- Gösterim: 27773
Bu yöntem; etkin, iyi tolere edilebilen, ucuz ve yan etkileri az olan bir yöntemdir. Fakat uygulama zorlukları nedeniyle koltuk altları için çok uygun olmayıp, avuç içi ve ayak tabanlarında birinci seçenek gibidir.
Yöntem yaklaşık 70 yıldır bilinmekle birlikte gündelik kullanıma girişi 1968’den bu yanadır.
Başlangıçta antikolinerjikler, metal tuzları vb eklenerek yapılan tedavi, bunların ek bir kazanç sağlamadığının görüldüğü 30 yıl öncesinden bu yana sadece musluk suyu ile yapılmaktadır.
İyontoforez çözünebilir tuz iyonlarının elektrik akımı aracılığı ile dokulara uygulanması işlemidir.
Hiperhidroz tedavisinde iyontoforez
Sıklıkla el ve ayaklar gibi aşırı terleme alanlarının musluk suyu ya da antikolinerjik ajan içeren bir solüsyon içerisinde 20-30 dakika süreyle 15-25 miliamperlik anodal akımın uygulanması işlemidir.
Etki mekanizması tam olarak bilinmese de ter bezi kanallarında hiperkeratinizasyona yol açarak ter kanallarında tıkanmaya neden olduğu düşünülmektedir.
Bir diğer düşünce ise salgılanan terin deri yüzeyine ulaşması için gerekli olan elektrokimyasal farkın iyontoforez tedavisiyle bozulduğudur.
İyontoforezde anot tarafı, katot tarafına göre daha iyi etki sağlar. Anot tarafının pH değeri katota göre çok düşüktür bu da anottaki etki farkını açıklayabilir. Anot tarafı daha iyi sonuç verdiği için bir tarafta iyileşme başlayınca elektrotlar değiştirilir.
İyontoforez 20-30 dakika süreyle haftada 3-5 gün başlanmakta ve terlemede azalma 1-2 hafta içinde ortaya çıkmaktadır. Iyontoforez tedavisi kesildikten sonra hiperhidroz 1-2 hafta içinde geriye dönmekte ve 1-2 ay içerisinde tedavi öncesi düzeylere ulaşmaktadır. Bu nedenle istenilen etki ortaya çıktıktan sonra 1-6 haftada bir idame tedavisi uygulanmalıdır.
Dördüncü seansta terleme azalırken sekizinci de kaybolur.
İdame sonucun sağlanması için iki düşünce vardır. Ya nüks olana kadar beklenir ve yeniden bir uygulama yapılır veya ara vermeden ayda 2-10 uygulamayla sürdürülür. İdamede ya her seansın yarısında veya her seansta elektrotlar değiştirilir.
Uygulama alanında nadiren deride noktasal elektrik yanıkları, yanma, batma, iğnelenme, karıncalanma, ağrı, eritem, kuruma ve vezikül oluşumu gibi yan etkiler görülebilir.
İyontoforez tedavisi özellikle palmoplantar hiperhidrozda tercih edilmektedir, aksiller hiperhidrozda uygulama pratik olmadığı gibi etkinliği de düşüktür.
Son yıllarda hiperhidrozun iyontoforez ile tedavisinde musluk suyu yerine hastanın kendi terinin elektriksel akım ortamı olarak kullanıldığı “kuru tip iyontoforez” adı verilen bir uygulama metodu geliştirilmiştir. Doğru akımın kullanıldığı bu kompakt cihaz kolay kullanılması ve taşınabilir olması nedeni ile tedaviye uyumu kolaylaştırmaktadır. Kuru tip iyontoforetik ünite ortada yalıtkan plastik bir tüp ve 9 V’luk kuru bataryaya bağlı çift sarmallı boyasız telden oluşur. Dakikada 5-25 mAmp’lik bir akım ve 30 dk.’lık seanslar halinde uygulanan tedavide hastalar cihazı avuç içinde tutup hafifçe hareket ettirerek kullanırlar.
Hiperhidroz kronik bir problem olduğundan iyontoforezin belli aralıklarla tekrarlanması gerekir. Bu nedenle kullanım kolaylığı açısından pille çalışan ve evde kullanılabilen drionik iyontoforez cihazları geliştirilmiştir. Bu cihazlar suyun iyonlarına ayrışmasını engelleyerek iyontoforezin yan etkilerini azaltır.
İyontoforez tedavisinde genellikle doğru akım kullanılmakla birlikte pulse akımın bir çeşidi olan alterne akım da kullanılmıştır. İyontoforez tedavisinde uygulanan akım nedeniyle hidrojen ve hidroksit iyonlarına bağlı kısa dönem yan etkiler görülebilir. Oldukça sık görülen bu yan etkiler eletrodla temas eden yerlerde, eritem, sızlama ve yanma şeklindedir ve özellikle de katod üzerinde görülür. Eritemin nedeni doğru akımın nörojenik inflamasyonu artırma etkisine bağlıdır.
Tedavi öncesi asetil salisilik asid verilmesi veya tedavi sonrası lokal kortikosteroid uygulanması ile bu eritem azaltılabilir.
Daha az görülen yan etkiler hiperestezi, deri irritasyonu, vezikül ve ileri derecede yanıklara bağlı gelişen nekrozdur.
İyontoforezin uzun dönem yan etkileri yoktur.
Yapılan çalışmalar musluk suyu iyontoforezinin yıllarca herhangi bir zorluk yaratmadan uygulanabileceğini göstermektedir.
Yan etkilerden korunmak için tedavi edilen bölgenin her santimetrekaresine 0.2 mAmp akım uygulanması gerekir ve genellikle 20-25 mAmp’lik akım tolere edilebilir.
Ayrıca akımın tedavinin başlangıcında yavaş yavaş karıncalanma hissedilene kadar artırılması ve tedavi sonunda azaltılarak kesilmesi yan etkileri azaltır.
İyontoforezin kontrendike yani uygulanamayacağı durumlar; deri bütünlüğünü bozan yara ve bülleri olan hastalarda yanık riskini artırması nedeniyle, tinea manum, tinea pedis ve palmoplantar verrüsü olan hastalarda bulaştırıcılığı nedeniyle, ayrıca kardiyak pili ve ortopedik implantasyonu olan hastalar ile hamilelerde kontrendikedir.
İyontoforez tedavisinde başarının hiperhidroz yakınması geç başlayan hastalarda, aile anamnezi olmayanlarda, tedaviye erken cevap verenlerde ve soğuk havada tedaviye alınanlarda daha yüksek olduğu bildirilmektedir.