- Gösterim: 7913
UV ışık 100 nm ile 400 nm arasında dalga boyuna sahiptir. UV farklı dalga boyuna sahip UVC; 200-280 nm, UVB; 280-315 nm ve UVA; 315-400 nm(2 alt gurubu bulunmaktadır. UVA2 315-340 nm ve UVA1 340-400 nm dir.) dan oluşmaktadır.
UVC 200-280 nanometre (nm) dalga boyundadır ve atmosferin statosfer tabakasındaki 3 mm kalınlığındaki meşhur ozon tabakası tarafından dünyaya ulaşması engellenmektedir. (Ozonun bu etkisi oldukça önemlidir. Ozon tabakası 280 nm den kısa dalga boyuna sahip UV nin yeryüzüne ulaşmasını engellemektedir. UVC nin dünyamıza ulaşması canlı hayatın sonu anlamına gelmektedir.)
UVB yeryüzüne ulaşan UV nin % 9-14 ünü oluşturmaktadır. UVA ise yeryüzüne ulaşan UV % 19-50 sini oluşturmaktadır.
UVC ışınlarının tamamı ve yaklaşık olarak UVB % 90 nı yeryüze ulaşmadan atmosferdeki ozon, su baharı, oksijen ve karbondioksit tarafından emilmektedir. UVA atmosferden fazla etkilenmemektedir. Bu özellikler nedeni bizler günlük hayatımızda yoğun UVA ve daha az oranda UVB ışınlarına maruz kalıyoruz.
İnsan derisinde etkili olan güneş ışınımı 290-1300 nm aralığıdır. 1300 nm den yüksek dalga boyu olan ışık derinin çok yüzeyinde etkili olmaktadır. Bu ışınımlar içerisinde 290-400 nm dalga boyları arasındaki ışınımlar “kritik dalga boyu” olarak tanımlanmaktadır ve deride daha zararlıdır. Bu dalga boyu yeryüzüne ulaşan UVR nun %90 nını oluşturmaktadır.
UV ışınına maruziyetten sonra insan cildinde eritem(kızarıklık) etki oluşturan en düşük UV enerjisinin miktarına “Minimal eritemal dozu” denilmektedir.
UVA deride dermise kadar inebilmektedir. Bu derinlikte melanositlere ulaşmaktadır. UVA nın yeryüzüne ulaşmasında mevsimler, dünyanın coğrafik konumu UVB kadar etkili olmaz. Ayrıca UVA otomobil, ev ve ofis camlarından geçebilmektedir. UVA deride daha çok pigmentasyondan sorumludur. Güneş yanığına neden olmakta ancak deride UVB nin neden olduğu kızarıklık-eritemin ancak 1000 de birini yapabilmektedir. UVA maling melanomadan sorumlu olması nedeni ile çok önemlidir.
UV-B derinin epidermis ve dermisin üst kısımlarından emilmektedir. Deride UVA kadar daha derine ulaşamaz. UVB deride Vitamin D sentezini sağlamaktadır. Vücutta Vitamin D sentezi için küçük bir alan ve UVB eritem oluşturma douzunun % 5i yeterlidir.
UVB deri hücre DNA sında kırılmalarına neden olmaktadır. Bu deri hücrelerine güneş yanığı hücreleri-keratinositler denilmektedir. Bu hücreler daha sonra apopitozise yani programlı hücre ölümlerine neden olmaktadır. Bu süreç savunma sistemi tarafında kontrol altına alınmadığında cilt kanserleri gelişmektedir.
UV nin yeryüzündeki yoğunluğu bir çok faktörden etkilenmektedir. Örneğin ekvator bölgelerinde UV özellikle UVB daha yoğundur. Ekvatordan kuzey yada güneye gidildikçe UVA değişmemekle birlikte UVB azalmaktadır. Havanın bulutlu olması su buharının yansıtıcı özelliği ile özellikle UVB yoğunluğunu azaltmaktadır. Ancak bulutlu hava UVA yı fazla etkilemez. Deniz seviyesinden yükseldikçe UV maruz kalma riski artmaktadır. Her 1000 m yükseklik UV yoğunluğunda % 10-12 artış anlamına gelmektedir. Yansıtıcı yüzeyler UV ye daha fazla maruz kalmamız anlamına gelmektedir. Örneğin temiz ve yeni kar UV yi % 80, kuru kum % 15 ve su-deniz % 25 oranında yansıtıcı özellikleri ile UV yoğunluğunu arttırmaktadır.
Uzun süre güneşe yani UV ye maruz kalınması insan deri üzerinde erken ve geç reaksiyonlara neden olmaktadır. Güneş yanıkları, cilt yaşlanması(Fotoyaşlanma), cilt lekeleri, cilt kanserleri gelişimi gibi. Ancak UV sadece deride değil ayrıca vücut savunma sistemi ve göz üzerinde de olumsuz etkilere sahiptir. Gözde erken yaşlarda fotokeratit yani katarakt yapmaktadır.
Tüm dünyada her yıl 2-3 milyon insanda melanoma dışı cilt kanseri, 150.000 den fazla melanoma, 12-15 milyon insanda katarakt gelişmektedir (Dünya sağlık örgütü gözde körlüklerin % 20 sinden fazlasını güneş kaynaklı katarakt olduğunu açıklamaktadır.).
Yoğun UV maruz kalınan coğrafik bölgelerde enfesiyon hastalıkları çok daha yaygın ve ciddi bir sorun haline gelmektedir. Bunda UV nin insan savunma sistemi üzerinde olumsuz etkisi rol oynamaktadır.
Bu nedenle güneşin zararlı etkilerinin bilinmesi ve güneşten koruyucu yöntemler son derece önemlidir. İnsanların güneşlenme alışkanlıklarının bilinçlendirilmesi, solaryumların kısıtlanması, toplumsal bilinçlenme ve eğitim programları son derece önemlidir.