- Gösterim: 2806
Günümüzde sosyal olarak kabul edilebilme, psikolojik olarak iyi hissetme hali ve bireyin kendini beğenmesinin fiziksel görünüşüne bağlı olduğunu görmekteyiz. Özsaygının kuvvetli bir şekilde yüz görünüşüne bağlı olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle fiziksel görünüşte yüz, birincil fonksiyonlardan birisidir. Medikal estetik, lazer ve cerrahi tedavilerin başlıca amaçlarından biri, yüz çekiciliğini korumak ve bunu zenginleştirmektir. Bunu başarmak için doktorun estetik bir ön görüye ve özenli bir yüz estetik analizine ihtiyacı vardır. Belki de asıl amaç, hastanın yüz özelliklerini ve yüz ile ilgili uyumsuzlukları tanımlamak olmalıdır. Sonrasında yapılacaklar, yüzün estetik harmonisini ve doğallığını bozmadan olumsuz yüz özelliklerini düzeltmeye dönük çabayı artıracaktır.
Yüzün kusursuzluğunu meydana getiren yumuşak doku profili, güzellik uzmanları, antropologlar, rekonstrüktif cerrahlar, dermatologlar ve ortodontistleri içeren birçok disiplin tarafından pek çok kez tanımlanmıştır. Tanımlanan bu profiller, yüzdeki iskelet ve yumuşak dokuyu hatta dişleri kapsayacak şekilde değişimler göstermektedir. Aslında mükemmel bir yüz tanımlaması ya da yüzde hangi analiz disiplininin uygulanacağı son derece tartışmalıdır. Çünkü estetik ve güzellik zamana ve kültüre göre büyük değişim göstermektedir. Bununla birlikte, genelde ortalama bir yüz, atipik bir yüze göre daha estetik olarak algılanmaktadır.
Yüz estetiğini oluşturan yapıları bir bütün olarak değerlendirmeliyiz. Örneğin, yüzün kemiksel normları tedavi ihtiyaçlarını, bunların stabilitesini ve hedeflerimizi tanımlamaya yardımcı olur. Yüzdeki yumuşak doku görünümü bile kısmi olarak altındaki iskeletsel yapıya bağlıdır. Yüzün estetik analizinde yaşlanma ile iskelet ve yumuşak doku özelliklerinin muhtemel değişimi dikkate alınmalı ve belki de yıllar sonrası düşünülmelidir.
Bireyin yüz özelliklerinin belirlenmesinde, bireyi benzersiz kılan ailesel ve etnik karakteristik özellikleri korumak çok önemlidir. Bu nedenle, bireysel yüz özellikleri ve karakteristik özellikler iyi tanımlanmalıdır. Örneğin, estetik analizde gülmenin simetrik olması gerekmektedir. Aşağıdaki Elvis örneğinde, gülme sırasında belirgin bir asimetri vardır. Ancak Elvis’in asimetrik gülmesi, karakteristik özelliği belki de onu çekici kılan bu asimetridir. Bunu saptamak, buna müdahale anlamına gelmemektedir.
Belki de her hasta için yüz çekiciliğini en iyi şekilde ön plana çıkarabilecek hasta özelliklerine göre bireyselleştirilmiş bir norm tespit edilmelidir. Bu nedenle yüz estetik normları her doktor için sabit olmalı, ancak estetik analizde izlenecek basamaklar ve disiplin doktora özgü olmalıdır.
Yüzdeki normalden sapma olarak tanımlayabileceğimiz herhangi bir orantısızlık, yüzün estetik kalitesini azaltmaktadır. Bu orantısızlığın düzeltilmesi, medikal tedaviler, lazer ve estetik cerrahi uygulamalarla sağlanabilmektedir. Normalden sapmayı elimizdeki standart ölçüm yöntemlerini kullanarak yapmaktayız. Yüz üzerinde yapılan antropometrik çalışmalarda ırk ve etnik kökene, cinsiyete ve yaşa göre belirlenmiş veri tabanları oluşturulmuştur. Ölçüm sonuçları bu veri tabanları ile karşılaştırılmaktadır.
Hastanın yüz estetik değerlendirmesinde fotoğraflar üzerinden ölçümlerin yapılmasının güvenilirliği ve doğrudan yüz üzerinden alınan ölçümler ile karşılaştırmalı çalışmaları yapılmıştır. Ölçüler, doğrusal mesafeler, eğimler ve açıları karşılaştırılmıştır. Günümüzde fotoğraf üzerinden ve özel bilgisayar destek programları ile yapılan değerlendirmeler daha sık kullanılmaya başlanmıştır. Bu yöntemler fotoantropometri olarak adlandırılmıştır. Fotoğraflama üzerinden estetik değerlendirme ve ölçümlerin yapılması, hasta bilgilerinin arşivlenmesi ve sonrasında karşılaştırılması açısından günümüzün doğru tekniği olarak seçilmelidir.
Yüz estetik analizinde amaç, hasta için bir ön tanının belirlenmesi ve analizler sonunda kesin tanıya ulaşılmasıdır. Sonrasında bu kesin tanı ve ölçümleri kullanarak tedavi planı yapılmalıdır. Hastaya doğal baş pozisyonu verilerek estetik değerlendirme ve analizler yapılmalıdır.
- 1. basamakta hastanın kalitatif yani sayısal ölçümler yapılmadan değerlendirmesi yapılmaktadır. Bu aşamada hastanın baş ve yüz tipi belirlenmekte. Estetik alanlar arasındaki ilişkiler değerlendirilmekte. Yüzün estetik simetrik değerlendirilmesi yapılmaktadır(daha detaylı bilgi için...)
- 2. basamakta kantitatif yani sayısal ölçümler yapılmaktadır(daha detaylı bilgi için...) Bu ölçümler sonrasında bir ön tanı konulmaktadır. Ön tanı sonrasında problemli anatomik alana dönük tekrar kalitatif değerlendirmeler yapılmakta eğer bu değerlendirme ön tanıyı destekler ise kesin tanı konularak tedavi planlaması yapılmaktadır.