- Gösterim: 17954
Selenyum; kimyasal simgesi “Se”, atom numarası “34”, atom ağırlığı 78,96 dır. Periyodik cetvelin 4. periyodunda, 6-A grubunda yer alır. Oksijen ve kükürt ile aynı gruptadır.
Selenyum adı, Yunan mitolojisinde bahsi geçen ay tanrıçası “Selene”den geliyor. “Selene” sözcüğünün ise, Yunanca “ışık” anlamına gelen “selas” kelimesi ile ilişkili olduğu tahmin ediliyor.Gümüşî bir metal veya kırmızı bir toz olarak iki formda bulunabilen bir yarı metaldir. Doğada saf olarak çok nadir bulunur. Az sayıda mineralde ve meteroitlerde rastlanır. Tabiatta çok ender bulunan filizi, “eukairit” adı verilen gümüş-bakır selenürdür. Kimyasal özellikleri bakımından kükürtle benzerlikler gösterir.
Selenyum, 1817 yılında İsveçli kimyager ve ecza profesörü Jöns Jakob Berzelius ve İsveçli kimyager Johan Gottlieb Gahn tarafından keşfedildi.
Kullanım Alanları
Selenyum, element olarak en çok cam sektöründe kullanılır. Camlarda önemli bir katkı maddesidir. Çeşitli elementlerle bileşikleri camlara şeffaflık veya kırmızı renk kazandırabilir. Ayrıca, güneşten korunmak için üretilen filmli camlarda da selenyumdan faydalanılır.
Seramik, boyalar ve plastiklerde kullanılan pigmentlerde de selenyum kullanılmaktadır.
Paslanmak çelik yapımında katkı maddesidir.
Selenyum, fotovaltaik ve fotoiletken özelliklere sahiptir (Fotovaltaik, güneş enerjisini elektrik enerjisine çevirme özelliği; fotoiletken, elektromanyetik ışınımları soğurarak elektrik iletkenliğinin değişmesi özelliği). Bu sebeple fotoseller, güneş pilleri, kameralar, fotoğraf makineleri için çok önemli bir elementtir.
Alternatif akımı (AC), doğru akıma (DC) dönüştürme özelliği sebebiyle de redresörlerde kullanımı yaygındır.
Selenyumun kullanıldığı bazı ürünler şunlardır; şampuan(özellikle kepek problemlerinde), hayvan yemleri, sentetik kauçuk, elektrikli ve elektronik aletler, gözlükler, emayeler, cila, vernik, lastik, makine yağları, deterjanlar, seramik ve pirinç üretimi, uçak ve uzay sanayisi, patlayıcı maddeler, ilaçlar…
Toprakta ve denizde bulunan selenyum, bazı besinlere de geçer. Bu sebeple bölgelerin toprak yapısına göre besinlerdeki selenyum içeriği de değişir. Selenyum içeren besinlerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz: Kırmızı et, yumurta, tavuk, süt ve süt ürünleri, kabuklu deniz ürünleri, karides, morino balığı, ton balığı, ringa balığı, sarımsak, soğan, siyah üzüm, brokoli, karaciğer, böbrek, ceviz, hububatlar, tahıllar, kuşkonmaz, mantar, ıspanak, buğday kepeği, ay çekirdeği, pekmez, yoğurt, tereyağı, peynir…
Selenyum İnsan Sağlığı ve Deri
Selenyum; insanlar başta olmak üzere bütün canlı türleri için hayati öneme sahip vazgeçilmez bir elementtir.
İnsan vücudundaki temel minerallerden olan selenyum, bazen E vitamini ile birlikte görev üstlenir, bazen de E vitaminin yerine geçebilir.
Selenyum eksikliği insanlarda kanser rsikinde artışa neden olabilir. Özellikle; mide, bağırsak, prostat, deri ve akciğer kanserleri. Glutatyon peroksidaz (GSH-Px) selenyuma bağımlı bir enzim ve lipid perokistlerin yıkımını katalize etmekte. Bu etkiyi Vit E de göstermektedir. Perokisidazlar hücrelerde hidrojen peroksidin yani serbest okisjenlerin düşük kalmasını sağlamakta. Se ve GSH-Px üzerinden antioksidan olarak davranarak kanser gelişimini basklamakta. Selenomethionine son yıllarda aynı amaçlarl deride topikal kanser gelişimini engellemek için kullanılmakta. Özellikle aktinik keratozisli hastalarda koruyucu amaçlı.
Selenyum eksikliği hemolitik ameniye neden olabilmektedir.
Selenyum vücut tarafından üretilmez. Bu sebeple besinlerden veya ilaç takviyeleriyle alınır.
İnsan vücudunda yaklaşık olarak 14 miligram selenyum içeriği vardır. İnsan vücudunun kaldırabileceği ortalama selenyum miktarı ise 14,6 miligramdır. Hücrelerde de 1 milyonun üzerinde selenyum atomu bulunur.
Selenyum bu özellikleri ile birlikte canlılar için toksiktir. Saf selenyum, çok yüksek oranda toksik bir maddedir. Kanserojen özellikler barındırır ve teratojeniktir; yani bir embriyo ve fetüsün gelişimini engelleyerek genetik bozukluklara yol açabilir.
Alerjik bünyelerde ağır tepkilere neden olabilir. Bu sebeple alerjik sorunları olan kişilere E vitamini ile birlikte verilir.
Günde 5 miligram selenyum alınması ölümlere yol açabilir. Günlük alınması gereken selenyum miktarı 50-120 mikrogram arasındadır. Bu miktar bazı kanser vakalarında 200 mikrograma kadar çıkabilmektedir. Çocuklarda ise bu miktar 20-40 mikrogram civarındadır. Yüksek miktarda selenyum alınması; ateş, mide bulantısı, böbrek ve karaciğer rahatsızlıkları ve kalp rahatsızlıkları, diyabet, nefes kokusu, tırnak kırılması, omurilik ve kemik rahatsızlıkları, sindirim bozuklukları ve tenin sararması gibi sorunlara yol açabilmektedir.
Selenyum organizmada cıva ile birlikte bulunduğunda, cıva bileşiklerinin toksisitesini hafifletmektedir. Bunu cıva-protein bağlarını sağlayarak yapmaktadır. Dolayısıyla selnyumun bazı ağır metallerin detoksidasyonunda hayati bir rol oynadığı düşünülmekte.
Selenyum aynı arsenikte olduğu gibi saçlarda keratine bağlanarak birikmekte. Selenyumun suda eriyeblen selenyum oksid ve slenioz asit(H2SeO3) ve yağda eriyebilen metal formu bitkiler tarafından topraktan alınır. Otlak hayvanalar bu btkileri yiyerek vücutlarına almakta. Toparak 2 ppm üzerinde olması risk seviyesdir. Selenyum bitkilerin köklerinde uçucu dimetilselenid dönmekte.
Hayvan deneylerinde sleniöz asitin(H2SeO3) deri tarafından emildiği gösterilmiştir.
Selenyum metalinin deri ile temasının tehlikesi yok. Ancak uçucu SeO2 su ile temas ettiğinde (ter ve göz yaşı ile) seleniöz asite dönmekte bu ise deri için şiddetli bir iritandır.
gibi9 can combine with water, sweat, or tears to form selenious acid, a severe irritant. Selenyum oksiklorid ajanların klorlanmasında kullanılan bir kimyasaldır ve yine deri için iritandır.
Selenyumun vücuda emilmesi ve atılımı hemostaz ile sağlanmaktadır. Standart diyet ile günlük selenyum alımı 62 mg dır. Bunun 50% si terle atılmakta. Bunun dışında idrar, feçes ve solunum ilede selenyum atılmaktadır.
Toprakta selenyumun fazla miktarada olduğu coğrafik bölgelerde vücutta selenyum artmakta buda yan etkilere neden olmaktadır. Örneğin Güney Dakota, Venezuela ve Çinde toprak ve doğal kaynak asularında selenyum yüksek oranda bulunmaktadır. Buda günlük alınan selenyum miktarını arttırmakta.
Selenyum fazla lındığında deride sarımıs renk değişimi, temas egzamaları, tırnakta yapılasal değişiklikler ve saç ayıpları ortaya çıkmakta.
Selenyum uzun yıllar ve günümüzde de inflamatuar bazı deri hastalıklarında,psoriasis gibi, tedavide kaplıcalar-balneoterapi olarak kullanılmıştır. Bu etkilerini deride inflamasyonda keratnositler tarafından yapılan sitokinlerin( IL-1α, IL-6 ve TNF-α; özellikle IL-6 ) azalması ile yapmaktadır.
Endüstriyal süreçte selenyum yüksek ısılarda hızla okside olmakta ve selnyum dioksit ortaya çıkmaktadır. Bu solunduğunda alerjik duyarlılık yapabilmektedir. SeO2 alerji geliştirme riski nikel ve krom kadar yüksektir. Duralanma ile birlikte ürtiker benzeri deri döküntüleri, temas egzamaları gelişmekte.
Selenyum disülfid medikal şampuan içerisinde seborheik dermatitis ve tinea versicolor tedavisinde kullanılmaktadır. Bu ürünlere karşı allerjik yada iritan reaksiyonlar bildirilmemiştir.