- Gösterim: 27706
Estetik olarak güzel ve çekici yargımızın nelere bağlı olduğu üzerine birçok bilimsel çalışmanın yapıldığını görmekteyiz. Bir insan yüzünde güzel ve çekici yargısının oluşmasında görsel algılarımız, yüz cildinin niteliği (renk dağılımının homojen olması, fizyolojik yaşa uygun çizgiler ve kırışıklıkların varlığı vb.) ve yüzü oluşturan anatomik ve estetik alanların simetri, harmoni ve dengesine odaklanmaktadır. Güzel ve çekici olarak tanımladığımız yüz, temelde kişinin mükemmel vücut fizyolojisini, bağışıklık sistemini ve genlerini yansıtmaktadır. Bu tanımlama kriterlerinin, eş seçiminden (kadın ya da erkek olalım, kusursuz genleri aradığımızı hatırlayalım) sosyal etkileşime ve akademik başarıya kadar etkili olduğu gösterilmiştir.
Yüzün insanlar tarafından algısı ve yargılanması ile ilgili araştırmalarda; yüzün görsel algılanması ve değerlendirilmesi sırasında yüzde hangi estetik alanlara odaklanıldığı, hangi ipuçlarının ve nasıl kullanıldığı incelenmiştir. Dijital fotoğraf üzerinde odaklanılan yüz bölgelerinde değişiklikler yapıldığında çekicilik, baskınlık, cinsiyet kimliği (erkeklik/kadınlık), sağlık, immün sistem ve diğer sosyal nitelik yargılarımızın ne şekilde değişebileceği araştırılmıştır. Bu araştırmalarda sonuçlar oldukça detaylı ve ilginçtir. Sonuçlar arasında cinsel dimorfizm (kadın ve erkek cinsel kimlikteki ayrım) çalışma sonuçları dikkat çekicidir. Yüz estetik uygulamalarında sıklıkla karşılaştığımız bir duruma biraz açıklık getirebilir: Daha erkeksi ve daha kadınsı bir yüz.
Öncelikle cinsel dimorfizm sağlayan özellikler yüz estetik analizlerinde çalışılmış ve erkek/kadın yüzleri arasında istatistiksel olarak farklılık gösteren özellikler belirlenmiştir; kaşların formu ve belirginliği, elmacık kemiklerinin belirginliği, göz boyutu, yüz yüksekliği ve çene kemiği belirginliği gibi (daha detaylı bilgi için...).
Bu özellikler arasında, kaşların formu ve belirginliği, yüz yüksekliği ve alt çene kemiği belirginliği erkek dimorfizmi için kullanılabilirken, bu özellikler erkeksi bir yüz şekli ile pozitif ilişkilidir ve kadınsı bir yüz şekli ile negatif ilişkilidir.
Elmacık kemiği belirginliği ve göz boyutu ise kadın dimorfizmi için kullanılabilir, bu özellikler erkeksi bir yüz şekli ile negatif ilişkilidir ve kadınsı bir yüz şekli ile pozitif ilişkilidir.
Kadın ve erkek için cinsel dimorfizmde hedef alanlar belirlendikten sonra, çalışmanın yapılacağı toplumun ırksal ve etnik özelliklerine göre dijital olarak ortalama kadın ve erkek yüzleri oluşturulmuştur.
Bu ortalama yüz fotoğraflarında yukarıda tanımlanan cinsel dimorfizm odak alanlarında dijital değişiklikler yapıldığında, yüzün algısında ve çekicilik yargısında değişimler karşılaştırılmıştır. Örneğin, aşağıdaki resimde olduğu gibi güzel ve çekici olarak algılanan kadın resminde kaş, jawline ve çene bölgelerinde dijital olarak daha erkeksi değişiklikler yapılmıştır.
Yada aşağıdaki resimde olduğu gibi güzel ve çekici olarak algılanan erkek resminde kaş ve yüz uzunluğunda değişim yapıldığında yüzün estetik olarak nasıl algılandığı araştırılmıştır.
Ortalama kadın ya da erkek fotoğrafları üzerinde kaş kalınlığı, göz büyüklüğü, elmacık kemiklerinin belirginliği, yüz uzunluğu ve jawline konturları aynı anda dijital olarak değiştirilerek estetik algı, güzellik ve çekicilik yargısının değişimleri araştırılmıştır.
Sonuçlar:
- Kaş kalınlığı, yüz yüksekliği ya da alt çene kemiği belirginliği, yüze daha erkeksi-maskülen bir görsel yargı vermektedir.
- Elmacık kemiğinin belirginliği ve göz boyutlarında belirgin bir artış, yüze daha kadınsı bir görsel yargı kazandırmaktadır.
- Parametrelerdeki değişimlerin algısı cinsiyete göre farklılık göstermektedir. Örneğin, yüz uzunluğu kadınlarda daha maskülen bir ifade verirken, erkeklerde çene belirginliği daha maskülen bir ifade oluşturmaktadır.
- İnceye göre hafif kalın ve dolgu kaşlar, kadınlar için daha çekici olarak değerlendirilmiştir.
Benzersiz ve karakteristik yüzlerimiz, dış dünyaya kendimiz hakkında birçok sinyal verirken en önemlisi olan cinsiyetimizi de tanımlamaktadır. Genetik yapımızda genomların karmaşık etkileşimleri, birçok biyolojik ve biyolojik olmayan faktörden etkilenen benzersiz bir yüz özelliği sağlamaktadır. Tüm yüz özelliklerini cinsel dimorfizm ile genellemek o kadar kolay olmasa da, erkek ve kadın yüz yapısı ile şekli arasında bazı farklılıklar olduğunu biliyoruz. Bu farklılıklar, bir yüzü kadın veya erkek olarak algılamamıza yardımcı olmaktadır. Cinsel dimorfizm, erkekler ve kadınlar arasındaki biyolojik farklılıklardan kaynaklanmakta ve alın, gözler, kaşlar, burun, çene, çene çizgileri, yanaklar ve dudaklar genellikle iki cinsiyette farklılıklar göstermektedir. Bu farklılıklar, boyut, şekil, yapı, oranlar ve farklı yüz bölümlerinin birbirleriyle olan ilişkilerinde gözlenmektedir. Biyolojik cinsiyetimiz ne olursa olsun, çoğumuzun yüz hatlarında bir veya daha fazla benzerlik vardır ve bu oldukça normaldir. Ancak bu özelliklerin bir kombinasyonu ve birbirleriyle ilişkileri genellikle bir kişiye kadınsı veya erkeksi bir görünüm kazandırmaktadır.
- Yukarıda tanımlanmasa da alın, erkek ve kadın yüzleri arasındaki önemli farklılıklara katkıda bulunacak kadar baskındır. Kadınlarla karşılaştırıldığında, erkeklerde daha güçlü, daha yüksek, daha geniş ve daha çıkıntılı alın görülmektedir. Erkeklerde daha çıkıntılı alın ve gözlerin üstünde yer alan kemikli kaş sırtı, gözlerin daha derin görünmesine neden olur. Ancak kadınlarda daha yumuşak bir kaş sırtı veya bu kemikli sırtın yokluğu, alına dikey veya daha yuvarlak ve pürüzsüz bir görünüm verir.
- Genellikle daha büyük gözlere sahip olan kadınlara göre erkeklerde daha küçük ve daha derin yerleşimli gözler bulunmaktadır. Kadınların gözleri ile kaşları arasındaki daha uzun mesafe, gözlerinin daha büyük ve daha açık görünmesine neden olur. Kadınlarda kaşlar daha dar ve genellikle martı kanadı şeklinde kemerlidir. Bu yapı, kaşları daha da yüksek gösterir ve gözlerinin daha büyük görünmesine yardımcı olur. Öte yandan, erkeklerin daha düz ve daha gür kaşları bulunur; bu da gözlerinin daha küçük görünmesine ve daha derin konumunu artırmaktadır.
- Erkek burunları, daha geniş tabanlı, burun delikleri ve burun köprüleri daha büyük olma eğilimindedir. Daha düz ve daha yüksek bir burun köprüsü, hatta burun sırtında hafif bir kambur varlığı genellikle daha erkeksi olarak kabul edilir. Tersine, kadın burunları genellikle daha küçüktür ve kavisli köprülere sahiptir. Dahası, kadın burun uçları yukarı doğru dönme eğilimindedir.
- Yanaklar ve elmacık kemikleri, erkekler ve kadınlar arasında farklılık gösterebilen diğer yüz özellikleridir. Genellikle kadın elmacık kemiklerini erkek elmacık kemiklerinden daha dolgun ve belirgin bulabilirsiniz. Kadınsı yanaklar daha yuvarlak ve yumuşak görünür.
- Yüzün sadece çenesini ve alt çene sınırını görüp dudakları dışarıda bırakırsanız, bunun bir erkek veya kadın yüzüne ait olup olmadığını kolay ayırt edebilirisniz. Erkek çeneleriyle karşılaştırıldığında, kadın çeneleri daha küçüktür ve daha yuvarlak görünen daha az belirgin bir tanımla V şekli oluşturur. Erkeklerin çeneleri daha büyük ve daha geniştir ve çeneleri genellikle daha çıkıntılıdır.
- Cinsel cinsel dimorfizmde can alıcı alan belkide dudaklardır. Kadınlar daha belirgin ve dolgun dudaklara sahiptir. Ayrıca, erkeklerin üst dudakları daha uzun iken kadınlarda bu alan daha kısadır.
Yüz görünümlerinin bu farklı spektrumları içerisinde bazıları tipik erkeksi yüze daha yakınken, bazıları tipik kadınsı yüze daha yakındır. Daha önce de belirtildiği gibi erkekte ya da kadında karşı cins için tanımlanan bazı yüz özelliklerinin varlığı oldukça normaldir. Bunlar yüze mutlak belirgin bir erkeksi veya kadınsı görünüm vermez. Ancak, bu özelliklerin bir kombinasyonu, kişinin cinsel dismorfizm yargısını vermektedir. Erkekler ve kadınlar arasındaki yüz farklılıklarına dikkat edilmesi, plastik cerrahi ve medikal estetik uygulamalarında son derece önemlidir. Cinsel kimliğin korunması ya da daha kadınsı veya erkeksi bir görünüm kazandırmak için.