- Gösterim: 4723
Cilt çatlarının erken kırmızı renkte oldukları dönemde yada yara izlerinin erken dönemlerinde PDL , Nd YAG lazer ve Fraksiyonel CO2 lazerler etkin olarak kullanılmaktadır. Cilt çatlakları geç klinik dönemde beyaz renge dönmekte. Deride yaşanan inflamasyon ve problemler (ameliyat, yanık, lazer tedavileri sonrası vb) sonrasında deride pigment azalmaları hatta kayıpları ile hipopigmentasyon gelişmektedir. Bu problemler hasta için ciddi estetik problemlere dönebilmektedir. Günümüze kadar her iki problemde kullanılabilecek yüksek etkinlikte ve düşük yan etkileri olan tedavi modelleri maalesef bulunmamakta idi.
Topikal retinoidler, kozmetik amaçlı dövme uygulaması, orta derinlikte kimyasal peelingler, CO2 lazerler, dermabrazyon, deri greft ameliyatları yada kozmetik kamuflaj tedavi seçenekleri içerisinde yer almakta idi.
Melanosit ve melanin azalması/kaybolması kaynaklanan bu klinik tablolarda etkin ve kalıcı tedavide amaç bunun giderilmesidir. Vitiligo da dar bant UVB tedavilerinin etkinlik ve güvenliklerinn kanıtlanmasından sonra beyaz cilt çatlaklarında ve hipopigmentasyonda 308 nm Excimer kullanılmaya başlanmıştır.
Bu dalga boyu excimer lazer yada 308 nm lambalar ile sağlanmaktadır. Yeni sistemlerde 308 nm dar bant UVB ergonomik yapıları ile sadece beyaz cilt çatlaklarına ve hipopigmente alana uygulanmaktadır. Bu sağlam deriyi koruyacak şekilde daha etki dozların kullanılabilmesi anlamına gelmektedir. Karşılaştırılmalı çalışmalarında 308 nm dar bant UVB nin 311 nm kadar etkin olduğu gösterilmiştir. Ayrıca hastaların maruz kaldıkları toplam UVB dozları 308 nm daha düşüktür ve tedavi seans sayıları daha azdır.
Klinik çalışmalarda 308 nm dar bant UVB nin lazer ve lamba kaynaklarının klinik etkinlikleri aynı bulunmuştur. Lamba kaynaklı 308 nm dar bant UVB nin daha ekonomik olması ve hasta maliyetleri nedeni ile günümüzde excimer lazerlere göre daha fazla tercih edilmektedir. Excimer lazerde xenon-chloride gazı kullanılarak 308-nm dalga boyu elde edilmektedir.
Lamba kaynaklı dar bant 308 nm UVB için 2 sistem kullanılmaktadır.
Her iki sistemde uygulamadan önce hastanın ışık duyarlılığının ve duyarlılık arttırıcı ilaçlar yada besin katkı maddeleri kullanmaması istenmektedir.
Tedavi seanslarından önce kullanılacak dozların belirlenmesi için “minimal eritem dozu(MED)” saptanmaktadır. Bu hastanın sedef olmayan bir deri bölgesinde eğer açık tenli ise 100, 200, 300, 400, 500 ve 600 mJ cm2 koyu tenli ise 150, 200, 300, 500, 700 ve 900 mJ cm2 olacak şekilde 6 adet alana yapılan teste uygulamasıdır. Test alanını hastanın 24 saat güneşe göstermesi istenmez. 1 gün sonra test alanına bakılarak eritemin en az oluştuğu uygulama dozu seçilir.
Uygulama sadece beyaz çatlak alanına ve hipopigmente alan yapılmaktadır. Bunun için çevre sağlam deri alanı özel plastik örtüler yada okzide zink pomadlar ile korunmaktadır.
Seanlar 1 yada 2 haftada bir uygulanmaktadır. 6-10 seanslık uygulamalarda estetik klinik cevaplar alınmaktadır.
MED dozları ile başlanmakta ve hastanın toleransına göre her seansta 50 mJ/cm2 arttırılmaktadır. Eğer seanslarda 2 günde fazla süren eritem yada su toplaması gözlendiğinde bir önceki seans dozlarına dönülmektedir.
Daha sert tedavilerde kullanılabilmektedir. Bu tedavilerde yine MED saptanır. İlk seanslarda 2 MED dozları ile başlanır. Her hafta hastanın ve klinik toleransa göre doz bir öncekinden 2 kat fazla verilmektedir.
8-16 MED dozlarında su toplaması gibi yan etkiler gelişebildiği için bu dozlar fazla tercih edilmemektedir.