Fraksiyonel RF-FRF sistemleri günümüzde kullandığımız fraksiyonel lazer sistemlerine benzemektedir. Radyofrekansın klinik olarak fraksiyonel kullanılmasındaki amaç, klinik etkinliğin artırılması, istenmeyen yan etkilerin azaltılması ve dokuların iyileşme sürecinin kısaltılmasıdır. Bu klinik uygulamada RF enerjisi, klinik olarak dokuya çok sayıda mikro elektrot ile bölünerek verilmektedir. Böylece uygulama alanında dokuda mikro hasarlı alanlar ve çevresinde hasarsız alanlar yaratılmaktadır (aynı fraksiyonel lazerde olduğu gibi). Fraksiyonel RF'de diğer RF sistemlerine göre daha az doku hasarı gelişmektedir. Bu uygulama sırasında hasta uyumunu artırmakta, dokuda hedef derinliklerde daha yüksek bir klinik cevap elde edilmekte ve belki de en önemlisi, hastanın uygulama sonrası iyileşme süresi daha kısalmaktadır. İlk geliştirilen fraksiyonel RF sistemleri monopolardı. Daha sonra unipolar ve günümüzde ise daha çok bipolar fraksiyonel RF sistemleri kullanılmaktadır. Fraksiyonel RF sistemler, bipolar RF sistemlerine benzemektedir. Sadece bipolar RF'de 2 elektrot kullanılırken, fraksiyonel RF'de çok sayıda mikro elektrot kullanılmaktadır.

İlk kullanan fraksiyonel RF sistemlerinde mikro elektrotlar deri yüzeyinden epidermal temas ile kullanılmakta idi. Bunlara “Noninvaziv Fraksiyonel RF” tanımlaması getirilmiştir. Ancak daha sonraları RF sistemlerinde daha derin dokularda (özellikle dermis ve deri altı yağ dokusu) istenen ısı etkisi için mikro elektrotların mikro iğneli formları geliştirilmiştir. Mikro iğneli RF sistemlerinde ilk geliştirilen mikro iğneler RF akımına tam geçiş göstermekte idi. Bunların deri altına uygulanmaları sırasında epidermisin fiziksel olarak soğutularak korunması gerekmekte idi. Zaman içerisinde RF akımına sadece uç kısımları açık olan mikro iğneler geliştirilmiştir. Bu mikro iğneler deri içerisine girmekte ve RF akımı sadece dermise hatta deri altı yağ dokusuna uygulanmaktadır. Bu nedenle bunlarda epidermisin soğutulmasına gerek yoktur. 

İğnesiz FRF sistemlerinde amaç kesinlikle dermiste ısı artışıdır. Ancak bunu mikrofokuslu epidermal ablazyonlar yaparak gerçekleştirmektedir. Bu ablazyon fraksiyoneldir (uygulama alanında prob üzerinde kullanılan mikro elektrot sayısı kadar epidermal fraksiyonel mikroablazyon) ve bu da hızlı iyileşme süreci ile (ortalama 3 günde olmaktadır) gerçekleşmektedir. Bu uygulama sonrası enfeksiyon, iz-skar gelişme ve leke-pigmentasyon olma riskini azaltmaktadır. RFR'de mikrofokuslu epidermal ablazyon yapılmaksızın RF yine fraksiyonel olarak uygulanabilmektedir. Buna “Subablative FRF” denilmektedir. Burada yine prob üzerinde mikro elektrotlar bulunmakta ancak bunlar özel bir RF akım düzenlemesi ile yine epidermis yüzeyinden epidermal hasar yapmaksızın uygulanmaktadır.

Tüm fraksiyonel lazer sistemlerinde mikro fokus kullanılması ile uygulama yapılan deride ablazyon gelişmektedir. Bu ablazyonun etkinliği dermise inildikçe azalmaktadır. Bu nedenle şekline bakıldığında mikro ablazyonlar “V” şeklindedir.

Burada ortaya çıkan ısı, lazerde olduğu gibi elektrotların ucunda en fazla ve elektrotdan uzaklaştıkça azalmaktadır. Deride etkisi histolojik olarak lazere benzemektedir.

FRF lazerden farklı olarak dokuda ısı etkisi derinin pigmentine odaklı değildir. Bu nedenle tüm cilt tiplerinde kullanılabilmektedir. Sadece koyu tenlilerde ve bronzlarda uygulama sonrası geçici renklenme - postinflamatuar hiperpigmentasyon gelişebilmektedir. 

FRF sistemleri bu teknik ve klinik kullanımları ile sınıflandırılmaktadır.

• Noninvaziv FRF
• Mininvaziv FRF

Bu FRF'de unipolar, monopolar, bipolar ve farklı bir teknoloji ile bipolar subablative RF kullanılmaktadır. Her yöntemde de elektrotlar deri ile temas etmekte ancak kullanılan elektrotlar küçük ve çok sayıda özel bir geometri ile deriye fraksiyonel uygulanmaktadır.

Noninvaziv FRF

Unipolar FRF

Bu sistemde tek bir aktif elektrot kullanılmaktadır. Klinik olarak kullanılan prob ucunda mikro elektrotlar bulunan bu sistem, deri teması ile uygulanmaktadır. Unipolar FRF örneği Pixel RF'dir (Alma Lasers, İsrail). Bu sistemde prob ucunda mikro elektrotlar dönen bir silindir veya stamp üzerinde yer almaktadır.

Bunlarda deriye sabit FRF stamplerle ya da hareketli roller ile deri yüzeyine uygulanmaktadır. Elektrotlardan deriye uygulanan RF kaynaklı ısı, çevre dokularda koagülasyon yapmaktadır. Unipolar RF uygulanması sırasında elektrotların deriye teması gerekmektedir. Ortamda gaz, özellikle nitrojen var ise, elektrotun ucunda plazma gelişmekte; bu plazmada akımın geçişinde mikro sparklara (akımsal arklar) neden olmaktadır. Bu da fraksiyonel ablazyon etkisini istemsiz olarak arttırabilmektedir.

Bipolar FRF

Bipolar FRF'da birçok aktif ve return elektrot kullanılmaktadır. Burada kullanılan elektrotlar arasındaki mesafe, RF etki derinliğini belirlemektedir (elektrot arasındaki mesafenin yarısı derinlik gibi kabaca hesaplanmaktadır). Ayrıca, RF frekansı da etki derinliğini belirlemektedir.

Bipolar FRF sistemlerinde mikro elektrotların birbiri arasındaki mesafe ve geometri değiştirilerek farklı prob konseptleri geliştirilmiştir. Bunlar farklı klinik amaçlarla kullanılmaktadır. Aşağıdaki resimde soldan sağa Fractora (Invasix), FRF skin resurfacing (EndyMed), Infini (Lutronic) sistemler görülmektedir.

Subablative bipolar RF daha çok epidermal ısı etkinin az ancak kontrollü dermal ısı etkisinin fazla olması için geliştirilmiştir. Subablative FRF örnek olarak Matrix RF ve eMatrix (Syneron-Candela, İsrail) verilebilir. Aşağıda resimde subablative RFR ucu görülmektedir.

İnvaziv FRF

İnvaziv FRF sistemlerinde mikro elektrot iğneler kullanılmaktadır. Noninvaziv FRF, epidermal deri yüzeyinden uygulanırken burada iğneler ile deri içerisine RF uygulanmaktadır. Epidermis korunmaya çalışıldığı için epidermal ablazyon olmaz. Kullanılan iğnelerin özellikleri değişmektedir. Örneğin, RF akımına tamamen açık iğneler olabildiği gibi, sadece uçları RF akımına açık iğneler de kullanılmaktadır. RF akımına tam açık iğnelerde FRF uygulaması sırasında epidermisin soğutularak korunması gerekirken, sadece ucu RF akımına açık iğneler ile yapılan FRF uygulamalarında epidermisin soğukla korunmasına gerek yoktur.

Her iki iğnenin kullanıldığı FRF sistemlerinde iğnelerin uzunluğu ve cm²'de sayıları farklıdır. 1 cm²'de iğne sayısına dansite denilmekte ve pins/cm² olarak ifade edilmektedir. Ayrıca iğnelerin uzunlukları 0.3 – 3.5 mm olacak şekilde probun ucundan ya da sistem ana menüsünden değiştirilebilmektedir. Böylece RF deride etki derinliği düzenlenmektedir.

Mikroiğneli FRF sistemlerine örnek olarak INTRAcell (Jeisys, Seoul, South Korea), Infini (Lutronic), ScarLet RF (Viol),  Secret RF (Danil SMC) verilebilir. 
INTRAcell de bipolar ve monopolar sistemler kullanılmaktadır. İğnelerinin sadece uçlarındaki 0.3 mm'lik alanı RF akımına açıktır. 1 cm²'lik alanda 49 iğne bipolar RF olarak kullanılmaktadır. 0.5, 0.8, 1.5 ya da 2.0 mm uzunlukta iğneleri bulunmaktadır. Infini iğneler 0.5–3.5 mm uzunluğundadır. İğneler bu sistemde sıra ile deri içerisine yerleşmekte, bu da hastanın ağrı hissini azaltmaktadır. İğnelerinin sadece uçlarındaki 0.3 mm'lik alanı RF akımına açıktır. ScarLet ve Secret RF ise iğnelerinin tamamı RF akımına açıktır. ScarletTM (Viol Co., South Korea) 10 mm²'lik alanda tamamen RF geçirebilen 5 çift iğne vardır. 0.5 – 3 mm derine inebilmekte. İğneler 0.3 mm çaplıdır ve bipolar RF uygulanmaktadır. 2 MHz RF kullanılmaktadır. Mikro iğneli FRF sisteminde merkez olarak Lifton FRF kullanmaktayız. Bu sistemde RF 1 MHz gücündedir. İğneler tamamen RF akımına açıktır ve 0.2 ile 2.6 mm uzunluğundadır.
Uygulama için topikal, bölgesel ve tümesent anestezi gerekmektedir. 4-6 hafta ara ile yapılmaktadır. Mikroiğneli FRF, ışık hasarlı yaşlanmada (photoaging) akne skarları; daha yüksek enerjiler 16–25 J, 1.000–1.500 μm pulse süreleri ile kullanılmaktadır. Akne skarlarından ice pick skarlarda daha etkilidir. Cilt çatlakları (striae) FRF sonrası hafif ödem gelişmekte ve bu 36 saat sürmektedir. Sonrasında eritem gelişmektedir.

Son yıllarda mikro iğneli FRF'de dielektrik iğneler kullanılmaktadır. Buna mini invaziv iğneli FRF denilmektedir. Bu sistemlerde amaç; epidermis, dermis ve epidermo-dermal bileşke de daha düşük RF ile daha yüksek ısı sağlanarak hasar oluşturulmasıdır. Dokuda sağlanan bu yüksek ısı dermiste ve epidermiste yeniden yapılanma sağlamaktadır. Bu sistemler daha çok yüzün orta ve alt anatomik alanlarında kullanımı tercih edilmektedir.

Bu sistemde 5 çift mikroiğne kullanılmakta. Bunlar 20-30 derecelik açılarla deride retiküler dermise yerleştirilmektedir. İğneler deride 0.75 - 2 mm derinlikte kullanılmakta. Bu iğnelerin yer aldığı prob ucunda epidermal soğutucu sistem yer almakta ve epidermis 15 °C soğutulmakta. Mikroiğneler bipolar RF ile çalışmakta. Uygulama alanında 15-35% fraksiyonel ısı hasarı ile çalışmaktadır. Uygulama öncesinde lokal anestezik kremler mutlaka kullanılmaktadır. Uygulama olgulara göre değişmekle birlikte 60-80 °C ısılarda ve 2-5 sn uygulanmaktadır. Uygulama sonrası hasta günlük aktivitesine dönebilmekte. Yüz yıkanabilmekte ancak 24 saat makyaj ve 2 hafta yoğun güneş aktivitesi istenmez. Bu sisteme örnek olarak ePrime Platform verilebilir. ePrime Microneedle RF (Syneron Medical Ltd., Yokneam, Israel) ABD’de Evolastin olarak pazarlanmakta.

Uygulama sonrası 5-10 günde kaybolan eritem, ödem ve hafif ekimoz gelişmektedir.