- Gösterim: 7992
Estetikte güzelliğin değerlendirilmesinde objektif ve subjektif nitelikler bulunmaktadır.
Subjektif Nitelikler
Tanımlandığı zamana, topluma, insandan insana, hattâ insanın yaşına, mesleğine, içinde bulunduğu sosyal ve psikolojik duruma göre değişen bir değerdir. Çağlar boyunca kadın güzellik anlayışı değişkenlik göstermiştir. Çağlara göre güzel yüz anlayışı;
- Antikçağ güzeli. Oval yüz, dolgun dudak ve yanak, düz burun, yuvarlak çene, yumuşak alın, orantılı yüz hatları. En güzel örneği Afrodit’i ve güzelliği simgeleyen Milo Venüsü heykelidir.
- Roma güzeli. Kocaman kara gözler, koyu renk saçları, esmer ten, yuvarlağa yakın yüz şekli, etkili göz makyajının sağladığı derin bakışlar
- Orta Çağ güzeli. Geniş alın, sarı saçlar, düz burun, ince kaşlar ve zayıf beden
- Barok güzeli. Altın sarısı saçlar, açık renk veya “saydam” ten, yuvarlak, dolgun yüz ve beden.
- Romantik Dönem güzeli. Koyu renk saçlar, açık ve solgun tenli, ince yüzler, çökmüş yanaklar
20. yüzyılın başlarında antikçağ Yunan ve Roma güzelliği yine etalon olarak alınmaktaydı. Bu yüzyılın ortalarına doğru daha sert yapılı, belirgin yüz çizgileri güzel sanılmaktaydı. Günümüzde ise yüz ve vücut güzelliğinin ölçü ve tanımları farklı değerlendirilmektedir.
Objektif Nitelikler
Estetik güzelliğin değerlndirilmesinde daha çok bu nitelikler üzerinde durulacaktır. Objektif nitelikleri de içsel ve dışsal olarak ikiye ayırabiliriz.
İçsel nitelikler;
- Bir yüzün güzel olarak algılanması yüzün temsil ettikleri ile birlikte kişide var olan, duyularla değil yalnızca tinsel olarak algılanabilen asıl varolma gerçekliği yansıttığı oranda artar. Buna felsefi analamda yüzün ide si denir ve güzel bir şey, idesine, özüne, kavramına uygun olan şeydir.
- Güzel yüz; temsil ettiği insan ırkının yüz yapısına bir bütün olarak uygun olmalıdır. Yetkin olmayan, tam olmayan şeyler güzel değildir.
- Bir yüzün güzel olabilmesi için canlı ve anlatım gücü yüksek olmalıdır.
Yüz Güzelliğinin dışsal biçimsel nitelikleri de şunlardır:
- Orantı ve simetri: Özellikle güzelliğin matematik olarak belirlenmesi sırasında karşımıza çıkan ilk orantıdır. Güzel, unsurların orantılı olarak birleşmesidir. Orantısız şey güzel olamaz. Eskiden beri sanatçılar ve filozof-lar tüm güzellikleri açıklayacak büyülü bir matematik formül aramışlar ve bunun “altın kesit” orantısında bulmuşlardır.
Orantıya bağlı olan yüz güzelliğinin bir başka niteliği simetridir. Güzel olan bir bütünün parçaları arasında ölçüye dayalı bir düzen vardır. Doğadaki güzellik büyük ölçüde simetriye bağlıdır. Canlıların bedeni sağ ve sol olarak simetriktir. Sanat eserlerinin de güzel olarak algılanmasında simetri çok önemlidir çünkü kalıtsal veya edinilmiş bir kusurun olmamasına işaret eder. - Uyum (harmoni): Bütün güzellikler için, parçaların uyumlu birleşmesi önemlidir. Hem hareketli hem de hareketsiz bütün-lerde uyum önemlidir. Zaten uyum olmaz ise güzellik de kalmaz, bütün de. Asıl yüz güzelliği bir yüzde karşıtların gerilimine dayanan bir uyumdur. Harmonik bir yüzün temelinde çoklukta yüzü oluşturan hareketli ve sabit antomik alanların birliği bulunur. Evrende herşey çok ve karmaşık gibi görünür. Ama çoklukta birlik sağlanınca bir uyum, bir güç, bir güzellik ortaya çıkar. Yüzn anatomik alanlarıda böyledir. Baş gibi bir kürede, burun gibi prizmatik bir yapı, gözler gibi küreler, ağız ve kaş gibi çizgiler, yüz kemikleri karmaşık bir yapı gibi görünür. Ama hepsi arasındaki harmoni ile güzellike ortay açıkar.