- Gösterim: 12531
Potasyum, hayatın olmazsa olmaz elementlerinden biridir. Potasyum olmadan vücut işlevleri sağlıklı çalışmaz. İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler yaşamlarını sürdürebilmek için potasyuma ihtiyaç duyar.
Potasyum, 1807 yılında İngiliz kimyager Sir Humphrey Davy tarafından Londra’daki Royal Enstitüsü’nde keşfedilmiştir.
“Potasyum” kelimesi, potasyum karbonat olarak bilinen “potas” kelimesinden türetilen bir sözcüktür. Potasyumun kimyasal simgesi Latince “kalium” kelimesinden gelmektedir. Kalium, Arapça “al galiy” olarak telaffuz edilen “alkali” kelimesinden türetilmiştir. Türkçe karşılığı “bitki külleri”dir. “Potas” kelimesi ise, İngilizce, “yanmış ağaç veya ağaç yaprağı küllerinden elde edilen alkali” anlamına gelmektedir. İngilizcesi, “potassium” şeklindedir.
Yerkabuğundaki en bol yedinci elementtir.
Potasyumun kimyasal sembolü “K”dır. Atom numarası 19, atom ağırlığı 39,09’dur. En hafif ikinci elementtir.
Potasyum, periyodik tabloda 1. Grup, 4. Periyot, S-Blok elementlerinden biridir. Alkali metaller element serisinde yer alır. Kimyasal özellikleri bakımından sodyuma benzer. Çok sayıda bileşik oluşturabilir. Kristal yapısı hacim merkezli kübiktir. Elektropozitifliği son derece yüksektir. Elemental potasyum, oldukça yumuşak, bıçakla kesilebilen, gümüşî beyaz görünümde katı bir elementtir, dokusu sabuna benzer.
Potasyum, suya karşı oldukça aktiftir. Su ile şiddetli reaksiyonunda hidrojen açığa çıkarır ve bu şiddetli reaksiyonda açığa çıkan ısı hidrojen gazını yakar. Suda çözünürlüğü yüksektir. Havada hemen oksitlenir. Hava ile temasında alkali potasyum hidroksit oluşur. Bir parça potasyum kesildiğinde, temiz yüzeyi havayla temas edince hemen matlaşır. Metal oksit oluşumu ve hidroksit korozyonunu önlemek için havasız ortamlarda saklanmalıdır. Genellikle gazyağı (kerosen) gibi indirgen ortamlarda depolanır. Potasyum ve bileşikleri yanarken menekşe renginde alev verir. Sudaki potasyum iyonları renksizdir. Potasyum bromür, potasyum karbonat, potasyum klorat, potasyum nitrat ve potasyum sülfat gibi tuzları önemli maddelerdir.
Potasyum, doğada bol bulunan elementlerdendir. Yüksek reaktivitesi sebebiyle saf olarak bulunmaz. Doğada genellikle tuz formunda yaygın olarak bulunur. Deniz suyunda ve yerkabuğundaki birçok mineralde diğer elementlere bağlı olarak bulunur. Yerkabuğunda ağırlıkça yüzde 1,5 ila 2,5 oranında potasyum içeriği vardır. Dünyada en bol bulunan elementler arasında yedinci sıradadır. Eski göl ve deniz yataklarında potasyum tuzları bulunur. Silvit, langbeinit, karnalit, polhalit gibi mineraller de potasyum içerir. Diğer elementlerden elde etmek zordur. Potasyum hidroksitten elektroliz yoluyla; potasyum klorürden ısı metotlarıyla üretilebilir.
Dünyada yılda 50 milyon ton potasyum kullanılmaktadır. Potasyum, endüstride ve kimyasal işlemlerde yaygın olarak kullanılan elementlerden biridir. Potasyum üretiminin yüzde 90’ını gübrelerde kullanılır. Potasyum karbonat, camlara dayanıklılık kazandırır. Sodyum-potasyum alaşımı, iyi bir ısı iletkenidir. Potasyum süperoksit, karbondioksit tutucu veya taşınabilir oksijen kaynağı olarak kullanılabilir. Potasyum bisülfat, gıda katkısıdır. Potasyum hidroksit, temizlik sektöründe, gübrelerde ve hayvan ilaçları başta olmak üzere birçok üründe kullanılır. Potasyum klorür, farmasötik ürünler, tıbbi damlalar ve tuzlu su enjeksiyonlarında kullanılır.
Potasyum ve İnsan Organizması
Potasyum tüm canlılar için olmazsa olmaz makro elementlerden birisidr. İnsanlarda vücutta normal su dengesinde, sinirsel uyarımın iletiminde, kas ve enzimatik aktivitede rol oynamakta. Hücre içerisinde en yüksek oranda bulunan metallerdendir. Hücre dışında 5 mM iken hücre içerisinde 140 mM konsanrasyonlarda bulunmaktadır. Hücre dışı potasyum organizmanın genel potasyumunun değerlendirilmesinde önemlidir. Hücre ii seviyelerin üstüne çıkar yada altına düşer ise değişmektedir. Hücre içi potasyum ise serum potasyum sabit kalırken değişik uyarılarla hızla değişebilmektedir.
Hayati önemde olan potasyumum fazla miktarları oraganizma(sodyum denegesini bozarak) için toksiktir. Serum potasyum seviyesinde % 3 lük yükselme ölümcül hiperkalemi(potasyum yükselmesi) tablosuna neden olabilir. Bu tablo böbrek yetemezliklerinde sıklıkla görülebilmektedir. Erişkinlerde ölümcül potasyum (K2CO3 gibi) 15 g olarak belirlenmiştir.
Potasyum eksikliği hipokalemi olarak tanımlanır ve serum potasyum seviyelerinin 3 mEq/L nın altında olması dudumlarını tanımlar. Kaslarda zayıflık, sinirsel iritabilitede artış, dizoryentasyon, kalp düzensizlikleri, paralizler ve solunum yetmezliği ile kendini göstermektedir.
Potasyumun Deriden Emilimi ve Atılımı
Potasyum ve birlikte sodyumun iyonlerının derine emilimi bu yonların konsantrasyonlarına bağlıdır (Fick in difüzyon yasalarına bağlı olarak). Potasyum iyonlerının deriden geçişleri Na, Li, Ca, Mg ve Al iyonları üzerinden olmaktadır. Bu iyonların deriden geçişlerinide iyonların büyüklükleri belirlemektedir. Potasyumun emiliminde potasyumun yapısıda önemlidir. Örneğin potasyum klorid potasyum iyodürden daha iyi emilmektedir.
Potasyum deriden başlıca terle atılmaktadır. Bu atılım oranı terlemenin şiddetine ve diyet, hormonlar gibi diğer faktörlere bağlıdır.
Erişkin bir erkekte ön kolda aşırı terleme sırasında günlük ter ile atılan potasyumun 30% kaybedilebilmektedir(0.125 g/saat). Dinelme sırasında ise ön koldan 6 saat boyunca ancak 0.9 mmol/L potasyum atılabilmektedir.
Derinin bütününde potasyum konsantrasyonu değerlendirildiğinde dermiste potasyuun homojen dağıldığı ancak epidermiste azaldığı hatta st. cormenumda oldukça düştüğü görülmekte. Bunun deriden terleme atılan potasyumunun tekar emilmesi rol oyanamakta.
Fizyoojik olarak hücre içerisine ve dışına potasyumun geçişinde rol oynayan potasyum kanaları bulunmakta ve bunlar kalsiyum iyonunun geçişine bağımlı çalışmaktadır. Bu kanalların çalışmasındaki defekt beyinde Alzheimer hastalığında görülmekte ve oldukça spesifiktir. Bu defekt Alzheimer hastalarında deride de gözlenebilmekte. Dolayısı ile bu hastalığın erken tanısında deride bu defekt varlığı kullanılabilir. Ayrıca bu kanallardaki problem Alzheimer hastalığı ile yaşlanma yada Parkinson, Huntington ve Wernicke-Korsakoff hastalıklarının ayırıcı tanısında kullanılabilir.(bu hastalıklarda potasyum kanalrraında defekt yok).
Potasyum kalsiyum ve magnesyum gibi epidermal bariyer hemostazında önemlidir ve kalsyumu ile sinerjistik çalışmakta. Fere deneylerinde; fare derisi delipidize(deri üstündeki yağ içeriği derinin aseton yada alkol ile silinerek uzaklaştırılması) edildikten sonra derinin tekrar bariyer özelliklerin kazanması potasyum ve alsiyum yükse konsantrasyonları ile bloke edilebilmektedir. Özetle derinin bairyer özelliğini tekrar oluşturmasında üst epidermiste Ca ve K düşük konsanrasyonlar olmalıdır.
Potasyum saç folliküllerinde başlıca saç bulb ında ve follükülün keratinizasyon zonunda bulunmaktadır.
Dış kulak salgısı olan cerumen, sebase ve apokrin bezlerdei dökülen epidermal hücrelerde potasyum varlığı gösterilmiştir.
Çok yaygın bir endüstriyel kullanım alanı olan potasyum hidroksit yüksek konsantrasyonlarda deri ve göz ile temas ettiğinde dokular için hasar vericidir. Bunun dışında potasyumun ile ilgili alejik bir deri reaksiyonu söz konusu değildir.