- Gösterim: 25880
Simgesi “Ni” olan nikelin atom numarası 28, atom kütlesi 58,69 dur. Periyodik cetvelde geçiş metalleri arasında yer alır.
Oldukça sert ve katıdır. Parlak, altın rengini andıran, karışık metalik ve gümüş-beyaz rengi olan alaşım bir metaldir. Bakır, krom, alüminyum, kurşun, kobalt, altın ve gümüş gibi metallerle oluşturulan birçok alaşımda kullanılır. Kristal yapısı yüzey merkezli kübiktir. Manyetik alan içinde negatif yönde bir miktar boyut değiştirir.
Nikelin yeryüzüne, gökyüzünden düşen meteor taşlarından geldiği varsayılıyor. Doğada saf nikel bulunmaz, genelde kobalt ile birlikte oluşur. Dünya çekirdeğinde yoğun olarak nikel bulunduğu tahmin edilmektedir. Derin katmanlarda yüksek oranda nikel bulunur; ancak bu katmanlara ulaşılamadığı için yeryüzüne daha yakın katmanlarda bulunan nikelin silikat ve sülfatlı bileşikleri olan garnierit, pyrrotin ve nikelin adlı bileşiklerden nikel üretilmektedir.
1751 yılında İsveçli mineralog ve kimyager Baron Axel Fredrik Cronstedt tarafından keşfedilmiştir.
Öte yandan, nikel içeriği yüksek olan bazı gıdalar şunlardır; beyaz peynir, sucuk, salam, ciğer, son balığı, midye, çikolatalar, meyve içerikli tatlılar, fındık, fıstık, badem, meyan köklü şekerli ürünler, çay, kakao, alkollü içecekler, tahıl ve kepek ekmekleri, fasulye, ıspanak, lahana, maydanoz, muz, kiraz erik.
Kullanım Alanları
Nkel alaşımları ve süper alaşımlarının kullanıldığı alanlar oldukça fazla. Yüz yıla yakın bir süredir endüstride kullanılıyor. Nikelin bulunduğu özel alaşımlar, endüstriyel ve son kullanıcı ürünlerin hammaddesidir. Nikel ve krom alaşımları yüksek sıcaklıklarda oksitlenmeyi önler, bu sebeple elektrik fırınlarında ısıtıcı olarak kullanılır. Nikel, soğuk ve sıcak olarak işlenebilir, kaynak edilebilir, tornada kullanılabilir, tel ve levha haline getirilebilir. Toz nikel önemli bir indirgeme katalizörüdür. Yüksek sıcaklıklarda ve sıfırın altındaki derecelerde mukavemetini korur. Fiziksel özellikleri yumuşak çeliğe benzer; korozyona direnci çelikten fazladır.
Mekanik ve fiziksel özellikleri nedeni ile kaplama olarak önemli bir metaldir. Nikel kaplama malzemeleri korozyon ve paslanmayı önler. Nikel kaplamaların diğer metalleri koruyucu özelliği vardır. Bu sebeple özellikle elektrolize kaplamaların üretiminde nikelin önemli bir payı bulunuyor. Nikelin süper alaşımları; uçak ve gemi endüstrisinde yüksek sıcaklıklarda basınç ve korozyona maruz kalan gaz türbinleri, jet motorları, uçakların bazı alanlarındaki kaplamalarda, uçaklarda elektrolizle yapılan kaplamalarında, gemilerde tuz korozyonuna maruz kalan alanlardaki kaplamalarda; nikel levhalar elektrikli kaplama işlemlerinde anot, toz nikel de hidrojenleme işlemlerinde katalizör olarak, nikel kaplama banyosunda elektrolit olarak kullanılıyor.
Ayrıca sıvı ve katı yağlarda hidrojenasyonu sağlamak için kullanılırken, batarya ve yakıt hücrelerinde, seramik malzemelerde, emaye ile demir arasında bağlayıcı madde olarak; cama yeşil rengi vermek için; korozyona dirençli alaşımlarda; deniz suyundan tatlı su üretimi yapılan arıtma ve dönüştürme tesislerinde; araçlarda kullanılan zırhların alaşımlarında nikel ve alaşımlarından faydalanılıyor.
Nikel ve İnsan
Ni insan organizması için esansiyel eser lementlerden birisidir. Hastalıklar ve fizyolojk sterese karşı savunma sisteminin düznelmesinde görev almaktadır. Eksikliğinde suvunma sistemi yetersizlik belirtileri ortaya çıkmaktadır.
Karbonhidrat metabolizmasında rol oyanadığını biliyoruz. Vücuda karbonhidratlar girdiğinde inslin seviyesindeki yükselmeye paralel vüutta nikel oranıda hızla yükselmektedir. Nikel eksikliğinde karaciğer glikojen depolayamaz.
Organik molekülller ile komleksler oluşturmakta. Ni bu özelliği ile protein ve peptidlerdeki sükfür içeriğne yoksek bir bağlanma özelliği bulunmaktadır. Genel insan ve toplum sağlığı açısından bakıldığında biyolojik nikel savunma sistemi için toksik ve baskılayıcı özellikleri, allerji geliştirme riski nedeni ile en önemli metaller arasında bulunmakta.
Nikeldan kaynaklanan toksik, immünulojik ve allerjik problemler sanayileşme, nikelin sık kullanım alanları bulması, ile daha fazla görülmeye başlanmıştır. Nerede ise günümüzde çevremiz nikel içeren ürünler ile çevrelenmeiş durumda.
Uzun süreli nikele maruz kalınması insan üzerinde genotoksik etkileri ile kanser riskini arttırmakta. Özellikle bu kanserler içerisinde solunum, sindirim sistemi organları ve böbrek kanserlerini daha sık görmekteyiz. Nikelin kanser oluşturma riski 6 dğerli krom kadar yüksektir.
Nikeller içerisinde kanser rsikinde asıl şüphelilinin nikel sülfidler olduğu düşünülmekte.
Nikel ve Deri
Nikel deri ile temas ettiğinde terde hızla çözünmekte ve epidermal hücrelerle bağlanmakta. Böylece deride alerjik raksiyonlara neden olmakta. Bu alerjik reaksiyonların klinik belirileri bundan sonra nikelin sadece solunum yada sindirim yolu ile alınması sonrasında bile alevlenebilmektedir.
Bazı deri hastalıklarında serum nikel oranları normalden yüksek bulunmuştur. Örneğin psoriais hastalarında. Bunun tam olarak nasıl geliştiği bilinmemekte.
Nikel bir antijen olmayacak kadar küşük bir moleküler çapa sahiptir. Ancak diğer proteinler ile kompleksler oluşturabilmekte. Proteinlerle birleşek antijen özellik kazamnası hapten olarak rol oanadıklarını ve bu haptene karşı T lenfositleri uyardığı gösterilmiştir.
Nikelin amino asitler ile birlşerek hapten yapmaları üzerine yapılan çalışmalarda nikelin öncelikle glisin, histidin ve lizine bağlandığı daha az oaranda ise aspartik asit ve serine bağlandığı gösterilmiştir. Bunlar içerisinde nikelin en çok lizine bağlandığı gösterilmiştir.
Diğer elektropozitif metallerde proteinlerle hapten oluşturmakta. Örneğin magnezyum allerjik deri eraksiyonları yapmaksızın proteinlerle birleşmekte, bu özelliği nikelin alerjik deri reaksyonlarını önlemede kullanılabilir. Örneğin nikel duyarlılığı olan hastalarda deri yama testlerinde nikel sülfat + magnezyum sülfat birlikte kullanıldığında deri reaksiyonu test sonuçları azalmakta. Aslında basitçe alerjik olmayan magnezyum alerjik nikelin yerine geçmekte.
Nikel deride temas egzaması ve/veya ürtiker-astım yapabilmektedir. Bu reaksiyonalr için nikelin deri ile teması, diyetle alınması, solunması yada ortopedik protezlerle kullanılması yeterlidir. Solunum yolu ile alınan nikelin nerede ise 30–50% si vücuda absorbe olmaktadır.
Nikel sülfat fromlarının insanda alerji gelştirme potansyeli maruz kalma sıklığı ile bağlantılıdır ve 48% oranlarındadır.
Nikel klorid formları deriye uygulandığında deride absorbe olmakta, epidermiste Langerhans hücrelerinde immun siteme sunulmakta. Hatta nikel klorid savunma sistemin bir parçası olan lenf nodlarında ölçülebilmektedir. Dimetilsulfonsid-DMSO ve sodium lauryl sulfate-SLS nikelin deriden emilimini arttırmakta. Nikel sulfat diğer fromlara göre deriden daha fazla absorbe olmaktadır.
Nikel ile temas sıklığı deride st. corneumda daha fazla nikel birikmesine yani aşırı duyarlılığın devamına rezerv oluşturmaktadır.
Nikel duyarlığının gelişmesinde deride diğer nedenlerden kaynaklanan iritasyon ve hasarlar sorumlu olabilmektedir.
Nickel sulfat toksik olmayan dozlarda(doz ve temas zamanına bağlı olarak) bile deride keratinositlerin çoğalmasını inhibe edebilmektedr.
Nikelin alerjik reaksiyon yapan formu 2 değerli iyonlardır. Bunlar deri temasın daha fazla okside olabilmektedir.
Terde bulunan sodyum klorid ve yağ asitleri bir bozuk parada buluan nikelin kolay ayrılması için yeterli olmaktadır. Böylece deri ile bozuk paranın teması alerjik reaksiyonu başlatmakta.
Nikel hapten rolü ile krom ve kobalt ile birlikte sistemik alerji yapabilen metaller arasında yer alamkatadır. Bu nedenle nikel ağız, solunum, damar yolu ile alındıında sistemik alerjik reaksiyonlar gözlenebilir.
Nikelin düşük dozlarda uzun süreli ağızdan kullandırılması ile zamanla nikele karşı duyarlılığı azaltığı-desensitizasyon bilinmektedir.
Nikele karşı sistemik reaksiyonlar içerisinde en sık görüleni kadınlarda elde ortaya çıkan nikel el egzamasıdır. Bu periyodik olarak alevlenen, küçük su toplamları ile seyreden el içleri ve parmaklarda daha sık görülen pomfoliks klinik tablosudur. Burada klinik şikayetler nikelin dış temasından değil yukarda tanımlanan sistemik alımı ile ortaya çıkmaktadır.
Nikele duyarlı olan kişilerde nikele mikrogramlar düzeyinde maruz kaldıklarında(bu medikal birçok sistem ve alette var) kontakt dermatit ve hatta anafilaksi gelişebilmektedir.
Özellikle diş ünitelerinde çalışan hekimler ve teknisyenler nikel duyarlılığı konusunda yüksek risk gurubunda yer almaktadır. Bu kişilerde nikel deri egzamaları, alerjik dermatitisler, chelitis-dudak egzaması ve stomatisis sık görülmektedir. Hatta astım ve kronik ürtiker olguları gelişebilmektedir. Son yılarda diş protezlerinde kullanılan paslanmaz çelikler(%8 nikel içermekte idi) yerini titanyuma bıraktı ancak bunlarda nikel % 78 kadar daha yüksektir. Bu nedenle diş protezleri sonrası daha fazla ağız içi mukozada ve sistemik olarak nikel alerjik raksiyonlar görülmektedir.
Ancak risk sadece diş protezleri ile sınırlı değil. Ortopedide kullanılan protezler hatta kalp pilleri(bu piller nikel-kadminyum içermete ve % 38 nikel) aynı yüksek riski içermekte. Ortepidede kullanılan protezlerde nikel ortopedik dermatitise neden olmakta.
Küpeler, piercing gibi kişisel takılar nikel duyarlılığını arttırmakta. Bunlar atın kaplama bile olsa alttaki nekel zamanla duyarlılığa neden olmakta.
Nikel dermatitinde metalin deriye direk kontaktı ile oluşan lezyonlar genellikle ekzematize bazen de papülerdir. Ekzemanın yerleşim yeri nikel ile direk temasın olduğu bölgeye göre değişkenlik gösterir. Nikele bağlı el ekzeması nikelle direk temas veya ağız yada solunum yolu ile meydana gelebilmektedir. Erkeklerde ellerdeki nikel dermatiti genellikle mesleki nedenlerle gelişmektedir. Kadınlarda kalitesiz mücevherler, yüzük, örgü şişleri veya nikel ile kaplanmış objelerin uzun süre teması ile nikel dermatiti gelişmektedir. Küpelere bağlı dermatitlerde kulak memesinde eritem, ödem, sulantı ve ekzematizasyon bulguları gözlenirken, kot pantolon düğmelerine bağlı dermatit göbek çevresine yerleşmeye eğilimli olup orta abdominal bölgenin büyük bir bölümünü de kaplayabilir. Bilezikler ve nikelle kaplı incik boncuk tarzı takıların ekzemaları el bileğinden ön kola ilerleyebilir. Eğer banyoda veya soyunurken çıkarılmazlarsa göğüste ve karında da döküntüye yol açabilirler.
Son yıllarda nikel duyarlılığı ve sistemik deri problemleri hızla artmakta bireysel ve toplumsal bir sağlık problemi haline gelmektedir. Hatta son 10-15 yılda bazı ülkelerde görülme sıklığı 2 kat artış göstermekte. Bunda kişisel bireysel takılar yada diş perotezinde kullanılan alaşımlarda bulunan yüksek nikelin zamanla doku ile temasla serbest kalması rol oynamakta. Ortopedik protez kaynaklı problemler daha az görülmekte. Örneğin dişte protez amacı ile kullanılan bir alaşımdan 37 C de 12-22 gün sonra tükrükte nikel oranları ölçülmüş ve 125 µg bulunmuş. Günlük beslenme ile alınan nikel oranlarına bakıldığında 300–500 µg/gün. Bu nedenle nikele karşı duyralılık için nikel içeren diş protezleri ciddi bir oran teşkil etmekte.
Kişisel taılar ve piercing kullanımı 20 yaşından erken olduğunda nikel deri duyarlılığının daha yüksek olduğu düşünülmekte. Özellikle piercing ve küpede deri hasarının oluşması nikel duyarlılığını daha da arttırmaktadır.
Nikel le ilgili önemli bir problem maalesef yemek yapma amacı ile kullanılan paslanmaz çelik kaplar. Bunlarda yüksek oranda nikel bulunmakta. Bazı asidik besinlerin pişirilmesi sırasında kapların metaik alaşımlarından besinlere yüksek oranda nikel geçmekte. Yapılan bir çalışmada 100 C ısıda ve 3.2 pH da 80 dakika sonra besinlere ortalama 6.0 µg nikel geçtiği gösterilmiştir. Özellikle okzalik asit içeren besinlerin pişirilmesi sırasında daha yüksek oranlarda nikel besinlere geçmekte( 1 saat içerisinde 9.5 mg Ni/L den fazlası). Nikel duyarlılığı için belirlenmiş minimal seviye 0.6 µg Ni/L olduğu düşünülürse bu oranlar oldukça yüksek.
Erken yaşlarda nikel ile vücudun karşılaşarak duyarlılık geliştirmesi ile sonraki yıllarda nikel duyarlılığının daha fazla olabileceği yönünde düşünceler bulunmakta. düşünülmekte. Bu nedenle erken çocuk döneminde küpe gibi aksesuarların fazla kullanılmaması önerilmekte. Bununla ilgili en güzel örnek mesleki olarak en fazla nikel duyarlılığı olan kuaför ve hemşirelerde nikel duyarlılığının küçük yaşlarda nikele maruz kalma (küpe ve diş teli gibi) ie ilişkili olduğunun gösterilmesidir. Diş telleri ile ilgili tartışmalar halen devam etmekte.
Nikel günlük hayatımızda nerede ise tüm paslanmaz demir ve çelik metal alışımlarında var. Kişisel takılar, bozuk para, saat, toka, giysi ve iç çamaşır kopçaları vb. Bunlar gün içerisinde sürekli deri ile temas etmekte ve nikel alışımlardan serbest kalarak nikel deride aşırı duyarlılığa neden olmakta. Burada önemli olan nikelin içinde bulunduğu metal alışımın yapısı ve kalitesi. Örneğin metal alışımı cm2 de haftalık 0.5 µg dan az nikel salınımı yapıyor ise bunun deride alerji geliştirme özelliği yoktur. Ancak meatl alışımı sülfirize edilmiş ise örneğin resulfurize metal alışımları cm2 de haftalık 1.4 µg nikel salınım yapmakta buda alerjik reaksiyonlarar neden olmaktadır.
Nikel deri duyarlılıklarının kümülatif yani temas birikimi ile zamanla ortaya çıktığını görmekteyiz. Bu nedenle nikel duyarlılığında kişinin hayatı boyunca nikel ile temasının azaltılması hatta kesilmesi gerekmektedir. Bunun için kullanılablecek en etkin yöntem dimetilglioksim-dimethylglyoxime testidir. Bunu içeren solüsyn nikel varlığında pembe renk vermekte. Kişi böylece kullanması zorunlu metal alışımlarında nikel varlığını kontrol edebilmektedir.
Tam bir konsensus olmamakla birlikte günlük maruz kalınan nikelin 5 ppm den düşük olaması gerektiği ifade edilmektedir.
Nikel kaynaklı alerjik cilt hastalıkları son yılarda hızla artmakta. Bundan en fazla etkileneler nikel içerikli takılar nedeni ile maalesef kadınlar. Toplumda nikel duyarlılık deri testleri ile yapılan taramalarda kadınların % 24.5 erkeklerin % 5.2 si nikel duyarlı çıkmakta. Buda nikeli metal alerjilerinde bir numaraya çıkarmakta. Genel toplumsal nikel duyarlılığının 15-34 yaş döneminde % 20 olduğu düşünülmekte. Bunda imitasyon takılarda nikel içeriğinin yüksekliği, piercing kullanımının yaygınlaşması, tekstil ve giysilerde nikel içeren düğme, kopça gibi aksesuarların daha fazla kullanılması rol oynamakta. Ayrıca nikel teması devam ettikçe nikel alerjisi kliniği daha probelmeli seyretmektedir.
Aslında nikel sadece temas ettiğimiz metallerde değil soluduğumuz havada ve yediğimiz besinlerde de var. Kentlerde solunan havada nikel partikülleri 180 ng/m3 kadar hatta nikel eritim ve üretim yerlerinde 3.3 mg/m3 kadar ulaşabilmektedir. Ev tozlarında bile nikel bulunmakta(40 mg nikel/kg ev tozunda bulunmakta). Solunan nikelin biyolojik canlılarda yarılanma ömrü 330 gün.
Endüstriyel nikel duyarlılığı erkeklerde daha sık görülmekte. Bu kişilerin nikel teması iş değişikliği ile kesilse bile iyileşem süreleri 3 yıldır.
Mesleki nedenler ile nikel tuzları ve uçucu nikel karbonil in solunması astıma ve akciğerlerde eozinofil infiltrasyonuna neden olabilmektedir. Bu işilerde serumda nikel spesifik IGE seviyeleri gösterilebilir. İmmülojik ürtiker, rinit ve benzer reaksiyonlar gelişebilmektedir.
Nikel Deri Temasından Korunma
Günlük hayatımızad sürekli nikel ile karşı karşıya kalırız. Küpe başta olmak üzere her türlü takı, piercingler, giysilerin ve çamaşırların metal kopçaları, metal düğme ve tokalar, madeni paralar, anahtarlar, gözlük çerçeveleri, saat kayışları, fermuar, bisiklet gidonu, kapı kolları, kontakt lens temizleme solüsyonları, epilasyon iğneleri, göz kalemi ve farlar, ruj, saç tokaları, çeşitli mutfak malzemeleri, pantolon metal askıları, mücevherler ve daha çok çeşitli ürün nikel içermektedir.
Nikel duyarlılığında sistemik olaak nikeli bağlayarak inhibe eden-şalasyon dietilditiyokarbamat-diethyldithiocarbamate yada trietilentetraamin-triethylenetetramine kullanılabilir. Ancak buların etkilinklerinin düşük olması ve sistemik yan etkileri nedeni ile sistemik kullanımaları sınrılıdır.
Bu nedenle nikelin deri ile temasınının engellenmesi üzerine odaklanılmıştır. Bunları deri üzerine uygulandığında st. corneumda nikel için bir kalkan oluşturmakta. Bunu 2 türlü gerçekleştirmekte.
- Şalasyon yapanlar; bunlar nikeli bağlayarak deri temasını ve emilimini engellemekte. 5-chloro-7-iodo-8-hydroxyquinoline yada Clioquinol, l-histidine, d-penicillamine yada ethylenediaminetetraacetate gibi.
- Antioksidanlar; oksijenin azalması nikelin ayrışmasını ve deri ile temasın engellemekte.
Bunların içerisinde Clioquinol en etkili bulunmuştur. anıdır.
Bir diğer ürün ise karboksivinil polimer jel-carboxyvinyl polymer gel (Carbopol; 10% CaNa2-EDTA içermekte)
Nikel Duyarlılığında Çapraz Reaksiyonlar
Nikelin çapraz reaksiyon verdiği metalin kobalt olduğu düşünülmüş ancak daha sonra her iki metalin epidermise farklı alanlara bağlandıkları ve çapraz reaksiyon göstermedikleri gösterilmiştir. Sadece deride neden oldukalrı duyarlılıkta sinerjik etki sağlamaktadırlar. Her iki metalin birbiri ile kontamine olmaları nedeni ile iki metalin duralılığında dikkatli olaunmalıdır.
Nikelin çapraz reaksiyon yapabileceği metaller kimyasal ve fiziksel özellikleri yakın olan yani periyodik tabloda komşu metaller olabilir. Bu nedenle Co-bakır ve Pd-palladium nikel ile çapraz duyarlılık yapabilmektedir.
Nikel Duyarlılık Testleri
Nikelde deri testlerinin sınırı bir güvenliği bulunmaktadır. Deri testlerinde test solüsyonun deri yüzeyinde uzun süre kalması, yama test solüsyonunun yüksek konsantrasyonundan kaynaklanan iritan etkisi, deri bariyerinin olumsuz etkilenmesi gibi ndenlerden kaynaklanan yalancı pozitif sonuçlar görülebilmektedir.
Yalancı netaif sonuçlar ise intradermal testlerde görülmekte. Bu testlerde nikelin dermal uygulaması epidermla teması atladığı için yalancı negatif sonuçlar çıkabilmektedir. Ayrıca yama testelerin kullanılan standart petralatum içerisinde 5% (0.19m) nikel sulfate deri ile temas züresinin kısa olması ve tuzların yeteri kadar epdermise geçememesine neden olabilir. Bunun için testin hemen öncesin sodium lauryl sulfate deriye uygulanabilir. Ancak SLS deride iritasyon yapabilmektedir.
Deri testlerinde nikel için en az konsantrasyonun % 10 luk NiSO4 olması gerektiği, 48 saat oklüzyon(öncesinde test alanına sodyum dodesil sülfat kullanılır) sonrası değerlndirme önerilmekte. değerlendirme 9 günde yapılmakta hatta 17 güne kadar geç deri reaksiyonlarının olabileceği bildirilmiştir.
Nikel Duyarılılığıda Diyet
Nikel besinlerde yaygın olarak bulunmaktadır. Nikelin yiyeceklerdeki kaynağı olarak; tuz (5–500 µgr/gr), bitkisel ürünler (0,5–5 µgr/gr), hayvansal ürünler (0,1–5 µgr/gr) ve su (5–100 µgr/l) sayılabilir. Paslanmaz çelik tencerede pişen asitli yiyecekler, istiridye, kakao ve çikolata, fasulye, ıspanak, bezelye, jelatin, fındık, ceviz, yulaf, buğday, çavdar, domates, balık ve konserve gıdalar gibi çeşitli besinler yüksek oranda nikel içermektedir.
Nikel duyarlılığının ağızdan alınan besinlerle uyarılmadığını biliyoruz. Ancak nikele karşı duyarlılığı olanlarda besinlerde eriyebilen nikel tuzları alındığında deri belirtilerinin alevlendiğide görülmektedir. Bu nikel tuzlarının ağızdan alınam dozları ile bağlantılıdır. Düşük dozlarda reaksiyonlar az olmakta, 1.25 mg'ın nerde ise reskiyonlar hiç gözlenmezken 5.5 mg'ın üzerindeki dozlarda daha sık orttaya çıkmaktadır. Yüksek dozlarda reaksiyonlara ile birlikte idrara nike oranlarıda yükselmektedir.
Nikel birçok bitkide bulunmakta, özellikle bitkilerin tohumlarında. Fındık ve kakao çekirdeklerinde 5–10 mg Ni/kg kadar yüksek oranlarda bulunmaktadır. Son yıllarda fındık allerjisi reaksiyonlarının nikel aşırı duyarlılığı ile karıştırılabileceği düşünülmekte. Ancak besinlerle kontrolllü ve düşük nikel verimesinin zamanla desensitizasyon yaparak nikel duyarlılığını azlattığıda gösterilmiştir.
Nikel Duyarllığına Karşı Önlemler
Günlük hayatımızda sürekli nikel ile karşı karşıya kalırız. Küpe başta olmak üzere her türlü takı, piercingler, giysilerin ve çamaşırların metal kopçaları, metal düğme ve tokalar, madeni paralar, anahtarlar, gözlük çerçeveleri, saat kayışları, fermuar, bisiklet gidonu, kapı kolları, kontakt lens temizleme solüsyonları, epilasyon iğneleri, göz kalemi ve farlar, ruj, saç tokaları, çeşitli mutfak malzemeleri, pantolon metal askıları, mücevherler ve daha çok çeşitli ürün nikel içermektedir.Nikel ile gündelik hayatta çok sık karşılaşılması ve sık alerjiye neden olması nedeni ile nikel içeren ürünlerin kullanımında bazı standartlar geliştirilmiştir. Avrupa Birliği 2004 yılında takı, mücevher, saat ve giyim eşyası aksesuarları gibi vücutla temas eden nikelden yapılan ürünlerin kullanımına yönelik bir yönetmelik hazırlamıştır (The European Directive Restricting the Use of Nickel Commision Directive 2004/96/EC of 27 September 2004). Bu yönetmeliğe göre nikelle kaplanmış veya nikel içeren objelerin sağlaması gereken kriterler üç maddede özetlenmiştir;
1- Deriyi delici işlemler ile uygulanan nikel içeren objelerde (örneğin; kulağı delerek takılan küpeler ve diğer vücut “piercing”lerinde) nikel salınım oranının 0,2 mikrogram/cm2/haftayı geçmemesi
2- Deriye direk ve/veya uzun süreli temas edecek şekilde kullanılacak nikel içeren objelerde (kulak küpeleri, kolye, zincir, halhal, yüzük, kol saatleri, kasa, kayış, kordon ve vidaları, elbiselerde kullanılacak baskı düğme, kopça, fermuarlar ve metal markalar) nikel salınım oranının 0,5 mikrogram/cm2/haftayı geçmemesi
3- Nikelden yapılmış ancak nikel içermeyen kaplama maddesi ile kaplanmış objelerde en az 2 yıl boyunca nikel salınım oranının 0,5 mikrogram/cm2/haftayı geçmemesi gerekmektedir.
Çalışma hayatında da en sık karşılaşılan metallerden birisi nikeldir. Alkali piller, çinko ve pirinç kaplama malzemeleri, seramikler, elektrolizle kaplama ve lehimleme maddeleri, boyalar, elektrik kabloları, emayeler, yakıt katkı maddeleri, yağ sertleştiriciler, böcek ilaçları, boya sabitleyiciler, nikel alaşımlar, cam boyama malzemeleri, resim ve duvar kağıdı renklendiricileri, plastikler nikel içeren endüstriyel ürünlerdir. Nikel maruziyeti riski yüksek olan meslek gruplarında duyarlanma daha sık olacağı için nikele bağlı dermatit gelişimi de daha fazla beklenmektedir.
Ayrıca cep telefonlarının gündelik yaşamda yaygın olarak kullanılmaya başlanmasından sonra, hem kadınlarda hem de erkeklerde, özellikle yanak bölgesine lokalize kontakt dermatit olgularıyla karşılaşılmaktadır.
Yaşam biçiminin nikel duyarlılığına etkisini araştıran bir çalışmada, sigara içenlerde içmeyenlere oranla daha yüksek nikel duyarlılığı tespit edilmiştir. Bunun tütün bitkisinin topraktan, gübrelerden veya tarım ilaçlarından absorbe ettiği nikelden kaynaklandığı düşünülmektedir. Aynı çalışmada alkol tüketiminin kontakt duyarlılığı arttırmada herhangi bir etkisinin olmadığı gösterilmiştir.
Tedavi ve Koruma
Mesleksel nikel duyaralılığında en önemli koruyucu tedavi prensibi nikele maruziyetin azaltılmasıdır. Bu sayede nikel duyarlılığı ve mesleksel kontakt dermatit görülme olasılığı azaltılır.
Mesleksel nikel dermatitinin sık görüldüğü kuaförler üzerinde yapılan bir çalışmada, konuyla ilgili bilgilendirici eğitim faaliyetleri sonrası koruyucu eldiven kullanma sıklığının arttığı ve bununla ilişkili olarak dermatit sıklığının azaldığı gösterilmiştir.
Kuzey Afrika metal rafinerisinde nikel üretim tanklarında çalışan işçiler üzerinde yapılan bir çalışmada ise deri hidrasyonu ve transepidermal su kaybının deriye etkileri araştırılmıştır. Bu çalışmada her bir hastanın işaret parmağı, avuç içi, boyun ve alın bölgesinden özel mendiller ile alınan deri örnekleri plazma atomik emüsyon spektrometresi ile incelenmiştir. Hasarlanmış ve dehidrate deride nikelin permabilitesinin arttığı gösterilmiştir. Koruyucu eldivenlerin yetersizliğinin deride nikel birikimini artırdığı gözlenmiştir.
Tüm çalışmalardan mesleksel nikel dermatit hastaları için geçerli olan bir dizi önlem önerilmiştir. Bu önlemler;
- Koruyucu eldivenlerin hem mekanik hem kimyasal koruyucular içermesi,
- Dimetilglioksim testi ile nikele maruz kalan alanların işe başlamadan önce belirlenmesi ve bu bölgelerin temizlenmesi
- Uygun nemlendiriciler ile deri bakımının sağlanmasıdır.
- Nikel duyarlılığı olan kişiler kullandıkları metal örgü şişleri, düğmeler, tokalar ve ofis malzemeleri gibi objeleri plastikleriyle değiştirmelidir. Benzer şekilde plastik tutacağı olan bardakları, plastik çerçeveli gözlükleri, alüminyum ya da teflondan yapılmış mutfak malzemeleri tercih etmelidirler.
- Devamlı metal obje ile teması olanlar temas yerlerine talk pudrası sürerek birkaç saatliğine cildi koruyabilirler. Talk pudrası hem mekanik bir bariyer oluşturur hem de metal objeden salınan nikelin bir kısmını absorbe eder.
- Koruyucu eldiven kullanımı durumunda vinil eldiven tercih edilmelidir. Nikel, lastik eldivenlerden geçebilirken, vinil olanlardan geçemez.