- Gösterim: 4880
Akne sıklıkla ergenlik ve erişkin yaş döneminde gözlediğimiz ve sonrasında kalabilecek izleri ile önemli estetik problemlerden birisidir. Akne skarlarında kimyasal peeling, subsizyon, ablativ ve nonablativ lazer, dermabrazyon, dermal greftler, yağ enjeksiyonları, punch eksizyonlar gibi birçok tedavi kullanılmaktadır. Tedavi seçimleri hastaya, akne izlerinin tiplerine ve şiddetine göre belirlenmektedir. Ablativ ve nonablativ lazerler, klinik etkinlikleri ile akne izlerinde daha fazla tercih edilmektedir. Ancak ablativ lazerler sonrası iyileşme süreçlerinin uzun olması, uzun süren eritem ve hiperpigmentasyon riskleri nedeniyle doğru seçilmiş hastalarda kullanılmalıdır. Nonablativ lazerler ise akne izlerinde etkinlikleri yeterli değildir. Mikroiğne yöntemleri roller, stamp ya da penler şeklinde akne izlerinde eskiden beri kullanılmaktadır. Aynı şekilde radyofrekans monopolar ya da bipolar uygulamalarla akne izlerinde kullanılmaktadır. Mikroiğneli fraksiyonel radyofrekans uygulamaları, mikro iğne ile radyofrekansın etkinliklerini kombine eden yeni bir sistemdir ve akne izlerinde son yıllarda yüksek klinik sonuçları ile kullanılmaktadır. Bu yeni sistemde epidermis korunarak mikroiğnelerin mekanik ve RF ısı etkisi ile dermiste kontrollü doku hasarı sağlanmaktadır. Bu hasarın onarımı sırasında deride dermisin yeniden yapılanması, aknede özellikle atrofik izlerin düzelmesini sağlamaktadır. Mikroiğneli fraksiyonel radyofrekans, özellikle icepick skarlarda, daha sonra rolling ve boxcar akne izlerinde etkili olduğunu biliyoruz. Bu sonuçlar, fraksiyonel CO2 lazerde elde edilen sonuçlarımızı desteklemektedir. Mikroiğneli fraksiyonel RF sistemleri akne izlerinde iki farklı iğne ile kullanılmaktadır. Bunlardan ilki, iğnenin tamamen RF akımına açık olduğu sistemdir. Diğerinde ise mikroiğnenin sadece uç 0.3 mm'lik alanı RF akımına açıktır. Özellikle son yıllarda her iki mikroiğne formu da akne izlerinde kullanılmaktadır. Bu mikroiğneler deriye uygulandığında dermiste kontrollü bir ısı sağlamaktadır. Akne izlerinde mikroiğneli fraksiyonel radyofrekans uygulaması, tüm cilt tiplerinde daha güvenli uygulanabilmektedir. Uygulama öncesi hastalar detaylı değerlendirilmelidir. Gebelik, emzirme, güneş ve ışık kaynaklarına duyarlılık, kalp pili gibi implantların varlığı, immün sistemin baskı altında olduğu durumlar, onkoloji tedavisinin devam ediyor olması, anestezik maddelere alerji varlığı, uygulama alanında aktif deri enfeksiyonu (uçuk gibi) ve aktif deri kanser durumlarında bu tedaviler kesinlikle uygulanmamalıdır.
Uygulama sırasında hafif ağrı nedeniyle uygulama alanına lokal anestezik kremler uygulanmaktadır. Ayrıca uygulama sırasında Cryo 6 gibi yüzeysel soğutucu sistemler de kullanılmaktadır. Uygulama sonrasında hastalara nemlendirici ve güneşten koruyucular verilmektedir. Mikroiğneli fraksiyonel RF 1-2 ay ara ile 1-4 seans uygulanmakta ve uygulama alanında 1-2 pas kullanılmaktadır. Uygulama sonrası geçici ağrı, eritem ve 3-5 günde düzelen deri döküntüleri gözlenmektedir. Akne skarları dışında özellikle porlarda önemli düzeyde azalmalar gözlenmektedir. Uygulama skarın tipine ve hastanın cilt yapısına bağlı olarak tek pas ya da 3 pas şeklinde yapılmaktadır. 3 pas uygulanacaksa, ilk pas için 3-3.5 mm derinlikler tercih edilerek, 2. pas için 2-2.5 mm ve 3. pas için ise 1.5 mm olacak şekilde devam edilmektedir. Enerji, 3-3.5 mm derinliklerde 35-40 W ancak derinlik azaldıkça enerji de azaltılarak uygulama yapılmaktadır. Paslarda minimal overlap tercih edilmemektedir. Uygulama sonrası 2-5 gün hastaya ağrı kesici verilebilmektedir. Uygulama sonrası güneşten koruyucular, ilk 2-3 hafta mutlaka kullandırılmaktadır. Uygulama aralıkları 3-6 haftadır. MRF'de elde edilen sonuçlar kesinlikle tam düzelme olarak düşünülmemelidir. Klinik ve estetik görsellik olarak akne izlerinin daha hafiflemesi, görünürlüklerinin azalması olarak tanımlanması daha doğrudur. Klinik olarak icepick ve hafif akne izlerinde etkinliği oldukça güzeldir. Uygulama sonrasında 1-3 gün süren eritem ve yanma olmaktadır. Ancak sıklıkla hastaların sadece 1 gün sosyal aktivitelerini etkileyebilmektedir. Kullanılan RF parametrelerine ve uygulama şekline bağlı olarak bazı hastalarda uygulama alanında mikroiğnelerin yerine uyan lekeler-hiperpigmentasyonlar gelişebilmektedir.