Vitiligo Dışında Cerrahi Tedavilerin Diğer Kullanım Alanları

Vitiligo hastalığında sık görülen hastalıklar aşağıda anlatılmaya çalışılmıştır.

Tiroid Hastalıkları

Vitiligo otoimmün(immün  sistem yani vücudun savunma sisteminin yanlışlıkla kendi doku ve organlarına saldırması)  bir hastalıktır. Bu nedenle vitiligo hastalarında tiroid bezinin otoimmün hastalıkları gözlenebilmektedir.

Bunlardan ilki “Hashimoto’s thyroiditis”  tir.  Bu hastalıkta tiroid bezine  immün sistem saldırmakta ve hastalığın son döneminde tiroid bezi dokusu azalmakta ve tiroid hormon eksikliği yani hipotiroidizim gelişmektedir. Bu dönemde deri soluk-sarımsı-sert ve kuru olmakta, el ve ayaklar gibi vücudun uç noktaları soğumakta, hastalar soğuğu tolere edememektedir. Tırnak ve saç geç uzamakta, tırnaklar kırılmakta ve saçlarda incelme ile dökülme olmakta,  kabızlık, yorgunluk, kalp hızının yavaşlaması, diastolik hipertansiyon, entellektüel aktivitede azalma, yüz ve göz kapaklarında  şişme olmakta, lipido azalmakta, adet düzensizlikleri gelişmektedir. Bu hastalarda anti TPO testleri tanıda yardımcı olmaktadır.

Vitiligo ile birlikte sık görlen diğer tiroid otoimmün hastalığı “Graves hastalığı” dır. Bu hastalıkta tiroid bezi normalin 2-3 katı büyümekte ve tiroid hormonlarının fazla salınmasından kaynaklanan hipetiroidizim gelişmektedir. Buna bağlı olarak; hiperaktivite, sinirlilik, kilo kaybı, aşırı terleme, çarpıntı, sistolik hipertansiyon, ishal atakları, derinin sıcak ve nemli olması, lipido azalması ve adet düzensizlikleri olmaktadır. Göz kapakları geriye çekilmekte gözler daha öne itilmekte daha belirgin hale gelmektedir. Tiroid hormonu ölçüm testleri tanıda yardımcı olmaktadır.

Alopesi;(Saç kıran hastalığı)

Vitiligo gibi otoimmün bir hastalıktır. Sıklıkla saçlı deride ancak sakal, kaş, kirpik ve vücut kıllarında aniden başlayan bir yada daha fazla  yamalar tarzında dökülmeler olmasıdır. Küçük ve az sayıda olabileceği gibi bazen tün saçlar hatta vücut kılları dökülebilmektedir. Tırnaklarda pitting, lunulada kırmızı spotlar ve tırnakta uzunlamasına  çizgilenmeler olabilmektedir.

Romatoid artrit

Otoimmin bir hastalıktır. Eklemleri saran zarların iltihaplanmasıdır. Sıklıkla el, bilek, diz ve ayak eklemleri etkilenmektedir ve simetrik eklem tutulumu gözlenmektedir. İştahsızlık, yorgunluk hissi, kaslarda zayıflama belirtileri eklem şikayetlerine eşlik etmektedir. Hareketle artan eklem ağrıları ve şişmeleri olmakta ve zamanla eklem şeklinide bozmaktadır. Eklem dışında deri altında romatoid nodul denilen şişlikler ve iç organ tutulumlarıda gelişebilmektedir.

Pernisiyöz anemi

Otoimmün hastalıklar gurubundadır. Bu hastalarda mide asit sıvısında kobalamin bağlayan protein yani “intrinsic factor(IF)”  eksiktir. Bu eksikliğe bağlı olarak Vit B 12 eksikliği ortaya çıkmaktadır. Bu eksiklik ile birlikte sinir anomalileri ve ishal gibi sindirim sistem şikayetleri olmaktadır. Vitiligo ile birlikteliği bildirilmiştir.

Addison hastalığı 

Böbrek üstü bezlerinin yetersizliğinde görülmektedir.  Böbrek bezleri vücudun hormonal sistemini düzenler ve kortizonun salgılandığı asıl hormonsal organdır. Bu bezlerin yetersiz çalışması yorgunluk, zayıflık hissine neden olmakta, kilo kaybı, iştahsızlık, bulantı ve kusma, deride hızla renk koyulaşması(ellerde, boyunda ve yüzde güneş gören ve sürtünen alanlarda) ortaya çıkmaktadır.

Sistemik  lupus eritematozis

Otoimmün bir hastalıktır kronik seyirlidir, alevlenme ve azalmalar dönemleri göstermektedir. Alevlenme dönemlerinde deride, eklemlerde, böbrek, beyin ve sinir sisteminde, akciğerde ve sindirim sisteminde belirtiler yapmaktadır.  Otoantikorlar Anti DsDNA, anti-Ro (SS-A), anti-La (SS-B), anti-Sm ve  anti-nucleosome testleri tanıda yardımcı olmaktadır.

Psoriasis(sedef Hastalığı)

Geç yaşta başlayan ve İnsülin kullanımı gerektiren Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı)

Otoimmün bir hastalıktır ve pankreas bezinden insulin salgılayan beta hücrelerin yok olması ile gelişmektedir. Kanda şeker ani yükselmeleri ile kendisini göstermektedir.

İnflamatuar bağırsak hastalıkları 

İnflamatuar bağırsak hastalıkları otoimmün hastalıklardır ve 2 major tipi vardır; Ülseratif Kolitis, ve Kron Hastalığı. İshal, kanama, karın ağrıları, ateş, kramplar, iştahsızlık, bulantı ve kusma, yorgunluk ve kilo kaybı yapmaktadır. Eklem ağrıları sık ortaya çıkmaktadır. Kemik erimesi, göz tutulumu, idrar yollarında problemler gelişebilmektedir.

Multiple sclerosis(MS)

Merkezi sinir sistemi hastalığıdır. Beyindeki sinirlerde demyelinizasyon, axon kaybı ve nörolojik fonksiyon kayıpları gelişmektedir. Kadınlarda daha sık gözlenmektedir. Sıklıkla 20-40 yaş döneminde başlamaktadır. Beyinde yerleşim yeri ve hastalığın şiddetine gore şikayetlere neden olmaktadır. His kayıplarından, duyma ve görme kayıplarına, kas zayıflıklarına kadar değişebilen klinik belirtileri ile ataklar yapmaktadır.

Myasthenia gravis

Kas sisteminde zayıflama ve yetersizlikler yapmaktadır. Kadınlarda daha sık gözlenmektedir. Göz çevresi kasları en erken etkilenen kaslardır. Çift görme, göz kapağında düşme ve  çiğneme kaslarında zayıflama yapmaktadır. Belirtiler dinlenme ve uykuda azalmakta sonra tekrar başlamaktadır. Hastalığın ileri dönemlerinde kollarda güç kaybı olmaktadır.

Skleroderma

Nedeni bilimeyen kronik bir hastalıktır. Vücut destek dokularını, deri, akciğer, sindirim sistemi, böbrek ve kalp başta olmak üzere iç organlarda küçük damarları etkileyen bir hastalıktır. Morfea en sık gözlenen lokal formudur. Deride  sert, gergin, yüzeyi düzleşmiş ve kenarı viole renkte plaklara yapmaktadır. Sistemik tutulumunda bilinen varyantı CREST sendromudur.

Sjögren’s sendromu

Kronik seyirli otoimmün hastalıktır.
Göz, ağız, burun ve vajinada kurulukla seyretmektedir. Deride damarların etkilenmesi ile kaşıntılı, derialtı kanamaları yapan ürtikere benzeyen döküntüler yapmaktadır. Bazen tek başına(Primer  Sjögren’s sendromu) bazende diğer otoimmün hastalıklar ile birlikte olabilmektedir. (Sekonder Sjögren’s sendromu)
anti-Ro (SSA) ve anti-La (SSB) antikor testleri tanıda yardımcı olmaktadır.

Kronik Aktif Hepatitis

Otoimmün ilerleyici  karaciğer hücre hasarı ile seyretmektedir. Siroz ve karaciğer yetmezliği gelişmektedir. Tedavi yapılmadığında 6 ay içerisinde hastaların % 40 ında ölüm gelişmektedir.

Otoimmün Çoklu Hormonsal Organ tutulumlu sendrom;(APS)

APS-1, APS-2, APS-3 ve APS-4 tipleri tanımlanmıştır.
APS-1 (APECED yada Whitaker sendromu) da kronik seyirlidir. Klinik olarak mukoza ve deride kandidiazis, kronik hipoparatitodizim ve Addison hastalığı olmaktadır. Duyu kayıpları, sinir ve kaslarda aşırı duyarlılık, hipotansiyon, deride kuruma, tırnaklarda kırılma, saçlarda seyrekleşme olmaktadır.
APS-2( Schmidt sendromu) da Addison’s hastalığı, otoimmün tiroid hastalığı ve Tip I Diabet olmaktadır.
APS-3 de ise tiroid hastalıkları ve (Addison ve hipoparatitodizim dışında) otoimmün diğer hastalıklar olmaktadır. 3 alt tipi tanımlanmış;
APS-3A; endokrin hastalıklar
APS-3B; sindirim sisteminin otoimmün hastalıkları
APS-3C; Deri, nörolojik-kas sisteminin otoimmün hastalıkları olmaktadır.
APS-4; yukarda tanımlanmış hastalıklar dışındaki otoimmün hastalıkların birlikteliği söz konusudur.
Vitiligo sıklıkla APS-3 gözlenmektedir.

Vogt–Koyanagi–Harada (VKH) sendromu

Uveomenejitik sendrom olarakta bilinmektedir. Göz, deri, kulak ve beyinde probemler olmaktadır. Gözde iki tarflı uveitis, baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlamsı, vitiligo, saçlarda ve kıllarda beyazlaşma ve alopesi görülmektedir.

Alezzandrini sendromu

Gözde tek taraflı retinada dejenerasyon, karşı tarafta vitiligo, ve kıllarda beyazlaşma, duyma bozuklukları olmaktadır.

Sarkoidosis

Nedeni bilinmemektedir. Akciğer, karaciğer, deri ve göz etkilenmektedir.

Lichen planus

Deri, mukoza, saçlı deri ve tırnakları etkilemektedir. Nedeni bilinmemektedir.
Kaşıntılı viole renkte döküntüler yapmaktadır. Vitiligo ile aynı alanlara yerleşebilmektedir.

Ürtiker(Kurdeşen-Dabaz)

Deri, mukoza, sisndirim ve solunum sistemini etkileyebilmektedir.

İktiyozis

Deride kuruluk ve balık pulu şeklinde döküntüler yapan cilt hastalığı gurubudur.

Maling Melanoma

Melanosistlerden kaynaklanan cilt kanseri.

HIV hastalığı;(AIDS)


 

Burada tanımlanan ürüler sadece hasta bilgilendirilmesi içindir. Tanıtım ve ürün satışımız kesinlikle bulunmamaktadır.

Drula Anti-Vitiligo, Krem Drula Vital Pigment Crème

Vitiligoda hastalıklı alan ile normal deri arasındaki renk kontrastından kaynaklanan cilt kusurlarının görünümünü azaltmaya yardımcı olmaktadır.

Yapısında eritruloz ve dihidroksi aseton(DHA) bulunmaktadır.

Günde 1-2 sefer parmak ucu ile vitiligo hastalıklı alanına uygulanır.

Kullanımdan sonra vücudun başka bir alanına sürülmemesi için parmak ve eller dikkatlice yıkanmalıdır.

Coverderm Camouflage Ürünleri

Bunlar daha profesyonel kapatıcı ürünlerdir.  Kulanımı eğitimli kişiler tarafından uygulamalı olarak anlatılmalıdır.



Dermacolor Ürünleri

Bunlar daha profesyonel kapatıcı ürünlerdir.  Kulanımı eğitimli kişiler tarafından anlatılmalıdır.   Dermaflage Kit Ürünleri; İçeriğindeki yapışkanlı silikon deri rengi ile birlikte deri yüzeyindeki izleride kapatmaktadır. Bunlar çok özel ürünlerdir.  Kullanımı eğitimli kişiler tarafından uygulamalı olarak  anlatılmalıdır.


Viticolor gel

Vitiligoda tedavi ve kamuflaj amaçlı kaullanılmaktadır. Vitiligolu hastalıklı alanlara içinden çıkan özel aplkatörü ile kullanılmaktadır.


Vitiligo hastalarda kozmetik bozukluklara ve duygusal strese yol açması nedeni ile sosyal bir sorun olduğundan günümüze kadar değişik yöntemlerle tedavi edilmeye çalışılmıştır.

Vitiligoda tüm hastalarda iyi sonuç veren ideal, etyolojiye odaklı ve tam olarak etkili bir tedavi yöntemi yoktur ve tedaviye cevap çok değişkendir. Bu nedenle tedavi bireyselleştirilmelidir.

Vitiligo tedavisinde ilk planda yapılması gereken, hastalarda tedavinin gerekli olup olmadığına karar verilmesi ve hastanın tedaviyi isteyip istemediğinin sorgulanmasıdır. Hastalık uzun süreli tedavi ve ahmetli tedaviler gerektirir ve bazen tedaviye cevabı düşüktür yada tedavi ile cevap alınan alanlarda vitiligo tekrar başlayabilir. Fakat yine de vitiligo tedavisinde çeşitli yöntemlerle elde edilen başarılı sonuçların hem hastalığa hem de hastanın psikolojik durumuna sayısız yarar sağlayabileceği unutulmamalıdır.

Tedaviye başlamadan önce vitiligo ile birlikte olabilecek otoimmün hastalıklar araştırılmalı ve hasta tedaviden yarar görmeme ihtimali açısından bilgilendirilmelidir.Özellikle görünümleri nedeniyle rahatsız olan ve kişisel ilişkilerinde bozulmalar yaşayan hastalara profesyonel yardım önerilmelidir.(Psikiyatrik tedaviler gibi)

Güneşten koruyucular köbnerizasyona neden olabilecek güneş yanığı reaksiyonlarından koruma sağlar. Opak güneşten koruyucular özellikle SPF 30’un üzerinde olanlar çinko oksit, titanyum dioksit içerenler bu amaç için en uygun olanlardır. Kimyasal koruyucularda kullanılabilir. Kimyasal koruyucular [paraamino benzoik asit (PABA), PABA esterleri, sinnamatlar ve salisilatları] içerenler UVA’ya karşıkoruyucu özelliğe sahip değillerdir. Çinko oksit, titanyum dioksit, talk, kaolin ve kalamin içerenler UVA’ya karşıetkili olanlardır. Ancak bu etken maddeleri içerenlerin kozmetik açıdan kullanımı güçtür. Kahverengi, demir dioksit kullanımı vitiligolu olgular için hem koruyucu hem de kapatıcı özellikte topikal preparatların yapımına olanak sağlamıştır. Ayrıca psoralen ile foto duyarlandırıcıdiğer ajanlardan kullanan olguların ev ve araba içinde UVA’ya maruz kaldığı hatırlatılmalı, normal kullanımın daha üzerinde koruma faktörlü ve UVA koruyucusu da içeren preparatlar önerilmelidir.

Tedaviye yanıt beyaz lekeler içerisinde küçük çillenme renk adacıklarının oluşması ve bunların daha sonra birleşerek alanı kapatması şeklinde olmaktadır.

Genel Sağlık ve Beslenme Durumunun Düzeltilmesi

Vitiligo tedavisine destek olarak beslenmenin rolü daha öncelerden beri vurgulanmaktadır. Bu daha çok gelişmekte olan ülkelerdeki malnürite çocuklarda vitiligo gelişimi ile fark edilmiştir. Vitiligonun başlangıçtaki yayılma döneminde yeterli vitaminler, eser elementler ve protein kaynağıile konservatif tedavi sıklıkla ve özellikle çocuklarda hastalığın seyrine stabilite getirebilir.

  • Bakırın rolü; Bakırın rolü tartışmalıdır. Melanin yapımında ogenezisde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir.
  • Vitamin siyanokobalamin (vit B12) ve folik asitin rolü; Vitiligonun pernisyöz anemi ile ilişkisi nedeniyle vşt B 12 ve folik asit kullaılmaktadır.
  • Diğer vitaminler ve eser elementler; Çinko, manganez, nikel, kobalt, kalsiyum, demir, askorbik asit ve alfatokoferolün vitiligodaki pigmentasyon sürecini etkilediği bilinmektedir.


Vitiligo Tedavisinde Sıklıkla Kullanılan İmmünomodülatörimmünosupresifler

Topikal/intralezyonel kortikosteroidler; Topikal kortikosteroidler özellikle hastalığın başlangıç döneminde ve vücut yüzeyinin %10’dan azının tutulduğu hastalarda en fazla tercih edilen ilaçlardır. Topikal kortikosteroidler ile tedavide, 2 ay sonunda hiçbir cevap alınamadıysa tedavi kesilmelidir. Kullanıldıı yerlerde v eve genel yan etkileri bulunmaktadır.

Sistemik Kortikosteroidler; yüksek doz pulse tedavi, mini pulse rejimler ve düşük doz günlük oral olarak kullanımı vitiligonun yayılmasını hızlı bir şekilde durduracağı ve repigmentasyonu sağlayacağı belirtilmiştir. Bu tedavinin aktif yeni başlamış vitiligo hastalığında, diğer tedavilere yanıt alınamamış yaygın vitiligolu olgularda tercih edilmesi ve stabil vitiligoda uygulanmaması önerilmektedir. Steroid tedavisi kararı verilirken bilinen yan etkileri ve riskleri her zaman gözönünde bulundurulmalıdır.

  • Metharman F; Seks steroidleri ve tiroid hormonu karışımından oluşan tabletlerin günde iki kez kulanımı ile sonuçlar alınabimektedir.
  • Levamizol; tek başına veya yerel steroidlerle kombine halde kullanılmış ve çoğu hastada hastalığın yayılmasını durdurduğu saptanmıştır. Birkaç hastada şiddetli bulantı dışında yan etkiye rastlanmamıştır.
  • Siklofosfamid ve siklosporin; sistemik kullanımı ile yan etkileri fazladır.
  • Psödokatalaz; Dar bant UVB ile birlikte kullanımı etkindir.
  • Kalsipotriol; D vitamin analoğudur.
  • Takrolimus;
  • Topikal Prostoglandin Analogu
  • Plasental Ekstre (Melagenina)
  • 5-Florourasil
  • Nitrojen Mustard


Foto (Kemo) Terapiler

Tek başına güneş ve yapay güneş ışık kaynakları ile yapılan tedavilere fototedaviler denilmektedir. Işığa karşı duyarlandırıcıların ağızdan veya topikal uygulamaları ile beraber güneş ve yapay güneş ışık kaynakları ile yapılan tedavilere ise fotokemotedaviler denilmektedir.

  • PUVA tedavisi; 8-methoxypsoralen, 5-methoxypsoralen, trimethylpsoralen gibi ışığa duyarlandırıcı maddelerin verilmesi ve sonrasında UVA uygulanması şeklinde özetlenebilecek bir tedavidir. Topikal PUVA sadece hastalıklı alanlara bu duyarlandırıcıların sürülmesi ve UVA uygulaması ile yapılan tedavilerdir. Sistemik PUVA ise duyarlandırıcıların ağız yılu ile verildiği ve UVA uygulaması ile yapılan tedavilerdir. Özellikle yaygın ve deri tipi IV-VI olan hastalarda tercih edilmektedir. Ancak 12 yaş üzerinde kullanılabilmesi, tedaviden sonraki 1-2 yıl içerisinde hastalığın tekrarlaması, açık tenlilerde kullanılamaması, uzun takiplerinde gözde katarakt ve cilt kanseri gelişme riskleri nedeni ile artık fazla kullanılamamaktadır.
  • PUVASOL Tedavisi; ışığa duyarlandırıcı maddelerin verilmesi ve sonrasında doğal güneşteki UVA uygulanması şeklinde özetlenebilecek bir tedavidir.
  • PUVA Banyo Terapisi; banyo suyuna ışığa duyarlandırıcı maddelerin konulması ve sonrasında UVA uygulanması esasına dayanır. Bu yöntemle deri kanseri riski azalır ve tedavi sonrası gözlerin korunmasına da gerek kalmaz.
  • Minoksidil + PUVA birlikte kullanımı;
  • Khellin ve UVA (KUVA); Khellin bir ışık duyarlandırıcı bir maddedir. Ancak diğerlerinden daha güvenlidir.
  • Fenilalanin ve UVA (PAUVA)
  • Tirozin veya L-dopa ile UVA Kombinasyonu
  • Dar band UVB Fototerapi


Lazer Tedavileri

  • Excimer Lazer; PUVA ve UVB tedavilerindeki sorunları aşmak için Excimer lazer denen özel cihazlar geliştirilmiştir. Lazer tedavisinin özellikle stabil dönemdeki vitiligo hastalarında kullanılması önerilmektedir. Bu cihazlar beyaz renkli deriyi saptayarak UV ışınlarını buraya yönlendirir. Farklı bölgelere farklı dozlar verme şansımız olur. Verilen total doz azalır. Minimal eritem dozuna göre sorunlu bölgelere daha yüksek dozlar uygulanabilir.
  • Helium-Neon Lazer
  • PDL tedavisi


Cerrahi Tedavi

Vitiligoda seçilmiş hastalarda cerrahi tedavi genellikle başarılıdır. Değişik cerrahi teknikler tanımlanmıştır.

Kısmi (Split) Kalınlıkta Deri Greftleri

  • Otolog Epidermal Greft Transplantasyonu
  • Emme Bülü Greftleme
  • Mini Greftleme
  • Kültürü EdilmemişMelanosit/Keratinosit Greftlemesi
  • Kültürü EdilmişMelanosit Süspansiyon Greftlemesi
  • Kültürü EdilmişEpidermal Greftleme
  • Saç Follikülü Greftlemesi


Mikropigmentasyon

Vitiligo beyaz lekelerin kozmetik olarak dövme gibi yöntemlerle kapatılması eski zamanlardan beri uygulanmaktadır. Bugün benzer teknik kalıcı eyeliner gibi kalıcı makyaj için kullanılmaktadır. Mikropigmentasyon, vitiligolu hastalarda pigment transferinin hastanın normal derisi ile uyum sağlayacak şekilde yapılmasının bilimsel bir yoludur. Renk uyumu zordur, ve renk silinmeye eğilimlidir.  Uzun süreli tedaviden sonra bile pigment oluşumunun zor olduğu dudaklar, parmak üstleri, diz, dirsekler, koltuk altı ve genital bölge mikropigmentasyon için uygun belirli alanlardır. Hastalar bazen bu işlemi cerrahi tedaviye tercih ederler. Burada genellikle nonallerjik demir oksit pigmenti tercih edilir.


Depigmentasyon Tedavisi

Pigmente derinin çok az olduğu yani vitiligo alanlarının vücut toplam alanından % 50 sinden fazla olduğu durumlarda tercih edilmelidir. Bazı özel durumlarda örneğin yüzde estetik olarak etkilendiğinde kozmetik iyilik sağlamak için depigmentasyon yapıcı ilaçlar kullanılabilir. Depigmentasyon deride pigmente alanlarında ilaçlar ile yok edilmesidir. Vitiligoda bu amaçla monobenzen gibi hidrokinonlar kullanılmaktadır. Bunlar  1-10 ay boyunca günde iki kez kullanılır. Bu tedavilerde hastaların % 15 inde kulanılan ilaca karşı alerjik reksiyonlar gelişmektedir. Koyu tenlilerde sonuçlar estetik olarak daha iyidir. Depigmentasyon amaçlı kriyoterapi veya lazer uygulamaları kullanılabilmektedir.Bu tedavi sonrasında hastaların ömür boyu güneşten korunmaları cilt kanseri gelişme riskine karşı son derce önemlidir.


Kamuflaj ve Makyaj Uygulamaları

Özellikle yüz, boyun ve eller gibi görünen bölgelere kozmetik amaçla lezyonu geçici olarak gizleyen kapatıcılar kullanılabilir. Bunlar sürekli uygulanabilir ve dış etkenlere karşı dirençlidirler. Dihidroksiaseton iyi bilinen bir kapatıcıdır. Bu prepratlar güneşsiz bronzlaştırıcı olarakta bilinmektedir. Renk uyumu sıklıkla başarılı değildir.

  • Physician’s Formula; hassas ciltlerde tercih edilmekte. İrritant maddeler en az ve ürünler içerisinde en ucuz ve kolay bulunanıdır. Ürünler arasında nemlendircili fondotenler, kapatıcı ve kamofule edici kreler bulunmaktadır. Örneğin göz altı morluklarında The Physician’s Formula Wanderful Wand™ Brightening Cream Concealer in Yellow, rosacea yada güneş yanıklarında The Physician’s Formula Wanderful Wand™ Brightening Cream Concealer in Green, soluk ve açık renk derilerde ise The Physician’s Formula Wanderful Wand™ Illuminating Cream Highlighter in Pink   kullanılmakta.
  • Dermablend®: Özellikle cerrahi operasyonlar, lazer sonrası tercih edilmektedir. Ekimoz, morluk ve kızarıklıkların geniş alanlarda kapatılmasında kullanılmaktadır. Tüm hepsi akne yapmayan, parfüm içermeyen yapıya sahiptir ve SPF 30 güneşten koruma içermektedir.
  • CoverBlend® (Exuviance Line, Neostrata):  Diğerlerinden farklı olarak anti-aging, yoğun nemlendirici, antioxidant katkı, geniş renk seçeneği, sunscreen ve water proof ve leke yapmama gibi özellikleride vardır. Laser resurfacing, dermabrasion, chemical peel, cerrai sonrası ekimoz ve morlukların kapatılması ve tatoo v.b.
  • Veil Cover Cream®:  waterproof, leke yapmaz, titanium dioxide içeriği ile tam güneşten korunma, 14 farklı renk seçeneği var.
  • SmartCover®
  • y-O-Derm
  • Vita-dye


Psikoterapi, Psikiyatrik Tedavi, Yardımcı Tedaviler

Bu hastalığın yaşam kalitesine olan etkisi çoğu hastada çok ciddidir. Hastalığın doğası, tedavi seçenekleri ve bunların sınırlarının açıklanması gereklidir ve bu herhangi bir tedavinin olmadığının söylenmesi ve vitiligonun sadece kozmetik bir bozukluk olduğuna dair kaderci bir yaklaşımdan daha yararlıdır. Hastalara hastalıklarının seyri, tedavisi, hastanın genel sağlığıve genel sağlığıile hastalığın ilişkisi hakkında bilgi verilmelidir. Psikoterapi ve davranış tedavilerinin standart tedavilerle birlikte uygulanması tedavide başarı oranını artıracaktır. Vitiligolu hastaların sosyal yaşamlarında belirgin bir rahatlama meydana gelecek ve aynızamanda hastaların özgüvenleri de artacaktır.


Bitkisel İlaçlar

Benzer şekilde bitkisel tedaviler, doğal ilaçlar da uzun süreli iyilik sağlayamamaktadır. Ağızdan alınan bitkisel ve doğal ilaçların ağır iç organ (ör:karaciğer) toksisiteleri, önemli yan etkileri ve ilaç etkileşimleri olabilmektedir. Bu nedenle bir deri hastalığı olan vitiligo hastalığının tedavisi, dermatoloji uzmanınca, etkinliğinin yanı sıra emniyetliliği de kanıtlanmış onaylanmış ilaçlarla yapılmalıdır. Hekiminiz yeni geliştirilen ilaçlar ya da diğer tedavi yöntemleri konusunda en sağlıklı ve doğru bilgilere ulaşacağınız kaynaktır.

Khellin (ami visnaga, diş otu) kmyasal içerisinde ışık duyarlandırıcılardan furanochromone bulunmaktadır. Deriye uygulandığında UVA ve UVB nin etkinliğini arttırmaktadır.


Deriye renk veren madde aynı zamanda cildi güneş ışınlarından da korur. Vitiligo lekelerinde bu madde yok olduğu için bu lekeler güneşe karşı korumasız hale gelmiştir. Kolaylıkla güneş yanığı oluşabilir. Aynı sebeple bu lekelerde bazı deri kanserlerine de yatkınlık arttığından mutlaka deri hastalıkları uzmanı bir hekimin önerisinde güneş koruyucu krem kullanılmalı ve mümkünse beyaz lekeler güneş ışınlarından korunmalı. Darbe, çizik ve sürtünme yerlerinde yeni lekeler çıkabilmektedir. Bu nedenle cildin zararlı etkilerden korunması gerekmektedir.


Kesin kanıtlanmamış olmakla beraber, ağır stres vücudun savunma sistemini etkilediğinden lekeler artabilmektedir. Bu nedenle gereğinde mutlaka psikolojik değerlendirme yapılması gerekmektedir.


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency