alanlar iyi tanımlanmış olmalı, simetrik ve orantılı olmalıdır.
- Dudakların ideal şekli cinsiyete, ırklara ve etnik kökene göre çok iyi tanımlanmış olmalıdır. Bir dudak şekli planlanırken, bunun kişinin sosyal kimliği ile uyumlu olması ve uygulama sonrası dudakların yeni görünümüne yabancılaşma yaşanmaması istenmektedir.
- Dudakların anatomik yapıları korunmalıdır. Örneğin, dudak sınırını oluşturan vermilyon dolgu uygulamalarında iyi korunmalıdır. Bu alan uygulamalarında dolgunun dudak çevresine fazla geçişi, yaygın olarak gözlemlenen istenmeyen "ördek görünümü" oluşturmaktadır.
- İdeal üst:alt dudak volüm oranı "altın orana" uygun olarak 1:1.618 olarak tanımlanmakta, ancak yeni ve kapsamlı araştırmalar 1:1 oranının güzel ve çekici dudak algısında daha fazla tercih edildiğini göstermektedir.
- Dudağın gülme estetiği, konuşma ve seslerin çıkarılmasındaki fonksiyonları korunmalı. Bunun için "dudak tüberkülleri" olarak tanımlanan dudağın volümetrik volüm alanlarının korunması önerilmekte.
Son yıllarda dolguların dudakların yeniden şekillendirmesi uygulamalarında kas aktivitesindeki değişiklik olan "miyomodülasyon" etkilerinin de olduğu gösterildi. Bir dolgu maddesi yüzde kaldırıcı veya bastırıcı bir kasın içerisine enjekte edildiğinde miyomodülasyon etkisi göstermekte. Üst dudakta nazolabial kıvrımların piriform fossasına dolgu enjekte edilmesi üst dudağı kaldırırken, labiomental kıvrıma daha yüzeysel olarak yerleştirilen dolgu maddesi alt dudakta aynı kaldırma etkisini sağlamaktadır.
Dudak tüberkülleri
Dudakların volümlerinin önemli bir bölümünü dudak tüberkülleri oluşturmakta. Bunlar hem üst hem de alt dudaklarda yer alan dermal tümsek-çıkıntı olarak görünürler. Bu tüberküller sadece dudağın yapı ve şekil açısından rol oynamakla kalmaz, aynı zamanda ağzın normal hareketini kolaylaştırır, gülme estetiği ve fonotikte rol oynamaktadır.
Dudak gelişimi gebeliğin 4. haftasında frontonazal, maksiller ve mandibular tüberküllerin-çıkıntıların ortaya çıkmasıyla başlar. Çıkıntıların gelişimi ve orta hatta kaynaşmasını içeren bir dizi gelişim süreci, dudaklar da dahil olmak üzere yüzün oluşmasına yol açar. Temel adımlar tüm insanlar için ortak olsa da, çıkıntıların birleşme derecesi ve kapsamı, tüberküllerin görünümünü kişiler arasında farklılıklar gösterir. Yüzümüz embriyonal gelişiminde orta hatta birleşerek şekillenmektedir. Bu birleşme sırasında yüzün orta kısmında daha belirgin tüberküller merkezi yapıları oluşturmakta (burun, maksillar çıkıntılar ve çene gibi). Üst ve alt dudakta küçük yastıklar gibi görünen tüberküller de oluşmaktadır. Dudaklardaki bu tüberküller, sadece dudak anatomisinin değil, aynı zamanda embriyonal gelişimin önemli bir parçası, hatta embriyolojik gelişimin kalıntılarıdır. Dudak morfolojisinde merkezi bir rol oynayan tüberküller, dudak filtral sütunlarla birlikte ağızın karmaşık hareketlerini kolaylaştırmaktadır. Bu tüberküller, embriyonal doğumsal kusurların tanısında da kullanılmaktadır. Yarık üst dudakta medial nazal çıkıntı ve maksiller çıkıntının kaynaşmaması durumunda medyan tüberkül gelişmemektedir.
Dudağın doğal yapısının korunması ve stilizasyonunda dolguların dudak tüberküllerine uygulanması son derece önemlidir. Dudakların doğal anatomisinden yararlanarak estetik sonuçları kusursuz bir dolgu enjeksiyonu sağlarken uygulamanın nispeten daha güvenli olmasını mümkün kılmaktadır. Dudak stilizasyonu (dudak formunun doğal yapısının korunarak zenginleştirilmesi veya değiştirilmesi) sırasında bu tüberküllerin volümleri estetik normlarda arttırılabileceği gibi anatomik yerleşimleri birden fazla düzlemde değiştirilebilir (dudak tüberküllerinin içe ve dışa yer değiştirilmesi, kaydırılması). Dudak tüberküllerinin orta kısımlarına dolgu enjeksiyonu dudak volümünü orta hatta doğru arttırırken yan taraflara dolgu maddesi uygulanması ise dudak volümünü orta hattan uzaklaştırır. Tüberkül uygulamaları dışa doğru çıkıntı yapan bir dudak volüm artışı yerine dudakta istenen dikey bir kaldırma sonucunu da sağlamaktadır.
Dudağın doğal tüberkül morfolojisine dayalı bir dudak sınıflandırması bile kullanılmaktadır. Tüberküllerin sayılarına, boyutlarına ve konumlarına bağlı olarak 16 farklı morfolojik dudak tipi tanımlanmıştır.
Üst dudak modellerinde Tip 1'de üst dudağın üçte birlik kısmını kaplayan ortada tek bir büyük "orta tüberkül" görülürken (üst dudak sağ, sol ve orta tüberküller birleşmiş gibi), Tip 2'de üst dudak orta tüberkül sağ ve sol tüberküllere göre daha fazla yer kaplamakta dolgun bir orta tüberkül gözlenmektedir. Tip 3'de ise üst dudak orta tüberkül daha az yer kaplamakta, küçük bir orta tüberkül gözlenmektedir. Tip 4'de ise üst dudak tüberkül volümleri az olduğu için düz bir dudak görünmektedir.
Alt dudak modellerinde Tip A'da alt dudak sağ ve sol tüberkülleri ortada belirgin yerleşim göstermekte ve ortada belirgin tüberkül oluşumakta; Tip B'de ise alt dudak ortada dolgun ancak merkezi tüberkül yapısı yok. Tip C'de alt dudakta ortada dolgunluk yok ve dolgunluk her iki yanda; Tip D'de ise alt dudakta sol ve sağ tüberküllerde dolgunluk yok ve alt dudak düz görünmekte.
Dolgu enjeksiyon öncesi dudak yapısı ve özellikle tüberkülleri yönünde bir ön değerlendirme yapılmalıdır.
Bu değerlendirme sonrası enjeksiyonlar yapıldığında daha az dolgu içeriği ile daha iyi estetik ve doğal sonuçlar sağlanmaktadır.
Dolgu enjeksiyonları ile hastanın mevcut tüberkülleri zenginleştirilebilir.
Yada bireysel dudak formu ve normal dudak fonksiyonu korunarak normal dudak tüberküllerinin lokasyonları her düzlemde yer değiştirilerek dolgu enjekesiyonları yapılabilir.