- Gösterim: 37558
Vitiligo deriye rengini veren ve melanin pigmentini yapan melanosit hücrelerinin kaybolmasından kaynaklanan kronik seyirli bir deri hastalığıdır. Hastalık sürecinin derinin immünolojik sisteminden kaynaklandığını biliyoruz. Deri hücreleri olan keratinositlerden kaynaklanan sitokinler; stem cell faktör (SCF), TNF-alfa ve IL-1 bu süreçte rol oynamaktadır.
Tüm sürecin hastalıklı alanda klinik yansıması deri renginde açılma beyazlaşmadır. Derinin yapısında bulunan kıl follikülerindeki melanositleride etkiledi ise vitiligo alanındaki kıllarda beyazlaşmaktadır.
Vitiligoda geişen bu patolojiler nedeni ile tedavisinde asıl hedef otoimmün süreçten kaynaklanan derideki inflamasyonun baskılanması ve melanositlerin tekrar aktive edilmesidir. Vitiligo hastalığında çok sayıda tedavi seçenekleri bulunmaktadır.
Bunlar içerisinde geçmişten beri en sık kullanılan ultraviyole(UV) ışınımının kullanılmasıdır. Bunlar fototedaviler başlığı altında toplanmaktadır.Fototedavilerin cilt hastalıklarında Hindistan’da MÖ 1400 yıllarda bitkisel ürünler ile birlikte kullanıldığını görmekteyiz. Modern anlamda foto tedavilerin tanımı ise 1903 yılında Niels Finsen tarafından Lupus Vulgaris hastalığının tedavisinde tarif edilmiştir. 1974 yılarında bitkisel içerikler ile ışık tedavilerinin kullanımının sedef hastalığında kullanımını görmekteyiz. 1978 yılında geniş dalga boyuna sahip UVB ışık tedavileri sedefte daha yaygın kullanılmaya başlanmıştır. Sonraları tedavilerdeki gelişmeler ile popülerliği azalmış, diğer tedavilere göre etkinliği az bulunarak unutulmuştur. 1988 yıllarında dar bant UVB tanımlanarak tekrar sedefte kullanılmaya başlanmıştır. 1997 yılında vitiligo ile ilgili ilk çalışmaların yapıldığını görmekteyiz.Ultraviyole A, PUVA, ultraviyole B (UVB), geniş bant UVB(BB-UVB) ve dar bant UVB (NB-UVB) günümüzde en sık tercih edilen fototedaviler arasında yer almaktadır. Özellikle dar bant UVB tedavileri diğer tedavilerin önüne geçmeye başlamıştır. Dar Bant UVB tedavilerinde farklı ekipmanlar kullanılmaktadır.
- Tüm vücut kabinleri
- Tüm vücut panelleri
- Küçük paneller yada kabinler
- El ve ayak ünitleri
- Saçlı deride kullanılan özel tarakları
- Evde hasta kullanımı için geliştirilen ünitler; 310-315 nm dar bant UVB içermekte olan bu ışık kaynakları yaklaşık olarak 10 mW/cm2 enejisi 9 X 7 cm alana uygulanmaktadır.
Dar bant UVB 311 nm vitiligo hastalığında çok etkili olmakla birlikte 25-30 seans gibi uzun tedaviler gerektirmektedir. Bu tedavilerin en büyük dezavantajları; vitiligo lezyonları dışında tüm vücudun(hastalıklı olmayan alanlarında) UVB ye maruz kalmasıdır. Bazı hastalıklı alanların(koltuk altı, kasık gibi katlantı alanları) tedavide yeterli UVB’ ye maruz kalmaması. Tüm vücuda uygulama nedeni ile hasta toleransı için UVB nin etkin dozları altında kullanılması zorunluluğudur.
Excimer 308 nm dar bant UVB vitiligo gelişiminde rol alan T lenfositleri ve onların neden olduğu sitokinleri baskılamakta. Uygulama yerinde deride immün sistemi baskılamakta. Kıl folliküllerinde bulunan melanosit kök hücreleri uyarmakta bunların epidermise göçünü uyarmakta, melanositlerde melanin yapımını sağlayan hormon olan MSH uyarmakta, melanositlerin çoğalmasını sağlamaktadır.
Son çalışmalarda vitiligo ve sedef hastalığında 308-nm dalga boyu ön plana çıkmaktadır. Vitiligo hastalığında klinik etkinliğin ve klinik güvenirliğin en iyi buluşma dalga boyu 300-313 nm olarak belirlenmiştir.
Bu dalga boyu excimer lazer yada 308 nm lambalar ile sağlanmaktadır. Yeni sistemlerde 308 nm dar bant UVB ergonomik yapıları ile sadece vitiligo hastalık bölgesine uygulanmaktadır. Bu sağlam deriyi koruyacak şekilde daha etki dozların kullanılabilmesi anlamına gelmektedir. Karşılaştırılmalı vitiligo tedavisi çalışmalarında 308 nm dar bant UVB nin 311 nm kadar etkin olduğu gösterilmiştir. Ayrıca hastaların maruz kaldıkları toplam UVB dozları 308 nm daha düşüktür ve tedavi seans sayıları daha azdır.
308 nm dalga boyu dar bant UVB de lazer ve lamba kaynakları ile sağlanmakta ve klinik etkinlikleri aynı bulunmuştur. Lamba kaynaklı 308 nm dar bant UVB nin daha ekonomik olması ve hasta maliyetleri nedeni ile günümüzde excimer lazerlere göre daha fazla tercih edilmektedir. Lambalarda xenon-chloride dimerleri kullanılarak elde edilen ışık lazerler gibi tek dalga boyunda yani 308-nm dir. Dimerlerden ilki halojen tozları olan xenon ve diğeri soygazlardan klorittir. Bunlar yüksek enerjide stabil değillerdir ve 308 nm dalga boyunda foton yayarlar.
308 nm nin vitiligoda fotobiyolojk etkisi dar bant 311 nm UVB daha iyi olduğu kanıtlanmıştır. Vitiligo plaklarında hastalıktan sorumlu T lenfositlerin sayısında % 50 azalma sağlanması için 308 nm de 95 mJ/cm2 gerekir iken 311 nm de 320 mJ/cm2 gerekmektedir.
Işık sistemleri merkezlerde yada muayenehane ofislerinde kullanılması için geliştirilmiş portatif sistemlerdir. Günümüzde bir çok sistem kullanılmakla birlikte merkezimizde Alma lazer 308 nm MEL ve DEKA lazer 308 nm MEL sistemleri kullanılmaktadır.
Viiligoda 308 nm dar bant UVB nin kullanım amacı 1. öncelikle hastalığın stabilitesinin sağlanması 2. olarak repigmentasyonun sağlanmasıdır.
Hastalığın stabilitesinde etkisi immünumodülasyonla olmaktadır. Bunu vitiligo yada sedef alanında anormal immün sistem cevabını baskılayarak göstermektedir. Dar bant UVB bu etkisini interleukin‑10 yapımını arttırarak, natural killer cell aktivitesini azaltarak ve lenfositlerin çoğalmasını baskılayarak göstermektedir. UVB nin asıl hedefi dokuda hücresel DNA dır. UVB DNA tarafından emildiğinde DNA foto ürünler açığa çıkmaktadır(pirimidin dimerleri gibi). Bu temel etkiyi "urocanic asiti" trans formundan cis formuna dönüştürerek göstermektedir.
Dar bant UVB kılların dış kılıfında bulunan malenositleri çoğaltmakta, aktive etmekte ve epidermiste göç etmelerini sağlamaktadır. Buda vitiligoda repigmentasyonu sağamaktadır.
Dar bant UVB ayrıca keratinositlerden “temel fibroblast büyüme faktörü” (bFGF) ve “endothelin‑1″ (ET‑1) aktive etmekte. Bunlar melnositlerin çoğalmasını sağlamaktadır. Ayrıca dar bant UVB melanositlerde “adhesion kinase ve matrix metalloproteinase‑2 (MMP‑2)” salınımına neden olmakta. Bunlar menositlerin epidermal göçlerini arttırmakta. Melanin yapımını tirozinaz salınımı artırmakla gerçekleştirmektedir.
Vitiligolu hastalarda kan dolaşımında 25‑OH Vitamin‑D düşük bulunmuştur. Vitamin‑D tirozinaz enzimi üzerinden melanositerde melanin yapımını sağlamaktadır. Dar bant UVB de hastalarda kanda vitamin D seviyeleride yükselmektedir. Buda repigmentasyonda rol oynamaktadır.
Dar bant UVB de etkin doz MED dozun % 50 fazlası olmalıdır.
Dar bant UVB vitiligoda uygulandığında DNA hasarı ile “cyclobutane pyrimidine dimerleri (CPD)” oluşmakta. Bunların azalması yani DNA onarımı için bir süreye ihtiyaç bulunmaktadır. Bu 24-48 saatdir. Bu nedenle dar bant tedavileri 1-2 gün ara ile yapılmalıdır.
Her iki sistemde uygulamadan önce hastanın ışık duyarlılığının ve duyarlılık arttırıcı ilaçlar yada besin katkı maddeleri kullanılmaması istenmektedir.
Bu tedavi vitiligonun toplam vücut yüzey alanının % 10′nun dan daha azına yerleştiği durumlarda tercih edilmektedir. Hastalığın son 8 haftadır aktif olmaması yani yeni lezyonların çıkmaması yada eskilerin büyümemesi gerekmektedir.
Vitiligoda 308 nm sistemleri sedefe göre daha fazla seanslar gerektirmektedir.
Koyu tenlilerde elde edilen başarı açık tenlilerden daha yüksektir.
Tedavilerin en güzel sonucu ortalama tedavinin 8. haftasından itibaren başlayabilen erken repigmentasyondur.(Vitiligo içerisinde başlayan renklenme adacıkları) Bu hastaların tedaviye olan uyumunu arttırmakta ve hastaları psikoloji açıdan rahatlatmaktadır.
Bazı tedavilere dirençli klinik olgularda bu cevap 12-16 seabslarar kadar uzayabilmektedir.
Bu tedavinin uygulanamayacağı kişiler yani tedavinin kontrendikasyonları;
- Gebelik ve emzirme dönemi
- Kolar skar gelişimi ve keloidal yapı
- Melanoma ve diğer deri kanser hikayesi
- Vücut savunma sistemin baskılayan tedaviler görenler ve görmekte olanlar
Hastada tedavi öncesi vitiligo klinik şiddeti ve yaygınlığının ölçümü ve klinik cevabın karşılaştırılması için klinik değerlendirme ve fotoğraflama yapılmaktadır. Bu amaçla Fotofinder kullanılmaktadır. Bu özel yöntemde tüm vücut fotoğraflaması yapılmakta. Vitiligo alanları otomatik olarak işaretlenerek vitiligo alanlarında klinik şiddet skorlanmaktadır.
Vitiligoda 308 nm MEI sistemlerinin kullanılabilmesi için;
- Hastalarda yaş sınırı bulunmamaktadır.
- 8 haftadır vitiligonun artış göstermiyor olması yani hastalığın stabil olması gerekmektedir.
- Vitiligo hastasının daha önce ışık duyarlılığının olmaması gerekmektedir.
- El ve yüz uygulamalarında vitiligonun tüm yüz ve el üstünü tutmaması gerekmektedir.
- Hastada daha önce “Maling Melanoma, BCC ve SCC” gibi cilt kanserlerinin olmaması yada bu kanserler yönünde riskler taşımıyor olması gerekmektedir.
- Vitiligonun yaygınlığı tüm vücudun % 20 sinden fazla olmamalıdır.
- Güneş ve ışığa karşı duyarlılığı arttıran ACE inhibötörü, NSAI, amodarone, fenotiazid, ciproflaxacine, protriptilin,nalidic asit, sulfonamdi, tetrasiklin,nifedipine, thiazid, katran, psoralene, griseofulvin, halojenli salisikanilid, bazı besin boyaları ve besin katkıları kullananlarda kullanılamaz.
Tedavi seanslarından önce kullanılacak dozların belirlenmesi için “minimal eritem dozu (MED)” saptanmaktadır. Bu hastanın vitiligo olmayan bir deri bölgesinde eğer açık tenli ise 100, 200, 300, 400, 500 ve 600 mJ cm2 koyu tenli ise 150, 200, 300, 500, 700 ve 900 mJ cm2 olacak şekilde 6 adet alana yapılan teste uygulamasıdır. Test alanını hastanın 24 saat güneşe göstermesi istenmez. 1 gün sonra test alanına bakılarak eritemin en az oluştuğu uygulama dozu seçilir.
308 nm Dar bant UVB dozlarının belirlenmesinde 2 yöntem tercih edilmektedir.
- MED den dozların bulunması; ilk olarak hastada MED saptanır. Sonra MED % 50 ile seanslara başlanır. İlk 20 seans bir önceki doz % 10 arttırılmaktadır. Eğer foto reaksiyonlar gözlenir ise doz aynı bırakılır yada % 50 oranlarında doz düşülmektedir.
- Fitzpatrick deri tiplerine göre MED kullanılmadan dozların bulunması; Fitzpatrick tarafından cilt deri rengine göre açıktan koyuya doğu I-VI cilt tipi tanımlanmıştır. Örneğin cilt tipi I de 130 mJ/cm2 ile başlanmakta ve doz her seansta 15 mJ/cm2 arttırılmaktadır.
Bunların dışında uygulama alanındaki lokal cevabın ve fotoreaksiyonların değerlendirilerek dozların saptanması daha doğru olacaktır. Bu nedenle biz aşağıdaki algoritmayı kullanıyoruz.
Vitiligoda klinik cevap 2-4 seansta hızla pigmentasyonun gelişmesi ile alınmaktadır.
Haftada 2-3 kez olacak şekilde seanslara başlanmakta. İlk seanslarda 1 MED ile başlanmakta 2 seans 1 MED ile devam edilmekte. Sonra klinik cevaba bakılarak doz gittikçe arttırılmaktadır.
MED hesaplanmadan da 100 mj/cm2 haftada 2 seans şeklinde başlanmakta ve her seansta uygulanan doz 100 j/cm2 arttırılmakta. Eğer seans sonrasında eritem-kızarıklık ve su toplaması 2 günden fazla devam ediyor ise bir önceli dozlarda devam edilmekte doz seanslarda aynı tutulmaktadır.
Göz kapağı ve genital bölge gibi duyarlı alanlarda doz 50 mJ/ cm² ile başlanmakta ve sonraki seanslarda doz bir öncekinden 50 mJ/ cm²arttırılmakta. Eğer seans sonrasında eritem-kızarıklık ve su toplaması 2 günden fazla devam ediyor ise bir önceli dozlarda devam edilmekte doz seanslarda aynı tutulmaktadır.
Seanslarda hastanın gözleri özel UV gözlükleri ile korunmaktadır.
Daha sert tedavilerde kullanılabilmektedir. Bu tedavilerde yine MED saptanır. İlk seanslarda 2 MED dozları ile başlanır. Her hafta hastanın ve klinik toleransa göre doz bir öncekinden 2 kat fazla verilmektedir.
8-16 MED dozlarında su toplaması gibi yan etkiler gelişebilmektedir.
Uygulama sırasında; uygulama alanında güneş yanığına benzer yan etkiler yaşanabilmektedir. Bunlar kızarma-eritem, su toplaması, kabuklanma ve deride renk koyulaşması-hiperpigmentasyondur.
Yapılan klinik çalışmalarda 308 nm dar bant UVB tedavi sonuçlarını bazı değişkenlerin etkiledikleri gösterilmiştir. Bunlar;
UV duyarlı vücut bölgeleri; yüz, boyun, kol ve bacaklar gibi tedaviye çok iyi cevap vermektedir. Ancak bu alanlarda kemik çıkıntıları üzeri el ve ayak üstleri tedaviye dirençlidir.
Dirsek, diz ve bileklerin bu alanlar içerisinde yer alamasın rağmen el ve ayak sütlerinden daha iyi cevap verdikleri görülmektedir.
Bazı hastalarda çok hızlı ve % 75 in üzerinde yükek klinik başarılar sağlanırken, aynı seans sayılarında bazı hastalarda % 25 in altında cevaplarda kalınmakta.
Tedavi sonrasında yapılan takiplerde elde edilen repigmentasyonun genellikle tedavi sonrasında bir yıla kadar stabil kaldığı bildirilmekle birlikte, tedaviden 1-3 yıl sonra hastaların yaklaşık %15 inde yeni vitiligo lezyonlarının oluştuğu gözlenmektedir. Vitiligoda MEI ışık sistemleri ile birlikte takrolimus ve steroid içeren kremlerin bu tedaviler ile kombine edilmesinin tedavi etkinliğini arttırdığı saptanmıştır. Özellikle, diz, dirsekler ve el üstü gibi UV’ ye dirençli alanlarda tedavi etkinliğini arttırdığı sonucuna varılmıştır.
Vitiligo da fotodinamik tedavilerde uygulanabilmektedir. Bu amaçla ışık duyarlandırıcı-FS ilaçlar vitiligo alanına topikal uygulanmaktadır. Burada önemli olan FS ilacın deri tarafından etkin emilimidir ve emiliminin arttırılması önemlidir. Bu amaçla son zamanlarda vitiligo alanına fraksiyonel CO2 lazer uygulanmaya başlanmıştır. Fraksiyonel CO2 lazer ile oluşan hollerden FS nin emiliminin arttırılması amaçlanmaktadır. Vitiligo alanına fraksiyonel co2 lazer yapıldıktan hemen sonra FS olarak ALA yada metil ALA oklüzyonla 3 saat uygulanmakta. Bu şekilde ALA emilimi 3 kat artmaktadır. Sonra Excimer 308 uygulanmaktadır.
Vitiligo tedavisinde ne fazla zorlanan hasta gurubu çocuklardır. Bunlarda topikal takrolimus ve 308 nm Excimer kombinasyonu kullanılabilmektedir. Bu amaçla 308 nm excimer 150 mJ/cm2 ile haftada 3 kez başlanmakta. Her seansta eritem oluşana kadar doz 100 mJ/cm2 doz arttırılmaktadır. 3 günden uzun süren eritem, su toplaması olduğunda doz bir önceki seans dozlarına çekilmektedir. Topikal olarak takrolimus günde günde 1 kez uygulanmaktadır.
Vitiligoda Excimer ile yaılan çalışmalarımızda bizim deneyimlerimiz; koyu tenlilerde, yüz tutulumlu vitiligoda(ağız çevresi hariç), el ve yak dışındaki alanlar, yeni başlamış vitiligo(1 aydır devam edenler), üzerinde kılların siyah olması, vitiligosu stabil olanlar yani son 3 haftadır yeni çıkan ve eskilerde büyüme olmayanlar) cevap çok daha iyi.
308 nm ve Kombine Kullanımı
308 nm dar bant UVB tek başına yada diğer vitiligo tedavileri ile kombine kullanılmaktadır. Topikal olarak kullanılan immün sistemi düzenleyen “pimecrolimus ve tacrolimus” immün sistemi baskılayan topikal kortizonlar ve vitamin D analokları gibi. Ayrıca sistemik olarak antioksidanlar ve sistemik kortizonlar kullanılabilmektedir.
Pimecrolimus; calcineurin inhibitörü ve immün sistem düzenleyicisidir. Krem formunda vitiligo alanına günde 1 yada 2 kez kullanılmaktadır. 1% krem formu 308 nm MEL sistemi ile kombine kullanılmaktadır. Bazı hastalarda 308 nm MEL yan etkileri olan eritem, kaşıntı ve su toplaması gelişme riskini arttırabilmektedir.
Tacrolimus; pimecrolimus benzer. Pomad fromları günde 1 uada 2 kez vitiligo alanlarına topikal kullanlmaktadır. 0.1% pomad formu 308 nm MEL sistemi ile kombine kullanılmaktadır.
Bu iki kombinasyonla ilgili yapılan çalışmalarda eğer tedavide güneşte kuanıldığında klinik başarının daha yüksek olduğu gösterilmiştir.
Vitamin D analogları; Calcipotriol en sık topikal kullanılanıdır. 308 nm MEL sistemi ile birlikte kullanımının tek başlarına kullanımlarına göre çok üstün olmadığı gösterilmiştir.
Vitamin D analogları; Calcipotriol en sık topikal kullanılanıdır. 308 nm MEL sistemi ile birlikte kullanımının tek başlarına kullanımlarına göre çok üstün olmadığı gösterilmiştir.
Topikal kortizonlar 308 nm MEL dirençli yüz gibi alanlarda kombine kullanılabilmektedir.
Vitaminler ve antioksidanların sistemik yapa topikal kullanımı; vitiligoda oksidatif stresin azaltılması yönünde etkilidir. Vitamin C (500mg günde 2 kez), vitamin B12 (1,000 microgr. günde 2 kez), Vitamin E, alfa lipolik asit, sistein, poli ansatüre yap asitleri ve folik asit (5 mg günde 2 kez) 308 nm MEL sistemleri ile kombine kullanılmaktadır. Bu amaçla vitamin E (400 IU günde) kullanılabilir.
Pseudocatalase; düşük molekül ağırlıklı maganez kompleksi epidermiste hidrojen peroksit birikimizi bloke etmektedir. Pseudocatalase (Mn/ethylenediaminetetraacetic acid‑bicarbonate complex) ve Ca günde 2 defa topikal kullanımı ve 308 nm MEL sistemi kombine kullanılmaktadır.
Tetrahydrocurcuminoid; zerdeçal kökklerinden elde edilen curcumin (diferuloymethane) etken meddesi içermektedir. Bu aktif madde antiinfamaturadır. Curcumoid krem günde 2 defa ve 2 haftada bir 308 nm MEL etkin bir kombinasyon oluşturmaktadır.
Khellin; furanochromone (dimethoxy-4, 9 methyl-7 oxo-5 5-H-Furo [3,2-G]-4H chromone) içermektedir ve kimyasal olarak psoralana benzemektedir. Melanositleri aktive etmektedir. Khellin 4% pomas 308 nm MEL ile kombine kullanılmaktadır.
Vitamin‑D analogları; Excimer 308 nm den en az 2 saat önce yada hemen sonrasında kullanılmalıdır.
Afamelanotide; güçlü ve uzun etkili sentetik MSH(melanosit uyarıcı hormon) benzeridir. Excimer ile kombine kullanıldığında çok daha hızlı repigmentasyon yapmakta.
5‑fluorouracil; deriye intradermal olarak uygulandığında ve excimer 308 ile kombine kullanıldığında etkilili olduğu gösterilmiştir.
Lazer dermabrazyon; Erbium yada CO2 lazer ile yapılan vitiligo alanında dermabrazyon sonrası Excimer 308 nm etkinliği daha fazla artmaktadır. Özellikle el üstü ve ayak üstleri gibi dirençli olgularda kullanılabilir.
Özellikle fraksiyonel CO2 lazer sonrası daha etkin sonuçlar alınmakta ve hasta toleransı daha yüksektir.
Sistemik kortizon tedavisi; vitiligo ilerleyici bir kliniğe sahipse ilk olarak aktivasyonun baskılanması önemlidir. Bu amaçla Mini Pulse sistemik kortizon tedavileri yapılabilmektedir. Bu amaçla betamethasone 0.1 mg/kg dozlarda haftada 2 gün (ardışık günlerde) 3 ay verilmekte. Sonra doz her ay 1 mg azaltılarak kesilmektedir.
Vitiligoda 308 nm MEL Kullanımının Erken Yan Etkileri
Eritem; Vitiligo olan uygulama yerinde kırmızılık oluşmasıdır. Bu uygulama dozuna bağlıdır. Bir kaç gün sonra kuruluk ve soyulma ile kaybolmaktadır. Vitiligonun MEI uygulamalarında Sedef tedavilerine göre daha fazla eritem gelişmektedir.
Blister(su toplama); 2 derece yanık olabilmektedir. Bu tamamen uygulamanın yanlış yapılmasından yada doktorun etkinlik için yüksek dozlar seçmesinden kaynaklanmaktadır. Gelişen bu yanık iz bırakmaz ancak hafif renk koyulaşması(hiperpigmentasyon) olabilir ancak buda 3 ayda kendiliğinden düzelmektedir.
Renk koyulaşması (hipepigmentasyon); özellikle vitiligonun çevresindeki sağlam deride ortaya çıkmaktadır.
Uzun Süreli 308 nm MEL Kullanımı Yan Etkileri
UVB fototedavi erken dönemde deride foto hasar ile yanma, kaşıntı, kuruluk, ağrı ve su toplamları şeklinde yanıklar yapabilmektedir. Hata uygulama yerinde daha önce geçirilmiş herpes -uçuk ataklarına neden olabilmektedir.
UVB fototerapileri bazı cilt hastalıklarında koebnerizasyon-klinik tabloda alevlenme yapabilmektedir.
Asıl tartışma UVB nin uzun etkileri. UVB uzun süre maruz kalınması deride foto hasar, foto yaşlanma hatta güneş kökenli cilt kanserlerine neden olabilmektedir. Maling melanomada UVB nin açık tenlilerde uzun süreli kullanımında bir risk artışı gözlenmemiştir.
Ancak SCC gibi cilt kanseri risklerinin gelişebileceği gösterilmiştir. Bu risk PUVA tedavilerinde daha yüksektir. PUVA da risk 7 kat UVB daha yüksektir. UVB de riskin 300 den fazla seans uygulandığında yüksek olduğunu biliyoruz. 308 nm dar bant UVB tedavilerinde risk daha düşmektedir.