Nikel Alerjisi

Vücudun temizlenmesi atalarımızdan günümüze kadar süregelen bir ritüel. Vücuttan kirlerin kazınması ile başlayan temizlenme süreci hiyjen başta olmak üzere tedavi, rahatlama, deri, saç ve tırnakların daha sağlıklı ve güzel görümesi amaçları ile kullanılmakta. Geçmişten günümüze temizlenme dini ritüllerinde önemli bir parçası. Mükemmel bir çözücü olan suyun cildimizin temizliğindeki rolu tartışılmaz. Deri yüzeyindeki kirlerin bir kısmı(çevresel kirler, cilt bakım ürünleri ve kozmetikler) suda çözünmedikleri için su ile birlikte temizleyicler kullanılmakta. Günümüzde cilt temizliği modern gelişmeler, büyüyen trendler, tüketici ihtiyaçları ve deri biyolojindeki yeni bilgilerimiz ile oldukça kopmleks hale gelmiştir. 

Cilt temizliğini kullanım amacına göre farklı boyutları ile değerlendirebiliriz. 

Hiyjen ve tıbbi açıdan cilt temizliği

Vücut ve cilt yüzeyinin temizliğinin orjinal temel kullanımı. İnsalık tarihi kadar zengin ve sosyo-kültürel evrimler geçirmiş. Dahası bu temizlenmenin en saf hali halen devam etmekte. Günümüzde temel amaca yönelik cilt temizliği ürünleri çok çeşitli; kişiselleştirilmiş yada ve ticari ürünler, cinsiyete göre ayrlmış ürünler, cildin özelliklerine (örneğin yağlı kuru, hassas, karma vb.) göre ürünler. Ürün çeşitliliği bunlar ile de snırlı değil temizliğn yapılacağı vücut bölgesine (vücut, yüz, genital, el, ayak vb.), yaş grubuna (yenidoğan, gençler, yetişkinler vb.) veya spesifik cilt problemlerine göre(akne, atopi vb.) değişmekte. Ürünlerin türleri(köpüklü, köpüksüz vb.) ve yapısal formlarıda(kremler, jeller, yağlar vb.) değişmekte. Cildin bir ürün ile temizlenmesi temel cilt bakımında, cilt sağlığında ve genel hiyjenin sağlanmasında vazgeçilmez ilk basamağı oluşturmakta.

Cildin temizliği tanımı; cildin yapı ve işlevinden ödün vermeden yüzeyinden istenmeyen maddelerin uzaklaştırılması için kullanımakta. Bu istenmeye maddeler;

  • dış kaynaklı olabilir; fiziksel ve kimyasal kirler(kirler, kimyasalar, kozmetikler ve mikroroganizmalar) 
  • deri kaynaklı olabilir; yeri yüzeyi doğal lipid tabakası,sebum, ölü deri hücreleri, ter, kıllar, kötü koku kimyasalları, vücut salgıları, mikroroganizmalar. 

Temizleyiciler içerisinde % 10-15 oranında bulunan sülfaktanlar asıl temzileyiciler olarak görev alırken köpürme, istenmeyen maddelerin emülsiyon haline getirilmesi ve deterjan(yüzey gerilimin azaltılması) rolleri bulunmakta. Sülfaktanlar hidrofobik ve hidrofilik yapıları nedeni ile suda ve organik solventlerde çözünebilirler. Yağlı kirleri hidrofobik yapılarında yakalayarak su ile durulandıklarından deriden uzaklaştırırlar. Sülfaktanların sabun, emülsiyon, miseller sular, alkol yada yağ bazlı ürünleri ve eksfoliyent formları bulunmakta.

Basit el yıkamanın mikroorganizmaların bulaşmasını engellemeye katkıda bulunduğu geçmişten beri bilinmekte. Ayrıca el temizliğinin enfeksiyonları önlemek ve yeni vaka oranını azaltmak için ne kadar önemli olduğu son yıllarda yaşanan SARS ve COVİD-19 pandemilerinde birkez daha anlaşılmıştır. Ayrıca cilt hastalıklarında bütüncül yaklaşımda, ellerin ve vücut deri yüzeyinin temizlenmesi cilt bakımınının temel parçası olduğu düşünülmekte. Yaşlılarda ve bebeklerde bez dermatitlerin önlenmesinde(bez dermatitlerin temel nedeni olan idrar ve feçesin deri yüzeyinden hızla uzaklaştırılması), roza ve aknede cilt temizleme rutinleri, atopik dermatit ve temas egzamalarının önlenmesi... vb. Cilt temizlik rutinleri deri tedavilerinin önemli bir tamamlayıcısı, semptomların hafifletilmesi, cilt görünümünün iyileştirilmesi, hastanın yaşam kalitesinin arttırılması özellikleri ile son derece önemlidir.

Cildin bireysel ve toplumsal kapsamda ideal temziliğinin yapılması, dış kontaminasyonların ve enfeksiyonların önlenmesine, hijyen standartlarının sağlanmasına ve bütünsel cilt bakımının yapılması günlük yaşam rutinin  arttrılmasına yardımcı olmakta.  

Sosyokültürel ve insan ilişkileri açısından cilt temizliği

Tarihsel süreçte insanın temizlik amaçlı ilk olarak kemik ve taşlar kullanarak deri kazılamları şeklinde uygulamalar yaptığını görmekteyiz. Sonra bitkileri, su ve yağlar ile birlikte kullanmış. Sabunların ilk kullanımı ve yapımının tarif örneklerini MÖ 2000 yıllarında Sümer tabletlerinde görmekteyiz(yaraların tedavisinde kullanımı tarif edilmekte). MÖ 600 yıllarda Mısır ve Babil eş zamanlı hayvan yağlarından elde edilen sabun örneklerinin kullanımı görülmekte. Antik Roma kültüründe sabun için kullanılan Latince 'sapo' kelimesi Roma yakınındaki bir dağdan esinlenilmiş. Romalılar dağın yamaçlarında hayvanları yakarak dini ritüellerinde kurban ediyorlardı ve yanma sonrası kalan küller ile elde edilen karışımlar bir temizlik maddesi olarak kullanılıyordu. Günümüz sabunuyla karşılaştırılabilecek bir temizleyicinin vücut temizliğinde kullanımına ait ait ilk bilgileri MS 130-200 lerde Yunan doktor Galen'in kitaplarında görüyoruz. Sabunlaştırma 1775'te ilk kez yayınlandı ve 1884'te ilk ambalajlı kalıp sabunu kullanımını İngiltere'de görülmekte. Sentetik deterjanların gelişimi 1950'lerde ortaya çıktı ve halen günümüzün birçok cilt temizleme ürününün temelini oluşturmakta. Birkaç bin yıl önce Yunanlılar evlerine su kullanımına başlarken Romalılar termal banyolar kullanmaya başlayarak temzlikte suyun önemini ortaya çıkardı(termal banyolar temziliğinde dışında sağlıklı bir yaşam ve rahatlama içinde uygulanıyordu).

Günümüzde cilt temizliği ve ürün kullanımı antik çağlardaki temel kullanımına göre daha karmaşık görünmekte. Basit bir sabun ve suların kullanımından son derece karmaşık ve çeşitli bir kozmetik ürün kategorisine kadar muazzam bir evrim geçirdi. 

Kuşkusuz temel bir insani ihtiyaç olarak kabukl edilen temizlik dini ritüeller, sosyokültürel gelişmeler, kimya ve medikal buluşlardan etkilendi. Günümüzde cilt temizliği insanın sosyal yaşamının bir parçası haline geldi. Temizlik rutinlerini ve bu rutinlere insanların uyumlarını bilimsel veri ve gelişmeler belirler. COVID-19 salgını ile birlikte bilimsel verilerin temzilik rutinlerimizi nasıl etkilediğini hepbirlikte yaşadık. Ancak günümüzde cilt yüzeyinin temzilemenin orjinal amacı temzileme ürün konsepti ve pazarı ile daha anlaşılmaz hale geliyor. Artık cilt temizlik formülasyonunda ve ürün etiketlerinde 'bakım sağlayan', 'besleyici', 'nemlendirici', 'cilt yumuşatma', 'cilt sıkılaştırma', 'pH dengeleme', 'mikrobiyom dengeleme' gibi ifadeler yer almakta. Bu karmaşada son tüketici olarak cilt temizliği ürün seçimimizde kişisel tercihlerimizi kullanıyor gibi görünsekte aslında bize sunulanları seçmek zorunda kalıyoruz.

Cilt temizliğinin insanlık tarihindeki öneminde kişisel ve toplumsal hiyjene dışında belkide en önemli faktör vücut kokusu olmuş. Topluluklar kuran sosyal insan kişilerarası ilişkiler ve sosyal etkileşiminde ‘temiz olmak ve güzel kokmak’ gibi nedenler ile temzilenmeye başladı. Geçmişte ve günümüzde kötü vücut kokusunun azaltılması dini ritüellerin önemli bir parçası olmuş. Temizlik toplum tarafından bireyin kabul edilebilirliğini belirlemiş(birlikte yaşanabilir, dokunulabilir, topluma zarar vermez....vb). Vücut kokusu diğer taraftan her iki cinsiyet için eş seçiminde önemli bir faktör olmuş. Bu amaçla vücut kokusunu azaltan ve maskeleyen koku içerikli temizlik ürünleri kullanılmış.

Kozmetik Avrupa birliğinin son yıllarda yaptığı bir ankette kozmetik ürün kullanıcılarının %62'sinin ürünleri başkaları tarafından nasıl algılandığının önemli olduğuna inandığı için kullandığı ortaya çıkmış. Yine aynı ankette %70'i ürün kullanımının özgüvenlerin arttırdığını, %88'inin kozmetik ürün kullanımı ile kişisel hijyenin sağladıkları sonuçları çıkmış. Beden bilinci ve hiyjen üzerine başka bir çalışmada temzilik ile sağlanan hiyjenin  vücut sağlığının temel bir parçası olarak algılandığı ve vücut hiyjenin insan etkileşiminde en önemli konulardan biri olduğu belirtilmekte.

Duygu durumu ve kendini iyi hissetme açısından cilt temizliği

Yakın zamanda yapılan çalışamalar vücut temizliğinin duygu durumunuda etkilediği gösterilmiştir. Temizleme ve banyonun cilt yüzeyinde istenmeyen maddelerin uzaklaştırılmasını sağlamak dışında duygu durumu ve ruh halimizi iyileştirdiği, stresi azalttığı, zihinsel dengeyi sağladığı, insanda rahatlama sağladığı geçmişten beri bilinmekte. Hatta son yıllarda temizlik ve banyo sırasında kullanılan tremizlik ürünleri içerisine katılan aromaların bu rahatlama dışında psiko-fizyolojik etkilere yol açabileceği, ruh halini aktive edebileceği, uyarabileceği gösterilmiştir.

Rutin cilt bakımı, kozmetik-estetik açısından cilt temizliği

Kuşkusuz, cildi temizlemek tüm cilt bakım protokollerinin en önemli adımı. Cildin temizlenmesi sağlıklı bir cildin korunmasına yardımcı olmakta.  Ayrıca cildin düzenli ve yumuşak bir şekilde eksfoliasyonu cilt iyileşmesine katkıda bulunmakta. Temizleme deri yüzeyinde kirin birikmesini ortadan kaldırır,  dolaylı olarak cildin nemlenmesine yardımcı olur, sonrasında yapılacak cilt bakımında kullanılacak ürünlerin klinik etkinliklerini desteklemekte.

Temelde kullanılan sabundan daha sofistik yeni temizleme ürünleri artık cilt hastalıklarının tedavisinde de çok önemli. Temizleme ürünleri cilt hastalıklarında direkt bir tedavi enstrümanı olarak tercih edilirken, hastalıkların klinik alevlenmelerinin azaltılması ve tedavilerin desteklenmesi içinde kullanılmakta. 

Sabun-temizleyicilerin uygulanması ve durulanmaları derinin bariyer fonksiyonunu etkilemekte. Sabunlar deri pH değerini arttırarak bariyer en fazla etkileyen temizleyiciler. Sıvı temizleyicileri deri pH az değiştirmekte buda bariyerin daha az bozularak temizliğini sağlamakta. Bu amaçla temzileyicilerin sülfaktan içeriğine nemlendiriciler ve asitik içerikler eklenmekte.

Son çalışmalar temizleyici içeriğinin deri mikrobiyomu üzerindeki etkilere dikkat çekmekte. Temizleme sırasında deri yüzeyindeki yağların uzaklaştırılması, deri doğal bariyerinin bozulması deri üzerindeki mikroroganizmaların denegesini-hemostazını etkilemekte. Cildin temizliği sırasında deri yüzeyinde hastalık oluşturan mikroorganizmalar daha fazla etkilenmekte diğer olması gereken mikroroganzimalar daha az etkilenmekte. Atopik dermatitisli hastaların aktif dönemde günlük düzenli banyolar yapmaları istenerek derinin nemlenmesi, deri yüzeyinde ter gibi tahriş edici maddeler ve alerjenlerin giderilmesi ve topikal ajanların emilimlerinin arttrılması amaçlanırken deri yüzeyinde patojen mikroroganizmaların-bakterilerin kolonizasyonu azaltılmaya çalışılır. Bu amaçla banyo suyuna banyo yağlarının, yumuşatıcıların eklenmesi daha fazla fayda sağlayabilir. Uygun şekilde kullanılan hafif temizleyiciler nemlendiricilerle kombine edildiğinde birçok cilt probleminde azalmaya yardımcı olabilir. Ancak temizlik ürünlerinin ve uygun olmayan nemlendiriclerin kullanımının deriye zarar verebileceği unutulmamalıdır.

Cilt temizliğinin bu çok fonksiyonel yönü değerlendirildiğinde klasik kalıp sabunlar yerine likit temizleyicilerin kullanımı önerilmekte. Bu öneri saç, eller ve tüm vücut temizliği için de geçerli, şampuan, duş jeli ve el sıvı temizleyicilerın tercihi istenmekte.  Temizleyici deri yüzey doğal lipid tabakasını tamamen ortadan kaldırmayacak hatta nemlendirecek özeliklerde olmalı, deri pH ile uyumlu ve hafif asitik yapıda olmalı, içeriğinde nemlendiriciler olmalı, alerjen ve iritan madde içermemeli.

Herhangi temizleyicinin temiz ve sağlıklı bir cildin hazırlığını sağlarken ciltte kuruluk, gerginlik, tahriş vb. olumsuz özellikler taşımaması gerekir ve daha önemlisi dokusunun kulanıcının duyusal yönlerine hitap etmelidir(köpük ve krem fromundaki temizleyicilerin fromları fromları, kremler, sıvılar…). Temizleme köpükleri uygulam sırasındaa hoş bir duyu verirken köpük yıkama sırasında deride doğrudan mekanik uyarılarıda azaltmakta.

Temizleyiciler içerisinde son yıllarda dikkat çeken bir ürün grubu bitkisel sabunlar-temizleyiciler. İçeriklerinde antioksidanlar, polifenoller ve sabunlaşmamış doymamış yağ asitleri içerdikleri için tercih nedeni. Ancak ideal bir temizleyicide tek tek bileşenler değil tüm formülasyonun önemli olduğu, bileşenlerin ideal miktarları, nasıl üretildiği ve ambalajlandığı ve ürünün nasıl uygulandığı son derece önemlidir.

Son yıllarda temizleyiciler ile birlikte kullanılan özel fırçalar ve vibratörlerin kullanım önerileri görülmekte. Bunlar cilt yüzeyinde mekanik hareketler ile temizlik ürünlerindeki yüzey aktif maddelerin etkinliğini arttırabilirken cildi eksfoliye ederek temizler. Ancak bu türde bir deri temziliğinin istenmeyen yan etkileride arttırabileceği unutulmamalıdır. 

Deri biyolojisi-korneobiyoloji açısından cilt temizliği, deri pH nın korunması

Cilt temizleyicileri içerikleri ile deriden sadece kiri, sebumu veya mikroganizmaları temizlemekle kalmayıp aynı zamanda derinin en üst tabakası olan stratum korneumdaki ölü deri hücrelerininde dökülmesine neden olmakta.

Temizleyiciler içeriğindeki yüzey aktif maddelerin-sülfaktanların deri üzerindeki etkileri çok değişkendir. Sülfaktanlar derinin yapısal proteinleri ile etkileşime girdiğinde, stratum korneumun lipit organizasyonunu bozduğunda derinin bariyer fonksiyonunu olumsuz etkilemekte. Bu iritasyon yapıcı maddelerin deride geçirgenlikleri arttırarak tahrişe ve deriden aşırı su kayıplarına neden olabilmekte. Deri temizliği yapılırken deride iritasyon gelişip gelişmeyeceği sülfaktanın türüne ve yoğunluğuna bağlıdır. İritasyon özeliğine sahip sülfaktanlar deride epidermal hücrelerin onarım meknaizmasını tetikleyerek hücre yapımınıda uyarmakta. Özellikle deride sifingomiyelidlerden seramidlerin yapımını uyararak. 

Günümüzde cilt bakımında temizlemenin etkinliği giderek daha fazla ön plana çıkmakta. Bu nedenle cilt temizleyicilerinin startum korneum fonksiyonu ve özellikle cilt yüzeyi pH'ı üzerindeki etkisi birçok araştırma projesinin konusu olmuş. Günümüzde özellikle cilt hastalıklarında ve hasas deride yapısında alkali temizleme ürünleri yerine asidik ürünlerin kullanımı yaygın olarak kabul edilmekte(bu nedenle alkali sabun kalıpları-barları artık temizleyici olarak önerilmiyor).

Deri yüzeyinin fizyolojik pH'ı 5'in hemen altında olarak tanımlanır. Deride epidermisin bariyer fonksiyonu stratum korneumun asitik fizyolojik ortamı ile ilişkilidir. Deri yüzeyi pH'ını etkileyen faktörler kabaca içsel ve dışsal faktörler olarak ayrılabilir. Tüm kozmetikler, temizleyiciler dahil tüm cilt bakım ürünleri dışsal faktörler olarak kabul edilir.

  • Stratum korneumda deskuamasyon, korneositlerin birbirine tutunması ve ayrılması; epidermal deskuamasyon  temel olarak epidermal hücreler arasındaki spesifik korneodezmozomların enzimatik bozunmasına dayanır. Bu bozunmayı kallikrein ile ilişkili bir peptidaz olan serin proteazlar düzenlemekte. Bu enzim aktivitesi nötr ile alkalin pH ortamında optimize iken asidik pH koşullarında da aktiftir.
  • derinin doğal bariyeri oluşumu ve yenilenmesi;stratum korneumun yeniden yapılandırılması-onarımı fizyolojik asidik cilt yüzeyi pH'ı ile de yakından ilişkilidir. Bu fizyolojik asitik pH epidermal bariyerin onarımı ve deri yüzeyindeki doğal lipid matrixin yapılanması içinde gereklidir. 
  • deri yüzeyinde mikrobiyota dengesi ve antimikrobiyal direnç; orta derecede asidik cilt yüzeyi pH'ı mikroroganizmaların büyüme, baskılanma ce deri yüzeyine yapışma açısından anahtar bir ro oyanamakta. Örneğin deri yüzeyi mikrobiyotası olan stafilokokus epidermidis kolonizasyonu alkali ortamada azalmakta. Akneden sorumlu propionibakteriyum aknenin kolonizasyonu ise asitik ortamda baskılanmakta. deriden salgılanan antimikrobiyal peptidlerin salınımı veaktivitesi asitik ortamada daha optimizedir.
  • anti-inflamatuar mekanizmalar bu asitik ortamda sürdürülebilmekte. 

Cilt temizleme ürünleri deri yüzeyel pH etkilemekte. Sadece derinin çeşme suyu ile yıkanması bile yaklaşık olarak deri yüzey pH ını 1 ünit arttırmakta. Buna karşılık, cildin daha düşük pH değerine sahip bir temizleyici ile yıkanması, daha alkali temizleyicilerle karşılaştırıldığında, yıkamanın neden olduğu cilt pH artışını ortadan kaldırabilir ve/veya en aza indirebilir.

Asitik vücut temizleyiciler özellikle ileri yaşlarda deri yüzeyinde yükselmiş pH ın normalizasyonu için tercih edilmelidir. 

 


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency