Nonskatrisyel Alopesi


deri 01

Deri, vücudumuzun iskelet sisteminden sonraki en geniş organıdır. Erişkin bir insanda yüzey alanı 1.9 m²'dir. Tüm vücudumuzu kaplar ve ağız, göz ile genital alanda mukoza olarak tanımladığımız yapı ile devam etmektedir. Erişkin bir insanda toplam vücut ağırlığının %15'ini oluşturmaktadır.

Vücudun anatomik alanlarına bağlı olarak değişmekle birlikte, 1 cm²'lik bir deride; ortalama 10 kıl follikülü, 15 yağ bezi, 100 ter bezi, yarım metre kan damarları, 2 metre sinir, 3000 adet duyu sinir sonlanması, 200 ağrı algılayan sinir sonlanması, 25 adet basınç algılayan sinir organı, 2 adet soğuk algılayan sinir organı ve 12 adet sıcak algılayan sinir organı bulunmaktadır.

Derinin dış görünümünde ince çizgiler deri yüzeyinde gözlenir. Bunlar cildin yapısal olarak kaba olmasını ve ışığın dağılımına neden olmaktadır. İnce kırışıklıklara “sulkus kutis veya hiyeroglif kalıplar” denilmektedir. Bu çizgiler primer (birincil) ve sekonder (ikincil) çizgiler olmak üzere iki tanedir. Birincil çizgilenme geniş ve derindir. İkincil çizgilenme ise sığ ve dardır. Bunlar birbirlerini çaprazlamakta ve kare, dikdörtgen, üçgen ve yamuk gibi şekiller oluşturmaktadır. Bunlar yaşa ve vücut bölgelerine göre değişmektedir.
deri 01Kırışıklıklar, yaşlanma, mimiklerin uzun süreli kullanımı ve uyku gibi dış etkenlere bağlı olarak derinin deformasyonu ile oluşmaktadır. Deride iki tür kırışıklık görmekteyiz: derin olmayan ve derin kırışıklıklar. Derin olmayan kırışıklıklar, epidermisin su kaybı ile epidermisin bozulması sonucu gelişmektedir. Derin kırışıklıklar ise kolajen ve elastin liflerinin azalması nedeniyle elastikiyet kaybına bağlı dermisin bozulması ile oluşmaktadır. Yüzde derin kırışıklıklara benzeyen, mimik kas hareketinin sonucu olarak gelişen mimik kırışıklıkları ve uyku sırasında yüzün temas yüzeylerinden kaynaklanan uyku kırışıklıkları da bulunmaktadır.
deri 01

Derideki porlar-gözenekler; gözenekler deride yaygın olarak görünür, yağ ve ter bezlerinin cilt yüzeyine açıldıkları kanalların ağızlarını göstermektedir.
deri 01

Derinin anatomik olarak epidermis, dermis ve deri altı dokusu (pannikulus) olmak üzere 3 tabakadan oluşmaktadır. Deri ve derinin bu 3 tabakasının kalınlığı vücudumuzda anatomik bölgelere göre değişmektedir. Örneğin, epidermisin en ince olduğu alan 0.1 mm ile göz kapaklarımızdır. En kalın olduğu yerler 1.5 mm ile el içi ve ayak tabanıdır. Dermisin en kalın olduğu yer sırt derisidir.
deri 01

Epidermis, derinin en dış tabakasıdır ve çoğunlukla keratinosit olarak isimlendirdiğimiz hücrelerden oluşmaktadır. Damarsal yapılar içermez. Vücut bölgesine göre değişmekle birlikte kalınlığı 50–100 mikron arasında değişmektedir (el ve ayakta 600 mikron). Ayrıca epidermisin su içeriği kalınlığını değiştiren bir faktördür. Epidermiste keratinositler dışında melanosit, Langerhans ve Merkel hücreleri de bulunmaktadır. Keratinositler derinin %5'ini oluşturmaktadır ve hücre içerisinde protein yapısında keratini yapmaktadır.

En alt, yani dermis ile komşu katmanda keratinositler bölünerek üst katmanlara atılmaktadır. Alt katmanlarda canlı keratinositler en üst katmanlarda ölmekte ve deriden dökülerek atılmaktadır. Bu sürece keratinizasyon döngüsü (turnover) denilmektedir. Normal bir insanda bu süreç 28 gündür.
deri 01

Epidermis Stratum basale, Stratum spinosum, Stratum granulosum ve Stratum corneum olmak üzere 4 alt tabakadan oluşmaktadır. En alt tabaka stratum basale olarak tanımlanmaktadır. Dermisin tam üzerinde yer almaktadır. Bu tabaka, derinin üst keratinositlerini yaptığı için doğurgan anlamında stratum germinativumda denilmektedir. Basal tabaka, tek sıra basal hücrelerden (derinin kök hücreleri gibi davranmaktadır), nöral crest'ten kaynaklanan Merkel hücrelerinden (nöroendokrin hücreler olup derinin dokunma hissini sinirlere taşımaktadır) ve bunların arasında melanositlerden oluşmaktadır. Stratum spinosum, düzensiz kenarlı keratinositlerden oluşmaktadır. Hücresel bölünme kapasiteleri sınırlıdır. Arada, kemik iliği kökenli immün sistem hücreleri olan Langerhans hücreleri bulunmaktadır. Bunlar, derinin ve vücudun savunma sistemleridir. Langerhans hücreleri, alerji ve egzamanın gelişiminden de sorumludur. Stratum granulosum, artık bölünme yeteneği taşımayan düzleşmiş keratinositlerdir. İçlerinde keratohyalin granülleri barındırmaktadır. Bu granüllerin artması ile ilerleyen hücre dejenerasyonu ve hücre ölümü olmaktadır. Zamanla bu hücreler daha düzleşmekte ve alttaki hücrelerin çoğalma süreçleri ile derinin üst tabakalarına atılmaktadır. Stratum corneum hücreleri ölü ancak biyokimyasal olarak aktif hücrelerdir ve korneosit olarak tanımlanmıştır. Deriyi ve vücudumuzu dış ortamda korurken deriden su kaybını kontrol etmektedir.
deri 01

Dermis, epidermal tabakanın altında, cildin ikinci tabakasıdır. Dermis, vücut bölgesine göre değişmekle birlikte 2-4 mm kalınlığındadır. Dermiste hücre arası destek dokusu ve fibroblast hücreleri ile bunların arasında sinir, damar, lenfatik yapılar, ter ve yağ bezleri, tırnak ve kıl folikülleri yer almaktadır. Epidermis ile karşılaştırıldığında, çok daha az sayıda hücre ve çok daha fazla lif bulunmaktadır. Dermiste ana hücreler fibroblastlardır. Ayrıca dermiste matriks yapısında destek dokusu da bulunmaktadır. Bu matriks yapısı kolajen, elastin ve retiküler fiberlerden ve bunların arasında bulunan birçok ara maddeden oluşmaktadır. Dermis ayrıca başka hücrelere de konaklık etmektedir; vücut savunma sisteminin parçası olan makrofajlar ve mast hücreleri gibi. Dermiste duyu sinirleri olan reseptörler de bulunmaktadır. Merkel ve Meissner cisimcikleri (dokunma duyusu, daha çok el içi ve ayak tabanında yer almaktadır), Pacinian cisimcikleri (basınç duyusu, vücut ağırlığını taşıyan anatomik alanlar ve genital bölgede daha yoğun olarak bulunmaktadır) ve Ruffini cisimcikleri (mekanik duyu) gibi. Dermiste kollajen, derinin gerginliğini sağlamaktadır. Elastin, deriye elastikiyetini vermektedir. Bu ikisi, dermisin fibriller destek dokusudur. Fibriller dışında proteoglikanlar, glikoproteinler, glikozaminoglikanlar, su ve hyaluronik asit diğer destek yapılarıdır. Bunlardan ön plana çıkanı glikozaminoglikanlardır. Bunlar, proteinlerin proteoglikanlara bağlanmış formlarıdır. Proteinler kondrotin sülfat, dermatan sülfat, keratin sülfat, heparan sülfat ve heparindir. En önemli proteoglikan ise versican (deri gerginliğini sağlamaktadır) ve perlecan (epidermis ve dermis arasındaki bazal tabakada yer almaktadır). Glikoproteinler laminin, matrilin, fibronektin, tenascin gibidir. Bunlar, hücrelerin birbirlerine tutunmasını, hücrelerin yer değiştirmesini ve hücreler arası ilişkiyi düzenlemektedir. Dermiste damarlar üst ve altta iki ağ tabakası oluşturmaktadır. Dermiste düz kaslar bulunmaktadır. Bunlar “arrector pili kası”, dış genital organlarda ve meme başına yakın bulunan kaslardır. Dermiste çizgili kaslar boyundaki platysma kası, yüzdeki mimik kaslarıdır.

deri 01

Dermis fiziksel ve fonksiyonel olarak iki katmandan oluşmaktadır. Papiller tabaka; epidermisten sınırları belirgin olan bu tabaka gevşek bağlı doku, sinir lifleri, kılcal damarlar, su ve büyük miktarda fibroblastlar içerir. Kolajen lifler daha ince bir ağ tabakası içermektedir. Retiküler tabaka; dermisin alt kısmını oluşturmakta ve hipodermise geçiş alanıdır. Daha yoğun ve kalın bir lif ağına sahiptir ve daha az sinir lifleri ve kılcal damar içerir. Bu alt katmanda kollajen lifleri kalın demetler halinde toplanır ve çoğunlukla cilt yüzeyine paralel hizalanmıştır. 

Dermisin altında deri altı dokusu, hipodermis bulunmaktadır. Bu alan, liposit ismini verdiğimiz yağ hücrelerinden oluşmaktadır. Lipositler küçük bölmeler yapmakta, bunlara panniculus denilmektedir. Endokrin görevleri androjenleri östrojene çevirmektedir. Lipositler, leptin salgılayarak beyinde tokluk hissini sağlamaktadır.

Ciltte keratinositler dışında bulunan hücreler; 

  • Melanositler, epidermis ile dermisin birleştiği (dermo-epidermal birleşme) yerde keratinositler arasında yer alırlar ve ahtapotun kolları gibi epidermis üst katmanlarındaki keratinositlere uzanırlar. Yaptıkları melanin pigmentini bu hücrelere taşırlar. Melanin, keratinositlerin çekirdekleri üzerinde konumlanarak güneşe karşı hücre kromozomlarını korumaktadır.

deri 01

  • Merkel hücreleri, oval şekilli, dermoepidermal birleşme alanında yer alan mekanik basıncı algılayan ve beyine ileten reseptörler taşıyan hücrelerdir. Parmak uçlarında, dudakta, ağız içerisinde ve saç folliküler kılıflarında yer almaktadır.

  • Langerhans hücreleri, kemik iliği kökenli hücrelerdir ve deride epidermis içerisinde bulunurlar. Melanositler gibi dendritleri vardır. İmmün sistem, savunma sisteminin parçasıdır.

deri 01Ciltte deri ekleri olarak tanımlanan yapılarda bulunmaktadır. Bunlar;

  • Ekrin ter bezleri; vücudun ısı düzenlemesinden sorumludur. Vücutta 2-3 milyon kadar ekrin ter bezi bulunmaktadır. Sıklıkla el içi ve ayak tabanında olmakla birlikte sırtta yoğun bulunmaktadır. Günlük terleme miktarı 10 litreye kadar ulaşabilir. Bunun % 99'u su, % 0.5'i mineral tuzlar (potasyum klorür, demir vs.), % 0.5'i üre ve organik maddeler (kreatinin, ürik asit…) içermektedir. Terde kana göre daha az düzeyde glukoz, laktik asit, civa, alkol ve eter bulunabilmektedir. Terdeki üre miktarı kandakine oranla yaklaşık 2 kat fazla, amonyak miktarı apokrinterdekine oranla 10 kat azdır.

deri 01

  • Apokrin ter bezleri; ter bezi olarak isimlendirilsede asıl görevleri vücut ısı düzenlenmesi değil, kişiye özgü kokunun yapılmasıdır. Ekrin ter bezlerine göre daha az sayıda bulunmaktadır. Başlıca koltuk altı, göbek deliği çevresi ve kasıkta yer alır. Bu bezlerin kanalları vardır ancak direkt deriye açılmazlar. Sebase bezin kanalının hemen üzerinde pilosebase ortak kanala açılmaktadır. Ergenlik döneminde hormonların etkisi aktif hale gelmektedir. Hakimiyet alanının işaretlenmesi, uyarı ve tehlike sinyali, cinsel cezbedici gibi hayvanlarda rolleri bulunmaktadır. İnsanlara bu görevleri tam olarak açıklanmamıştır. Uyarılma sonrası 15 saniyede salınım başlamakta ancak tekrar salınımı için uzun bir süre beklenilmesi gerekmektedir. Kendisine özgü koku, içeriğindeki amonyak, yağ asitleri ve hidroksi asitlere bağlı olarak ve bakteriler tarafından ortaya çıkmaktadır. Apoekrin ter bezleri; ekrin ter bezlerine benzerler ve onlar gibi kendi kanalları ile deriye açılırlar. Ancak ergenlik döneminde aktif hale geçmektedir. Koltuk altında saptanmıştır ve aşırı terlemeden sorumludur. Kişiye göre sayıları değişmektedir. Ekrin ter bezlerinden 10 kat daha fazla ter yapmaktadır.


deri 01

  • Ceruminous bezler, cerumen adı verilen mumsu sekresyon yapmaktadır. Sadece dış kulak yolunda bulunmaktadır. Dış kulak yolunu yabancı cisimlerden korumaktadır.

  • Süt bezleri, sadece meme dokusunda vardır.

  • Sebase bez, sebase bezler özellikle yüz ve saçlı deride yoğundur. Buna karşın göz kapaklarının kirpiklere yakın kısmında, dudakların vermilion alanında, peniste sünnet derisinde, göğüs ucunda bulunmamaktadır. Sebum olarak tanımlanan yağı yapmaktadır. Derinin bariyer fonksiyonunu üstlenmiştir. Deriden su kaybını engellemektedir. Salınımı gün içerisinde değişmekle birlikte androjenler artırmakta, östrojenler azaltmaktadır. Aşırı sebum salınımına sebore denilmektedir.

deri 01

  • Keratinize deri ekleri; kıl follikülleri ve tırnak


deri 01

Cildin yüzeyinde doğal bir yağ tabakası bulunmaktadır. Bu yağ tabakası vücut bölgesine göre, cinsiyet, yaş ve hormonal duruma göre değişmektedir. Cilt yüzeyi, lipid cilt katmanları üzerinde deri yüzeyine lipid filmi (SSLF) adı verilen ince bir tabaka oluşturur. SSLF, deriden suyun aşırı buharlaşmasını engeller ve cildin nemli ve pürüzsüz kalmasını sağlar. Asıl yapısını derideki yağ bezleri tarafından salgılanan sarımsı yağlı sıvı sebum oluşturmaktadır. Sebum içeriği vücut bölgesine göre değişir, ancak içerik olarak serbest yağ asidi %30, %33 trigliserit, %15 mum, %5 sterol esterleri, %5 skualen ve %7 parafin bulunmaktadır. Sebum salgılandıktan sonra ter ile karışır. Böylece cilt yüzeyi üzerinde bir emülsiyon haline gelmiş film elde edilir ve cilt yüzeyine yayılır. Kalınlığı vücut alanına göre değişmekle birlikte yaklaşık 0.01’den 2.1 mikron arasında değişmektedir.

Cildimiz önemli bir destek dokusuna sahiptir. Bu destek dokusu cildin elastikiyetini, dolgunluğunu ve genç görünümünü sağlamaktadır. Bu destek doku, fiberler ve ara matriks maddelerinden oluşmaktadır.

  • Cildin destek yapısındaki fiberler, lifler
    • Keratin lifleri; epidermal hücreler tarafından yapılır ve epidermiste bulunur. Dış ortama karşı cildin alt tabakalarını korumaktadır. Ayrıca su tutucu özellikleri nedeniyle derinin nemini de korumaktadır.
    • Kollajen lifleri; dermisin temel bileşenleridir. Dermisin kuru ağırlığının yaklaşık %70'ini oluşturmaktadır. Dermiste oluşturduğu ağ ile deriye güç, elastikiyet ve gerginlik vermektedir. Üç kollajen lifi birleşerek bir kollajen paketi oluşturmaktadır. Kollajen, 30 yaşında yıkılarak azalmaya başlamaktadır. Kollajen, yaşlanma, güneş ve sigara ile deride azalmaktadır. Bunun sonucu olarak deri elastikiyetinin azalması ile ince çizgiler ve kırışıklıklara neden olmaktadır. Deride kollajenin büyük bir kısmı da I ve III kollajenden oluşmaktadır. Tip I kollajen, deride dermis kollajen içeriğinin %80-85'ini oluşturmaktadır. Tip III kollajen ise dermiste daha çok papiller dermiste yer almakta ve dermis kollajenlerinin %10-15'ini oluşturmaktadır.
    • Elastin lifleri; dermiste daha düzensiz yer alan daha ince liflerdir. Elastin lifler dermiste mevcut rastgele sarmal proteinlerdir. Bu lifler dermisin kuru toplam ağırlığının sadece % 2-4'ünü oluşturmaktadır. Dermiste kollajen derinin gerginliğini sağlamaktadır. Elastin deriye elastikiyetini vermektedir.
  • Cildin destek yapısındaki ara matris; fibriller dışında proteoglikanlar, glikoproteinler, glikozaminoglikanlar, su ve hyaluronik asit diğer destek yapılarıdır. Bunlardan ön plana çıkanı glikozaminoglikanlardır. Bunlar, proteinlerin proteoglikanlara bağlanmış formlarıdır. Proteinler kondroitin sülfat, dermatan sülfat, keratin sülfat, heparan sülfat ve heparindir. En önemli proteoglikan ise versikandır (deri gerginliğini sağlamaktadır) ve perlecan (epidermis ve dermis arasındaki bazal tabakada yer almaktadır). Glikoproteinler laminin, matrilin, fibronektin, tenascin gibidir. Bunlar, hücrelerin birbirlerine tutunmasını, hücrelerin yer değiştirmesini ve hücreler arası ilişkiyi düzenlemektedir. Deri destek dokusunun önemli bir bölümü dermiste yer almaktadır.

yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency