- Gösterim: 292
Cilt altı yağ dokularının yüz yaşlanmasındaki rolleri tanımlandıkça yüz gençleştirme uygulamalarında daha önemli bir rol oynamaya başladılar. Yüzde yüzeysel yağ kompartımanları yaşlanma süreci boyunca yerçekiminin etkisiyle aşağıya doğru yer değiştirerek kayması, yüz konturlarının kaybolmasına, yüzün düzleşmesine ve uzamasına, yüzde estetik olarak olumsuz ve yaşlı ifadeye neden olan katlantıların, kıvrımların ve olukların ortaya çıkmasına neden olmaktadır (göz altı ve yanak olukları, nasolabial oluk, marionette katlantısı, jowl dedromitesi gibi). Orta yüzde iplik askı uygulamaları; yüzeysel yağ kompartımanlarını yeniden konumlandırarak yüz gençleştirmede hedefe dönük geliştirilmiş bir tekniktir.
Son yıllarda yüzün yaşlanma mekanizmasına bakış açımız hızla değişti. Yüzün yaşlanma süreci; cilt, yumuşak doku ve kemikteki değişiklikleri içeren çok faktörlü, dinamik ve üç boyutlu bir süreç olarak tanımlanmaya başlandı. Cilt altı yağ dokusu günümüzde "birleşik bir doku kütlesi" olarak değil, yüzün farklı estetik alanlarında birbirinden ayrı yüzeysel ve derin yerleşimli kompartmanlar olarak tanımlanmaya başlandı. Her yağ kompartımanı, yaşlanma ve yer çekimi kuvvetinden farklı etkilenmektedir. Örneğin, yaşlanma sürecinde derin yağ dokularının volümünde azalma, atrofik gelişirken yer çekimine bağlı aşağı yer değişimi az yaşanırken, yüzeysel yağ doku volümünde azalma olmadan kendi sınırları içinde daha fazla aşağıya doğru yer değişimi olmaktadır. Bu değişimlerin derin yağ dokularında hacim kaybından, tutucu bağların (retaining ligamentler) zayıflaması, kemik ve fasyal doku desteklerinin azalmasına bağlı olarak yer çekimi kuvveti ile gelişmektedir.
Orta yüzde yaşlanma sürecinde yaşanan estetik olumsuzluklar için günümüzde birçok uygulama tercih edilmektedir. Geleneksel yüz germe cerrahisi ve ip askı teknikleri, yüz yağ kompartımanlarını hedeflemeden cilt ve fasya katmanlarına odaklanmaktadır. Bu uygulamalar yüzün yeniden yapılandırılmasında etkili olsa da orta yüzün özellikle ön kısmında çok az başarı sağlamıştır. Derin yağ kompartımanlarına otolog yağ enjeksiyonları belirli bir ölçüde etkinliğe sahiptir. Son yıllarda tutucu bağları hedefleyen kalsiyum hidroksiapatit, polilaktik asit ve hyaluronik asit içeren dolgular orta yüz için etkin sonuçları ile kullanılmaktadır(daha detaylı bilgi için...). Cilt altı yüzeysel kompartımanlara dolgu enjeksiyonları yüzün ortasında aşırı volüm etkisi yaparak yüzde gülme estetiğini olumsuz etkilemekte, hatta artmış volüm yer çekimi ile yüzün aşağı düşmesini kötüleştirebilir(daha detaylı bilgi için...).
Yüz yumuşak dokularının yer çekimi etkisi ile aşağı doğru yer değişimi, pitozisi vücudun oturur ya da ayakta dik pozisyonda ve sırtüstü yatar pozisyonda çekilecek fotoğraflar ile değerlendirilebilir. Yatar pozisyonda yumuşak dokunun yer çekiminden kurtularak yeniden yerleşimi ve hacmindeki değişimler yüz gençleştirme uygulamalarındaki hedeflere son derece yakındır. Aşağıdaki resimde otururken, yüz orta ön kısmındaki düzleşme, orta yüz hacminde azalma, göz altlarındaki oluklanma, derin nasolabial foldlar, yanak olukları, ağız köşelerinde sarkma, marionette katlantısı ve alt çene sınırındaki jowl deformitesine ait estetik problemler yatarken azalarak kaybolmaktadır. Bu yüz gençleştirmede hasta beklentilerini ve hedeflerimizi göstermektedir.
Yüzeysel yağ kompartımanlarının ve yumuşak dokuların tutucu bağlarının yüzdeki yerleşimi, hareketliliği, yaşlanma ve yerçekimine karşı davranışlarının kapsamlı bir şekilde anlaşılması, yüz gençleştirme uygulamalarını daha spesifik uygulama imkanı sunmaktadır.
Yüzde ciltten kemik dokuya kadar 5 temel katmanda yerleşim gösteren yumuşak dokular "tutucu bağlar (retaining ligament, RL)" sistemiyle birbirine bağlanırken, yüzün yumuşak doku katmanlarını alttaki yüz iskeletine ya da fasyalara bağlamaktadır. Tutucu bağlar, çapa noktaları gibi cildi yüzeysel fasya/derin fasya ve yüz iskeletine tanımlanmış anatomik konumlarda tutmaktan ve sabitlemekten sorumludur. Bu bağlar, yüz yumuşak dokularının yer çekimi kuvvetlerine karşı direnmesini sağlayan güçlü lifli bağlantılardır. Bunlar, cilt ve altındaki yağ dokusunda lifli septalar oluşturarak kompartımanlar oluşturmakta. Böylece yüzde estetik stabilite korunurken kişisel ifadeyi de sağlamaktadır. Yüz bağ yapıları, farklı anatomik bölgelerde yumuşak dokunun hareketliliğini kısıtlarken, bu dokuların yerçekimine yanıt olarak nasıl yer değiştireceğini de belirlemektedir. Bu nedenle, yüzün tutucu bağları, yüz yaşlanması ve gençleşmesi kavramlarını anlamakta son derece önemlidir. Tutucu bağların yüz üzerindeki anatomik lokasyonları, sinirler ve kan damarları olan komşulukları nedeniyle de son derece önemlidir. Bu alanlarda damarlar ve sinirler derinden yüzeye doğru hareket ederler. Orta yüzdeki en önemli tutucu bağlar; orbital tutucu bağ (Orbicularis Retaining Ligament, true ligament), malar ligament (Zygomatic Cutaneous Retaining Ligament, ZCL, true), maksillar septum (Buccal maxillary retaining ligament, true ve false), massterik ligament (Masseteric Cutaneous Ligament, false). Orta yüzde en dikkat çekici ligament ZCL'dir. ZCL, levator labii superioris kasının maksillada tutunduğu yerden başlayarak hilal şeklinde zigomatik kemiğin alt kenarı boyunca yüzün dışına doğru uzanmaktadır. Maksilla ve zigomatik kemiklerin periostundan başlayarak yağ ve kas kompartımanını geçerek orta yüzde ciltte dermise doğru uzanan gerçek bir tutucu bağdır. Yüz cilt ve yumuşak dokuların sabitlenmesinde önemli bir rol oynar.
Yüz dokularını birbirine ve anatomik pozisyonlarına bağlayan tutucu bağların yaşlanmayla birlikte gevşemesi veya bağların tutunduğu kemik ve fasyal yapılardaki değişiklikler bağların yorulmasına, uzamasına neden olmaktadır. Yerçekimi etkisi estetik alanların aşağı doğru yer değiştirmesine neden olurken, yağ kompartımanları yerleşim alanlarında sarkma gibi görünüme neden olmaktadır. Orta yüzde yaşlanmayla birlikte maksillar kemiğin ön ve alt kısımlarındaki aşınmalar, orta yüzün geri çekilmesine yol açarken, zigomatik tutucu bağların kemik desteğini daha da azaltır. Böylece yüz ortasında dokularda aşağı yer değişimi ile sarkmalar oluşurken, göz altında ağlama oluğu, göz altı torbalanmaları, malar bag gibi yanak torbalanmaları ortaya çıkmaktadır. Nasolabial fold gibi katlantılar daha fazla derinleşmektedir. Orta yüzde dokuların sarkması, alt yüzde ağız köşelerini aşağı doğru iterken, marionette çizgilerini derinleştirmekte ve zamanla jowl deformitesini artırmaktadır.
Orta yüz orbital, malar ve mandibular tutucu bağlar üzerinden geçen bir hat ile ön ve arka orta yüz olmak üzere iki anatomik alanda değerlendirilmektedir. Ön orta yüzde yüzeysel yağ dokusu nasolabial, medial cheek ve jowl yağ doku kompartımanlarından oluşmaktadır. Bunlar yaşlanma sürecinde yerçekimi etkisi altında aşağı doğru yer değiştirmektedir. Bu süreç yüzde volüm kayıplarına bağlı düzleşmeye, katlantılara (jowl deformitesi gibi) ve oluklanmalara (nasolabial oluk gibi) neden olmaktadır.
Ön orta yüzde (malar alan) yüzeysel yağ dokularının iplik askı yöntemleri, malar alana hacim kazandırırken alt yüzde jowl deformitesi gibi alanlarda yağ dokuların sarkmasından kaynaklanan volüm artışını azaltmaktadır. İplik askılama, göz altında oluşan palpebral ödemler ve malar olukları, nasolabial katlantıyı, marionette katlantısını, jowl katlantısını azaltmaktadır.
Yüzeysel yağ bölmelerinin yeniden konumlandırılması, yüz gençleştirmede minimal invaziv bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Cilt bütünlüğü kesilmeden, dikiş atılmadan lokal anestezi ile özel iğneler ve kalıcı iplikler kullanılarak yapılmaktadır.
- İlk olarak orta yüz alanına lokal anestezi yapılır.
- Yağ bölmelerinin askılanması için 2-0 polyester ya da 3-0 prolen emilmeyen iplikler kullanılır.
- Orta yüzde ipliklerin yerleşeceği alan ve iplik giriş noktaları belirlenir. 1. giriş noktasından orbital tutucu bağı hedefleyecek şekilde kemik periosteum derinliğinde 2. noktaya, 2. noktadan nasolabial fold yağ kompartımanı içerisinde 3. noktaya, buradan jowl yağ kompartımanı için 4. noktaya, oradan medial yağ kompartımanı içerisinde 5. noktaya ve tekrar 1. noktaya ilik girişi noktasına ulaşılır. İpliğin deri altında bu yerleşimi için iki ucu sivri iğneler/kateterler kullanılır. 1. noktaya dönüldüğünde yanak ön kısmının istenen yüksekliğe ulaşması için iplik hafifçe çekilerek düğümlenir. Bu işlem hastanın klinik durumuna göre ikinci kez tekrar edilebilir ve uygulama noktaları hastaya göre değiştirilebilir.
Bu uygulama orta yüz alanında hacmi üstte yeniden yapılandırarak genç bir yüz konturunu sağlamaktadır. Uygulamanın doku hasarını minimal düzeyde yapması (minimal invaziv), dikiş ve yara izine neden olmaması, kolay ve hızlı iyileşme süresi sağlayarak hastanın sosyal aktivitelerine hızla dönebilmesi avantajları olarak tanımlanabilir. Kanama, hematom ve sinir yaralanması gibi ciddi komplikasyonlar gelişmemektedir. En iyi sonuçları elde etmek için otolog yağ enjeksiyonları ve dolgular ile birlikte uygulanabilir.