- Gösterim: 8784
Ağız yaraları olan aftların sık nedenleri aşağıda sıralanmakta.
Enfeksiyöz Faktörler
Mikropların roller tartşmalıdır. Aftöz stomatit lezyonlar genelede antibakteriyel ve antiviral tedavilere cevap vermeseler bile topikal steroid veya diğer immunsupresif ilaçlara cevap verebilirler. Bu da Aftöz stomatitlerin enefeksiyon kaynaklı omadığını düşündürür.
İmmünolojik Özellikler
Otoimmunizasyon olayında vücudun kendisine karşı yanlış savunma artar ve kendine zarar verir. Bu tür hastalıklar iki tür mekanizma ile oluşabilir. Ya kişinin kendi antijenlerine karşı olan immun mekanizma ile oluşabilir ya da toleransı sürdüren immun mekanizma bozulur.
Genetik Faktörler (Heredite)
Aftlar ailenin tüm fertlerinde görülebilmekle birlikte genetik modeli tam olarak belirlenememiştir. Anne ve babasının her ikisinde aft olan kimselerde % 90 oranında ortaya çıkma olasılığı vardır. Her iki ebeveynde hastalık yoksa sıklık % 8, 9 dur.Hastalık genetik bir özellik gerektirmekle beraber, çevresel yansımalar klinik tabloyu belirlemektedir.
Hormonal Faktörler
Hormonal faktörler konusunda elde kesin bir delil yoktur. Östrojen ve progesteron seviyelerinin bir faktör olabileceğini gösteren çalışmalar vardır. Ataklar ve menstrual siklus arasında bir ilişki olduğuna dair teoriler vardır. Doğum control hapı kullananlarda ve hamile hastalarda aftöz lezyonlarda gerileme olduğu bulunmuştur. Kadınların %10’unun ilk aft ataklarını 50-59 yaşları arasında geçirmelerine menopoz arasında herhangi bir ilişki kesin olarak kanıtlanamamıştır.
Travma Faktörü
Aftların oluşumunda travma faktörünün hazırlayıcı bir faktör olduğu düşünülmektedir. Sert yiyecekler, diş fırçalaması, dudak ısırması ve batıcı cisimlerin ağızda çiğnenmesi, protez kullanımındaki travmalar, dental tedaviler sırasında oluşan travmalar, ağız içi operasyonları sırasındaki incinmeler, intraoral enjeksiyonlar sırasında kanülün meydana getirdiği zararlar, keskin veya abraze olmuş kırık dişler, dolgular, kimyasal maddelerin mukozadaki irritasyonlar aftöz stomatitise sebep olabilecek değişik travma çeşitleridir.
Psikolojik Faktörler
Aftların endişe, korku, gerilim ve baskı gibi duygusal bozukluklarla ilişkili psikosomatik bir hastalık olduğu görüşü çok defa tekrarlanmıştır. Öğrencilerin sınav zamanlarında, günlük yaşamlarına göre aftöz ülserlerin sıklığında artış olduğunu bildirmiştir. Bazı hastalarının antidepresan tedaviden yarar görmelerine rağmen, aftöz bir uyarıcı olarak stresin kesin mekanizması net değildir.
İlaçlar
Aftöz benzeri lezyonlara sebep olabilen ilaçlar; kaptopril, altın tuzları, nikurandil, niflumik asit, fenindion, fenobarbital, piroksikam ve sodium hipoklorittir. Nonsteroid antienflamtuar ilaçlar genital ülserler veya oral ülserlere sebep olabilirler. Aftöz ülserler ve kalpte kullanılan beta-blokerler arasında da bir ilişki olabileceği düşünülmüştür.
Kan Hastalıkları Anemi
Aftlı hastaların çok az bir kısmında demir, Vitamin B12, ferritin eksikliği hastalığın ortaya çıkışını da etken olarak gözlenmiştir. Aftlı hastalarda mutlaka hematolojik değerlendirme gerekmektedir. RAS’lı hastaların serum demir depolarında-ferritin seviyesinde ciddi bir azalma görülmektedir. Demir seviyesindeki eksilmenin hastaların onda birinde görülen özellik olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak RAS’lı hastalarda anemiye çok az rastlandığı ve genellikle normal serum Vitamin B12, ferritin, kırmızı kan hücresi folat seviyelerine sahip olduklarını gösterirken diğer kontrol denekleriyle karşılaştırıldıklarında iki kat daha az serum ferritin veya eritrosit seviyesine sahip oldukları gözlenmiştir.
Diyet Alışkanlıkları ve Gıda Hipersensitivitesi
Bazı yiyecekler ve koruyuculara karşı hassasiyetin aftöz ülserlerle ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Çikolata, kahve, yer fıstığı, tahıllar, badem, çilek, peynir, domates gibi yiyecekler aftlarla ilişkili olabilir. Ayrıca tuzlu ve baharatlı yiyeceklerin aftları alevlendirdiğine dair gözlemlerimiz de mevcuttur. Yiyecek hassasiyeti sadece ilave bir hazırlayıcı faktör olarak düşünülebilir, etiyolojik bir faktör değildir.
Sigara
Sigaranın RAS üzerine önleyici bir etkisi vardır.Sigaranın fiziksel ve kimyasal bir travma şekli olmasına rağmen, sigara ve aft arasında negatif bir ilişki bulunmuştur. Sigaranın bu önleyici etkisi muhtemelen oral mukozada sebep olduğu hücre kalınlaşması ile ilişkilidir. Bu kalınlaşma tabakası, travma ve bakteriler dahil çeşitli uyarıcı faktörlere karşı lokal mekanik bir savunma bariyeri olarak davranır. Nikotin içeren tabletlerin ülserleri kontrol altına aldığı gösterilmiştir.