Yüzü Estetik Olarak Güzel ve Çekici Kılan Nedir?

Güzellik için "aslında bakanın gözünden yapılan bir tanımlamadır" ya da "güzellik matematiksel bir algoritması olan bir değerlendirmedir" gibi tanımlar kullanırız. Her ikisi de tek başına doğru değildir. Güzellik kavramının zaman, kültür, ırk ve etnik yapıya göre değiştiğini görmekteyiz. Yani aslında güzellik, bulunduğumuz sosyal toplum tarafından da belirlenmektedir. Örneğin moda, medya ve trendler gibi. Bir de bizler; dermatolog, medikal estetik ya da estetik cerrahlar olarak, yaptığımız uygulamalarla, bize başvuran kişilerde çekicilik ve güzellik ölçülerini artırmaya ve değiştirmeye çalışıyoruz.

Yüz ve vücutta çekiciliğin belirleyici faktörleri, evrimsel psikolojinin çalışmaları ile tanımlanmıştır. Evrimsel psikolojide çekicilik, aslında hayatta kalabilmenin (yani, "iyi genlere sahip olma") bir göstergesi olarak tarif edilmektedir. Çekicilik, tüm canlılar için iyi bir eş seçmede biyolojik bir eğilim nedeni olabilir. Estetik olarak yüz ve vücutta simetrinin varlığı, stres olmaksızın gelişim ve büyümenin tamamlandığının göstergesi iken, ortalama fiziksel bir yapıya sahip olunması genetik çeşitliliği, bu da iyi bir savunma sistemine sahip olunduğunu göstermektedir.

Yüz çekiciliğinde tercihlerde genel bilişsel mekanizmalar etken olabilirken, ait olunan toplumun yüz çekiciliğinde algısal önyargıları daha belirgin olabilmektedir. Farklı yüzleri tipik yüzlerden daha kolay tanımlarız. Karikatürize edilmiş yüzler, gerçek yüzlere göre daha kolay algılanmaktadır. Ancak bu yüzleri, tipik yüzlerde olduğu gibi sınıflandırmak zordur. Bu da yüzü basit boyutlar ile değil, uzaysal düzlemde daha farklı algıladığımızın kanıtı olabilir.

Güzelliğin iki önemli bakış açısı vardır. “Güzellik, şekil ile hacim arasındaki dengedir” tanımı ile güzelliğin objektifliği vurgulanırken; “güzellik, bir canlının, somut bir nesnenin veya soyut bir kavramın algısal bir haz duyumsatan, hoşnutluk veren hususiyetidir” şeklinde de subjektifliği vurgulanmıştır. Genel tanımı ile; “güzellik, insan yüzünde ya da diğer bir objede görünüşü keyiflendiren biçim, orantı, renk gibi kalitelerin kombinasyonudur” şeklinde tanımlanabilir.

Birçok anatomik yapıdan oluşarak bir bütün oluşturan yüz, aslında kompozit bir yapıya sahiptir.

Yüzün çekiciliğinden bahsederken bu kompozit yapıda iki kriter önemlidir.

Ortalama yüz değerine sahip bir yüz daha çekicidir.

Bu "ortalama güzellik hipotezi" olarak tanımlanmıştır (Langlois & Roggman, 1990; Averageness Hypothesis). Psikolojide ortalama bir yüz "yüz güzelliği" olarak tanımlanmıştır. Langlois ve Roggman, bilgisayar destekli programlarla belirli bir ırk ve etnik kökene ait yüz fotoğraflarından ortalama değerlere sahip bir yüz elde etmişlerdir. Bu yüzün çekiciliğini tanımlamışlardır. Kadın ya da erkekte bu ortalama yüze olan yakınlıkları çekiciliği belirlemektedir.

Aşağıdaki resimde solda seçilmiş kadın yüz fotoğrafları ve sağda ise bilgisayarda sanal olarak yaratılmış ortalama yüz fotoğrafı görülmektedir. Sonlardaki kadınların yüzleri bu ortalama yüze ne kadar yakınsa, yüz o kadar çekici olarak kabul edilmektedir. 

 http://www.faceresearch.org/demos/average sitede ırklara göre ortalama yüzler gösterilmektedir. Ortalama yüz veritabanları “Parent Generation” erkek ve kadın için geliştirilmiştir. Bunlar etnik ve ırksal özelliklere göre çeşitlendirilmiştir.

Ortalama yüzü çekiciliğinde sadece şekilsel özellikler değil, ayrıca derinin yapısı, yüzün simetrisi ve anatomik estetik alanların özellikleri de devreye girmektedir. Gerçi deri yapısında değişiklik yapılmadan yüzün ortalama değere olan değişimi, yüzü daha çekici kılmaktadır. Tersi için deri yapısı düzeltilse bile yüz genel şekli ortalamadan uzak ise bu yüz çekici algılanmamaktadır.

Aşağıda a'da ortalama çekici bir Batı kadın yüzü, b'de ise daha çekici bir kadın yüzü görülmektedir. c'de ortalama çekici bir Asya kadın yüzü, d'de ise daha çekici bir Asya kadın yüzü yer almaktadır. Yani ortalama bir yüz çekici, ancak optimal bir çekicilik anlamına gelmemektedir.

 

Simetirk özelliklerdeki yüz daha çekicidir.

Bu simetri hipotezi, Rhodes, Roberts ve Simmons tarafından 1999 yılında tanımlanmıştır. Yüzün simetrisini fenotip ve genetik yapı belirlemektedir. Yüzün simetrisi ile ilgili daha detaylı bilgi için...

Belki de başka bir kriter olarak bu kompozit yapıyı oluşturan destek dokuların çekiciliği de önemlidir. Örneğin, deri kalitesi ne kadar yüksekse, yani yumuşak, dolgun ve lekesizse, yüz daha çekicidir.

Bu kriterler içerisinde simetrinin rolü kapsamlı olarak araştırılmıştır. Yüzler, dikey bir orta hat tarafından bölünmüş, sağ ve sol yüz yarıları kopyaları ile birleştirerek sağ ve sol yüzler elde edilmiştir. Ancak bu yüzler mükemmel simetrik iken orijinaline göre daha çekici olamamıştır (Kowner, 1996; Langlois vd., 1994; Samuels, Butterworth, Roberts, Graupner, 1994 çalışmaları). Simetrik sağ ve sol yüzün elde edilmesi sırasında mükemmel bir simetrinin yakalandığı, ancak burada doğal şeklin ortalamadan uzaklaştığı öne sürülmüştür.

Aslında estetik çekiciliği tüm ırklar, yaş ve cinsiyette tanımlarken yüz simetrisi ve ortalama değerler=çekicilik=psikolojik sağlık ve harmoni=doğurganlık=genel sağlık ve yaşam kalitesi olarak tanımlanabilir.

Yüzün estetik olarak güzel ve çekici algısı, yüzün anatomik alanları arasında simetri, denge, harmoni ve ortalama değerlere sahip olmasına bağlıdır. Ancak bunlar ırksal ve etnik kökene göre değişim göstermektedir. Aşağıda yüz morfolojisi programı kullanılarak kültürel ve ırksal olarak kabul edilen güzellik değişimi görülmektedir.

Farklı ırklar ve kültürlerde yapılan çalışmalarda insan yüz çekiciliğinde seksüel hormonların rol oynadığı gösterilmiştir. Örneğin;

  • Geniş ve belirgin çene, ince dudaklar, kalın kaşlar, belirgin elmacık kemikleri erkeklerde seksüel çekiciliği desteklemekte ve erkekte dominant yapıyı göstermektedir; ancak geniş çene ergenlikte fazla testosteron aktivitesi ile ilişkilidir. Fazla testosteron immüniteyi baskılamakta, bu da ergenlikte hastalık riskini artırmaktadır.
  • Kadınlarda belirgin elmacık kemikleri, büyük gözler, geniş alın, kaşların kalkık ve martı kanadı gibi olması, küçük burun ve çene, geniş ve estetik bir gülümseme, dolgun dudaklar seksüel çekiciliği desteklemektedir.
  • Yüzde deri ve deri ekleri de çekici olmalıdır. Herhangi bir lezyon, döküntü, siğil, kist, tümör, akne, kıllanma olmamalıdır. Vücutta sekonder seksüel alanlar dışında kıllanmanın olmayışı ve problemsiz bir cilt seksüel çekiciliği göstermektedir. Deri rengi açısından ise açık deri rengi, koyu ve mavi-yeşil renge göre daha çekici gelmektedir. Kırmızı renk pozitif ancak çekicilikte değil. Bazı görüşlere göre ise kırmızı yüz kişilere canlı, kanlı ve çekici gelmektedir.

Çekiciliğin algısında fizyolojik hormonal değişimlerin de önemi vardır. Örneğin, kadınlarda ovulasyonda daha maskülen erkek yüzü, diğer zamanlarda daha feminen yüz çekici gelmektedir.

Yüzde çekiciliği ve güzelliği değerlendiren kişinin yaşı da önemlidir. Örneğin, gençlerde gözün çekiciliğinde farklı göz aksları daha çekici olarak değerlendirilirken, ileri yaşlarda çekicilikte gözlerin aynı aksta olması istenmektedir.

İnsanlarda görme ve gözlerin bir objeye bakması sırasında odaklanma ile ilgili yapılan fizyolojik çalışmalarda ilginç sonuçlara ulaşılmıştır. Biz bir objeye baktığımızda gözlerimiz objenin bütününden çok belli alanlarına odaklanmaktadır. Buna objenin odaklanma noktaları denilmektedir. Gözün bir objeye bakması sırasında kısa sürede ve hızlı hareketleri ile ilk olarak bir noktaya odaklandığı, sonra diğerlerine odaklandığı bilinmektedir. Bu noktalar objenin 2-3 alanından fazlası olmamaktadır.

Yüze bakıldığında odaklanan noktaların yüzün açıları ve eğimleri olduğu bilinmektedir. Bunu yaparken yüzde alışık olmadığımız açı ve eğimleri daha önce fark edilmektedir.

Yüzde Odaklanma Noktaları

Yüze yandan bakıldığında ağız köşeleri, göz iç ve dış açıları yüzün köşeli noktaları daha fazla dikkati çekmektedir.

Yüze yandan ve oblik bakıldığında odaklanılan en belirgin konkav ve konveks eğimlerdir. Burun kökü alanı, burun-üst dudak arası alan, alt dudak-çene arasındaki labiomental alan ve çene altı-boyun arası alan en belirgin konkav eğilerken, burun ucu, dudaklar ve çene en belirgin konveks yapılardır. Yüzün estetik olarak güzel ve çekici görünmesini sağlayan bu konkav ve konveks alanların düzleşmesi ya da tersine dönmesi yüzde istenmeyen estetik görüntüye neden olmaktadır.

Yüze yandan bakıldığında odaklanma noktaları
Yüze önden bakıldığında dikkat çeken odaklanma noktaları
Yüzde yan ve oblik bakıda konkav ve konveks eğimlere odaklanırız.
Burun sırtında düzensizlik daha fazla dikkat çekmektedir.
İlk resimde çene kemiği kenarı düzenli ancak ikinci resimde yaşlılığa bağlı olarak jowl-gıdık gelişmiş ve bu daha dikkat çekmektedir.
Çenenin doğumsal geride gelişimi; yüzün tüm konturlarını değiştirmektedir.
Burun kökünde olması gereken konkavitenin kaybolması ve düzleşmesi “Yunan Burnu” ile çekici olmayan görsel görüntüye neden olmaktadır.
Burun kökünün olması gereken alandan daha aşağıda yerleşimi burnun kısa ve estetik olarak çirkin görünmesne neden olmaktadır.
Yüzde orta hatta özellikle burun sırtında asimetrik yapılanma
  • Yüze yandan bakıldığında odaklanma noktaları
  • Yüze önden bakıldığında dikkat çeken odaklanma noktaları
  • Yüzde yan ve oblik bakıda konkav ve konveks eğimlere odaklanırız.
  • Burun sırtında düzensizlik daha fazla dikkat çekmektedir.
  • İlk resimde çene kemiği kenarı düzenli ancak ikinci resimde yaşlılığa bağlı olarak jowl-gıdık gelişmiş ve bu daha dikkat çekmektedir.
  • Çenenin doğumsal geride gelişimi; yüzün tüm konturlarını değiştirmektedir.
  • Burun kökünde olması gereken konkavitenin kaybolması ve düzleşmesi “Yunan Burnu” ile çekici olmayan görsel görüntüye neden olmaktadır.
  • Burun kökünün olması gereken alandan daha aşağıda yerleşimi burnun kısa ve estetik olarak çirkin görünmesne neden olmaktadır.
  • Yüzde orta hatta özellikle burun sırtında asimetrik yapılanma
  • Yüze yandan bakıldığında odaklanma noktaları

  • Yüze önden bakıldığında dikkat çeken odaklanma noktaları

  • Yüzde yan ve oblik bakıda konkav ve konveks eğimlere odaklanırız.

  • Burun sırtında düzensizlik daha fazla dikkat çekmektedir.

  • İlk resimde çene kemiği kenarı düzenli ancak ikinci resimde yaşlılığa bağlı olarak jowl-gıdık gelişmiş ve bu daha dikkat çekmektedir.

  • Çenenin doğumsal geride gelişimi; yüzün tüm konturlarını değiştirmektedir.

  • Burun kökünde olması gereken konkavitenin kaybolması ve düzleşmesi “Yunan Burnu” ile çekici olmayan görsel görüntüye neden olmaktadır.

  • Burun kökünün olması gereken alandan daha aşağıda yerleşimi burnun kısa ve estetik olarak çirkin görünmesne neden olmaktadır.

  • Yüzde orta hatta özellikle burun sırtında asimetrik yapılanma

  • Yüze yandan bakıldığında odaklanma noktaları
  • Yüze önden bakıldığında dikkat çeken odaklanma noktaları
  • Yüzde yan ve oblik bakıda konkav ve konveks eğimlere odaklanırız.
  • Burun sırtında düzensizlik daha fazla dikkat çekmektedir.
  • İlk resimde çene kemiği kenarı düzenli ancak ikinci resimde yaşlılığa bağlı olarak jowl-gıdık gelişmiş ve bu daha dikkat çekmektedir.
  • Çenenin doğumsal geride gelişimi; yüzün tüm konturlarını değiştirmektedir.
  • Burun kökünde olması gereken konkavitenin kaybolması ve düzleşmesi “Yunan Burnu” ile çekici olmayan görsel görüntüye neden olmaktadır.
  • Burun kökünün olması gereken alandan daha aşağıda yerleşimi burnun kısa ve estetik olarak çirkin görünmesne neden olmaktadır.
  • Yüzde orta hatta özellikle burun sırtında asimetrik yapılanma


Yaşlanma ve doğumsal ya da travma sonrasında gelişen yüz deformasyonuna bağlı olarak yüzdeki noktalar, konveks ve konkav eğimler ile çizgiler değişmektedir. Yüze bakılırken bu değişimlere daha fazla odaklanılmakta ve dikkat çekilmektedir. Örneğin, burun sırtındaki bir düzensizlik hemen fark edilmektedir.

Bazen yüzde olmaması gereken nokta ve eğrilerin varlığı dikkat çekici olabilmektedir. Örneğin, yaşlanma ile çene konveksitesinde jowl-gıdık ortaya çıkması gibi.

Yüzde mevcut konkav ya da konveksitenin açısının değişimi dikkati çekebilmektedir. Örneğin, aşağıdaki resimde gelişimsel alt çene geride olduğu için yüz profilden tüm eğrileri etkilemektedir.

Yüzde olması gereken konkavite ya da konveksite eğrilerinin olmaması ya da düzleşmesi de görsel dikkati çekebilmektedir. Örneğin, burun kökünde olması gereken konkavite olmadığında burası düzleştiğinde buna “Yunan Burnu” denilmektedir. Bu, yüzün profil görüntüsünde çekici ve güzel olmayan bir görüntüye neden olmaktadır.

Yüzde anatomik noktaların yer değişimi de yüze çekici ve güzel olmayan bir görüntü vermekte ve yüze bakıldığında daha dikkat çekmektedir. Örneğin, aşağıdaki resimde olduğu gibi burun kökünün daha aşağıda yerleşimi burunun daha kısa gibi algılanmasına ve daha dikkat çekmesine neden olmaktadır.

Göz, baktığı objelerde simetri ve oranların tam olmasını aramaktadır. Yüze bakıldığında yüzün simetrik ve orantılı olması gerekmektedir. Simetrik ve orantılı bir yüz daha güzel ve çekici olarak algılanmaktadır.

Güzellik yarışmaları, kadınları bir kaidenin üzerine oturtup onları nesneleştirerek, bir ideale dönüştürdüğü gibi, güzelliğin evrensel bir değer olduğunu ve bütün kadınların bu güzelliğin peşinde olması gerektiği mesajını iletirler. Güzellik yarışmalarının ana öğesi olan kadın, moda ile yakın ilişkiler içerisindedir. Medya aracılığıyla topluma tanıtılması, toplumdaki algılanışı yönlendiren önemli bir gösterge olmuştur.

Küreselleşmenin yoğun olarak yaşandığı günümüzde güzellik yarışmaları; toplumdaki değişen güzellik anlayışı hakkında bilgilenmemize yardımcı olmakta ve toplumsal olarak değişmeler izlenebilmektedir. Güzellik yarışmalarına yönelik yapılacak çalışmalar, dönemin değişen güzellik anlayışı ve moda eğilimlerinin değerlendirilmesine de imkân sağlamaktadır.

Moda sektöründe kadın için belirlenen ölçüler de hızla değişmektedir.

Yüz Güzel ve Çekici Algısında Makyaj

"Yüzün çekici algılanmasında makyaj çok önemlidir. Aşağıdaki resimde iki güzel örnek görülmektedir. Solda çekici iki süpermodel, sağda ise bu kişilerin makyaj sonrası görünümü yer almaktadır. Zaten makyajın yapılma amacı, yüzde simetrinin sağlanması, kusurların gizlenmesi ve yüz estetik alanlarının daha ön plana çıkarılması değil midir?"

Yüz kemik ve yumuşak dokuların çekicilik üzerine etkileri

İnsan ilişkileri düşünüldüğünde, yüze daha fazla önden bakışın kullanıldığı için, yüz çekicilik değerlendirmeleri ön-frontal değerlendirmeler ile yapılmaktadır. Ancak yüzün matematiksel değerlendirmesi sefalogram olan röntgende daha çok sağ ve sol profilden - lateralden yapılmaktadır.

Bunun için sefalogram röntgeni çekilerek yüzü sağ ve sol lateralinde kemik ve yumuşak doku üst üste süperpoze edilmektedir. Sonra bu özel bilgisayar programlarına dijital olarak aktarılmakta ve üzerinde kemik ve yumuşak doku landmark'ları işaretlenmektedir.

Erkek ve kadınlarda çekici ve çekici olmayanlarda yapılan sefalometrik değerlendirme sonuçları:

  • SNA, SNB ve SNPg açılarında fark yoktur. Ancak Wits değerlendirmesi ve ANB açıları çekici kadınlarda daha fazladır.
  • Erkeklerde sagital düzlem çene ilişkisinde ANB, SNA, SNB ve SNPg açılarında fark yoktur. Ancak Wits açıları çekici erkeklerde daha küçüktür.
  • Kadınlarda dikey düzlem çene ilişkisinde ML/NSL, NL/NSL ve L/NL arasında fark yoktur.
  • Erkeklerde dikey düzlem çene ilişkisinde ML/NSL, NL/NSL ve L/NL arasında fark yoktur.
  • Kadınlarda yüz yüksekliği ilişkisinde ön ve arka yüz yükseklikleri arasında fark yoktur.
  • Erkeklerde yüz yüksekliği ilişkisinde ön ve arka yüz yükseklikleri arasında fark yoktur.
  • Kadınlarda yüz profil konveksite değerlendirmesinde NAPg ve NsSnPgs açıları çekici kadınlarda daha düşüktür. NsNoPgs açısında fark yoktur.
  • Erkeklerde yüz profil konveksite değerlendirmesinde NAPg, NsSnPgs ve NsNoPgs açısında fark yoktur.
  • Kadınlarda dudak profili karşılaştırıldığında çekici kadınlarda UL-E-Line mesafesi ve LL-E-Line mesafesi (sırasıyla 3.27 mm ve 2.55 mm) daha kısadır.
  • Erkeklerde dudak profili karşılaştırıldığında çekici erkeklerde UL-E-Line mesafesi (3.13 mm) daha fazla iken LL-E-Line mesafesi arasında fark yoktur.
  • Eski Yunan'da erkek ya da kadında yüzler daha düz ve dudakların geride-retrusive profil olarak çekici kabul edilmekte (Apollo ve Aphrodite heykellerinde olduğu gibi). Günümüzde ise dolgun ve dudakların daha önde-protrusive olması tercih edilmektedir.
  • Kadınlar arasında daha konveks profil, erkek yüzü ve yüzün dolgun olması tercih edilmektedir.

ANB açısı ve Wits açıklığının fazla olması kadınlarda çekici bulunmakta. Bu ikisi yüz kemik yapısının daha konveks olması anlamına gelmektedir. Günümüzde daha konveks yüzler genç olarak algılanırken düz ve konkav yüzler yaşlı ve itici bulunmaktadır.

Yüz çekiciliğinde profilde çene ve dudakların önemi

Yüzün çekiciliğinde dudaklar ve çenenin profildeki değerleri son derece önemlidir.

Bunun için sefalogram ve profil fotoğrafları alınmakta; sefalogram ve profil fotoğrafları süperpoze edilmektedir.

Bunun üzerinde sefalogramda sella-S ve nasion-N işaretlenmektedir. Bu iki landmark birleştirilmekte ve buna "anterior cranial base line" denilmektedir. Bu çizgi başın pozisyonu ile fazla değişmemekte ve referans alınmaktadır. Sonra S'den dikey referans çizgisi (VRL) çizilmektedir. Sonra S'den başlayarak SN'den saat yönünde 7° yeni bir çizgi çizilmektedir. Bu arada columella ile Po arasında Steiner S çizgisi çizilmektedir.

Steiner çizgisi dudakların değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. Dudaklar bu çizginin gerisinde ise geride ve düz dudak (RETRUSIVE), dudaklar bu çizginin önünde ise önde ve belirgin dudak (PROTRUSIVE) tanımları kullanılmaktadır.

VRL çizgisi alt çene (mandibula) ve üst çene (maxilla) değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. Maxilla ve mandibulanın VRL'ye göre çok önde olmasına protrusion, çok geride olmasına retrusion denilmektedir. Bunlar da yüzün çekiciliğini değiştirmektedir.

Eğer dişlerin kapanması (oklüzyon) klas I bir kişide aşağıdaki resimlerde olduğu gibi VRL referans alınarak 3 mm öne ya da arkaya maxilla ve mandibula alındığında profil estetik çekiciliği değişmektedir.

Aşağıdaki resimdeki tanıların anlamları;

  • Bimaxillary protrusion: 3 mm Mandibula ve maxilla VRL nin önüne alındığında
  • Mandibular protrusion: sadece mandibula 3 mm VRL nin önüne alındığında
  • Mandibular retrusion: sadee mandibula 3 mm VRL gerisine alındığında
  • Maxillary retrusion: sadece maxillanın 3 mm VRL nin arkasına alındığında
  • Maxillary protrusion: sadece maxillanın 3 mm VRL nin önüne alındığında
  • Bimaxillary retrusion: 3 mm Mandibula ve maxilla VRL nin arkasına alındığında

Yukarıdaki resimlerde olduğu gibi maxilla ve mandibulanın protrüzyonu ya da retrüzyonu dudakların Steiner S line ile olan ilişkisini değiştirmektedir.

Maxilla ve mandibulanın önde olması daha çekici bir görsellik katmaktadır. Ancak burun ve çenenin erişkin dönemde de büyümesinin devam ettiği ve yüzün daha konkav bir profil verdiği unutulmamalıdır.

Ayrıca maxilla ve bimaxillar protrüzyon dudakları daha profilden belirgin kılmaktadır.

Maxillar retrüzyon ve mandibular protrüzyon çekiciliği olumsuz etkilemektedir.

Mandibular retrüzyon çekici bulunabilmektedir.

Yüzün çok düz olması istenmeyen bir profil olarak kabul edilmektedir.

Erkeklerde ise mandibula ve maxillanın 3 mm'lik ön ya da geride olması çekiciliği fazla değiştirmemektedir. Ancak erkeklerde bimaxillar protrüzyon daha çekici bulunmaktadır.

Yüzün profilden değerlendirilmesinde yüz profil açısı, dudakların kapanışı ve Brustone line kullanılarak çekiciliği değerlendirilmektedir. Bunun için aşağıdaki grafikte gösterilen algoritma kullanılarak kategoriler ve yapılması gerekenler belirlenmektedir.

Bunun için profil fotoğrafından glabella-G, subnasale-Sn ve pogonion-Pg landmark'lar belirlenir. G-Sn-Pg açısı belirlenir. Bu ideal bir yüzde 165-175 derecedir. Sonra dudakların kapanmasına bakılır. Sn-Pg arasında Brustone çizgisi çizilir. Dudakların bu çizgiye göre pozisyonlarına bakılır. Bunlarla kategoriler belirlenir.

Kategori A: İstenen ve çekici bulunan yüz profili, ortodontik bir yaklaşıma ihtiyaç yok.

Kategori B: Bimaxillar retrusion; maxilla ve mandibula normal ancak dentoalveolar yapı retrusif. Belirgin burun ve çene yapısı. Bu yüzün alt kısmına retrusif hatta konkav bir profil vermekte. Bazı toplumlarda çekici bulunan ve istenen ikinci yüz formu.

Kategori C: Bimaxillar protrusion; normal maxilla ve mandibula ancak dentoalveolar yapı protrusif göstermekte. Ağız çevresi konveks, özellikle dudaklar. Nasolabial açı azalmış. Üst ve alt dudaklar Burstone line üzerinde. Yüz altı, özellikle ağız çevresi konveks yapının azaltılması için tedavilere ihtiyaç bulunmaktadır.

Kategori D: Klass II profil; normal maxilla ve retrognotik mandibula ya da prognotik maxilla ve normal mandibula olabilir. Yüz alt kısmı profilde geride.

Kategori E: Klass III profil; normal maxilla ve prognatik mandibula ya da retrognatik maxilla ve normal mandibula olabilir. Yüzün profilinde yüz alt kısmı önde.

Kategori F: Şiddetli bimaxillar protrusion; maxilla ve mandibular dentoalveolar yapıda şiddetli protrusion var. Dudaklar tam kapanmamakta ve ağız çevresinde konveks yapı gözlenmekte. Nasolabial açı çok azalmış, üst ve alt dudaklar Burstone line önünde, çene yetersiz ve yüz açısı azalmış.

Kategori G: Şiddetli Klass II profil; normal maxilla ile şiddetli retrognatik mandibula ya da şiddetli prognatik maxilla ile normal mandibula olabilir. Yüz profili aşağı alanda çok geride.

Kategori H: Şiddetli Klass III profil; normal maxilla ile şiddetli prognatik mandibula ya da şiddetli retrognatik maxilla ile normal mandibula olabilir. Profilde yüzün alt kısmı çok önde.

 

İdeal Yüz

Bu kadar şeylerden bahsedildikten sonra asıl soru ideal yüz nasıl olmalıdır ? İdeal yüzün tanımı aşağıda özetlenmekte.

Ortalama Bir Yüz

Çekiciliği ya da eş seçimini etkileyen ideal yüzün birinci faktörü ortalama değerlere sahip olmaktır. Ortalama yüz ise ön plana çıkan ortalama bir burun ile gözün şekli ve boyutuna sahip olmaktır. Bu morfolojik ortalama değere yakınlık, kişinin düşük genetik mutasyonunu ve hayatta kalabilme yeteneğini simgelemektedir. Yüzün morfolojik yapısı ortalamaya ne kadar yakınsa, yüz o kadar çekici olmaktadır.

Aşağıdaki resimde ortalama kadın ve erkek yüzleri görülmektedir.

Simetri

Hiçbir yüz ideal olarak simetrik değildir. Asimetri, yüzün sağ ve sol tarafındaki ayna görüntüleri ile anlaşılabilmektedir. Simetrik bir yüz çekici görünmektedir. Yüzün orta hattındaki asimetriler, yüzün çekiciliğini daha fazla etkilerken, yüzün çevresine doğru asimetriler çekicilikteki etkilerini kaybetmektedir.

Profil

Yüzün çekiciliğinde ön görünümünden daha çok profil görünümü etkili olmaktadır.

Dudaklar

Yüzde çekicilikte dudaklar, özellikle dudakların profili daha önemlidir. Dulgun dudaklar, gençliğin, sağlığın ve çekiciliğin simgesi olarak algılanmaktadır.

Deri

Derinin hastalıksız olması (akne, egzama ve lekeler gibi) ve canlı, pürüzsüz olması çekicilikte son derece önemlidir.

Yüzün genel şekli

Yüzün geç iken konturları daha keskin, daha üçgen, oval ve rhomboidal şekildedir. Yüzün konveks ve konkav alanları daha belirgin ve geçişler daha nettir.

  • Yaşlanma ile kaşlar düşerek göz çevresini ve yüzün genel ifadesini etkilemektedir.
  • Burun ucu düşmekte ve kolumella kısalmaktadır; bunlar da burunun daha uzun görünmesine neden olmaktadır. Burun iskelet sistemi ve üzerinde deride gelişen atrofi ile burun sırtı daha konveks görünmekte, burun genişlemektedir.
  • Yanaklarda destek yağ dokusu olan buccal fat azalmakta ve yer çekimi ile aşağı ve içe düşmektedir - pitozis. Bu da nasolabial foldu belirgin hale getirmektedir.
  • Alt göz kapağında V şeklinde düşme (drop) gelişimi olmaktadır. Gözler kısılmakta, oval ve açık alan azalmaktadır.
  • Çenede iskelet ve deri altı yağ dokusunun azalması, çenede doku kaybı ile retrüsyon ve aşağı düşmeye neden olmaktadır.

Dişler

"Önde görünen dişler estetikte daha ön plana çıkmaktadır. Dişlerde üst üste binme ya da aralıklar oluşması daha fazla rahatsızlık vermektedir.

Ön dişlerin hafif öne açılması daha estetik bulunmaktadır."

Yüzün Çekiciliğinin Değerlendirilemsinde özel blgisayar programları

Morphing Programları

Bir fotoğrafı diğer fotoğrafa benzetme olarak tanımlanabilir. Bunu dijital ortamda yapabilen programlar bulunmaktadır, örneğin Morpho Man. İlk fotoğraf üzerinde yüzün estetik alanları işaretlenmekte; bunlar, çene ve alın gibi alanlarda poligonal olarak seçilmektedir. Sonra aynı işlem ikinci fotoğrafa yapılmaktadır.

Daha sonra program ile işaret ve alanlardan iki fotoğraf istenilen oranlarda, örneğin 50:50 gibi, birleştirilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency