Ultraviyole Radyasyon ve Güneşten Korunma Yöntemleri

Kişinin cilt fototipine, mevcut cilt problemlerine, yaşanan coğrafik koşullara ve doğru zamanda uygun güneşten koruyucular kullanılmalıdır. Yani “Doğru kişiye, doğru zamanda, doğru ürün!” kullanılmalıdır.
Güneşten koruyucular derimizi güneş/yapay kaynaklı UVR (ultraviyole) ışınlarından (bu ışınları emerek, dağıtarak veya yansıtarak) korumak olan, cilde sürülerek uygulanan; krem, losyon, yağ, sprey veya jel formunda preparatlardır. Bunlar tek başlarına yada diğer kozmetik/bakım ürünleri içerisine konularak kullanılmakta. Ancak koruma derken ideal miktarda ve zamanlama ile uygulansalar bile bizi tam olarak UVR karşı korumadıkları sadece güneşte emniyetli kalma süremizi uzattıkları unutulmamalıdır.

Burada tanımlanan emniyetli güneşte kalma süresi cilt fototipimize ve cildimize göre güneş yanığı gelişmeden güneşlenme süresidir.(Güneş yanığı deride erken dönemde kızarılık-eritem geliştirmektedir. Güneşte kızarıklığın oluşması güneşte emniyetli sürenin aşıldığını göstermektedir.) Bir örnekle anlatabilirsek; bir kişi güneşte 10 dakika korunmadan kaldığında kızarılık yani güneş yanığı gelişiyor ise bu kişiye SPF-10 güneşten koruyucu uygulandığında ve fazla güneşte kaldığında yine güneş yanığı gelişecektir.  Basit anlamı şu, “Yüksek koruyucu sürdüm istediğim kadar güneşte kalabilirim, beni bu koruyucak.” doğru bir düşünce değildir.

Güneşten koruyuculara başmadan önce basitce UVR içeriğinden bahsedelim;

Dünyamıza ulaşan güneş ışınımları ultraviole (UV), görünür ışık ve infrared(IR) oluşmakta. Her üçü elektromanyetik radyasyonun 100 nm - 1 mm dalaga boyunu oluşturmakta. UV 200–400 nm, görünür ışık 400–740 nm ve IR ise 760–1,000,000 nm arasında. UV yeryüzübe ulaşan ışınımın sadece % 10 nunu oluşturmakta. UV dalga boylarına göre; UVA 320–400 nm, UVB 280–320 nm ve UVC 100–280 nm olmak üzere 3 e ayrılmakta. UV neden olduğu deri hasarı güneşten korunmada temel konumuz. UVA dalga boyu ile deride daha derinlere ulaşabilmekte ve derinin yaşlanması, kuruluğu, derinin ışık duyaralılığı ve deri kanserleirnden sorumlu tutulmakta. UVB dalga boyu nedeni ile deride daha yüzeysel-epidermal hasrar neden olmakta ve deri kanserlernden sorumlu. UVC daha tehlilkeli olmakla birlikte atmosferden özellikle ozon tabakasından geçip yeryüzüne ulaşmamakta. 

 

Bu arada “Güneşten koruma faktörü (GKF veya SPF)” açıklamaya çalışalım;

Güneşten koruyucu ürün tarafından korunan cilt üzerindeki minimal eritemal dozun, aynı korunmasız cilt üzerindeki minimal eritemal doza oranını tanımlamaktadır.

UVA koruma faktörü: Güneşten koruyucu ürün tarafından korunan ciltte gerekli minimum UVA dozunun, aynı korunmasız cilt üzerinde minimum bronzlaştırıcı etkiyi sağlamak için gerekli minimum UVA dozuna oranını, ifade eder.
Güneşten koruyucular üzerinde hepimizin bildiği güneşten korunma faktörü (SPF) yer almaktadır. Aslında buda önemli bir ayrıntıdır. Çünkü SPF sadace bu ürünün UVB ye karşı koruyucu özelliğini göstermekte ve 15. 30 50 + olarak tanımlanmakta. Son yıllarda UVA nın öneminin anlaşılamasından sonra UVA’ya yönelik güneşten koruyucu ürünler için yeni bir derecelendirme sistemi önerilmiştir. Buda SPF gibi numaralandırılmış bir sistemdir ve PA ile tanımlanmakta +, ++, +++ ... ile ifade edilmekte. Bu nedenle Güneşten koruyucular UVB ve UVA için koruyucu içeriğe sahip olmalıdır. Üzreinde SPF yani UVB karşı koruma değeri ve UVA karşı koruma değeri PA  yazmalıdır.

SPF değerinde bilinmesi gereken önemli bir bilgi; SPF 15 olan bir güneşten koruyucu UVR nun deride eritem oluştrucak kısmının % 93 ünü engellerken SPF 30 da bu değer 96%. yani 2 katı SPF değer artışına karşı sadece % 3 lük bir koruma artışı. Bu argüman güneşten korunma kapasitesini değerlendirirken doğru olabilir, ancak cildin dedrin dokularına ulaşan UV radyasyonunun miktarını değerlendirmede yeterli değildir. Örneiğin bir SPF 30 ürünün deriye uygulandığında UVR maruz kalındığında SPF 15 ürün kullanımına göre UVR deride derin dokulara ulaşmasını ancak yarı yarıya azaltmakta. Aşağıdaki örnekte olduğu gibi SPF 10 da 10 foton SPF 50 de 2 foton ulaşmakta. Yani SPF de 5 katı artış foton geçişini 5 katı azaltmakta ancak 50 + da bile deriye zararlı UVR ulaşabildiği unutulmamalıdır.

  

This is also illustrated by comparing SPF 10 with 50 sunscreen. Ten and two photons transmit (%) through sunscreen film and enter the skin whenapplying SPF 10 and SPF 50 products, respectively, as a difference factor of five it is expected [18].On the other hand, in 1996, the Japan Cosmetic Industry Association (JCIA) developed an in vivopersistent pigment darkening (PPD) method to evaluate UVA efficacy of sunscreen [19]. Sunscreensare labeled with PA+, PA++, PA+++, and PA++++, corresponding to the level of protection grade ofUVA (PA) obtained from the PPD test [19,20]. Sunscreens labeled as PA+ express low protection,mainly contributed by between two and four UVA filters. Sunscreens containing four to eightsunscreen agents show moderate levels of UVA blocking and are labeled as PA++. In contrast, thePA+++ and PA++++ symbols represent products that are composed of more than eight UVA filtersand provide a high sunscreen efficacy [10,19,20

Açık tenli kişiler, koyu tenli kişilere göre çocuk ve bebekler ise büyüklere göre daha yüksek koruma faktörüne ihtiyaç duymaktadır. Günlük aktivitelerde 15-20 faktör yeterli olabilmekte ancak deniz kenarında geçirilen bir gün için en az 30 faktörlü bir ürün kullanılmalıdır. Son yıllarda koruyucu ürünlere, cildi ultraviyole–A ışınlarından da koruyan yeni bileşenler eklenmiştir ancak bu ürünlerin kalıcılık süreleri daha kısa olduğundan, bu ürünlerin, daha sık sürülmeleri gerekmektedir.

Güneşten koruyucuların etkileri, sürüldükten en az 15-30 dakika sonra başladığı için güneşe çıkmadan en az yarım saat önce sürülmeleri gerekmektedir.

Diğer önemli bir nokta bu ürünlerin kulanım sonrası terleme, su ile temas (yüzme – yıkanma) ve havlu ile kurulanma sonucu koruyucu etkilerinin azalması hatta kaybolabilmesidir. Bu nedenle ürünlerin gün içerisinde 1-2 saat arayla tekrar sürülmeleri gerekmektedir.

Güneş koruyucu ürünler suya dayanıklı ve dirençli olarakta geliştirilmişlerdir. Bu kavramların anlamları;

Bir güneş koruyucusu, suya daldırıldıktan 40 dakika sonra bile, SPF düzeyinin etkin olduğu saptanırsa “suya dirençli” olarak kabul edilir. Güneş koruyucular için bu test işlemi şöyledir: Kişiler kapalı bir havuzda 20 dakika boyunca yüzdükten sonra derileri hava sayesinde kurur (havluyla kurulanmaz). Sonra tekrar 20 dakika yüzmeleri söylenir ve yine hava ile kuruma sağlanır. Toplam 40 dakikalık su temasından sonra suya dirençli güneş koruyucunun SPF değeri ölçülür. Bu işlem 4 kez tekrarlandığında yani 80 dakika toplam su teması sonrası SPF değeri “Suya çok dirençli” olarak tanımlanmaktadır. Güneşten koruyucuların “suya dirençli” formülasyonlarda kullanılan taşıyıcının lipofilik özellikte olması nedeniyle verdikleri yağlı his kullanıcılar tarafından iyi karşılanmasa da, ürünlerin deriye iyi şekilde bağlanmasına olanak sağlamaktadır.

Son zamanlarda günde bir kez kullanılan ve günboyu koruma sağladığı idea edilen ürünler bulunmaktadır. Bunların bu özelliklerinin gereçekçi olmadığına inanılmaktadır.

Güneş koruyucuları yapısına serbest oksijen radikalleri yakalama kapasitesi olan vitamin E ve beta-karoten gibi değişik antioksidan vitaminler de eklenmektedir.

Günşten koruyucular güvenli, uygulandığında kimyasal olarak deri iritan ve toksik olmamalıdır. Bunun dışında deride aşırı duyarlılık-alerji oluştrumamalı ve daha da önemlisi D vitamin eksiklğine neden olmamalıdır. UVB uzun süre kontrolsüz marız kalınması güneş yanığı ve sonrası kalıcı hasarlarar neden olurken deride vitamin D yapımının % 90 ından sorumlu. Bu nedenle son yıllarda D vitamini sentezi için güneşten koruyucusuz kontrollü güneşlenme yada deri yüzeyine cm2 ye 2 mg az güneşten koruyucular sürülerek güneşlenme istenmekte. 


Güneşten koruyucu ürünlerde ve etiketlerinde tüketiciyi bilgilendirmek amacıyla UV ışınlarına aşırı maruz kalınmasıyla ilişkili riskler, güneşe maruziyet derecesi ve cilt tipi için gerekli güeşten koruyucu ürünlerin kategorisi hakkında, ürünlerin etiketlerinde bilgiler yer alması gerekmektedir.

Ayrıca aşağıda belirtilen ifadeleri içeren ve buna benzer ifadeleri ima eden iddiaları bulundurmamalıdır:

  • UV ışınlarından %100 korur (sunblock, sunblocker ya da güneş bloğu, total koruma, tam koruma gibi).
  • Hiçbir koşulda ürünü tekrar uygulamaya gerek yoktur (tüm gün koruma sağlar gibi).
  • Çocuklarda ve bebeklerde yeterli koruma sağlar.

Güneşten koruyucu ürünlerde %100 koruma sağlamadığını belirten uyarılara yer verilmelidir. Bu ürünlerin kullanımları ve dikkat edilmesi gereken önlemler ile ilgili tavsiyede bulunmalıdır.

Güneşten koruyucu ürünler aşağıda belirtilen uyarıları içermelidir.

  • “Güneşten koruyucu ürün kullanıldığında dahi güneşte çok uzun süre kalmayınız.”
  • “Güneşe fazla maruz kalmak ciddi sağlık tehdididir.” Bebek ve küçük çocuklar için ürünün kullanımının uygun olup olmadığının belirtilmesi gerekmektedir.

Bebek ve çocuklar için üretilen güneşten koruyucu ürünlerin etiketinde dikkat edilmesi gereken önlemler ile ilgili tavsiyelere yer verilmelidir.

  • “Bebekleri ve küçük çocukları doğrudan güneş ışınlarına maruz bırakmayınız. Bebek ve çocukları güneşin yoğun olduğu öğle saatlerinde (11:00-16:00 saatleri arasında) güneşe çıkarmamaya özen gösteriniz.”
  • “Bebekleri ve küçük çocukları uygun giysiler ve şapka, gözlük gibi koruyucu aksesuarlarla güneşten koruyunuz.”

Güneşten koruyucu ürünlerin etkinliği, ürünün doğru kullanımına bağlı olması nedeniyle belirtilen iddiaların sağlanabilmesi amacıyla, ürünlerin doğru kullanımına yönelik talimatları taşımaları gerekmektedir. Üretici ürünün özelliğine göre uygulama şeklini, uygulama yerini, uygulamayı takiben ne kadar süre sonra güneşe çıkılabileceğini, ürünün hangi koşullarda (örneğin suya dayanıklılığı) ne kadar süre koruma sağlayacağına dair bilgilendirmeyi kullanma talimatında yer vermelidir. Ürünün kullanımı ile meydan gelebilecek istenmeyen etki durumuna yönelik uyarılara da talimatlarda yer verilmelidir.

Bu talimatlar aşağıda belirtilen şekildeki ifadeleri içermelidir.

  • “Güneşe maruz kalmadan önce güneşten koruyucu ürün kullanınız.”
  • “Güneşten korumanın devamlılığını sağlamak için özellikle terledikten, yüzdükten veya havluyla kurulandıktan sonra uygulama işlemini tekrarlayınız.”
  • “Ürünü göz çevresine uygulamayınız.”
  • “Ürünün göz ile temasından kaçınınız, göze teması durumunda bol su ile yıkayınız.”
  • “Ürünün kullanımı ile meydana gelebilecek istenmeyen bir etkiyle karşılaşılması durumunda doktora danışınız.”
  • “Ürünü küçük çocukların ulaşamayacağı yerde saklayınız. Yutulması durumunda doktora başvurunuz.”

Güneş koruyucu ürünün hangi koşullarda saklanması gerektiği ve son kullanma tarihi ürün üzerinde belirtilmeli ve buna mutlaka uyulmalıdır. Güneşten koruyucu ürünün ideal saklanması için;

  • “Ürününüzü direk güneş ışığına maruz bırakmayınız, aşırı sıcaktan koruyunuz.”
  • “Ürünün özelliğinin değiştiğine işaret eden renk, koku, homojenlik gibi parametrelerde değişiklik gözlenmesi durumunda ürünü kullanmayınız.”
  • “Ürünü kullandıktan sonra ağzını sıkıca kapatınız.”

Güneşten Koruyucuların İçerikleri

Güneşten koruyucular içerisinde kimyasal ve fiziksel koruyucular yada bunlartı miksleri bulunmaktadır. Daha detaylı bilgi için...

 

Güneşten koruyucu içerikleri önemli. Örneğin PABA ve oxybenzone uygulandığı deride alerji ve ışık duyarlılığına neden olabilmekte. Bunların kullanımı kısıtlanmaya başlandı.  TiO2 nanopartiküllerinin boyutları 15 nm den küçük olduğunda derimise kadar inebilmekte ve burada fibroblastları etkilemekte. Bu nedenle TiO2 kullanılrıken nanopartiküllerin 20 nm den büyük olması istenmekte. 

Deri hasarında UVR dışında son yıllarda hava kirliliği kaynakları olan partiküller, poliaromatik hidrokarbonlar, sülfür oksid(SO2) ve nitrojen oksid (NOx) de negatif etkileri gösterilmiştir(pigmentasyon artışı, deride kuruluk, yaşlanma süreci, kaneyi alevlendirmesi gibi). Bu nedenle güneşten koruyucular içerisine melatonin kompleksleri ve birtkisel ekstreler eklenmekte.

Görünür ışığın mavi bölümü (380–500 nm) güneş, akıllı telfonlar, tablet ve bilgisayar ekran kaynaklı olabilmekte. Bu dalga deride derin dokularar inebilmekte serbest oksijen radikalleri tyaparak derinin bariyer fonksiyonunun bozmakta ve derinin yaşlanma sürecini hızlandrımakta. Bu nedenle son yıllarda UVR filtreleri dışında mavi ışık filtreleride kullanılmakta.

IR yeryüzüne ulaşan güneş kaynaklı ışınımın % 54.3 oluşturmakta. Deri altı dokularar kadar ulaşbilmekte. öellikle yoğun olduğu yaz döneminde serbest oksijen radikallerini arttırması ve dermiste MMP-1 ve MMP-9 aktivitesi üzerinden kolajen hasarına neden olmakta. Bu nedenle güneşten koruyucular içerisine IR filtreleri kullanılmaya başlandı. 

Güneşten Koruyucu Ürün Grupları

Güneş koruyucu ürünün etkinliği ve estetik sonuçlar ürünün özelliklerinde bağlıdır. Losyon ve kremler olarak bilinen gurup en yaygın güneş koruyucu taşıyıcılarıdır. Elbette ticari olarak pek çok çeşit formülasyon mevcuttur ve genellikle kişisel tercihlere göre seçilmektedirler. Bunlar;


Temizleyiciler

Deride güneş koruyucunun çökelmesini sağladığını iddia eden bir temizleyiciler mevcuttur. Bu, yağlı güneş koruyucuların verdiği histen hoşlanmayanlar için iyi bir tercihtir. Bununla birlikte şu an için, bu türden temizleyici güneş koruyucuların nasıl etkili olduğu ile ilgili veri eksikliği söz konusudur. Daha fazla kanıt gerekli olduğundan, uzun süreli güneşe maruz kalma söz konusu olduğunda, bu ürünün daha güvenilir bir güneş koruyucu ile kombine kullanılması önerilmektedir.


Losyonlar ve Kremler

Losyonlar, normalden yağlıya dönük derili kişiler tarafından daha fazla tercih edilmektedir, çünkü viskoziteleri daha düşüktür (daha akışkandırlar), daha kolay sürülürler ve daha az yağlıdırlar. Karma deri için de losyonlar uygundur, fakat kuru derili hastalar genellikle kremleri tercih ederler. Bu ürünler ideal güneşten koruyucular olurlar, çünkü en etkili aktif bileşenler bir emülsiyonun lipid fazına dahil edilebilirler. Daha yüksek SPF’li ürünler daha fazla güneş koruyucu yağ içerdiklerinden ağır ve yağlı bir hisse neden olurlar.


Yağlar

Yağların tek avantajı kolay sürülmeleridir, ancak deride daha az güneşten korunmaya yol açacak şekilde ince yayılırlar. Tüketiciler deri üzerindeki yağlı, kirli his nedeni ile yağlardan hoşlanmama eğilimindedirler.


Jeller

Erkek hastalar ve derisi yağlı olanlar jelleri tercih etme eğilimindedirler. Güneşten koruyucu kullanırken egzersiz yapmaya hazırlanan kişiler için su bazlı jeller uygundur, çünkü alkol bazlı jeller gözlerde yanma ve batmaya neden olabilirler.


Spreyler

Spreyler son yıllarda, özellikle çocuklarda kullanım açısından popüler olmuştur. Vücudun geniş alanlarına uygulamada spreyler iyi bir seçenektir. Kullanırken, güneşe açık tüm vücut kısımlarının kaplanmış olmasını sağlamaya dikkat edilmelidir.


Stripler

Yağda çözünebilir güneş koruyucu bileşikleri içeren stripler mevcuttur. Bu formülasyonları koyulaştırmak için bal mumu ve vazelin eklenmektedir. Stripler dudak, kulak, burun ve göz çevreleri gibi dar ve çıkıntılı alanları korumada etkilidir. Stripler egzersiz ve su aktiviteleri sırasında kullanım açısından diğer formülasyonlardan daha üstündür, çünkü daha uzun süre dayanır ve gözleri tahriş edecek şekilde erime eğilimleri yoktur.


Makyaj ürünleri ile güneşten koruyucuların birlikte kullanımı

Güneş koruyucu bileşikleri artık pek çok makyaj fondöteninde yaygın olarak bulunmaktadır. Çoğu yüz fondöteni, TiO2 gibi bileşenler ve ürünü renklendirmek için kullanılan pigmentler sayesinde bir miktar güneşten korunma sağlamaktadır. TiO2, bu ürünlerin bir kısmının SPF’sini arttırmak için özellikle eklenmekte, fakat daha opak bir fondöten oluşmasına yol açmaktadır. Sonuç olarak, kimyasal güneş koruyucular koruma sağlamak için daha sık eklenmektedir. Bununla birlikte her güneş koruyucu bileşiği, makyaj fondötenlerine eklenme açısından uygun değildir. Örneğin Parsol UVA’yı etkili bir şekilde engellemekte, fakat makyaj fondötenlerinde kullanılan demir oksit ve diğer pigmentlere maruz kalınca inaktive olmaktadır.

Üreticiler son birkaç yıldır, güneş koruyucu bileşikler içeren saç bakım ürünleri, özellikle şampuan ve saç şekillendiriciler üretmişlerdir. Çoğu güneş koruyucu bileşiği suda çözünebilir olduğundan ve saç bakım ürünlerinin çoğunun yıkanarak uzaklaştırılması istendiğinden, bu gibi bileşikler muhtemelen yıkanarak atılır ve etkisiz hale gelirler. Etkinliklerini kanıtlayan herhangi bir veri olmasa da, saçtan uzaklaştırılmayan bakım ürünlerinin kıl dibine bir miktar koruma sağlama olasılığı


Güneş Koruyucuların Yan Etkileri

Mevcut veriler, kimyasal güneş koruyucuların sistemik herhangi bir yan etkiye yol açmadığını, ancak fototoksik ve fotoallerjik reaksiyonlar yanında irritan ve allerjik kontakt dermatit gibi lokal deri bulgularına rastlandığını göstermektedir. Bunlar güneşe maruz kalınmadan da kontakt dermatite neden olabilmektedir.

PABA, benzofenonlar, sinnamatlar ve metoksidibenzoilmetan, kimyasal güneş koruyucularda en sık yer alıp, allerjik kontakt dermatit oluşumunda rol oynayan bileşenlerdir. TiO2 ve ZnO içeren fiziksel güneş koruyucuların hiçbir zaman kontakt allerjiye neden olduğu bildirilmemiştir ve bu nedenle, güneş koruyuculara karşı aşırı duyarlılık öyküsü olan hastalar için uygundurlar.

Duyarlı kişilerde kokular ve koruyucular gibi, güneş koruyucu preparatlara eklenen katkı maddelerinin de allerjik reaksiyonlara neden olma olasılıklarının bulunduğunu hatırlamak önemlidir.

Güneş koruyucu taşıyıcıları, özellikle yağlı preparatlardakiler, akut UV maruziyetinde görülebildiği gibi akneyi alevlendirebilmektedir.

Güneş koruyucuların tam koruma sağladığı ile ilgili yanlış anlama, bazı tüketicilerin güneşe maruz kalma süre ve sıklığını artırmasına yol açması nedeniyle riskli olabilir. Hiçbir güneş koruyucusu güneşi tamamen engelleyemez. Bu nedenle ürün etiketlerinde “güneş bloke etme” teriminin kullanılmasına izin verilmemelidir.

En önemli ve çözülememiş çelişki D vit üzerinedir. D vitamininin akciğer ve prostat kanseri gibi kanserleri önlediği gösterilmiştir. Ne yazık ki, sağlıklı ve uygun bir D vitamini dozu elde etmenin en iyi yolu güneşe maruziyettir. Diyet destekleyicileri, haplar ve takviye edilmiş süt, günlük önerilen uygun D vitamin dozunu karşılamaz. Bir bardak süt sadece 100 IU D vitamini oluştururken, güneşli bir kumsalda 20 dakika uzanmak 10 000 IU D vitamini oluşturabilir. Bu nedenle, D vitaminini en iyi elde etme yolu güneşe maruz kalma olsa da, çok fazla güneş maruziyetinin deri kanserine neden olduğu bilindiği için çelişki ortaya çıkmaktadır. D vitamini sentezini uyaran da UVB’dir. UVB aynı zamanda güneş yanıkları ve bronzlaşmanın da kaynağıdır. Bazı çalışmalarda güneş koruyucusu uygulanmasının D vitamin düzeylerini azaltmadığı açığa çıkmıştır. Diğer yandan bazı çalışmalarda, güneş koruyucusu uygulanmasının aslında D vitamin düzeylerini azalttığı saptanmıştır.

UV Sistemik Korunma

Kimyasal önleme, hastalıkların diyetsel manipülasyonlar veya farmakolojik girişim yoluyla önlenmesi anlamına gelmektedir. İnsanlarda potansiyel kimyasal önleyici etkinliğe sahip olduğu belirlenen ajanlar arasında retinoidler ve düşük yağlı diyetler bulunmaktadır. Ek olarak yeşil çaydan izole edilen bir polifenolik kısmın, güneş koruyucu özelliği bulunmaktadır.


Alışkanlığa dönüşmesi istenilen davranışlar

  • Açık alanda kalmanız gerekiyorsa (spor aktiviteleri, plaj – havuz aktiviteleri, iş nedeniyle veya gezinti – piknik vb. sırasında), daima gölge bir yer arayın ve gölgede kalmaya çalışın.
  • Kapalı yerde çalışmak açık alanda çalışmaya göre yıllık toplam alınan UV nin %10-20 sini almak anlamındadır.
  • Gölge ancak % 50 korumakta. Gölgede yansıtıcı yüzeyler nedeni ile korunulmadığı unutulmamalıdır.
  • Ağaç koruması tam güneşten korunma değildir.
  • Güneş şemsiyeleri giysiler gibi sentetik olmalıdır.
  • Geniş kenarlıklı şapka en an 10 cm olamlıdır.
  • Bazı kimyasal maddeler ki bunlar parfüm yada bitkiler bulunabilir yada ilaçlar daja kolay güneş yanıklarına neden olabilmektedir. Antibiyotikler ve OCS gibi bunların yazı gneşte kullanımı sorgulanmalı hatta doktra danışılmalıdır.
  • UVA ve UVB filtresi içeren güneş gözlükleri kullanılmalıdır.
  • Sıkı dokunmuş kumaşlardan üretilmiş giysileri tercih edin.
  • Dış ortamda geçireceğiniz zamanın mümkünse, sabah saat: 10.00 ile 16.00 arasına denk gelmemesine özen gösterin.
  • Güneşte kalacağınız zaman cildinizin açıkta kalan tüm alanlarına güneşten koruyucu krem veya losyon sürün.
  • 4 saatten uzun güneş aktiviteniz var ise SPF 30 dan yüksek kullanılmalıdır.
  • Çocuklarda 6. aydan sonra güneşten koruyucu kullanılmalıdır.
  • Güneşten koruyucuların saklanma süresi 4 yıl denilmekte ancak her sene yenilemekte fayda vardır.
  • Güneşten koruyucuların SPF si 30 ise UVB ye karşı koruması %97, SPF si 50 ise UVB ye koruması %98dir. Bu nedenle aslında 30 ve üzeri yeterli olmaktadır.
  • Çocukları ve bebekleri mutlaka yüksek koruma faktörlü (en az SPF 30) ürünlerle koruyun ve öğlen saatlerinde başka aktiviteler yaratarak, güneşte kalmalarını engelleyin.
  • Ne yazık ki güneşten korunma faktörü (SPF), UVA’yı tablonun dışında bırakarak, sadece UVB ışığına karşı koruyucu etkilerin değerlendirilmesini sağlamaktadır. Diğer bir deyişle, eğer bir ürün etiketi SPF-45 şeklinde ise, bu sadece UVB’ye karşı korunma ile ilgilidir, UVA ışınına karşı korunma hakkında bir bilgi vermemektedir.
  • Güneş koruyucusunu laboratuvar koşullarında gerçekleştirildiği kadar kalın uygulamadıkları için, çoğu kullanıcının muhtemelen ürün etiketinden beklenenin %20-50’si arasında bir ortalama SPF elde ettiğini göstermiştir.
  • Kimyasal güneş koruyucular 2 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır.
  • Hiçbir güneş koruyucusu güneşi tamamen engelleyemez. Bu nedenle ürün etiketlerinde “güneş bloke etme” teriminin kullanılmasına izin verilmemelidir.
  • UVA koruyuculuğu için ürün içerisinde Parsol 1789, yeni avobenzon formülasyonu ve Meksoril içermelidir.
  • Güneşe çıkılması planlamıyor isede güneş koruyucularını her gün kullanmaları tavsiye edilmektedir. Bu, camdan içeri geçen UVA ışınlarından ve beklenmeyen güneşe maruz kalışlardan korunmalarına yardımcı olacaktır.
  • Böceksavarların, güneş koruyucunun etkinliğiyle etkileşime girdiği saptanmıştır. Şimdilik, daha fazla bilgi elde edilene kadar, bu ürünlerin ayrı ayrı uygulanması önerilebilir.
  • Güneşe maruz kalan deriyi korumada giysiler önemli bir rol oynasalar da, şapkalar da yararlı ek kıyafetlerdir. Geniş kenarlı bir şapka takmak 5 civarında bir SPF sağlayabilir.
  • UVA ışınlarını bloke eden pencere koruyucuları UVA’ya maruz kalışı azaltmak için araba, tekne ve ev pencerelerine yerleştirilebilirler.


Yanlış bildiklerimiz

  • Bronzlaşmak sağlıklıdır.Yanlış
    Bronzlaşmak derinizin savunma sistemidir. Deri bronzlaşıyor ise probem başlamış anlamına gelmektedir.

  • Bronzlaşmak yada koyu tenli olmak bizi güneşten korumaktadır. Yanlış
    Beyaz tenli birisinin bronzlaşması ancak onu SPF 4 düzeyinde güneşten korumaktadır.

  • Bulutlu havalarda güneşken korunmaya gerek yoktur. Yanlış.
    Bulut sadece yeryüze ulaşan UV nin sadece % 10 nunun engellemektedir.

  • Suyun içinde güneşten korunuruz. Yanlış.
    Deniz yada havuz gibi tatlı su güneşten bizi korumaz. Tam tersi yansıtma özelliği nedeni ile daha fazla güneşe maruz kalınmaktadır.

  • Kışın güneş tehlikeli değildir. Yanlış.
    Evet kışın özelikle UVB nin yeryüzüne ulaşma oranı düşmektedir. Fakat kışın karda özelikle yüksek rakımlarda daha fazla UV maruz kalınmaktadır. İlkbaharda daha dikkatli olunmalıdır. Bu mevsimde ısı düşük fakat UV yüksek olunduğu için güneş fazla hissedilmeyebilinir.

  • Güneşte koruyucular solaryumda kullanıldığında beni zararlı ışınımlardan koruyabilmektedir. Yanlış
    Solaryumda çok daha yoğun UV maruz kalındığı için kesinlikle solaryum kullanılmamalıdır.

  • Aralıklı güneşlenmenin ve solaryumun zararı yoktur. Yanlış.
    Güneş derimizde birikim etksi ile olumsuzluklar yapmaktadır. Bu nedenle aralıklarla güneşlenme ve solaryum birikim etkisi ile yine zararlıdır.

  • Güneşte cildin ısındığında gölgeye çekilmeliyim. Yanlış.
    Güneşte cildimizde ısı etksini yaratan infrared ışınımdır. Oysa UV deride ısı artışınan neden olmamaktadır.

Ultraviyole Radyasyon ve Güneşten Korunma Yöntemleri

yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency