Gebeliğin Etkilediği Cilt Hastalıkları ve Tümörler

Gebelikte anne için yabancı doku olarak abul edilebilecek embriyo, fetus ve plasentanın gelişimin devam etmesinde immün sistemin tekrar düzenlemesi son derece önemlidir. İmmün sistemde hücresel immünite t lenfositler tarafından düzenlenir. T-helper 1 hücreleri sitokinler, INF-γ ve TNF-β ile gecikmiş tip hipersensitivite reaksiyonları ve allogreft rejeksiyonundan sorumludur. T-helper 2 hücreleri ise IL-4, IL-5, IL-10 ve IL-13 sitokinleri salgılyarak antikor üretimi ve humoral immuniteden sorumludur. Gebelikte Progesteron etkisiyle T-helper cevabı artarken T-helper 1 cevabı baskılanır. Böylece fetus-lasenta gelişimine izin verliri.

Bu fizyolojik gelişme hücresel immünitedinin baskılanmasına neden olur.

Viral, fungal ve protozoal etkenlere bağlı olan enfeksiyonlar daha sık görüme ve kötüleşme eğilimindedir.

Antikorların aracılık ettiği hastalıklar ise; örneğin SLE, gebelikte alevlenme gösterebilir.

Ayrıca T-helper kaynaklı IL-4 aracılığıyla artan IgE sentezi,  gebelikte alerjik hastalık artışı açıklayabilir.

Gebelik sırasında bazı cilt hastalıkları gerileyebileceği gibi, bazıları ise kötüleşebilir. Bir çok dermatoz ise gebelik sırasında değişken seyir gösterir ve önceden ne olacağını tahmin etmek zordur.

Enfeksiyonlar

Gebelikte artan ostrojen duzeyinin yaratmıs olduğu immunsupresif etkilere bağlı olarak bazı enfeksiyonların sıklığı artmıstır.

Fungal (Kandida, Pityrosporum)

Gebelik sırasında en sık gorulen vajinal enfeksiyondur. Gebelik suresince kadınlarda %30-40 oranında saptanabilmekte ve ozellikle son 3 ayda daha fazla gorulmektedir. Gebelikteki yuksek ostrojen seviyesi kandida turlerinin germinasyonu icin besin kaynağı olarak islev goren vajinal epiteldeki glikojen miktarının artmasına neden olmaktadır. Ayrıca savunma sisteminin baskılanması da bir diğer kolaylastırıcı faktordur. Enfeksiyon gebe olmayan kadınlarda olduğu gibi akıntı, yanma, kasıntı, dizuri gibi semptomlara neden olmakta, vajinada eritem, odem, fissur gibi bulgular saptanabilmektedir. Bu infeksiyonda vajina PH’sıı 4,5’dan dusuk olması ve kokunun bulunmaması tipik ozelliklerdir. Normal doğum sırasında bebeğe gecebileceğnden tedavi edilmelidir. Malassezia turu mayaların neden olduğu govde yerlesimli, kasıntılı iltihaplar ve kabarmalar ile karakterize olan bir tablodur. Pityrosporum folikulitinin hucresel immunitenin baskılanmıs olduğu gebelikte sık gorulduğune dair yayınlar mevcuttur.


Protozoon (Trikomonas)

Farklı calısmalarda farklı oranlar verilmekle birlikte gebelik sırasında yaklasık %22 oranında bildirilmistir. Etken flajellat bir protozoon olan Trikomonas vaginalis’tir. Hareketli bir protozoon olmasıdan dolayı vajinal mukozaya mekanik sitotoksik bir etki yaratmaktadı ve bu da infeksiyonlu olgularda mukozal eritemin nedenini açıklamaktadır. Asemptomatik olabileceği gibi kaşıntı bol miktarda sulu yesil ve kotu kokulu akıtıya neden olabilir. Çocukta risk olusturmaz.


Herpesvirus İnfeksiyonları

Gebelik, genellikle infeksiyon tablosu ve seyrini etkilemez. Ancak gebelik esnasında primer herpes eksiyonları nadir de olsa annede siddetli hastalığa yol acabilir ve nadiren plasentayı gecip düşük, konjenital malformasyonlar ve ölü doğuma neden olan fetal infeksiyonlara neden olabilir. Bebeğe bulasma daha cok doğum sırasında vaginal lezyonlarla temas sonucu gelisir. Vaginadaki infeksiyon primer ise vaginal doğumların %50’sinde, rekurran lezyon ise %0-4’unde neonatal infeksiyon gorulebilir. Gebelikte semptomatik primer HSV atağı geciren gebelere sistemik antiviral tedavi verilmesi onerilmektedir. Rekurren HSV atağı geciren hastaları sistemik antiviral tedavisinde ise gebenin semptomlarıa ve herpes nuks sıklığıa gore karar verilir. Doğum zamanıda primer veya rekurren HSV atağısaptanan gebelerde ise sezaryan yapımasıonerilmektedir.


Varisella Zoster (VZV) İnfeksiyonu (Su Çiçeği)

Gebelik sırasında geçirilen su çiçeği infeksiyonu hem anne hem de fetus acısından onemli riskler yaratmaktadır. Varisella pnomonisi diğer gebe olmayan yetiskinlerde olduğu gibi morbidite ve mortalitenin esas sebebidir. Fetus icin problem spontan dusuk, konjenital varisella sendromu ve premature doğum seklinde olmaktadır. Maternal varisella nadiren konjenital varisella sendromuna neden olmaktadır ve risk gebelik donemi ile iliskilidir. En yuksek risk gebeliğin ilk haftasında suciceği gecirildiğinde vardır ve riskin %2-5 arasında olduğu bildirilmektedir. Bu sendrom koryoretinit, serebral kortikal atrofi, mental retardasyon, hidronefroz, cilt lezyonları ve bacak kemiklerinde defektlerle seyreder. Gebeliğin ilerleyen donemlerinde gecirilen infeksiyon ise genellikle deri lezyonları, ekstremite gelisim defektleri veya tek taraflı goz anomalilerine neden olabilir. Perinatal ( doğumdan 5 gun once 2 gun sonra) donemde gecirilen maternal VZV infeksiyonu, yenidoğanda %25-50 oranında neonatal infeksiyona yol acabilir ve tedavi edilmezse fatal seyirli olabilir. Anneye ve bebeğe ait ağır komplikasyonlar nedeniyle varisella belirtileri saptanan tum gebelere sistemik antiviral tedavi verilmesi onerilmektedir. Gebelik sırasında gecirilen herpes zoster enfeksiyonu anne ve bebekte herhangi bir komplikasyona neden olmaz. Gebelikte lokalize herpes zoster gecirenlerde konjenital varisella sendromu bildirilmemistir.


AIDS

Gebelikte HIV enfeksiyonu varlığı hem çocuğa gecis riski, hem de gebeliğin hastalığın seyri uzerindeki etkisi nedeniyle onemlidir. Gebelikte CD4+ T lenfosit sayıları fizyolojik olarak %10-20 oranında azaldığı icin HIV(+) gebelerde AIDS ve buna bağlı komplikasyonların daha sık gorulmesi ve daha ağır seyretmesi beklenmektedir. HIV ile infekte gebelerde tedaviye anne ve cocuğa ait faydalar ve riskler hasta ile tartısıldıktan sonra karar verilmelidir. Tedavi endikasyonları ve ilac secimi gebe olmayanlara benzer. İlk 3 aya ait ilac teratojenite verileri yetersiz olmasına rağmen deneyimli klinisyenler klinik virolojik veya immunolojik parametreler gerektiriyorsa gestasyonel yasa bakmadan tedavinin baslatılmasını onermektedirler.


Lepra - Cüzzam

Gebelik, hucresel immunitedeki bozulma nedeniyle, lepralı hastalar icin presipite edici bir faktordur. Lepramatoz ve borderlayn lepralı kadınlarda gebelik doneminde hucresel immunitede azalma nedeniyle eritema nodozum leprozum gelisimi sıkken, postpartum donemde immunitenin guclenmesine bağlı olarak reversal reaksiyonlar sık gorulur. Lepra basili plasentadan gecmez, ancak tedavisiz ve cok basilli tipte leprası olan anne cocuğunu infekte edebilir. Dapson teratojen olmadığı icin, tedavi gereksinimi olan gebelerde kullanılabilir.


Kondiloma Aküminata

Kasıktaki nemli ortam, damarlanmada artıs, hormonal uyarılar ve hucresel immunitenin baskılanması gibi nedenlerden dolayı gebelikte hızlı buyume eğilimindedir. Doğum kanalını tıkayacak buyukluğe ulasarak doğumu zorlastırabilir. Ayrıca normal doğum sırasında fetuse bulasarak solunum yollarına ve ağıza bulaşabilir. Ancak bu durum nadir olup kondilomlu hastalara vaginal doğumu engellemediği takdirde sezaryan yapılması gereksizdir. Lezyonlar gebelik sırasında triklor asetik asit, elektrokoter, kriyoterapi, lazer gibi fiziksel uygulamalar veya cerrahi yontemlerle tedavi edilebilir. Podofilin veya 5-fluorourasil kullanımı kontrendikedir. Lezyonlar genellikle doğum sonrası kuculur.


İnflamatuar Hastalıkları

Atopik Dermatit

Atopik dermatit gebelikte duzelebileceği gibi genellikle aktive olma eğilimindedir. Gebelikteki fizyolojik kasıntının lezyonları aktive etmesi aktivasyondan sorumlu tutulmaktadır. Bununla birlikte hastalığın %24’un uzerinde remisyona girdiği olgu serileri bildirilmistir. Atopi hikayesi olan kadılarda genellikle ilk aylarda alevlenme beklenir. Ayrıca bu hastalarda doğum sonrası meme bası ekzeması ve irritan el ekzeması sıktır.


Psoriasis Sedef Hastalığı

Psoriasis gebelik sırasındaki hormonal değisikliklere bağlı olarak genellikle iyilesme eğilimindedir. Östrojenler ve progestronla bundan sorumlu tutulmaktadır. Psoriasisin en sık gorulen tipi olan kronik plak tip psorisis gebelikte ortaya cıkabilir veya kotulesebilir. Yapılan bir calısmada, psoriasisli gebelerin %40-63’unde lezyonlarda iyilesme gorulurken, %14 oranıda ise aktivasyon bildirilmistir. Gebelik sıasıda psoriatik artrit gelisimi veya kotulesme eğlimi bildirilmistir.


İmpetigo Herpetiformis

Bazı görüşler spesifik gebelik cilt hastalıkları arasında gosterilmekle birlikte, ozellikle son yıllarda yapılan yayınlarda gebeliğin etkilediği dermatozlar arasında yer almaktadır. Generalize pustuler psoriasisin gebelik sırasında gorulen varyantıdır. Genellikle hipokalsemi ve D vitamini eksikliği ile birlikte bulunur. Gebelerin coğunda kisisel veya ailevi psoriasis oykusu bulunmaz. Genellikle gebeliğin son aylarında ortaya cıkar, ancak ilk aylarda da gelisim bildirilmistir. Sıklıkla doğuma kadar, nadiren de doğumdan sonra devam edebilir. Kliniğe ates, deliryum, diyare, kusma ve tetani gibi sistemik semptomlar eslik edebilir.


Akne Vulgaris

Akne, gebelik sırasında coğunlukla geriler, ancak nadiren de siddetlenebilir. Progesteron, cok yuksek dozları haric sebase bez aktivitesini uyarmaz. Ostrojen ise sebase bez hacim ve aktivitesini azaltır. Bu etkide ostrojenin overlerdeki androjen uretimini negatif feed-back etki ile baskılamasının rolu vardır. Gebeliğin pruritik folikuliti olarak bildirilen tablonun aslında hormonal olarak ortaya cıkan akne tablosu olabileceği dusunulmektedir. Bu etkide hormonal faktorlerin yanında, buyuk olasılıkla akne patogenezinde rol oynayan diğer bazı faktorlerin de etkili olduğu sanılmaktadır.


Fox-Fordyce Hastalığı ve Hidraadenitis Supurativa

Her ikisi de apokrin bezlerin inflamatuar hastalıkları olup, apokrin bezlerin fazlaca bulunduğu koltuk altı ve anogenital bolgede gorulurler. Gebelik sırasında artan ostrojenin etkisine bağlı olarak apokrin bez aktivitesindeki azalmadan dolayı, bu hastalıklar gebelikte genelde iyilesme eğilimindedir.


Ürtiker

Gebelikten kotu yonde etkilenen bir dermatozdur. Ozellikle basınc urtikeri gebelik sırasında siddetlenme eğilimindedir. Lezyonlar ozellikle ikinci ve ucuncu trimesterde artar, karın bolgesinde daha yoğun olarak ortaya çıkar. Fakat tipik olarak, doğum sonrası sikayetler genellikle ortadan kalkar.


Otoimmun Bozukluklar

Sistemik Lupus Eritematozus

Diskoid lupus eritematozus (DLE) gebelikten etkilenmez fakat sistemik lupus eritematozusda (SLE) alevlenme olup olmadığı konusu tartısmalıdır. Alevlenme sıklığı hastalık aktivitesi ile paralellik gosterir. Aktif hastalığı olan kadınlarda gebelikte alevlenme %40-50 iken, inaktif lupuslularda bu oran %10-30 arasında gorulmektedir (13). Gebelikte SLE’nin en sı gorulen bulgusu kutanoz alevlenmedir ve bunu artrit takip eder. Ekstremitelerde ağırı, damar iltihapları en sık gorulen deri lezyonlarıdır. SLE’nin fetus uzerine olan etkisi annedeki SLE’nin siddeti ile paralellik gosterir. Prematur doğum %16-37 oranlarıda gelisirken spontan abortuslar normale gore 2-4 kez daha fazla gorulur (25). Neonatal lupus, anti-Ro (SS-A) ve anti-La (SS-B) antikoru bulunan annelerin bebeklerinde gorulen nadir bir sendromdur. Konjenital kalp bloğna veya gunes goren bolgelerde deri döküntülerine yol acabilir.


Sistemik Skleroz

Sistemik sklerozlu gebe kadınların coğunda onemli bir problem olusmamaktadır. Bazı olgularda ise gerileme gozlenmistir. Ancak nadiren siddetli hipertansiyon ve preeklampsi ile birlikte progresif renal yetmezlik gelisebilir. Bu durum maternal ve fetal olume neden olabilir.


Dermatomiyozit / Polimiyozit

Göz çevresinde şişmeler veya proksimal kas zayıflığı veya her ikisi hastalıktan etkilenmis gebelerin yarısında gorulur. Anne ve fetus icin zararlı olabilir. Spontan abortusa bağlı fetal kayıplar veya olu cocuk veya immaturiteye bağlı neonatal olumler olguların yarıdan fazlasında gelisir.


Pemfigus Vulgaris / Vejetans / Foliaseus

Gebelik ve pemfigus birlikteliği oldukca nadir olup, literaturde az sayıda olgu bildirilmistir. Pemfigusun hemen her tipi gebelikte gelisebilir veya gebelik suresince ozellikle birinci ve ikinci trimesterde kotulesebilir. Klinik olarak herpes gestasyonese benzeyebilir, bu nedenle immunofloresan calısmalarla hastalık tanısının doğrulanması gereklidir. Hastalığın fetal iletimi IgG anikorlarının transplasental transferine bağlı olarak gerceklesir. Neonatal pemfigus bulleri genellikle postpartum 2-3 hafta icinde geriler. Pemfiguslu gebelerde gebelik olu doğumla sonuclanabilir ve olu infantta pemfigusa ait deri lezyonları bulunabilir. Fetal olumlerin sebebi pemfigus vulgarise, annenin ilac alımına, intrauterin enfeksiyon ve/veya plasenta yetmezliği gibi bir cok faktore bağlı olabilir.


Romatoid Artrit


Metabolik Hastalıkar

Porfiria Kutanea Tarda

Hastalığın ostrojen, demir ve alkol alımı ile alevlendiği bilinmektedir. Gebelik sırasında artan ostrojenden dolayı gebelikte hastalığın aktive olması beklenebilir. Bildirilen raporlarda celiskiler olmasına rağmen ilk trimesterde hastalığın aktivasyonu, serum ostrojen seviyesinde ve porfirin atımındaki eş zamanlı artısla birlikte, genellikle artar. Gebeliğin ilerleyen donemlerinde ise, fetal demir gereksinimi ve kan volumundeki artıstan dolayı deri hastalığı duzelir. Boylece serum demir ve idrar porfirin duzeylerinde birlikte bir dusme gorulur. Hastalık fetal prognozu etkilemez.


Akrodermatitis Enteropatika

Gebelik sırasında, gereksinimin artmasına bağlı olarak kan cinko duzeyi azalır. Bu nedenle gebelikte, akrodermatitis enteropatikalı hastalarda hastalık aktivitesi genellikle artar. Cinko duzeyindeki bu azalma yalnızca fetusun ihtiyacına bağlı olarak gelisen bir durum değildir. Oral kontraseptif kullanımı ile hastalıkta benzer sekilde alevlenmelerin olması, ostrojenlerin de olaydan sorumlu olabileceğini dusundurmektedir. Bazı durumlarda gebelik sırasında ilk kez ortaya cıkan hastalığın impetigo herpetiformis ve herpes gestasyonesten ayırımı gucluk yaratabilir. Bu durumda serum cinko duzeyine bakılmalıdır.AE doğum sonrası hızlı bir sekilde duzelme gosterir. Bu gebeliklerin coğu normal bir fetusla sonlanır. Gebeliği sırasında tedavi edilmeyen birkac olguda, anensefali ve akondroplazili neonatal olumler bildirilmistir.


Destek Doku - Konnektif Doku Hastalıkları

Ehlers - Danlos Sendromu

Son zamanlarda konnektif dokuda farklı bozukluklara neden olabilen en az XII tipi tanımlanan tabloda en sık tip I ve IV’de gebelikle ilgili komplikasyonlara rastlanmaktadı. Bu gebelerde postpartum kanama, major damarlarda yıtıma, kotu yara iyilesmesi, uterus perforasyonu, mesane ve uterus prolabsusu ile abdominal herni gibi komplikasyonlar sıktır.


Psodoksantoma Elastikum

Psodoksantoma elastikum (PKE) deri, goz ve kardiyovaskuler sistemi tutan, elastik fibrillerin ilerleyici mineralizasyonu ile karakterize genetik bir bağ dokusu hastalığıdır. Hastalığın ozellikle vaskuler komplikasyonları gebelik sırasında siddetlenebilir. Ana komplikasyon, kan transfuzyonu gerektirebilecek boyutta olan gastrointestinal kanamalardır. Ayrıca tekrarlayan burun kanamaları ve ventrikuler aritmili konjestif kalp yetersizliği bildirilmistir.


Anetoderma

Jadassohn’un anetodermasıgebeliğn ilk aylarıda bildirilmistir. Ancak gebelikle iliskisinin rastlantıal olduğ dusunulur.


Tümörler

Bu tumorlerin gebelikle iliskisi gestasyonel hormonların vaskuler yapılar uzerine olan etkisini yansıtır. Coğu damarsal kokenli olan bu tumorler gebelik sırasında ortaya cıkabilecekleri gibi, onceden var olanlar ise gebelik sırasında buyume gosterebilir. Bu durumun nedeni tam bilinmemekle birlikte, dolasımdaki artan ostrojen duzeyi, artan kan volumu ve kan akısındaki hızlanma sorumlu tutulmaktadır. Ayrıca plasenta cok etkili bir anjiogenik faktor olan fibroblast buyume faktoru icin zengin bir kaynaktır.


Piyojenik Granulom

Gebeliğin piyojenik granulomu veya gebelik epulisi olarak da adlandırılan granuloma gravidarum gebelik sırasında en sık karsılasılan tumoral lezyondur. Gebelerin yaklasık %2’sinde, gebeliğn 2-5. aylarıda genellikle gingivada, nadiren de diğr vucut alanlarıda gorulen, kapiller damarları proliferasyonu sonucu olusan, koyu kımııveya mor renkli, ağıınoduler olusumlardı. Doğma doğu giderek buyuyebilen lezyonlara genellikle gingivit, gingiva hipertrofisi, odem ve hiperemi eslik eder. Travma ile kanama ve ulserasyon gorulebilir. Histolopatolojik olarak piyojenik granuloma benzer sekilde skuamoz epitel ile kaplı granulasyon dokusu ve inflamatuar infiltrat izlenir. Postpartum kendiliğinden gerileme olduğundan herhangi bir tedavi gerektirmez. İyi bir dental hijyen ile kontrol altına alınabilir.


Skin Tag

Molloskum fibrozum gravidarum, yumusak fibroma veya skin tag olarak da bilinen lezyonlar genellikle gebeliğin ikinci yarısından itibaren ortaya cıkar. En cok yuz, boyun yanları, aksilla ve meme altlarında gorulur. Deri renginde veya hafif pigmente, 1mm-1cm arasında değisen caplarda, saplı papuller halinde gelisir. Histolojik olarak skuamoz epitel ile kaplı fibrovaskuler konnektif doku artısı gorulur. Genelde doğum sonrası kuculur, ancak sonraki gebeliklerde tekrar genisleyebilir.


Hemanjiyom

Gebelerin yaklasık %5’inde spontan olarak kucuk, superfisyal veya subkutanoz hemanjiyomlar gelisebilir. Hemanjiyomlar genellikle 3. trimesterin sonlarıa doğu ortaya cıar ve doğma kadar giderek genisler. Benzer lezyonlar oral mukazada da gorulebilir. Hemanjiyoendotelyoma ve glomanjiyoma oldukca nadirdir. Artmı ostrojen duzeyinin en onemli etyolojik faktor olduğ dusunulur. Dermatofibrom, leiomiyom, keloidler gebelik sıasıda gelisebilecekleri gibi, onceden var olanlar hılıbir sekilde buyume gosterebilir. Dermatofibrosarkom protuberanslıvakalarda gebelik sıasıda buyumede hılanma bildirilmistir. Rektus abdominis kasıda desmoid tumorler gelisebilir. Norofibromlar ise ilk kez gebelik sıasıda ortaya cıabileceğ gibi, onceki lezyonlar gebelik sırasında buyume gosterebilir. Masif hemoraji ile karakterize olan pleksiform norofibromlar gebelik sırasında hızlı buyume gosterebilir. Olguların coğunda doğum sonrası gerileme kaydedilir. Norofibromatozisli hastalarda gebelik sırasında hipertansiyon ve renal arter rupturu gibi ciddi komplikasyonlar gelisebilir.

  • Hemanjiyoendotelyoma
  • Glomus tumoru
  • Dermatofibrom
  • Dermatofibrosarkoma protuberans
  • Leiomiyom
  • Keloid
  • Desmoid tumor
  • Norofibrom


Melanositik Nevus

Melanositik nevuslar gebelik sırasında ilk kez gelisebileceği gibi, onceden var olanlarda genisleme ve koyulasma olabilmektedir. Histopatolojik olarak lezyonlar; buyuk melanositler, artmıs melanin ve iyi gelismis dendritlerle karakterizedir. Artan ostrojen ve progesteron reseptorlerinin varlığı, gebelik sırasında nevuslarda gelisen pigmentasyon değisikliklerini acıklayabilir. Gebelik sırasında nevuslarda malign donusum riskinin arttığına dair yapılan calısmalar yetersizdir. Gebeliğin malign melanom (MM) uzerine olan etkileri tartısmalıdır. Ostrojenin MM uzerine olan kotu etkileri raporlarda; tumorun gebelik sırasında hızlı buyumesi, cok sayıda primer MM’un ortaya cıması konjenital ve displastik nevuslarda malign donusum ve doğm sonrasımetastazları gerilemesi gibi bulgularla desteklenmektedir. Diğr taraftan multiparlarda melanoma karsıkoruyuculuğn olduğ ve erkeklere gore daha iyi prognoza sahip olduğnu gosteren kanılar da bulunmaktadı. Gebelik sıasıda gelisen MM’un gerek histolojik tip, gerekse yerlesim yeri acııdan gebe olmayanlardan farkıyoktur (2). Gebelerde lenf nodu metastazıı daha erken olusuğna dair yayılar bulunmaktadı. Tekrarlama riskinden dolayıMM eksizyonundan sonraki üç yıl icinde gebelikten kaçınılmalıdır.


Melanom


Çeşitli Cilt Hastalıkları

Sarkoidoz

Sarkoidozun gebelik sırasında baslama olasılığının %0.02-0.05 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Sarkoidozlu hastalarda gebelik sırasında fetal kayıplar bildirilmekle birlikte, yapılan sınırlı bazı calısmalarda fetal ve neonatal risklerin oldukca dusuk olduğu ileri surulmektedir. Yine yapılan bazı calısmalarda sarkoidozun gebelik sırasında gerilediği ortaya konmustur. Sarkoidoz Th-1 aracılı bir hastalıktır. Gebelik sırasında artan ostrojen duzeyine bağlı olarak Th-1 aracılı immun yanıtın askılanması, sarkoidozdaki bu duzelmeyi acıklayabilir. Buna karsın aktive sarkoidozlu gebelerin cok az bir kısmında, gebelik sırasında hastalığın daha da siddetlendiğini gosteren calısmalar da bulunmaktadır


Eritema nodozum

Eritema nodozumun %4’u gebelik sıasıda, ozellikle 2. trimesterde ortaya cımaktadı. Tekrar eden gebeliklerde ve oral kontraseptif kullanııda nuksler gorulebilir. Gebelik sıasıda EN gelisiminden baslıa osrtrojen artıısorumlu tutulmaktadır. İlk kez gebelik sıasıda baslayan veya bu donemde alevlenme gosteren eritrokeratodermi variabilis, bowenoid papulozis, mikozis fungoides, eritema multiforme, tuberoz skleroz ve herediter hemorajik telenjiektazi gibi dermatozlar da bulunmaktadır.

  • Eritrokeratodermi variabilis
  • Bowenoid papuloz
  • Mikozis fungoides
  • Eritema multiforme
  • Tuberoz skleroz
  • Akantozis nigrikans
  • Herediter hemorajik telenjiektazi

yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency