Dünya Sağlık Örgütü'nün bir kuruluşu olan Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) 2020 yılına ait GLOBOCAN 2020 veritabanında "Dünya Kanser İstatistiklerini" yayınladı. Ülkemizinde dahil olduğu 185 ülkeyi, 36 kanser türünü kapsayan bu rapor; kanserlerin görülme sıklığı, yaş-cinsiyet dağılımı ve tedavi başarıları ile ölüm oranlarının tahminlerini sunmakta.  2020' de  küresel olarak 19,3 milyon yeni kanser vakası ve 10,0 milyon kanser kaynaklı ölüm bildirilmiş. Rakamlar kanser sıklığındaki artıştan daha çok onkolojik tedavilerde istenen başarıyı yakalamya başladığımızı desteklemekte.  Bu başarıda kanser erken tanı sistemlerinin yaygınlaşması, kanser taramalarının yapılması, toplumun kanser konusunda daha bilinçli olması ve onkolojik tedavilerin başarısı ile hastaların kanser tanısı konulduktan sonra 5 yıl içerisinde hayatta kalma oranlarının artışı olarak görmekteyiz. Kanserli hastalarda yaşam süreleri uzadıkça tedavilere bağlı cilt problemleri daha sık görülmekte. 

2020 yılına ait GLOBOCAN 2020 veritabanında Türkiye;

Türkiye'de en sık görülen kanser türleri, cinsiyete göre dağılımları;

75 yaş altı her bir kişide kanser olabilme riski gibi sonuçlar karamsar bir tablo çizsede erken tanı ve onkoloji tedavilerinde başarılar kansere bağlı ölüm oranlarını azaltmakta. Kanser tedavilerini; kanserin tipine, evresine ve hastaya bağlı faktörlere bağlı olarak değişmekle birlikte cerrahi tedavi, radyoterapi, kemoterapi, hedef tedaviler, immunoterapi, biyolojik tedaviler, hormon tedavileri ve bunların kombinasyonları olarak sıralayabilirz. Bu kanserli hastaların kanserin kendisine ve onkoloji tedavilerine bağlı olarak maalesef gözardı edilmesi gereken bir çok problem yaşaması anlamına gelmekte. Bu problemlerin başında sıklıkla deri ve saç-tırnak gibi deri eklerine ait problemler gelmekte. Kanser tanısı ve tedavi süreci hastalar(hatta yakın çevreleri) için oldukça zor bir dönem.  Bu dönemde hastanın derisinde, saç ve tırnaklarında görünümünüde etkileyecek problemler yaşaması(kaşıntı, yaralar, saç dökülmeleri, trınak düzensizlikleri ... gibi) kanser savaşında bilgilendirme, destek ve olabildiği kadar çözümler gerektiren ciddi problemler olabilmekte. Kişinin özgüvenini, yaşam kalitesini ve sosyal ilişkilierini etkilemekte. 

Onkolojik tedaviler mutlaka bir disiplin içerisinde onkoloji uzmanları tarafından uygulanmalı. Ancak deriye dönük yan etkileri riski yüksek olan onkolojik tedaviler öncesi hastanın bu yan etkiler konusunda bilgilendirilmesi hatta koruyucu basit cilt bakım ürünlerinin(hiyjenik cilt temizleme ürünleri, nemlendiriciler, göneşten koruyucular, kamuflaj ürüleri....gibi) tedavi öncesi ve tedavi boyunca uygulanması problemleri % 50 oranın üzerinde azaltacaktır.  

Onkoloji tedavilerinde sık görülen deri belirtileri;

Onkolojik tedavilerde kullanılan radyoterapiler uygulama alanındaki deride(radyoterapi dozlarına, uygulama alanına ve seans sayısına bağlı olarak değişmekle birlikte) radyasyon DNA hasarı ile problemler yaratabilmekte(radyodermatitler). Radyodermatit radyoterapiden hemen sonra gelişebileceği gibi aylar sonra geç süreçte ortaya çıkabilmekte. Radyodermatitler uygulama alanında deride hafif soyulma, kızarıklık-eritem ve kaşıntı ile hafif klinik bulgular verebilirken, belirtilerin daha fazla olduğu ve bunlara deri altında kanamaların, deride ülserasyon ve şiddetli ağrıların eşlik ettiği ağır klinik bulgularda gelişebilmekte.Radyoterapi sonrası deri hafif sekeller ile normale dönmekte.

Kronik radyodermatitlerde ise daha uzun sürede deride hafif-şiddetli hiperpigmentasyon, deri kayıpları, deride atrofi(deride incelme, ter, yağ ve kıl folliküllerinin kaybı) ve telenjektaziler ortaya çıkmakta. 

Radyodermatitleri önleyici ve tedavi cilt bakımı-ilaçlar ile ilgili çalışmalar, spesifik formülasyonlar ve rejimler halen yetersiz. Radyodermatitis gelişen hastalarda Rosenthal ve arkadaşlarının 2019 yılında yaptıkları bir çalışmada topikal ürün içeriklerinde aloe vera, papatya, askorbik asit, pantotenik asit, dekspantenol ve trolamin değerlendirilmiş ve etkinlikleri yetersiz bulunurken formülasyon içeriklerinde hyaluronik asit, epidermal büyüme faktörü, granülosit makrofaj koloni uyarıcı faktör ve topikal kortikosteroidlerin potansiyel faydaları gösterilmiştir. Günümüzde niasinamid ve pantenolünde faydalı oldukları ve deri belirtilerinin yatıştırılması için skualen, gliserin, shea yağı ve allantoin kullanılabileceği ifade edilmekte. 

Kemoterapi ilaçları ve bunların vücuttaki metabolizma ürünlerine karşı deride yan etkiler sık gözlenmekte. Bunlar;

  • Geçici-kalıcı olabilen saç, sakal, kaş, kirpik ve vücut kıllarında kayıplar
  • Kemoterapi sonrası gelişen el-ayak sendromu; kemoterapi sonrası el ve yaklarda eritem, deride soyulmalar, el fonksiyonlarını kısıtlayan ağrılı gerginlikler, su toplamaları, eklem çıkıntıları ve basınç yerlerinde deride kalınlaşma ve çatlamalar ile seyretmekte.

  • Kemoterapiye bağlı gelişen tırnak değişiklikleri; geçici-kalıcı trınak kayıpları, onikolizis, trınaklarda kabalaşma, pigmentasyon, kolay kırılma...

  • Kemoterapi ilaçlarına bağlı olarak güneş-yapay ışık kaynaklarına karşı deride aşırı duyarlılık ve fototoksik reaksiyonlar gelişmekte. Buna bağlı olarak güneş-ışık gören deri bölgelerinde yanıklar, pigmentasyonlar gelişebilmekte. 

 

Hedef tedaviler kanser dokusuna spesifik molekülleri baskılamaya döenük tedavilerdir. Bunların kullanımına bağlı olarak;

  • deride papulopustuller döküntüler
  • geçici saç dökülmeleri
  • vücutta keratosis pilarise benzer döküntüler
  • el ve ayaklarda kerartodermalar
  • tırnak değişiklikleri(onikolizis, trınaklarda pigment değişimi, kolay kırılan tırnaklar...)
  • trınak çevresinde paranişialar
  • Pyojenik granulomlar
  • fototoksitisite
  • vücut kıllarında sayıca artış; trikomegali
  • erkek tipi kıllanma; hirsutism

İmmunotedaviler sırasında yada sonrasında deri reaksiyonlerı gelişebilmekte. Bunlar 

  • kaşıntı
  • cilt kuruluğu-kserosis
  • liken deri hastalığı benzeri döküntüler-likenoid reaksiyonlar
  • ağızda aftlar
  • Psoriasis hastalığı benzeri döküntüler-psoriasiform reaksiyonlar
  • Egzamalar
  • Vitiligo
  • Bullöz hastalıklar

Hormonal tedavilerde verilen ilaçlara bağlı olarak deri yan etkileri gelişmekte. Bunlar;

  • yüz ve gövde üst kısmında kızarma, yanma atakları
  • cilt kuruluğu
  • deride atrofi
  • saç dökülmesi
  • pigment değişiklikleri  
  • vulvovajinak kuruluk

Onkoloji hastaları için deri belirtileri, bunların önlenmesi ve tedavileri ile ilgili onoloji merkezlerinde bilgilendirme broşürleri hazırlanmalı, hastalar çok iyi bilgilendirilmeli ve kolay iletişim kurulabilecek kanallar oluşturulmalıdır.

  • Onkoloji tedavisi başlangıcından itibaren hasta ile deri belirtileri konusunda iletişim kurulmalı ve her kontrolde bu tekrarlanmalıdır.
  • Onkoloji hastalarının onkoloji biriminde doktor, sağlık ekibi arasında destekleyici bir yakınlık, güçlü bir güven, doğru ve açıklayıcı iletişim sağlanmalıdır.
  • Doktor-hemşire ve diğer ekip üyeleri ile hasta arasında ortak dil ile tedavi protokollleri oluşturulmalıdır.
  • Hastaya onkoljik tedavi sırasında gelişebilecek cilt problemleri ile ilgili ayrıntılı bir görüşme yapılmalı, önleyici tedaviler, gelişebilecek problemlerin yönetimi, gerekir ise bir dermatoloji desteğinin sağlanabileceği anlatılmalıdır.
  • Tedaviler sırasında gelişebilecek cilt problemlerinin onkoloji ve tedavileri etkilemeyeceği ancak şikayetlerin ciddi yaşam kalitesini etkileyebileceğinin önemi anlatılmalıdır.   
  • Onkolojik cilt bakımı(hiyjen, nemlendirme, güneşten korunma gibi), gelişebilecek promler ve bunların tedavileri ve önlenmesi ile ilgili broşür, dijital döküman hatta internet site bilgleri olmalıdır.  

Onkolojik deri belirtileri ve cilt bakımında yapılması gerekenler(herhasta için ayrı değerlendirilir) için bir standart geliştirilmiştir. Bu USCOM algoritması olarak tanımlanır. Burada amaç ortak bir terminoloji kriterleri kullnarak gelişebilecek deri yan etkilerinde neler yapılması gereketiğinin belirlenmesidir.

Onkolojik kemoterapide deri belirtileri için 1-5 arasında derecelendirme sistemi kullanılmakta(1 hafif 5 hayatı tehdit edici olmak üzere). özellikle kemoterapiye bağlı deri belirtilerinde kullanılmakta(ancak her hasta kendi içerisinde ayrıca değerlendirilmelidir). Onkolojik kemoterapide deri belirtileri vücudun genel alanına göre tutulum oranları, eşlik eden eritem, kaşıntı, ağrı, deri çatlakları ve doku kayıplarının varlıklarına, mukozal tutuluma  ve bunlara bağlı gelişmiş enfeksiyona göre derecelendirilmekte. Derece 3 ün üzerindekiler hayatı tahdit edecek düzeyde oldukları için hastane ortamında ve dermatoloji desteği ile çözülmelidir. Evre 3 ün altında hastanın evde yapılabileceği deri bakımları ise aşağıda tanımlanmıştır.

Onkolojik tedavilerde gelişen diğer cilt probemleri bunların yukardaki gibi derecelendirilmesi aşağıda verilmiştir.

 Temzileme ve nemlendirme amaçlı kullanılan cilt bakım ürünleri;

  • Güvenilir, etkinliğini kanıtlamı, parfüm, duyarlandırı ve katkı maddeleri içermeyen ürünler olmalı.
  • Ürünler yüz, el-ayak, boyun başta olmak üzere tüm vücuda günde en az 2 kez uygulanmalıdır. 
  • Nemlendiriciler cildin nem düzeyine ve yaşanan kuruluğa uygun olarak seçilmelidir(hastanın ürün deneyimi son derece önemlidir mutlaka sorgulanmalı)
  • Tüm deri ürünleri derinin fizyolojik pH olarak tanımlanan pH 4.0–6.0 aralığında olmalıdır. Alkali temzileyiciler(sabun gibi) deri pH 7 üzerine çıkaracağı için tercih edilmemelidir. derinin fizyolojik pH doğal savunma sistemleri, nem desteği ve güneşten korunma açısından son derece önemlidir.
  • Nemlendirici etkinliği içeriği kadar doğru kullanım şekli ve sıklığı ile son derece önemlidir. Panthenol içerikli emülsiyonlar bu amaçla en iyi seçenek olarak değerlendirilebilir.
  • Ürün seçiminde uzun süre devam edecek onkolojik tedaviler göz önüne alınmalı; kolay ulaşılabilir ve ekonomik ürünler seçilmelidir. 

Temzileme ürünlerine örnek olarak; La roche possay firmasının, Lipikar Syndet, Cleansing oil, Surgras bar, Surgras gel ve CeraVe firmasının CeraVe liquid cleanser, bar, Hydrating cream-to-Foam Cleanser verilebilir.

Nemlendirici ürünlere örnek olarak; La roche possay firmasının, Yüz için Toleriane Ultra yada Rich, Lipikar Balm AP, Body Milk yada ISO-Urea Body Milk, CeraVe firmasının, Moisturizing cream, Cetaphil firmasının Moisturizing Cream, Johson & Johnson firmasının Aveeno Skin Relief Moisturizer Repair verilebilir.

Deri onarım ürünleri olarak; La roche possay firmasının Cicaplast Baume B5, Eucerin firmasının Aquaphor Skin Repairing Balm verilebilir.

Antiseptik olarak Chlorhexidine, Povidone-iodine yada Hypochlorous asit sprey kullanılabilir. 

yara örtüleri olarak Comfeel, Tegaderm HCD, Allevyn, Tielleve ve Mepilex foam kulanılabilir.  

Güneşten korunma onkoloji tedavilerinde özellikle kemoterapide son derece önemlidir. Yoğun güneş aktivitelerin uzak durulması, mevsime uygun giysi-şapka seçimi(vücud deri yüzeyini u en az güneş ışınımlarına maruz bırakacak şekilde), göge gibi mekanik krounma lanlarının tercihi, uygun güneşten koruyucuların seçimi ve doğru kullanımı...gerekir ise bir dermatologdan bu konuda danışmanlık alınabilir. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency