Lazer Lipoliz

Uygulama sonrası ağrı için opioid içermeyen ağrı kesiciler 3 gün kullanılabilir. Lazer lipoliz sonrası ağrının az olması, lazerin parestezik etkisi hatta geçici anestezi yapmasına bağlıdır.

Uygulama alanında deride gerilme etkisi, operasyon sonrası ilk günlerde yoktur; bu hastaya anlatılmalıdır. İlk başlarda deride hafif düzensizlikler vardır. İlk 3 ayda bu toparlanmaktadır. Özellikle çene altı ve kol iç kısmında lazer lipolizisn cilt oparlama etkisi bu çok güzel sonuçlar vermektedir.

Uygulama sonrasında uygulama alanına göre özel basınçlı sargılar ya da giysiler kullanılabilmektedir. Örneğin, çene altı uygulamalarında 3 gün 24 saat özel boyunluk kullanılmaktadır.

Uygulama sonrası 1 ay açık alan güneş aktivitelerinden kaçınılmalıdır.

Hastanın 24 saat sonra günlük aktivitelerine dönmesine izin verilmektedir. Ancak ağır fiziksel aktiviteler 1 hafta yasaklanmaktadır.

Uygulama sonrası uygulama alanına lenfatik drenaj masajları, deri üzerinden ultrason, diode lazer ya da Nd:YAG lazer uygulanabilir.


 

Lazer lipoliziste kullanılan kanüller, klasik liposakşın ve aspirasyon yöntemindeki kanüllere göre daha incedir. (1 mm'den ince mikrokanüller kullanılmaktadır.) Bu uygulama sırasında istenmeyen doku hasarının daha az olmasını, ödem ve kanama gibi yan etkilerin minimal olmasını sağlamaktadır.

Lazerde dokuda ortaya çıkan ısı, dokudaki damarların yanmasını ve koagüle olmasını sağlamaktadır. Ayrıca lazer ile yağ dokusunun sıvılaşması, kanülün dokuda daha az travmatik olmasını sağlamaktadır. Bunlar, dokuda kanamanın çok az olmasını sağlamaktadır. Bu uygulama sonrasında ekimoz ve morluk gibi yan etkilerin daha az gelişmektedir.

Lazer lipolizis sırasında lenfatik damarların yakılmış olması nedeniyle uygulama alanında ödem azalması gelişmektedir.

Lazer lipoliziste uygulama sonrası hasta iyileşme ve sosyal aktivitesine dönme süresi daha kısadır. Ortalama 1.5 gündür.

Uygulama alanında ağrı, ekimoz ve ödem, diğer yöntemlere göre daha azdır.

Tümesent anestezi sırasında verilen sıvının +4°C olması, istenmeyen doku hasarlarını azaltmakta ve uygulamada sistemik bir yan etkisi bulunmamaktadır. Ayrıca, vazokonstrüktif etkisi adrenalinin etkisini potansiyel olarak artırmaktadır.

Lazer lipolizisinin kusursuzlaştıran en önemli özelliği, uygulandığı alandaki deriyi sıkılaştırması ve germesidir.

Lazer lipolizisinin bu tüm özellikleri ile kadın ve erkekte istenmeyen yağlanma alanlarından kurtulmak, vücudun yeniden şekillenmesi ve deride sarkmaların önlenmesi yönüyle ideal bir lipolizis sistemi olmasını sağlamaktadır.

Bu amaçla, istenmeyen yağ dokularının bulunduğu ve deri sarkmalarının olduğu alanlarda rahatlıkla kullanılabilmektedir. Çene altı, üst kollar, karın, kalça, uyluğun iç ve dış kısımları, diz çevresi, bilekler gibi. Özellikle daha önce yapılmış yetersiz liposakşın ve cerrahi operasyonlar sonrası düzensizlikler için uygulandığında son derece başarılıdır.


Lazer lipoliziste hedef yağ dokusu, dermisteki kollajen ve kan damarlarıdır. Bu amaçla farklı dalga boylarında lazerler kullanılmıştır: 924, 968, 980, 1064, 1319, 1320, 1344 ve 1440 nm gibi. 900 nm – 1320 nm dalga boyları arasındaki lazerlerin doku emilim ve etki derinlikleri aynıdır. Dokuda 1.5 mm derinliğe kadar inmektedir. 920 nm ve 1320 nm dalga boylarındaki lazerlerin 4 cm³ yağ dokusunda lizis etkinliği için toplam 3,750 J enerjiye ulaşması gerekmektedir. 1064 nm ve 1320 nm dalga boyundaki lazerler dokulara uygulandıklarında dermiste fibroblast sayısını artırdıkları, dokularda yeni kollajen yapımını sağladıkları ve dokuların elastikiyet ile dolgunluklarını artırdıkları gösterilmiştir. 924 nm yağ dokusu için ideal iken, deri germe için yeterli değildir. 1064 nm dokularda ve deride emilimi yüksek, ancak yağ dokusu tarafından emilimi düşüktür. 1320 nm ise yağ dokusu tarafından yüksek oranda emilmektedir. 1444 nm Nd:YAG lazer, 1064 nm'ye göre yağ dokusunda etkinliği daha iyidir. 1320 nm Nd:YAG'nın deri germe etkisi, 1064 nm'den daha iyidir.

Lazerlerin etki alanları dalga boylarına göre farklılık göstermektedir. Bu nedenle, ikili hatta üçlü lazer sistemleri birlikte kullanılmaktadır. Lazer lipoliziste sıklıkla diode ve Nd:YAG lazerler kullanılmaktadır.

Diode ve Nd:YAG Lazer lipolizin karşılaştırılması

Lazer ışınımının doku tarafından absorbe olması, emilim ve scattering katsayısına bağlıdır. 980 nm diyot lazerde emilim katsayısı 100 μm, Nd:YAG lazerde ise 80 μm'dir. Scattering katsayısı diyot lazerde 1150 μm ve Nd:YAG lazerde 1170 μm'dir. İkisi arasında bu farklar minimaldir. Bu nedenle, diyot ile Nd:YAG lazer aynı etkilere sahiptir.

Diyot lazerin dokuda etki gösterdiği derinlik 2.65 mm, Nd:YAG lazerde ise 3.1 mm'dir. Bu fark, iki lazerin emilim ve scattering katsayılarından kaynaklanmaktadır. Dokularda etki derinliği (penetransı) Nd:YAG lazerde yüksek olması, diyot lazerine göre daha fazla tercih edilmesine neden olmaktadır. Ayrıca, Nd:YAG lazerin emilim (absorpsiyon) katsayısı diyot lazere göre daha kısadır; ancak ısının dokuda kalma süresi daha uzundur. Bu da Nd:YAG lazerin dokularda ve deride istenen germe etkisinin daha fazla olmasını sağlamaktadır.

Fluence, her iki lazerde de önemli bir kriterdir. Bu, enerjinin her bir ünitede iletimini tanımlamakta ve Joule/cm² olarak ifade edilmektedir. Fluencenin arttırılıp azaltılması, her iki lazerde de lipolizisin klinik cevabını etkilemektedir. 10, 20, 30 watt fluencelerde her iki lazer kullanıldığında, dokularda penetrasyon derinliği ve dokuda emilim karşılaştırıldığında, Nd:YAG lazer emilimi ve derinliği daha fazladır. Yüksek fluencede, her iki lazerde de emilim derinliği artmakta ve birbirine yaklaşmaktadır. Örneğin, fluence 30 watt kullanıldığında, Nd:YAG lazerde emilim derinliği 3.2 mm, diyot lazerde ise 2.8 mm'dir.

Her iki lazerde diğer önemli bir kriter lazer ışınım çapıdır. Her iki lazerde 10 watt enerjide lazer ışık çapı arttırıldığında fluence azalmaktadır. Her iki lazerde etki birbirine yakındır.

İki lazer arasında bir diğer fark dalga boylarıdır. Nd:YAG lazer dalga boyu ile yağ dokusunda daha fazla penetre olmakta ve ısıya dönüşmektedir. Diyot lazer daha az penetre olduğu için küçük bir alanda daha fazla ısı ortaya çıkmaktadır. Bu da istenmeyen yan etkilere, hipertermi ile deride yanıklara neden olmaktadır.


Diode lazerler

924/970 nm Multiplex Sistem; 924 nm yağ dokusuna, 970 nm ise kollajen için spesifiktir. 980 nm; 6-15 W, 600 μm optik fiber mikrokanül ile kullanılmaktadır. CW çalışmaktadır. Diğer diod lazer dalga boylarına göre lipoliz konusunda % 30 daha etkindir. Etkinlik, 1064 nm Nd YAG lazer ile aynıdır. Ancak CW ve yüksek güçte olması, uygulama alanında istenmeyen doku hasarına neden olabilmektedir. Yağ dokusunda karbonizasyon olabileceği bildirilmiştir.


Nd: YAG lazerler

1064 nm; lipolizde etkinliği daha çok damarsal yapılar üzerinde. Yağ dokusu ve kollajen üzerine olan etkisi 1320 nm'den daha azdır. Bu dalga boyunda kullanılan sistemler; SmartLipo (Cynosure, Westford, MA; DEKA, Calenzano, İtalya); maksimum 18 W, optik fiber 300 – 600 μm çaplı, 150 mJ/pulse, 40 Hz ve 100 ms pulse ile çalışmaktadır. Lipolite (Syneron, Yokneam, İsrail); maksimum güç 12 W, optik fiber 550 μm, maksimum enerji 800 mJ/pulse, 50 Hz ve 100-800 ms pulse aralığı. 1.2 mm'lik kanüller kullanılmaktadır. Kanüller tek kanallıdır. 6 W; çene, kol ve dizlerde, 10 W; karın ve sırtta ve 15 W; uyluk, kalçada kullanılmaktadır.

1320 nm; daha çok yağ ve su dokusu tarafından emilmektedir. Bu dalga boyunda kullanılan sistemler; CoolLipo: Cooltouch (Roseville, CA, ABD); bu lazerlerde maksimum güç 15 W, 200, 350 ya da 500 μm fiber çapı, 100 ms pulse aralığı ve 20-50 Hz ile çalışmaktadır. Mikrokanülleri iki kanallıdır; dual hem lazer hem de aspirasyon yapmaktadır.


Kombine sistemler 

  • 1064/1320 nm multiplex sistemler; SmartLipo MPX (Cynosure, Westford, MA). Maksimum 10 W, 600 μm optik fiber, 1-1.5 mm mikrokanüller kullanılmakta, pulse süresi 150 ms ve 40 Hz hızındadır. Kısa pulse ve yüksek güçte hızlı atımlarla çalışmaktadır. Doku ısısı maksimum seviyeye ulaştığında lazer atışını otomatik olarak kapatmaktadır.
  • 1064 ve 1319 nm; ProLipo (Sciton, Palo Alto, CA); maksimum güç 30 W ve uygulayıcı lazerleri tek tek seçmektedir.
  • Slim Lipo (Palomar Medical Technologies) 924 – 975 nm diode lazer bu CW.
  • 1064 nm (20 W), 1320 nm (12 W) ve 1440 nm üçlü pulse lazerler; Smart Lipo Multiplex (Cynosure, Westford, MA).

Lazer lipoliziste yan etki riski 0.93% oranında oldukça düşüktür.

  • Uygulama sonrasında sistemik yan etki bildirilmemiştir. Lipolizis sonrası hastalarda yapılan kan yağları laboratuvar çalışmalarında değerler normal bulunmuştur.
  • Uygulama alanında minimal doku altı kanamasına bağlı morluk gelişimi %45 oranında gözlenmektedir. Bu uygulama alanı toplam vücut alanının % 2 sinden fazla ise olmaktadır.
  • Uygulama alanında kanamaya bağlu hematom, seroma gelişimi % 9
  • Yetersiz uygulama nedeni ile tekrar uygulanmanın yapılması % 3.9 kadar düşüktür.
  • Uygulama alanında çok hafif doku kanamasına bağlı ekimoz sıklıkla gözlenmektedir. Özellikle erken spor aktivitelerine dönülmesi ekimoz riskini arttırmaktadır.
  • Lazer lipolizis ve tümesent anesteziye bağlı olarak ödem gelişmektedir.
  • Uygulama alanında ağrı olabilmektedir.
  • Uygulama alanında sinir hasarına bağlı olarak paraestezi-his kaybı ve nöropati gelişebilmektedir.
  • Uygulama alanı üzerideki deride geçici leke-hiperpigmentasyon bildirilmiştir.
  • Lazer lipolizisin yeterli ve homojen uygulanmamasına bağlı olarak deri yüzeyinde düzensizlikler gözlenmektedir.
  • Lazer uygulama alanında enfeksiyon gelişebilmektedir.
  • Lazer uygulaması sırasında deri yüzeyindeki ısının 47°C'ye ulaşması epidermal hasara yol açmakta, 58°C'ye çıktığında ise yanıkla birlikte su toplamalarına neden olmaktadır. Ancak klinik gözlemler, 58°C altında dahi yanıkların olabileceğini göstermektedir. Tavsiye edilen deri yüzeyindeki ısının ortalama 40°C olması (38-40°C ideal çalışma aralığı) ve 41°C'nin üzerine çıkılmamasıdır. Tümesent anestezi sırasında verilen sıvı +4°C olduğunda bu sıvı epidermisi korumaktadır. Ancak fazla tümesent sıvının fazla ısı transferi anlamına geldiği de unutulmamalıdır.

Lazer etki mekanizmasının temeli, lazer ışığının seçici ısı hasarıdır. Lazer ışığı dokuya uygulandığında, dokuda bulunan su, protein, yağ ve pigmentler (bunlara kromofor denilmektedir) tarafından lazerin dalga boyu özelliğine göre farklı oranlarda emilmekte; bu da lazer ışığının dokuda ısıya dönüşmesine neden olmaktadır. Lazer lipolizisinde ise yağ dokusundaki kromoforlar; yağ, su ve protein olan doku kollajeni ile damarlardaki hemoglobindir. Bu kromoforlar üzerindeki lazerin etkisi, lazerin dalga boyuna bağlıdır. Örneğin, su 2000 nm üzerindeki dalga boyları tarafından iyi emilmekte, 3000 nm'de ise emilim oranı zirve yapmaktadır. Proteinler 280 nm'de, pigmentler ise 400-2000 nm aralığında optimum emilim göstermektedir.

Lazer dokuya uygulandığında, lazerin bir kısmı direkt emilmekte ve ısıya hemen dönüşerek dokuda asıl etkiyi göstermektedir. Lazer ışınımının bir kısmı ise dağılıma (scattering) uğramaktadır. Bu, daha sonra doku tarafından emilerek tekrar ısıya dönüşmektedir. Dağılıma uğrayan kısım, lazerin %10'u kadardır.

Aşağıdaki resimde olduğu gibi, 1. noktadan lazer uygulanmakta; burada lazerin büyük bir oranı yağ dokusu tarafından emilmekte ve ısıya dönüşmektedir. Lazerin küçük bir kısmı ise dağılıma (scattering) uğramaktadır. 2. ve 3. noktalarında tekrar emilim ve dağılıma uğrama olmakta; en son 4. noktasında tekrar emilerek sonlanmaktadır.

Lazer Lipolizis Etki MekanizmasıYapılan çalışmalarda yağ dokusu ve dermiste lazer için en uygun dalga boyu 450 – 1800 nm aralığı olarak saptanmıştır. Aşağıdaki grafikte su ve yağ dokusunun lazer dalga boylarına göre emilim farkları görülmektedir. Kollajen ve suyun lazer emilimi aynı seyretmektedir ve lazer dalga boyu arttıkça bu da artmaktadır. Burada dermis önemlidir çünkü dermisin yapısı ve yağ dokusu ile olan komşuluğu nedeniyle lazer ışıklarından direkt etkilenmektedir. Dermisin emilim yaptığı iki pik görülmektedir. Bunlar 1210 ve 1450 nm'dir.Lazer Lipolizis Etki Mekanizması

Lazer, yağ dokularda ısı artışı ile geçici ve kalıcı hasar yapmaktadır. Bu hasarın derecesi, lazerin dokuda uygulanma gücüne, yani yağ dokusunda yaptığı ısı değişimine bağlıdır. Lazer düşük güçlerde, yani düşük ısılarda, yağ hücrelerinin boyutlarını 100 mikrona kadar artırmakta ve bu yağ hücrelerinin normale dönebileceği "tumefaction" olarak tanımlanan hasara neden olmaktadır. Bunun nedeni, ısı ile yağ hücrelerinin hücre zarında sodyum-potasyum kanallarının açılması ve hücre dışı sıvının hücre içerisine girmesi; bu da hücrenin şişmesine neden olmaktadır. Tumefaction etkisi, lazerin 1000 J kadar uygulandığı enerjilerde görülmektedir. Yüksek lazer enerjilerinde, yani 1000-12.000 J'lerde, yüksek ısı ile yağ hücreleri kalıcı olarak hasarlanarak parçalanmakta ve lipoliz gerçekleşmektedir. Lazer, yağ dokusunda etkisini sadece ısı değil, mekanik ve kimyasal olarak da göstermektedir.

Lazerin uygulanması sırasında lazer ışınım volümü, yani kullanılan lazerin fiber çapı, önemlidir. Lazer küçük fiber çapı ile kullanıldığında dokularda yüksek emilime uğramakta, dokulardan scattering düşük olmaktadır. Lazer fiber çapı arttıkça emilim ve scattering artmaktadır. Lazer yüksek fiber çapı ile kullanıldığında emilim orta, scattering ise fazla olmaktadır. Lazerin dokularda emilimi ve scattering toplamı, lazerin yaptığı ısıya bağlı olarak doku eritici-lizis etkisini oluşturmaktadır. Lazerin scattering'i, lizis derinliğini azaltmaktadır.

Lazerin dalga boyu seçiminde orta scattering ve yüksek absorpsiyon istenmektedir. Dalga boyu arttıkça scattering artmaktadır.

Lazer, yağ dokusunun küçük bir alanına uygulandığında ilk olarak yukarıda resimde olduğu ısı ortaya çıkmaktadır. Bu ısı dokuda yayılmakta ve belli bir alana dağılmaktadır. Lazer lipolizinde asıl etkili olan ısının ilk yükseldiği alandır. Lazer, mikrokanül ile doku içerisinde hızlı hareket ettirilerek ısı etkisini korumakta ve çevrede istenmeyen ısı artışını azaltmaktadır.

Lazer, yağ dokusunda erime yapabilmesi için 50-65 °C'ye ulaşması gerekmektedir. Lazer lipolizis sırasında ilk alanında ısı 65 °C'ye kadar ulaşmaktadır. 50 °C'nin üzerindeki ısılar istenmeyen yan etkilere neden olmaktadır. Yapılan klinik çalışmalarda lazer lipolizis sırasında doku içi ısısının 48-50 °C yükselmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu da dış deri ısısının 38-41 °C olması anlamına gelmektedir. Bu durum, infrared ısı ölçerler ile kontrol edilebilmektedir.


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency