- Gösterim: 9013
Melazma, sıklıkla yüzün güneşe daha fazla maruz kalan alanlarında görülen, simetrik yerleşimli, açık-koyu kahverengi lekeler olarak tanımlanır. Doğurganlık çağındaki kadınlarda, koyu tenlilerde ve güneşin-UV'nin daha yoğun olduğu coğrafi bölgelerde sıkça görülmektedir. Yüzdeki melazma lekeleri, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir estetik problemdir. Erkeklerde nadir görülmekle birlikte klinik özellikleri, nedenleri ve tedavi yaklaşımları kadınlara göre farklılıklar göstermektedir.
Melazmanın sıklıkla kadınlarda görülmesi ve erkeklere göre daha yüksek estetik kaygılarla tedavi arayışında olmaları nedeniyle erkeklerde görülme sıklığı tam olarak bilinmemektedir. Ancak Hispanikler, Asyalılar ve Afro-Amerikalılar gibi koyu tenli etnik kökenlere bağlı olarak daha fazla görülmektedir. Güneşe-UV'ye yüksek oranda maruz kalınan coğrafi bölgelerde daha sık gözlenmektedir. Dünyada genel popülasyonda görülme oranı %1-2 iken; Etiyopya, Suudi Arabistan, Lübnan, Afro-Amerikalılar ve Çinlilerde daha sık görülmektedir. Melazmalı hastalar arasında erkeklerin oranı %10'lara kadar düşmektedir.
Melazmanın nedeni tam olarak bilinmemektedir. Güneş-UV, hormonlar ve genetik-ailesel yatkınlıklar başlıca sorumlu tutulmaktadır. Bunların dışında kozmetik ürünler, ışık duyarlılaştırıcı ilaçlar, yiyecekler, tiroid hastalıkları, karaciğer hastalıkları, over tümörleri, parazitik hastalıklar hatta stres bile suçlanan nedenler arasında yer almaktadır. Nedenler, erkekler için de aynı gibi görünmekle birlikte kadınlardan farklılıklar göstermektedir.
Erkeklerde melazma, kadınlara göre daha fazla güneş kaynaklı görülmektedir.
Kadınlarda hormonal faktörler; gebelik, doğum kontrol ilaçları, hormon tedavileri, over hastalıkları, melazmada en sık gözlenen nedenler arasındadır. Erkeklerde ise östrojen ile testosteron arasındaki dengesizlik suçlanmaktadır. Östrojen, kandaki testosteron seviyesini düşürmektedir (Bunu luteinize edici hormon (LH) ve folikül stimüle edici hormon (FSH) baskılayarak yapar). Kanda ve deride yükselen östrojen, melanositlerde pigmentasyonu artırmaktadır (tirozinaz enzim aktivitesi ile). Testosteron ise melanositer aktiviteyi azaltmaktadır (Melanositlerde cAMP ve tirozinaz aktivitesini azaltarak). Melazmalı erkekler üzerinde yapılan çalışmalarda, hastaların bir kısmında serum testosteron seviyeleri düşük ve LH seviyeleri artmış olarak bulunmuştur.
Hormonal tedaviler de erkeklerde melazmaya neden olabilmektedir (östrojen kullanımı, fosfestrol tetrasodyum, androjenik bir ajan olan Andro-6 ve finasterid gibi enzim inhibitörleri).
Yüzde deri yüzeyine bakım ya da kozmetik amaçlı kullanılan bazı ürünlerin kadınlarda melazma yapabileceği bilinmektedir. Erkeklerde aynı içerikler yüze ve özellikle saçlı deriye uygulanmaktadır. Bu ürünler deriye uygulandığında, güneş-UV duyarlılığını artırarak melazmaya neden olmaktadır. Örneğin, hardal yağı içeren saç bakım ürünleri saçlı deriye hatta yüze bakım amacı ile kullanılmakta ve alın ile şakaklarda melazma gelişebilmektedir. Erkeklerde yüz temizleme ürünleri, nemlendiriciler, tıraş ve aftershave ürünleri, kolonya ve parfümler diğer melazma nedenleri arasında tanımlanmaktadır.
Bazı ilaçların kullanımı melazma gelişiminde suçlanmaktadır. Antikonvülzan (epilepside kullanılan) olan fenitoin, %3-10 oranında melazma yapabilmektedir. Bazı biyolojik ajanların (imatinib gibi) kullanımı ile melazma gelişimi arasında ilişkiler kurulmaktadır.
Bazı kronik hastalıklarda da melazma gelişebilmektedir. Tiroid hastalıkları, iltihabi bağırsak hastalıkları ve hatta tifoda melazma gelişimi bildirilmiştir.
Melazma, erkeklerde kadınlarda olduğu gibi tipik olarak yüzün güneşe direkt maruz kaldığı alanlarda, keskin sınırlı, simetrik yerleşimli, açık-koyu kahverengi plak tarzında lekeler ile kendisini göstermektedir. Kadınlar gibi aynı yaş döneminde ortaya çıkmaktadır (ortalama 25-35 yaş).
Yüzde klinik yerleşim alanına göre; melazma malar (yanaklar), sentrofasial (alın, yanaklar, burun, üst dudak ve çene) ve mandibular (alt çene köşesi) olarak tanımlanmaktadır. Kadınlarda sentrofasial yerleşim daha sık görülürken, erkeklerde malar-yanak yerleşim daha fazladır. Kadınlarda yüz dışı yerleşim, melazmada çok nadir olmakla birlikte, yine yoğun güneş temas alanları olan kollar, boyun, dekolte ve sırtın üst kısmında görülmektedir (ileri yaşlarda kadınlarda, menopozal dönemde hormon replasmanlarında). Erkeklerde yüz dışı melazma ise çok nadir görülmektedir.
Melazmanın klinik olarak deride tutulum derinliği, "Woods lambası" ile yapılan muayene ile anlaşılmaktadır. Bu muayene ile melazma epidermal, dermal ya da mikst form olarak değerlendirilmektedir. Erkeklerde melazma, kadınlarda olduğu gibi sıklıkla epidermal yerleşim göstermektedir.
Melazmanın tedavi yaklaşımı, erkeklerde farklılıklar göstermektedir.
Kadınlarda melazma alanlarına kamuflaj ya da tedavi amaçlı kremlerin-kapatıcıların kullanımı daha kolay iken, erkeklerde zordur.
Melazma tedavisinin belki de en önemli parçası güneşten korunmadır. Bu konuda kadın hastalar çok daha iyi uyum gösterirken (güneşten koruyucu ve şapka kullanımı gibi), erkekler bu konuda uyum göstermekte zorlanmaktadır.
Melazma tedavisinde kullanılan yöntemler, kadın ve erkeklerde hemen hemen aynıdır. Topikal depigmente edici ajanlar; hidrokinonlar, retinoik asitler, kojik asit, azelaik asit, arbutin, mekuinol, askorbik asit, traneksamik asit, resorsinol, lignin peroksidaz, orkide bitki ekstreleri, meyan kökü ekstreleri gibi. Bunlar sıklıkla kombine kullanılmaktadır.
Sistemik depigmente edici ajanlar; traneksamik asit gibi.
Kimyasal peelingler; glikolik asit, mandelik asit, laktik asit, Jessner solüsyonu, TCA ve retinoik asit gibi. Kadınlara göre erkeklerde daha yüksek konsantrasyon gerektirmektedir.
Lazer uygulamaları; Q-switched lazerler kullanılmaktadır (QS Nd: YAG, Q switched ruby, Q switched alexandrite, IPL gibi). Bu uygulamalarda da kadınlara göre daha yüksek lazer parametreleri kullanılmaktadır.