- Gösterim: 1447
Kozmetik dermatolojide normal deri ve klinik dermatolojide deri lezyonlarının değerlendirmesinde görsel ve basit fotoğraflama sistemleri kullanılmakta. Ancak insan gözünün görme fonksiyonunun sınılı olması ve deri lezyonlarının deri katmanlarında farklı derinliklerde klinik görünümünün ve renklerin değişmesi zorluklar yaratmakta. Bunun için cilt muayenelerini kolaylaştıran derinlemesine çözümlenmiş görüntüleme sistemleri geliştirilmekte. Klinik fotoğraf-görüntü tabanlı çalışan bu sistemler görüntünün format (bit derinliği/renk derinliği) ve ışık özellikleri(UV aydınlatma/ çapraz polarize aydınlatma) gibi değişkenlerini zenginleştirmekte.8 bitlik JPEG yerine 14 bit RAW formatının kullanılması görüntünün renk derinliğini sağlarken, ışığın deride yayılım derinliğini değiştiren özel UV ışık ve polarize filtreler derinlemesine naliz edlebilir görüntüler elde ederken normal deri ve lezyonal derideki yapıların derinlilerini tanımlamakta. Visia, IPP ve Siascopy gibi farklı algoritmalar içeren ticari olarak temin edilebilen sistemler en bilinenleri ancak oldukça pahallı sistemler.
Bu sistemlere alternatif olarak daha kompakt ve ekonomik bir sistem kullanılabilir. Dijital tek lensli refleks (DSLR) kamera, 18-55 mm lens, standart bir flaş, UV ışık kaynakları, çapraz polarizasyon filtre kullanılarak elde edilen görüntü dosyaları Adobe gibi bir yazılımla işlenebilir. Adobe ile RAW fromatındaki fotoğraflar koyulaştırılarak veya aydınlatılarak fizyolojik dokuların ve lezyonların , çevreleyen dokuya göre kontrastları değiştilerek iyileştirilerek görünebilirlikleri arttırılabilir. Fotoğraflardaki renklerin seviyeleri değiştirilerek hedef dokular daha ön plana çıkarılabilir. Örneğin turuncu ve kırmızı parlaklık seviyeleri maksimum veya minimum seviyelerine yükseltilir veya düşürülür böylece fotoğrafta sırasıyla hemoglobin ve melanin yapıları baskılanır veya arttırılır. Derin damarları hedeflemek için yeşil parlaklığın azaltılması kullanılabilir. Doku ve deri lezyonlarının derinliklerinin belilenmesi için renk sıcaklıkları ve tonu mavi/yeşile veya sarı/macentaya doğru kaydırılarak modüle edilebilir. Renklerin sıcaklık ve tonlarında kaydırma fotoğraflamada kullanılan ışığa yapılan bir düzeltme olarak düşünülebilir. Deride derin yerleşimli dokular için daha sıcak ışık ve yüzeysel yerleşimli dokular için daha soğuk ışık gerekliliği gibi.
Rengi temsil etmek veya herhangi bir görünür renk oluşturmak için bilgisayar ve DSLR kameralarda yaygın olan RGB(Kırmızı, Yeşil, Mavi) ve HSL ile bunların kombinasyonları kullanılmakta. HSL (Hue-H;rengin tonu, Saturation-S; doyma ve Luminosity-L; parlaklık) dijital fotoğraflama kullanılan başka bir sistem. HSL, renklerin üretilminde RGB'ye kıyasla daha teknik bir yoludur. Mor-kırmızı renk spekturumuna sahip görünür ışık deri yüzeyine ulaştığında dalga boylarına göre renkler deride farklı penetrasyonlar ve refleksiyonlar göstermekte. Deri katmanlarında rengini oluşturan başlıca pigment yapıları melanin ve hemoglobindir. Aşağıdaki temsili resimde deride pigmentlere göre renklerin yansıma yoğunlukları gösterilmekte.
DSLRfotoğraf makinasında RAW fromat kullanımakta. “Dijital negatif” olarak da bilinen RAW görüntüleri, doğrudan kamera sensöründen gelen neredeyse işlenmemiş fromdadır. 16 milyon renkten oluşan, Kırmızı, Yeşil ve Mavi renklerin en fazla 256 ton içerebilen 8 bit JPEG formatıyla karşılaştırıldığında, 12 bit RAW fromatında görüntüler 68 milyar ve daha yüksek renkten oluşmakta ve Kırmızı, Yeşil ve Mavi renklerin 4,096 tonunu içerebilmekte. 14-bit RAW dosyaları ise kabaca 4,3 trilyon renke denk geliyor bu işlenebilir çok çok daha fazla renk demek!
Bu sayede elde edilen fotoğrafta damarsal ve pigmentasyon yapılar ayrı olarak görselleştirilir. Renk sıcaklığı ve tonundaki değişimler ile bunların derinlikleri tanımlanabilir.
Gözle fark edilemeyen pigmentasyonlar, yüzeysel telenjektaziler ve derin venler görülebilir olmakta.Derinin farklı derinliklerindeki doku ve lezyonların özelliklerin görselleştirilmesi klinik değerlendirmeyi kolaylaştırırken aynı zamanda tedavinin değerlendirilmesinde de yardımcı olmakta.
Derinin kozmetik ve klinik fotoğraflaması sırasında deriden yansıyan ışığın iki bileşeni vardır: deri yüzeyinden kaynaklanan yansıma-parlama ve ışığın deri dokusu içerisinde saçılımı sonrası yüzeye yansıyanlar. Deri yüzeyinden kaynaklanan yansıma ışığın polarizasyon düzlemini korur ve deri yüzey dokusu ile ilgili görsel ipuçlarını içerir. Deride saçılım sonrası yüzeye yansıyan ışınım ise artık polerize değildir ve derinin daha derin dokuları ile ilgili; pigmentasyon, eritem, infiltrasyon damarlar vb e diğer deri içi görsel ipuçlarını içermektedir.
Deri yüzeyine ulaşan ışığın yaklaşık %4 ila %7'si kırılmadan yansımaya maruz kalır. Işığın bu bileşeni deride "parlamayı" veya "parıldamak" sağlamakta ve deri yüzey yapısının değerlendirilmesini tanımlar. Derinin yaşlanması, keratinizasyonu, hidrasyon ve diğer faktörler( cildin pürüzlü, pürüzsüz, kırışık, yağlı görünmesine, kuru veya ıslak vb)düzenli yansımayı etkiler.
Deri yüzeyine yansımadan gelen ışığın %93 ila %96'sı cilt dokularında daılarak emilmekte yada saçılarak deri yüzeyinden yasımakta. Deri yüzeyindeki beyaz görünüm ışığın derimiste kollajen ağırlıklı saçılımlarının deri yüzeyindeki yasımasına aittir.Bu arada deride epidermal kalınlık, melanin içeriği, kan-hemoglobin içeriği, oksijen doygunluğu, karotenoidler, hemosiderin ve dermal melanindemn saçılanların deri yüzeyindeki yasımaları derinin rengini belirlemekte.
Yansıyan-parlayan polarize ışınım görsel gözlemde ve fotoğraflamada derinin yüzeysel yapılarının gözlemini sağlarken derinin daha derin yapılarının gözlemini engellemekte. Deride derin dokuların gözleminin zenginleştirlmesi için bu iki yansıyan bileşenin ayrılması için lineer/çapraz polarize filtreler ve ışıklar kullanılmakta. Basit bir örnek verecek olur isek; otomobilin içindeki birini gün ışığında dışarıdan fotoğraflamak istediğinizde camdan yansımalar olacaktır ve fotoğrafta otomobil içindekiler net fotoğraflanamamaktadır. Bunun önüne geçmek için polarize filtreler kullanılır.
Bu amaçla olarak linear paralel veya linear çapraz polarize filtreler ışık kaynağı yada fotoğafta kullanılmakta.
Işık kaynağında linear paralel filtre kullanıldığında fotoğraflarda deri yüzey yapılarının daha ayrıntılı fotoğraflandığı görülmekte. Bu tür muayene ve fotoğraflama deri ve tırnaktaki yüzeysel düzensizlik(pitting,distrofi, atrofi ve hipertrofi vb), ince çizgiler ve kırışıkları normale göre daha belirgin gözlemlemizi sağlamakta. Ancak derini daha derin yapıları olan pigmentasyon, damarsal yapılar ce bunlarar ait renler daha silikleşmekte ve saçlı deri muayenesini zorlaştırmakta.
Fotoğraflamada çaprazlaşan linear polarize filtre kullanıldığında deri yüzey detayının ve parlamanın ortadan kaldırılması sağlanmakta. Yüzey detayların(parlama, kıllar, ince çizgiler ve kırışıklıklar, gözenekler vb) ortadan kaldırılması derini pigment ve vasküler yapılarının daha kolay değerlendirilmesini sağlamakta.