Prekanseröz (İyi Huylu Ancak Deri Kanserine Dönüşebilen) Deri Tümörleri

Herhangi bir iyi huylu tümör %10'dan fazla kansere dönüşme riski taşıyor ise bunlara prekanseröz tümörler denilmektedir.


Ayakta Arsenik Keratozis
Ayakta Arsenik Keratozis
Eritroplasia
Lokoplaki
  • Ayakta Arsenik Keratozis
  • Ayakta Arsenik Keratozis
  • Eritroplasia
  • Lokoplaki
  • Ayakta Arsenik Keratozis

  • Ayakta Arsenik Keratozis

  • Eritroplasia

  • Lokoplaki

  • Ayakta Arsenik Keratozis
  • Ayakta Arsenik Keratozis
  • Eritroplasia
  • Lokoplaki


Aknitik Kertozis

Aktinik keratoz genellikle güneş, iyonize radyasyon,arsenik ve polisiklik hidrokarbonlara maruz kalınması ile oluşan preknasröz deri tümörleridir. aslında SCC nin deride epidermiste lokalize kalmış formudur.

Aktinik keratoz 16-49 yaş arası erkeklerde %27, kadınlarda %13, 50-80 yaş arasında ise erkeklerde %66, kadınlarda %56 oranında bildirilmiştir. Açık havada çalışanlarda, örneğin balıkçılarda, inşaatlarda çalışanlarda, park bekçilerinde büro içi çalışanlara göre daha yüksek oranda görülmektedir.


Bowen Hastalığı

Bowen hastalığı, özellikle 60 yaş ve üzeri hastalarda görülen, derinin en üst katmanı olan epidermise sınırlı atipik hücreler içeren SCC nin in situ denilen başlangıç evresidir.

Hastalık gelişiminde arsenik, güneş ışığı, HPV, iyonize radyasyon, savunma sistemin baskılanması ve PUVA gibi faktörler rol oynamaktadır.


Arsenik Keratozis

5 değerli inorganik arsenik eski tarihlerde Fowler solüsyonu adı ile astım ve sedef ile  diğer cilt hastalıklarında kullanılmıştır.  Klinik olarak arseniğe maruz kalındıktan 20 yıl içerisinde keskin kenarlı, yuvarlak, siğil gibi yada nokta 2-4 mm çaplı, şeklinde daha çok el içi ve ayak tabanında görülmektedir. Parmaklara yerleşmez. SCC dönüşebilmektedir. Ayrıca arsenik mesane kanseri de yapmaktadır. Bazı Çin kökenli bitkisel ürünlerde de arsenik bulunmaktadır.

Arsenik kronik alımı 20-30 yıl sonra BCC gelişim riskini de artırmaktadır.

Arsenik karışmış özellikle kuyu sularının içimi buna neden olabilmektedir.


Eritroplasia Queyrat (Erythroplasia of Queyrat)

Bowen hastalığının erkekte penise yerleşmiş bir formudur. Yavaş ilerlemektedir ve SCC gelişebilmektedir. Sıklıkla penis baş kısmına, sünet derisine, ve idrar kanalının penise açıldığı ağzına yerleşmektedir. Keskin sınırlı, kırmızı üzeri düz plaklar yapmaktadır. Kadınlarda vulvada yerleşebilir. 40 yaş üstü sünettsiz erkeklerde daha sıktır.  5-FU yada  imiquimod krem kullanılabilmektedir. Co2 lazer kullanılmaktadır.


Verrüköz Karsinoma

Bir YEHK türüdür. Verrüköz veya siğil benzeri bir lezyon şeklindedir. Bir süre klinik olarak benign seyredebilir. Lezyon lenf nodlarına yayılmaz, ancak bulunduğu dokulara sıklıkla yayılır ve yıkıcıdır. Sinsi bir şekilde alttaki yapılara yayılım gösterir. Sıklıkla tedaviler sonrası tekararlamaktadır.


Leukoplakia (Lökoplaki)

Lökoplaki ağız içerisinde mukozaya yerleşen prekanseröz tümörlerdir. İsmini klinik olarak beyza renginden almaktadır. Mukozadan hafif kabarık olabliri, beyaz yada opak, yoğun yapıdadır bazeb ülserasyonlar gösterebilmektedir. Sıklıkla dudak kenarlarınai ağız içerisine ve kadınlarda vulvaya yerleşmektedir. Ağız içerisndeki lökoplakilerde en fazla neden sigara içimidir. Lökoplakili hastaların % 17 sinde SCC gelişmektedir. Bu gelişme süresi 1-20 yıldır. Sigaranın kesilmesi lezyonun kendiliğinden 6 haftada düzelmesini sağlamaktadır.

Dudaklarda ve vulvada lökoplaki olduğunda 5-FU, cerrahi tedavi, elektrocerrahi, kriyotedavi ve CO 2 lazer yapılabilmektedir.


Konjenital Melansitik Nevusler

Konjenital melanositik nevüsler yenidoğanların yaklaşık %1’inde görülür ve çoğunlukla 2 cm çaptan küçük ve tek sayıdadırlar. Yenidoğanda 9 cm çap veya erişkinde 20 cm çaptan daha büyük olan dev konjenital nevüsler daha nadirdir ve her 20.000 yenidoğanın 1’inde görüldüğü düşünülmektedir.  Dev konjenital nevüslerde malign transformasyon riskinin belirlenmesi zordur ve hayat boyu riskin %5 ile %15 arasında olduğu düşünülmektedir.  Bu popülasyonda gelişen melanomlar genelde ilk 10 yaş içinde gelişirler ve prognozları, özellikle deri dışı yerleşim gösterdiğinde, kötüdür. Lezyonlardaki aşırı kıllanma, renk değişkenliği, nodülarite ve düzensiz yapı bu lezyonların malign melanom açısından takibini zorlaştırır. Lezyonların büyüklüğü ve fasya ile kasa kadar uzanmaları nedeniyle bu lezyonların total eksizyonu neredeyse mümkün değildir. Fakat profilaktik cerrahinin tümör yükünü ve dolayısıyla malign melanom riskini azalttığını öne süren yazarlar vardır. Bu hastalarda gelişen malign melanom’ların %50’si deri dışı alanlarda gelişir, dolayısıyla sadece lezyonun çıkarılması riski azaltmayabilir.


Displastik Nevusler

Displastik nevüsler ilk olarak 1978 yılında çok sayıda klinik olarak atipik molü olan ve artmış malign melanom insidansı olan ailelerde tanımlanmıştır. Kazanılmış nevüslerin aksine melanomdakine benzer klinik özellikler sergilerler: çapları 6-8 mm’den büyük, düzensiz sınırlar, değişken pigmentasyon ve topografik asimetri. Displastik nevüsler artık atipik moller olarak adlandırılmaktadır.

Toplumda %10 sıklıkta görülen sporadik veya ailesel olmayan displastik nevüslerde tablo, bu hastalarda malign melanom’a dönüşme riskinin belli olmamasından dolayı biraz karışıktır. Fakat bir çok çalışma, “anormal mol fenotipi” olan hastalarda (yani, klinik atipi olsun veya olmasın, 100’den fazla molü olan hastalar veya en az birinde atipik özellikler olan 50’den fazla molü olan hastalar) malign melanom riskinin arttığını göstermiştir. Bu hastaların ailelerinde malign melanom öyküsü varsa, bu risk belirgin olarak artar. Atipik molleri olan hastalarda bu moller direkt olarak malign melanom prekürsörü olmaktan ziyade, malign melanom riskinin arttığını gösteren bulgular olduğu düşünülmelidir.

Famm sendromu olan hastalarda belirgin olarak artmış malign melanom riski vardır ve bu hastalarda daha erken yaşlarda multiple primer malign melanom’lar oluşabilir. 70 yaşında bu hastalarda hayat boyu malign melanom gelişme riski %100’e ulaşır.


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency