Yeni Doğanlarda Cilt, Saç ve Tırnak Bakımı

Yeni doğan dönemi bebeğin doğumdan sonraki ilk 4 haftasını kapsayan gelişim sürecidir. Bebeğin anne rahminde amniyotik sıvıda güvenli, steril ortamı terk etmesiyle başlar; her türlü (fiziksel, kimyasal, biyolojik) zararlı ajanlara açık hale geldiği yani güvensiz, steril olmayan, vücut ısısını korumakta zorlandığı, kuru olan anne dışı ortama uyum sağlamakta zorlandığı dönemle devam etmektedir.

Doğumla birlikte yeni doğan derisi dış etkenlere karşı koruyucu görevini yapmaya başlar ayrıca deri anne ile kurulan yoğun tensel temasın bebeklerde bilinçsel ve davranışsal gelişim önemli bir parçası olduğu bilinmektedir.

Yeni doğan döneminde derimiz bir bütün olarak görünmekle birlikte gelişimini henüz tamamlamamıştır. Dış etkenlerden kaynaklanan durumlar dahil çok çeşitli sorunlar yaşanmaktadır. Bu nedenle yeni doğan derisinin bazı özellikleri iyi bilinmelidir.

 

Yeni Doğan Derisinin Özellikleri

Epidermis

Epidermis; derinin su kaybı ve zararlı kimyasal madde emilimini engelleyen, fiziksel, kimyasal dış etkenlere ve enfeksiyonlara karşı koruyan derinin en dış bariyer tabakasıdır. Epidermis bu görevleri için yeterli kalınlıkta etkin lipit gibi içeriklere sahip olmalıdır. Epidermisin bu yeterliliği bebeğin doğum haftası ve gelişim yeterliliği ile direkt ilgilidir. Örneğin epidermisin yeterli kalınlıkta olmasa bile koruyucu özelliği anne rahminde 20-24 haftada başlamakta. Epidermal kalınlık gebelik haftaları ile artmakta 37-42 haftada normal kalınlığına ulaşmaktadır. Kalınlığın yeterliliği ile birlikte koruyucu fonksiyonları tam değilidir. Bu nedenle erken doğan prematür  bebeklerde epidermis yani deri koruyucu yetersizliği derinin daha duyarlı olmasını getirmektedir.


Deriden Kimyasal Madde Emilimi

Yenidoğan bebekte deriden emilim düzeyi yüksektir. Bu durum istenmeyen kimyasal madde ve ilaçların özellikle düşük moleküler ağırlıklı olanların kolaylıkla emilmesine ve temas alanında veya sistemik toksik etkilerin ortaya çıkmasına olanak sağlamaktadır. Bu risk bebeğin doğum haftası ile ilişkilidir. Premature bebekler bu risk daha yüksektir.

Aslında yeni doğan ve çocuklarda önemli bir özellikte vücut yüzey alanı ve vücut yüzey alanının beden ağırlığına olan oranıdır. Tüm bebeklerde vücut yüzey alanının beden ağırlığına olan oranı erişkinlerin hatta çocukların 2-3 katıdır.

Yeni doğanda derinin bu yüksek emilim özelliği problemleri ortaya çıkardır iken bazı ilaçların deriden emiliminin yüksek olması bunların deriden uygulanabilmesini olanıklı hale getirmektedir.


Deri ve Solunum

Erişkinlerde ve normal haftalarında yenidoğanlarda derinin solunumun (deri yoluyla; oksijenin emilimi ve karbondioksitin atılması şeklinde gerçekleşen solunum) tüm solunuma oranı %2’dir. 30 haftadan erken dogma premature bebeklerde ise bu solunum 6-11 kat fazladır. Deride epidermisin lipid bariyerin oluşması ile 2-3 hafta içerisinde bu deri solunumu normal seviyesine gelmektedir.


Epidermisten Su Kaybı (TESK)

TESK belirli bir sure icinde, belirli deri alanından kaybedilen su miktarını ifade eder (g/m2/saat veya gün). Normaş haftasında doğan bebekte TESK 4-8g/m2/saattir ve erişkin değerlerine (6-8g/m2/saat) yakındır.  24-26 haftada doğan prematürlerde TESK 100g/m2/saat duzeyine kadar ulaşabilir. Bu nedenle bebek bu su kaybı nedeni ile 24 saat icinde vucut ağırlığının %20-50’sini kaybedebilir. TESK vücut alanlarında yanı değildir. Örneğin karında en yüksektir. Ayrıca TESK sırasında kaybedilen her 1mL su ile birlikte bebek 0,58 kcal enerjide kaybeder bu premature bebek icin önemli bir enerji açığı ortaya cıkarır. Bu nedenle 32 haftadan erken doğan premature bebekler TESK yani epidermal bariyer gelişene kadar nemlendirilmiş, ısıtılmış özel kuvöz ortamında sıvı ve enerji dengesinin desteklenerek bakılması gereklidir.


Epidermisin En Üst Tabakası Olan "Stratum Korneum" Hidrasyonu (Su İçeriği)

Yeni doğan derisi daha buyuk bebeklerle karşılaştırıldığında göreceli olarak daha kuru bir yapıya sahiptir bu nedenle deri yüzeyi pürüzlü olabilir. Bebekler haftalar ile birlikte stratum korneum hidrasyonu artar ve deri yuzeyi puruzsuzleşir. Nemlillik; stratum korneum hucrelerinde bulunan filagrinin su tutma ozelliği ile doğal nemlendirme faktorlerine (NMF) bağlıdır. Bu ortam neminede bağlıdır. Prematür bebeklerde NMF içeriği yetersiz kalmakta, hidrasyon sağlanamamaktadır.

Deri Yuzeyi pH Değeri

Doğumda yenidoğan deri yuzeyi notral veya alkali pH’ya sahiptir (pH: 6,2-7,5). Sonra deri pH değeri doğumu izleyen ilk hafta icinde hızlı, ardından 3 hafta suresince daha yavaş bir ivme ile duşme gosterir. Birinci ayın sonunda erişkin ve büyük cocuklardaki duzeye çok yakın asidik yuzey pH değeri (pH: 5,0-5,5) kazanılır. Deri pH değeri düştükçe yani asiditeye doğru kaydıkça derinin doğal savunma yanıtını desteklenerek deri üzerinde hastalık oluşturabilecek mikroorganizma sayısı azalmaktadır. Benzer etki be bölgesi içinde hedeflenmiş ve pH 5,5 tampon solusyon ile tamponlanmış bez üretimi ve bunların kullanımı gündeme gelmiştir.


Dermis

Deride epidermis altında yer alan dermis tabakası; derinin ter ve sebum yapımını sağlayan bezlerin yer aldığı, ayrıca zengin damarsal ağ tabakası ile ısı dengesinin düzenendiği, derinin en önemli destek dokusu olan elastin ve kollajenin yer aldığı ve epidermis ile ilişkili tabakadır. Yenidoğan derisinde dermiste bu anatomik yapılar ozellikle elastik lifler yetersizdir ve fonksiyonlar tam olarak yürütülemez.


Sebase Bez Aktivitesi

Sebum içeriğindeki yağlar derinin koruyucu film tabakasının en onemli yapı taşı olarak rol oynamaktadır. Anne rahminde bebek deri yüzeyi sebase bez salgısı, epidermal hücreler ve lanugo kıllarından oluşan ve “verniks kazeoza” olarak adlandırılan bir bileşen ile kaplıdır. Bu bileşen gebeliğin 24 haftdasında oluşmakta deriyi rahim içerisinde maserasyona karşı korumakta doğum sonrası içeriği ile nemlendirici, antimikrobiyal, antioksidan ve su-elektrolit-ısı duzenleyici etki gostermektedir.

Doğum sonrası anneden geçen yada bebeğin ürettiği hormonsal etki ile sebase aktivitesi ile sebum duzeyi ilk haftada erişkin duzeyini ulaşır. Bu aktivite 1 ay kadar sürebilir sonra azalmaktadır. Sebase bez aktivitesi yani sebum uretimi 1 yaş civarında belirgin olarak geriler ve ergenlik donemine kadar düşük duzeyde sabit kalır. Bu özellikler nedeni ile teni doğanda ilk 1 ay akneler gelişebilir.


Derinin Terlemesi ve Vücut Isı Düzenlemesi (Termoregulasyon)

Yeni doğan derisinin yüzey alanı az olduğu için deride ter bezi yoğunluğu erişkin derisine göre daha fazladır. Bununla birlikte olmakla terleme eşiği erişkinden yüksektir ve çevre ısıya karşı terleme zamanla düzenlenmektedir.
Bebekte terleme ilk olarak alında sonra sırasıyla gövde ve kol le bacaklarda ortaya çıkar. Prematürlerde ise terleme ilk günlerde hiç görülmez sonra daha düşük düzeyde ortaya çıkmaya başlar. Yeni doğanda ortam sıcaklığından bağımsız olarak, stres, açlık, korku, ağrı gibi uyaranlara cevap olarak ortaya çıkan terleme genellikle el içi ve ayak tabanında gözlenir. Yeni doğanda soğuk ortamda deri dolaşım sisteminin verdiği cevap zayıftır. Bu nedenle yeni doğanda vücut ısısının yükselmesinden çok düşmesi önemli klinik sorun oluşturur.


Yara İyileşmesi

Yeni doğan derisi erişkin derisine göre daha kusursuz ve mükemmel bir iyileşme yeteneğine sahiptir.

 


Bebek Banyosu, Saç ve Saçlı Deri Temizliği

Tam zamanında doğan yeni doğanda doğumda deri “verniks kazeoza” ile kaplıdır. Buna annenin kanı, hücresel döküntüler ve bebeğin ilk kakası bulaşmış olabilir. Bu nedenle doğum sonrası sadece vernik kazeozanın silinmesi yerine yıkama tercih edilmektedir. İlk banyo; hipotermi riskini en aza indirmek amacıyla, bebeğin vücut sistem bulguları ve beden sıcaklığının stabilize olmasını takiben, doğum sonrası 2.-4. Saatler arasında yapılmalı, banyo sonrası çevre ısısı kontrol altında tutulmalıdır. Özellikle 36 haftadan küçük prematute bebeklerde banyo 24 saatten sonraya ertelenmelidir. Günlük banyo mutlaka gerekli değildir. Zamanında doğan bebeklerde haftada 2 kez hatta premature bebeklerde 4 gün ara ile yıkama önerilmektedir.

İdeal banyo suyu sıcaklığı konusunda görüşler farklıdır. Beden sıcaklığına yakın (37-37,5°C) veya hafif düşük sıcaklıkta (34-36°C) banyo önerilmektedir.

Deri temizliği için alkali olmayan yumuşak formüllü, nötral veya hafif asitik, kokusuz, likit, sindetler tercih edilmelidir.

Gliserinli katkılı sabunlar, hümektan özellikleri(derinin daha derin tabakalarından su tutan) ile kuruluğa ve irritasyona yol açtıklarından yen idoğanda kullanılmamalıdır.

Ovalama işlemi yapılmamalıdır.

Banyo sonrası deri kıvrımları özenle kurutulmalıdır.

Riski taşımayan prematur bebeklerde ilk birkaç hafta ılık, steril su ile haftada 2-3 kez temizlik önerilmektedir.

Bebek şampuanlarında standart bir formül bulunmamakla birlikte kısa, ince ve çabuk kırılan sac tellerine sahip olan yeni doğanlarda, amfoterik ve non-iyonik ajanlar içeren şampuanların kullanımı mutlak gerekli değildir. Yumuşak formüllü, pH değeri göz yaşına yakın olan (gözleri yakmayan) şampuanlar tercih edilmelidir.

Yeni doğanda topikal uygulamadan kaçınılması gereken maddelerin başında şampuanlarda yer alan sodyum lauril sulfat (SLS) gelir. SLS; lipit bariyeri hasara uğratır, deri katmanları arasında ayrılmaya neden olarak irritasyon oluşturur. SLS, triklosan ile birlikte uygulandığında günler boyunca deriye tutunmuş halde kalır. Sodyum ve amonyum lauret sulfat ceşitli temizleyici bakım ürünlerine köpürme etkisi oluşturmak amacıyla eklenir. Yeni doğan ürünler bu ajanları içermemelidir.

Metilizotiazolinon; saç bakım ürünlerinde yer alır ve emilerek nörolojik bozukluklara neden olabildiği bildirilmiştir.

Parabenler (metil paraben, propil paraben, etil paraben, butil paraben); bebek şampuan ve losyonları ile ıslak mendillerde bulunur, kontakt dermatite neden olabilecekleri unutulmamalı antiseptik sabun ve losyonlar ile ıslak mendiller yeni doğanda kullanılmamalıdır.


Nemlendirme

Premature yeni doğanda deride kuruma ve çatlamaları önlediği, deri bütünlüğüne katkı sağlayarak deriyi pürüzsüzleştirdiği ve TESK yi azalttığı içim nemlendirici olarak emolyentler kullanılmalıdır. Bu amacla yaygın olarak kullanılan nemlendirici vazelindir. Ancak yeni doğanda emolyent kullanımının deride ve burunda bazı mikroorganizmaları arttırdığı bununda nefeksiyon riskine neden olduğu gösterilmiştir. Birçok çalışmada ayçiçek yağının yeni doğanda belirtilen enfeksiyonlara karşı riskli durum oluşturmadığı tersine koruyucu etki gösterdiği, ayrıca zeytinyağı, soya yağı gibi yağlara göre ustun etkiye sahip olduğu sonucuna varılmıştır. Derinin üzerinin kapatılmasının-oklüzyonun enfeksiyon gelişimi surecinde önemli katkısı olduğu ve 0,5-2,0g/cm2 den yoğun uygulamaların belirgin oklüzyon oluşturduğu ileri sürülmektedir.

Genel yaklaşım olarak; yenidoğanlarda parfum, boya ve katkı maddesi icermeyen, fizyolojik epidermal lipit dengesine sahip (kolestrol, seramid, linolat ve palmitat) veya aycicek yağı iceren nemlendirici urunler tercih edilmelidir.
Pek cok emolyentin iceriğinde yer alan, bir hidrofilik baz olan propilen glikol konsantrasyonu %5’in uzerinde olduğunda deride iritasyon ve yanma hissi oluşturmaktadır. Deriden fazla emilimi hiperozmolalite ve nobet gecirilmesine neden olabildiğinden yenidoğan urunlerinde bu bulunmamalıdır.

Emolyentler: ozellikle sıcak ve nemli iklim şartlarında, koltuk altı, kasık ve boyun gibi katlantı deri bölgelerine uygulanmamalı; kullanım sırasında akne, follikulit, miliarya veya kaşıntı ortaya çıkarabileceği hatırda tutulmalıdır.
Gobek kordonu yenidoğanda başlıca mikroorganizmaların çoğaldığı bölgedir. Kolaylıkla enfeksiyon ortaya çıkabiir hatta ölümlere neden olabilir. Bu nedenle gobek kordonu bakımında; klorheksidin, povidon iyot, 3 lü içerik(“triple dye”: jansiyen moru, brilyant yeşili ve proflavin sulfat karışımı), gumuş sulfadiyazin veya izopropil alkol (%70) uygulaması onerilmektedir. Ancak bnların kullanımı göbek kordununun düşmesini uzatabilmektedir.


Yeni Doğanlarda Deri İlaçlarının Kullanımı

Yeni doğan donemi yukarıda anlatıldığı gibi deriye uygulanan ilaç ve tıbbi malzemelerin, ciddi lokal ya da sistemik toksik yan etki doğurabileceği bir dönemdir. Bebekler için üretildiği belirtilen ve etiketinde “Dermatolojik testten geçirilmiştir”, “pH’sı dengeli”, “doğal/organik madde içerir” vb. ifadelere yer verilen ürünlerin güvenilirliği son derece tartışmalıdır. Bu nedenle genel yaklaşım olarak bu dönemde ilaçların deriye uygulamaları ancak gerekli olan durumlarda, saf, güvenilir ajanların, kısa sureli kullanımı şeklinde sınırlandırılmalıdır.


Yeni Doğanlarda Antiseptik Ürünlerin Kullanımı

Enfeksiyonun onlenmesi, bebeğe bakan sağlık perosnelinin yada ailenin uygun şekilde rutin el yıkaması ve hijyenik yaklaşımı son derece önemlidir. Yenidoğanlarda antiseptik kullanımına dair kontrollu calışmalar ve dolayısıyla guvenilirlik konusunda veriler yetersizdir. Yenidoğanda kullanılmakta olan deriye sürülen antiseptiklerin özellikleri şu şekilde ozetlenebilir:

Klorheksidin: Yuksek antibakteriyel etki ve duşuk toksisiteye sahip bir ajandır. Prematürlerde klorheksidin uygulama alanında 30 saniye sureyle kurumaya bırakılmalı ardından steril su ile uzaklaştırılmalıdır. Mukozalarda %0,02 konsantrasyonun uzerindeki konsantrasyonlarda iritasyona neden olur. Sinir dokularla temasta norotoksisteye neden olduğundan aplazya kutis konjenita ve kulak zarı deliklerinde kullanılmamalaıdır. Geniş yuzeylere, okluzyon altında veya tekrarlayan uygulamalarında sistemik toksik etkileri ortaya cıkabilir. Alkolik solusyon halindeki urunun şişesi acıldıktan sonra aylarca kullanılabilir olması avantajıdır.

Povidon iyot: Antimikrobiyal spektrumu en geniş, en etkili antiseptiktir ancak yenidoğanda deriden emilimi iyot yüklenmesi ile gecici, ciddi hipotiroidiye neden olduğundan öncelikle prematürlerde kullanımından kacınılmalıdır. Ancak povidon iyot ile temas gercekleşmiş ise ozellikle premature bebeklerde povidon iyot steril su ile silinmeli, tiroid hormone duzeyleri takip edilmelidir.

Alkol: Geniş spektrumlu ve hızlı etkili antiseptik ajanlardır ancak prematürlerde kanamalı deri nekrozu, duşuk doğum ağırlıklı bebeklerde alkol intoksisitesine neden olabildiğinden terk edilmiştir.

Heksamidin: Gec etkili ve dar spektrumlu oluşu yaygın kullanımına rağmen invaziv girişimler oncesi kullanımını gecersiz kılmaktadır.

Eozin: Akoz bir boya maddesidir. Gobek kordonu bakımında yaygın olarak kulllanılmasına rağmen tercih edilmemelidir. Urun kutusunun acılmasını takiben kısa surede kontamine olmaktadır ve bu nedenle pek cok ciddi neonatal enfeksiyondan sorumlu tutulmaktadır.


Yenidoğan doneminde kullanılabilecek antiseptiklere bir alternatif de oktenidindir ancak henuz etkinlik ve yan etkilerine dair yeterli deneyim yoktur. Cıva turevlerinin kullanımı ise toksik etkileri nedeniyle yenidoğan doneminde kontrendikedir.


Yeni Doğanlarda Bant, Flaster ve Sargı Kullanımı

Özellikle 27 haftdan erek doam prematürlerde uygulanan tıbbi bantların cıkarılması işlemi sırasında epidermal soyulma gercekleşebilir. Bunu onlemek icin aslında bebeklerde yapışkan bantlar kullanılmamalıdır. Tıbbi bant yapıştırılmış ise kaldırmadan önce emolyentlerle veya ılık su ile ıslatılmalı, ayırma işlemi icin vertikal değil horizontal cekme kuvveti uygulanmalıdır.

Yeni Doğanlarda Topikal Anestezik Maddelerin Kullanımı

Ağrı duyusu özellikle premature bebeklerde klinik stabiliteyi bozarak olumsuz sonucları beraberinde getirmektedir. Bu amacla kullanılan topikal analjezikler ancak sağlam deri yuzeyine uygulanabilir. Yenidoğanda iki topikal anestetik madde kullanılabilmektedir: EMLA krem (Prilokain-lidokain karışımı) ve %4’luk tetrakain jel. Prilokain doz aşımında deriden emilimle methemoglobinemiye neden olabileceğinden dikkatli kullanılmalıdır. En fazla 25 mg ve en geniş 10 cm2’lik alanda kullanılabilir. Tetrakain jel daha hızlı ve uzun etkiye sahiptir (30-40 dakikada başlayan 4 saatlik etki), methemoglobinemi nedeni olmasa da prematur bebeklerde kontakt dermatit etkeni olabilir. Kamfor yenidoğanlarda kullanılmaz.


Bez Bölgesi Bakımı ve Diaper Dermatit Tedavisi

Bez bölgesi yeni doğanda bakımı ve takibi aiçısndan son derec önemlidir. Burada deri hasarı gelişimi çevresel faktorlerin sonucudur. Bu faktorler: bez nedeni ile kapalı kalması ve bu nedenle deride artan nem oranı, anatomik alan nedeni ile idrar, feces, sindirim enzimleri, safra tuzları, besin artıkları ile temas, mekanik surtunme (deri-deri, deri-bez arası sürtünme), derinin yuksek pH değeri, diyare gibi durumlar, antibiyotik gibi ilaç kullanımı gibi…


Bu nedenle yeni doğanda;

  • Deri neminin artışını azaltmak için yüksek emiş gücü olan bezlerin kullanımı tercih edilmeli, bezler sık değiştirilmelidir.
  • Deriye korumak icin: yarı gecirgen film veya tabaka oluşturan bariyer kremleri kulanılmalı
  • İdrar temizliği için su ve pamuk; gaita temizliği icin yumuşak formullu temizleyiciler kullanılmalı, temizlik sonrası bolge acık bırakılarak kuruması sağlanmalı nemlilik onlenmelidir.
  • Bez bölgesine uygulanacak bakım ürünlerinin özellikle de vazelin iceren ajanların yoğun uygulanmaması ve deriden tam emilmeden bezin kapatılmaması gereklidir. Aksi halde bu ajanlar bezin ic yuzeyini kaplayarak emiciliği bozacak deriyi daha fazla hasarlandıracaktır.
  • Bu bölgenin hasarına bağlı gelişen dermatitlerde olaya mantar ve bakterilerde eklendiği için antifungal ve antibakteriyel ilaclar tedaviye eklenmeli, topikal kortikosteroid kullanımından kacınılmalıdır.
  • Diaper dermatitinin safra ve mide salgısından kaynaklandığı düşünülyor ise kolestiramin ve sukralfat icerikli koruyucu kremlerin kullanımının faydalı olacağı bilinmektedir.
  • Bebek pudraları solunduğunda akciğer probemleri gelişebileceği için günümüzde kullanılmammaktadır.


Yeni Doğanlarda Deride Antibiyotik İçeren İlaçların Kullanımı

Yenidoğanda stafilokokal bakterilerinden kaynaklanan impetigo ve diğer deri enfeksiyonları sık gözlenmektedir ve erken donemde tedavi edildiğinde iyi seyirli bir klinik tablolları vardır. Yenidoğanlarda sınırlı lezyonlar yaygın değil ise mupirosin, bazitrasin, fusidik asit, bazitrasin-polimiksin B içeren kremler kullanılabiir. En sık kullanılan ajanlar olan mupirosin ve fusidik asite karşı bakterilerin direnç geliştirme potansiyelleri olduğu için kısa sureli ve/veya bir antiseptikle birlikte kullanılması önerilmektedir. Yaygın olgularda sistemik antibiyotikler kullanılmalıdır. Bu donemde kullanılabileceği belirtilen diğer deriye sürülebilen antibiyotikler arasında: eritromisin ve klindamisin yer almaktadır. Klindamisin psodomembranoz enterokolit gelişme riski nedeni ile dikatli kullanılmalıdır. Sülfonamidlerin yenidoğan sarılığı gibi ciddi yan etkileri nedeniyle yenidoğan doneminde kullanımları sakıncalıdır.


Yeni Doğanlarda Mantar Tedavisi İçin Kullanılan İlaçlar

Yenidoğan doneminde; ozellikle bez bolgesinde sık karşılaşılan mantar enfeksiyonları kandida enfeksiyonları, P. ovale’nin etyolojide rol oynadığı seboreik dermatit ve malessezia turlerinin (M. fufur, M. sympodialis) sorumlu tutulduğu neonatal sefalik pustuloz gibi cilt hastalıklarının tedavisinde mantar ilaçları-antifungallerin kullanımı gerekli olmaktadır. Yenidoğan doneminde kullanılabilen topikal antifungal ajanların başında nistatin yer almaktadır. Nistatinin deri icin en az irritan etkiye sahip olduğu belirtilmiştir. Yenidoğan doneminde onerilen diğer topikal antifungaller imidazoller (ornek: mikonazol, klotrimazol, ketokonazol) ve sikloproks olamindir. Bunlarda 1-2 hafta onerilmektedir.


Yeni Doğanlarda Deride Korkikosteroid ve Kortizol Kullanımı

Topikal kortikosteroidlerin kullanımının gerekli olduğu durumlarda; en duşuk güçte olanları kısa sureyle (en uzun 5 gun), gunde 1 kez, sınırlı deri alanına uygulanabilmektedir. Bebeklerde, %1’lik hidrokortizon yeterli olmaktadır. Beraberinde nemlendirici urun kullanılması durumunda kortrikosteroid ihtiyacının azalacağı akılda tutulmalıdır. Bu ilaçların deri katlantı yerlerinde emilimi ve yan etkilerinin daha şiddetli gercekleşebileceği unutulmamalıdır. Bu ürünler deriye uygulandıktan sonra 1 saat sureyle uygulama bolgesine deriye kapatıcı-okluzyon (bezin kapanması vb.) yapılmamalıdır.


Yeni Doğanlarda Deriye Sürülen Diğer İlaçların Kullanımı

Yenidoğan doneminde uyuz hatta bitlenme olabilmekte bunları tedavisisnde kulanılan lindan, gama-benzen-hekzaklorid ve benzil benzoat nörotoksik yan etkileri günümüzde kullanımı kaldırılmıştır. Permetrin ve krotamiton guvenli secenekler olarak öne çıkmaktadır.

Yenidoğan doneminde henuz tam gelişmemiş melanozomlar nedeniyle genel prensip bebeklerin guneşten kacınmasının sağlanmasıdır. Ancak yenidoğan doneminde guneşten koruyucu ürünlerin kullanımı genel olarak onerilmemektedir.

Kalsipotriol, ditranol, laktik asit, salisilik asit, alkol, hekzaklorofen, neomisin, ureli preparatlar, kliokuinol, borik asit ve rezorsin yenidoğan doneminde kullanılmaz.


Yeni Doğanlarda Cilt, Saç ve Tırnak Bakımı

yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency