- Gösterim: 25007
Allerji deri testleri, allerjene karşı duyarlılığı belirlemede gerek güvenilirliği, gerekse uygulama kolaylığı ve düşük maliyeti nedeniyle en önemli tanı araçlarını oluştururlar.
Farklı deri testleri mevcuttur. Kesin sonuca ulaşmak ve güvenilirliği artırmak için deri testlerinde mümkün olduğunca standardize allerjen ürünler kullanılmalıdır.
Testlerden iyi sonuç alabilmek için uyulması gereken şartlara özen göstermek gerekir. Yanlış negatif ve yanlış pozitif sonuçların çıkabileceğini ve bunu önlemek için yapılması gerekenleri iyi bilmek ve testleri ona göre yorumlamak gerekir.
Allerji deri testleri uygulandığında deri üzerinde birtakım cevaplar oluşur. İlk önce oluşan ani tipte kızarıklık ve ödem cevabıdır. Bunu takiben 5-6 saat sonra gelişen ve 24 saat kadar süren bir geç faz cevabı görülebilir. Geç faz cevabı ödem şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Deri cevabının miktarı derideki allerjiden sorumlu mast hücrelerinin deriye verilen allerjene karşı duyarlılığına ve derinin mast hücresi mediatörlerine karşı duyarlılığına bağlı olarak gelişmektedir.
Deri testleri allerjik duyarlılığın belirlenmesi istendiğinde kullanılmaktadır.
Şu durumlarda kullanılması anlalmlıdır:
- Allerji belirtilerinin allerjenlerle ilişkisini ortaya koymak.
- Atakları oluşturabilecek allerjenleri ortaya koymak ve eliminasyonu sağlamak.
- Özel bir allerjene karşı duyarlılığın düzeyini ortaya koymak.
Allerjen duyarlılığının tespitinde maruz kalınan allerjen tiplerinin bilinmesi testte kullanılacak allerjenlerin seçimi için gereklidir.
Hava kaynaklı allerjenlerin sayısı çok fazladır. Belli bir coğrafi bölgede bulunan bitki, mantar, ev içi-dışı hayvan türleri bölgeden bölgeye çeşitlilik gösterir. Gelişmiş ülkelerde hava kaynaklı allerjenlerin dağılımı düzenli olarak belirlenmekte ve karşılaşılabilecek allerjenlerin türü bilinmektedir. Ancak ülkemizde sadece yerel raporlar bulunmakta, tüm ülke genelinde yaygın bir allerjen haritası bulunmamaktadır.
Hava kaynaklı allerjen yoğunluğunu tahmin edebilmek için bir diğer yol bitki dağılımını belirlemektir. Bu amaçla botanik veya orman araştırmalarından faydalanılabilir. Bitki örtüsünün sonuçları da o yörenin allerjen dağılımı hakkında bir fikir verebilir. Ülkemizde allerjen haritalarının çıkarılmadığı bölgelerde o yörenin yeryüzü özellikleri (bitki dağılımı) ile ilgili bilgi alınarak allerjen dağılımı hakkında bilgi edinilmesi, uygun test ajanlarının seçimi açısından faydalı olabilir. Zira hastanın hayatında karşılaşmayacağı bir allerjenle test yapılması ve bunun sonucunun yorumlanması gereksizdir. Ancak allerji tespitinde kullanılan test sayısının yine bitki örtüsü kadar çok çeşitli olması gerekmez. Çünkü aynı aileden türeyen bitkiler arasında çapraz reaksiyon vardır ve aynı alt grup içinde her bir polen allerjenini kullanmak testin etkinliğini artırmaz. Dolayısı ile testte genel allerjen grupları ile duyarlılık araştırılması rutin taramada yeterlidir.
Bunun yanında en önemli adımlardan birisi hastanın öyküsüdür. Öyküde de testte kullanılacak allerjenlerin seçimi yapılabilir.
Polenlerin atmosferdeki dağılımları yılın bölümlerine göre değişiklik gösterir. Ağaç polenleri erken bahar döneminde yayılır ve yaz başında sonlanır. Ot polenleri yaz başında yaygındır, yaz sonunda sonlanır. Hububat polenleri ve yabani ot polenleri ise geç yaz ve güz döneminde yayılım yaparlar. Ev tozu akarları ve mantar sporlarının tüm yıl ortamda bulunduğu kabul edilir, ancak mevsimsel özelliklere göre değişiklikler gösterir. Mantar sporları kuru yaz dönemlerinde ve güz döneminde artış gösterir.
Ev tozu akarları da nemli dönemlerde artacağından nemin arttığı dönemlerde akar allerjisi olan hastaların şikayetleri bir miktar artış gösterebilir. Bunlar göz önünde bulundurularak hastanın öyküsünden elde edilen bulgularla test panelinde kullanılması gereken allerjenler seçilmelidir.
Mantar kaynaklı allerji testlerinin standardizasyon sorunları vardır ve bu nedenle değişik ürünlerin farklı sonuçlar verdiği belirtilmektedir. Allerjenik mantarlar doğada yaygın olanları ve havada en çok bulunanları Alternaria, Aspergillus, Cladosporium ve Penicillium türleridir. Aspergillus türleri ev içinde nemli alanlarda, havalandırma cihazlarında ve ev tozunda da fazla miktarda bulunur.
Diğer ev içi allerjenlerin önemli grupları ev tozu akarları olan Dermatophagoides farinae ve Dermatophagoides pteronyssinus, hamam böcekleri ile evcil hayvan (kedi, köpeklerin allerjen olmadıklaeı saptanmıştır) allerjenleridir. Ev tozu akarları ve kedi için standardize allerjen ürünleri mevcuttur. Ev tozu akarları arasında da çapraz reaksiyon olduğundan ikisinin eşit miktarda karışımı test amacıyla tek başına kullanılabilir.
Yukarıdaki açıklamalar göz önüne alındığında genel olarak deri allerji testlerinde en fazla 70 allerjenin kullanılabileceği belirtilmektedir. Bu sayı polen allerjenleri için en fazla 25 olmalıdır. En az 6 adet karışım içeren allerjenle genel duyarlılık ortaya konulabilmektedir. Türkiye’nin allerjen dağılımı ve bitki örtüsü göz önüne alındığında rutin allerjen taramasında 10-15 testten fazlası genelde gerekli olmamaktadır.
Alerji Testinde Kullanılan Ürünler
Alerjenik ürünlerin hazırlanma yöntemleri farklılık gösterebilir. Günümüzde allerjenik ürünlerin içinde ne kadar allerjen miktarı olduğu bilinen, allerjenik bölüm dışında yapı içermeyen standardize edilmiş solüsyonlar kullanılmaktadır. Deri testleri için mümkün olduğunca standardize allerjen ürünleri kullanılmalıdır. Aksi takdirde kesin bir sonuca varılamayabilir. Standardize olmayan ürünlerle değerlendirme yanlışlıklara yol açabilir. Standardize ürünlerde ekstreler, insanlarda deri üzerinde oluşturduğu cevaba göre değerlendirilip biyolojik etkileri ile sınıflanırlar.
Solunum yolu ile alınan allerjenler genelde bu tür ürünlerde standardize olarak sunulur. Bu standardizasyon üniteleri allerjene duyarlılığı olan kişilerde histamin cevabı ile karşılaştırılarak tespit edilmektedir. Histamin allerji belirtilerinden sorumlu proteindir. Bu deriye kontrol amaçlı uygulanır ve reaksiyonu allerji test uygulamları ile karşılaştırılır.
Gıda allerjenleri konsantrasyonları belirtilerek hazırlanmalıdır. Bu yanlış negatif ve yanlış pozitif cevap oranlarını azaltmaktadır.
Allerji test üzrünlerinin hazırlanmasında içeriklerinde bulunan gliserol deri içine uygulandığında kendisi tahriş yoluyla kızarıklık cevabı oluşturabilir. Bu durumda yanlış pozitiflik olabilir.
Deri testlerinin yine sağlıklı yorumlanabilmesi için allerjen ekstrelerinin uygun koşullarda satın alınması ve saklanması gerekmektedir.
Allerjen ekstrelerinin üzerindeki etikette hangi allerjene ait olduğu, biyolojik potensini belirten ibare ve mutlaka son kullanma tarihi olmalıdır. Ekstreler buzdolabında saklanmalı ve saklanma koşulları kontrol edilmelidir. Uygun olmayan saklama koşullarında test ürünleri özelliğini kaybedeceğinden yanlış negatif sonuçlara neden olabilir.
Alerjik Deri Test Yöntemleri
- Epidermal Deri testleri: deri yüzeyine uygulanan testlerdir. Bunlar; Deri yama testi, fotoyama testi, atopi yama testi gibi.
- İntradermal Deri testleri: deri içerisine allerjenin uygulanması ile yapılan testlerdir. Bunlar; prick, puncture, scratch ve otolog serum testi vb .
Teste başlamadan önce kontrol edilmesi gereken bazı kurallar göz önünde bulundurulmalıdır. Bunlar aşağıda özetlenmiştir:
- Hastanın kullandığı, özellikle de test sonucunu etkileyebilecek ilaçlar ayrıntılı sorgulanmalıdır. Hastanın aldığı antiallerjik ilaçlar test sonuçlarının etkileyebilecektir.
- Hastanın allerjik şikayetlerin stabil olması gerekmektedir.
- Allerjik deri testleri sırasında hayatı tehtid edebilecek istenmeyen reaksiyonler gelişebilmektedir. Bu nedenle test ortamında acil durumlarda müdahale edilebilecek ekipman ve deneyimli personel bulunmalıdır.
- Allerji testleri uygulanacak alanda deri sağlıklı ve sağlam olmalıdır. Uygulanacak deri bölgesi gözlenerek sorun olup olmadığı iyi değerlendirilmelidir.
- Hastanın şikayetlerine göre ilgili olabilecek allerjenler seçilmeli ve testler uygulanmalıdır.
Epidermal Deri Testleri
Yama “Patch” Testi
Allerjen maddenin deri ile taması ile gelişmesi nedeni ile Allerjik kontakt dermatit olarak adlandırılan hastalığın tanısında kullanılan bir testtir. Şüpheli allerjen madde vazelin içinde seyreltilip özel şırıngalara yerleştirilmiştir yada bir bölümü ise sıvı formda hazırlan mıştır. Bunlar yapışkan bantların üzerine yerleştirilmiş özel çanakların (8 mm’lik alüminyum) içine konur ve sonrasında sırta yapıştırılır. Negatif kontrol olarak saf vazelin tercih edilir. Son yıllarda gündeme gelen bir diğer yöntem ise uygulama kolaylığı nedeniyle hekimlerce daha çok tercih edilen T.R.U.E (Thin Layer Rapid Use Epicutane) testtir. Üzerine allerjenler emdirilmiş hazır yapışkanlı bantlar şeklindedir.
Bu bantlar direkt hastanın sırtına yapıştırarak uygulanır. Yama testinde, istatistiksel olarak en sık karşılaşılan allerjenlerden oluşturulmuş standart seriler kullanmak en akılcı olanıdır. Bu konuda Avrupa Standart Serisi, Kuzey Amerika Standart Serisi, Uluslararası Standart Seri, T.R.U.E test gibi standart seriler bulunmaktadır.
Ülkemizde de bulunan T.R.U.E test en çok tercih edilen testlerdendir.
T.R.U.E test, her biri 12 allerjen içeren (panel 1 ve panel 2) iki bant biçiminde düzenlenmiştir. Standart seriden yeterli sonuç alınamayan vakalarda hastanın mesleği ve klinik tabloyla uyumlu diğer özel yama testi serileri (dental, kozmetik, ilaç, allerjenler: Nikel, Peru balsamı, kobalt, paraben, formaldehit, lanolin, kauçuk, neomisin, potasyum dikromat vs.).
Sırta yapıştırılan test bantları ilk olarak 48 saat sonra değerlendirilir. Bantın olası tahriş reaksiyonlar nedeniyle bant çıkarıldıktan yarım saat sonra test değerlendirilmektedir. Geç allerjik reaksiyonlar oluşabileceği için 72. ve 96. saatte de test yeniden değerlendirilmelidir.
Testten 1 hafta öncesinde sırta uygulanan lokal steroid ve immünmodülatörlerin kesilmiş olmasına ve sitotoksik ve siklosporin gibi ilaçların kullanılmamasına dikkat edilmelidir. Test bantları yapıştırıldıktan sonra hasta banyo yapmamalı ve bantların ayrılmasına yol açabilecek fiziksel etmenlere ve terlemeye dikkat etmelidir.
Fotoyama “Photopatch” Testi
Güneş ve yapay UVA ışığının duyarlandırıcı kimyasalar ile birleşmesi gelişen allerjik tabloya Fotoallerjik kontakt dermatit denilmektedir. Fotoallerjik kontakt dermatit lezyonları güneş gören bölgelerde oluşur.Bu testler bunun tanısı için kullanılmaktadır.
Para aminobenzoik asit (PABA) türevleri, yerel nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, sülfonamidler, sabun, şampuan ve deodoranlarda bulunan bazı kimyasal maddeler (bithionol, hekzaklorofen) fotoallerjik kontakt dermatite neden olan başlıca ajanlardır.
Standart test serisi içinde, vazelinli %10 konsantrasyonunda PABA, oksil dimetil PABA, oktil metoksisinnamat, benzofenon 3, butil metoksidibenzolmetan bulunmaktadır.
Allerjenler sırta simetrik ve çift taraflı olarak uygulanır. Bir taraftaki bant 48 saat sonra kaldırılıp değerlendirilir ve daha sonra UVA uygulanıp opak bir materyalle (siyah bant) kapatılır. İki gün sonra sırttaki tüm materyaller kaldırılıp iki taraf birbiriyle karşılaştırılır.
Atopi Yama Testi
Son zamanlarda kullanılmaya başlayan bu testlerde atopik kişilerde T hücreli hücresel immünitenin değerlendirilmesi maksadıyla yapılan bir testtir.
Atopi yama testinde, standardize edilmiş gıda ve hava allerjenlerinden oluşan test materyalinin tıpkı yama testinde olduğu gibi özel hazırlanmış bandların cilde yapıştırılması işlemidir.
Test, 48 ve 72 saat sonra ekzematöz reaksiyon olup olmadığına göre değerlendirilir. Bu test, özellikle de küçük çocuklar için uygulaması daha kolay bir yöntemdir.
İntradermal Test Uygulaması
İntradermal test uygulaması kolay, sık kullanılan ve klinikle uyumlu olan bir metoddur. Scratch, puncture ve prick yöntemleri modifiye edilmiş intradermal test yöntemleridir. Başka bir deyişle tam intradermal uygulamalar olmayıp üst dermal ve epidermal tabakaya uygulama yapılır.
Otolog serum testi ise tam intradermal tabakanın içine enjektörle uygulanan bir testtir.
Scratch (çizik) yönteminde deri üzeri uzunca çizilerek allerjenler buraya damlatılmaktadır. Ağrılı olduğundan günümüzde uygulanmamaktadır.
Diğer yöntemler olan puncture (delme) ve prick (iğne batırma) yöntemleri en sık kullanılanlardır. İkisi arasında çok önemli bir fark bulunmamaktadır. Puncture yönteminde parmaktan kan almada kullanılan küçük iğneli lanset deri üzerine baskı yapmadan sadece batırılmakta, prick yönteminde ise üst deri iğne veya lansetle hafif kaldırılarak delinmektedir.
Prick test günümüzde atopik dermatit, allerjik rinokonjonktivit, bronşiyal astma gibi atopik hastalıklar ve ürtiker, besin ve ilaç allerjilerinin tanısında kullanılmaktadır.
Yaşadığımız çevrede allerji oluşturabilecek birçok allerjen madde bulunmaktadır. Bunların bir kısmı solunum yoluyla, bir kısmı yediğimiz gıda ve kullandığımız ilaçlarla bir kısmı da cilt teması ile allerjiye neden olabilmektedir. Özellikle atopik bünyeli kişiler allerji oluşumuna çok daha yatkındırlar. Bu kadar çok sayıda allerjen maddenin olduğu bir ortamda allerjenleri tespit etmekte zor olmaktadır. Bu nedenle en çok karşılaşılan ve en çok allerjiye neden olabilen maddelerden oluşan testler standardize edilmektedir. Prick testlerde kullanılan en sık allerjenler başlıca; ev tozu akarları, küfler, meşe, kavak, çam ağacı polenleri, ot karışımları, kedi tüyü, köpek epiteli, çilek, domates, inek sütü, yumurta gibi maddelerdir. Testlerde kullanılan allerjenlerin sayıları ve çeşitlerini daha fazla artırabilmek mümkündür.
Test için genelde ön kol ve sırt gibi uygulaması kolay ve rahat yerler tercih edilir. Sırt bölgesi daha fazla sayıda test uygulamalarında tercih edilmelidir.
Testler uygulanırken ön kolun iç yüzüne, nispeten kılsız olan bölgeye uygulanmalıdır. Deri kalınlığı farklı olabileceğinden bilekten 5 cm ve dirsekten 3 cm yakındaki bölgeler kullanılmamalıdır.
Test allerjenleri birbirinden epidermal testte en az 2 cm, intradermal testte 5 cm uzakta olacak şekilde damlatılmalıdır. Daha yakında olan test sonucunda pozitif cevap diğerinin alanına taşarak değerlendirme sorunu yaratmaktadır. İşlem sırasında deri kanatılmamalıdır.
Test materyalinin derinin daha derin katmanına verilmesi yanlış pozitifliğe neden olabileceği gibi deri yüzeyine iyi penetre olmaması yanlış negatifliklere neden olur. Kanamalar da yine yanlış pozitif cevaplara neden olmaktadır. Test uygulanırken allerjenler deriye tek tek damlatılmalı, yerleri işaretlenmeli ve lansetlerle delinmelidir. Her bir allerjen için ayrı bir lanset uygulanması önerilmektedir. Deri testi uygulaması sırasında mutlaka negatif ve pozitif kontrol kullanılmalıdır. Negatif kontrol genelde deri testi allerjenlerinin içindeki koruyucu maddeyi de içeren serum fizyolojiktir (Gliserol veya fenol içeren serum fizyolojik). Pozitif kontrol ise genelde 10mg/ml konsantrasyondaki histamindir.
Prick testin değerlendirilmesinde uygulamadan 20 dakika sonra eğer pozitif kontrol, negatif kontrolden büyük ve/veya pozitif kontrol 3 mm’den büyükse test değerlendirilir. Normalde pozitif kontrol deride 7-9 mm çapında kızarıklık ve ödemin olmasıdır. Test sonuçları genel olarak çap boyutuna göre 0 ile 4+ arasında numaralandırılır.
Prick test için standart derecelendirme sisteminde endurasyonun 3mm’den az olması; (-), 3-5 mm arasında olması; (+), 5-7 mm arasında olması (++), 7-9 mm arasında (+++), 10 mm ve üzerinde olması (++++) olarak olarak derecelendirilir.
Allerjen ile oluşan ödemin çapını histamin ile oluşan ödemin çapına oranlayarak yapılan derecelendirme sisteminde; ödem çapı, histaminin ödeminin yarısından az ise (+). Ödem çapı, histaminin ödeminin yarısı kadar ise (++). Ödem çapı, histaminin ödemi kadar ise (+++). Ödem çapı, histaminin ödemine ilave olarak, yarısı kadar ise (++++) olarak değerlendirilir.
Diğer bir intradermal test olan otolog serum testi, kronik idyopatik ürtikerlerin tanısında kullanılan bir testtir. Hastanın kendi kanı alınarak santrifüjden geçirilir ve plazma ile serum ayrılır.
0,5 cc’lik plazma alınarak hastanın bir koluna, 0.5cclik serum fizyolojik de diğer koluna ufak bir enjektörle intradermal olarak uygulanır. 30 dakika sonra oluşabilecek ürtiker papülünün çapı erum fizyolojik lezyonunkinden 1,5 mm ve üzerindeyse test pozitif kabul edilir ve bu IgE antikorlarına karşı oluşmuş otoimmün antikorların göstergesi olarak kabul edilir.
Deri Testi Cevabını Etkileyebilen Etmenler
Yaş
Allerji testine verilen cevap yaşla değişmektedir. En belirgin reaksiyonlar 20 yaşına kadar gelişmekte, daha sonra düşüş göstermektedir. 60 yaşından sonra deri testi cevabı belirgin olarak azalma göstermektedir. Bu nedenle yorumlarda bu özelliklere dikkat edilmelidir. Bebeklerde 3 aylıktan sonra normal cevap alınabildiği bildirilmektedir.
Uygulama zamanı
Testin uygulama saati de nispeten önem göstermektedir. Sabah yapılan test uygulaması, öğleden sonraki saatlere göre daha belirgin cevap alınmasına neden olmakta ancak bunun klinik değerlendirmede önemi bulunmamaktadır. Benzer şekilde polen allerjisi olanlarda polen mevsimi özelliklerinin değişiklik yapabileceği belirtilse de yine klinik önemi olmadığı bilinmektedir.
Uygulama bölgesi
Sırtta reaksiyon ön koldan daha fazla olmakta, ancak bunun da klinik belirgin önemi bulunmamaktadır. Fazla sayıda test yapmak gerektiğinde veya kolda sorunu olanlarda bu bölgeden test uygulanır. Test yapılan kişide ürtiker, dermografizm, atopik ekzema, uygulama bölgesinde deri infeksiyonları gibi hastalıklar yalancı pozitifliğe neden olabilmektedir.
İlaçlar
Testten önce alınan bazı ilaçlar yalancı negatifliğe neden olabilmektedir. Antihistaminikler deri cevabını önlemektedir. Testten belli bir süre önce bırakılmaları gerekir. H2 reseptör blokörü ilaçlar da kısmen deri cevabını baskılamaktadır. Bunların 24 saat önce kesilmesi yeterli olmaktadır.
Trisiklik antidepresan ilaçlar deri cevabını uzun süreli baskılamaktadır. Bunların en az 2 hafta önce kesilmesi önerilmektedir.
Antiemetik ilaçlar da benzer etki göstermektedir. Astımlılarda kullanılan inhale steroidlerin deri testi cevabını baskıladıgına dair veri yoktur. Sistemik steroidler ise ancak uzun süreli kullanımda cevabı önlemektedir.
Birkaç haftalık sistemik steroid tedavilerinin deri histamin cevabını baskılamadığı belirtilmektedir. Deri üzerine uygulanan topikal steroidler ise en az 1 hafta süre ile deri testi cevabını baskılamaktadır. Bunların dışında etkili dozda immmünoterapinin deri testi cevabını baskıladığı gösterilmiştir.
Testin Değerlendirilmesi
Deri testlerinden önce mutlaka hastadan hastalığının iyi bir öyküsü alınmalıdır. Bu allerjik hastalığın araştırılması ve allerjenin tespiti için en önemli yol göstericidir. Allerjinin tespitinde hastanın hikayesinin laboratuar testleri ile uygunluk göstermesi gereklidir. Ancak hastanın şikayetleri ile uyumlu olan deri testi pozitiflikleri dikkate alınmalıdır.
Allerji deri testi sonuçları deneyimli ellerde uygulandığında oldukça güvenilirdir.
Deri Testlerinin Yan Etkileri
Deri testi sırasında sistemik yan etkiler çok nadir olarak meydana gelmektedir. Ancak intradermal testlerde bu oran daha fazladır. Ciddi anaflaksi geçirme öyküsü olanlar, küçük çocuklar, gebeler, kontrol altında olmayan astımlı hastalar sistemik reaksiyonlar için riskli gruplar olarak bildirilmektedir. Özellikle gıda allerjenleri ile intradermal testte reaksiyonlar ciddi olabileceğinden çok dikkatli olunmalıdır.
Deri Testleri Kimlere Yapılmaz
Gebelik varlığı ve hastalığın semptomlarının stabil olmadığı durumda (örn: Astım) önerilmemektedir.