- Gösterim: 11648
Bir yanda moda gündeminin belirlediği “güzellik için bronz bir ten” sloganları, standartları denetlenmeyen ve kontrolsüz kullanılan solaryum salonları, kısa yaz tatillerinde yoğun güneşlenme alışkanlıkları, yanlış anlatılmaya devam eden sağlık için güneşin mutlak gerekliliği bilgisi ve bir türlü doğru seçip kullanmadığımız güneşten koruyucular.
Diğer yanda güneşin neden olduğu kesin kanıtlanmış ve hızla artan cilt kanserleri, erken cilt yaşlanması ve lekeler.
Bu arada yaşam şeklimizde hızla değişmekte. Ev yada iş yeri dışındaki aktivitelerimiz azalmakta. Toplumunun % 80 ni günlük yaşamını kapalı ortamlarda geçirmekte.
Kapaklı alan çalışanları açık alanlarda çalışanlar kadar olmamakla birlikte bahar mevsiminde 7-10 düzeyinde SED maruz kalmakta. Bu kışın 2 yada daha yukarısı, yazın güneşli havalarda 3 olmakta(SED; standart eritem dozudur. UVB sorumludur).
Kapalı ev ve çalışma koşulları mimaride daha geniş ve büyük camların kullanımını getirdi. Devası büyük camlar. Çok güzel, estetik ve aydınlık ev ortamları sunmakta. Bu camlar önünde daha fazla zaman geçirme isteği. Ancak bu camlar ne kadar güneşten korumakta ?
Benzer dizayn değişimlerini araba konseptlerinde ve toplu taşıma araçlarında görmekteyiz. Ancak bu camlar ne kadar güneşten korumakta ?
İnternette bir fotoğraf belki bu kuşkuları en iyi açıklamakta. Uzun yol şoförü, solda direksiyon tarafında uzun süre güneşe maruz kalmaya bağlı yüzünün sol ile sağı kısmı arasındaki foto yaşlanma farkı.
Standart camların sadece UVB geçişini engellediğini ancak UVA, görünür ışık ve infrared engellemediğini biliyoruz. Bu gelişmeler karşısında günlük yaşamda nasıl davranmamız gerektiği konusunda karmaşık bazı sorular doğdu. Cam sanayisinde yeni camlar ve filtreler geliştirildi.
Bu bölümde güneş, ultaraviyole ve güneşte korunma yöntemleri içerisinde camlar, cam filtreleri ve güneş gözlükleri anlatılacaktır.
Konumuz cam olduğunda cam ile ilgili bilgiler… Camın Yapısı ve Yapımı Camın temel yapısı SiO2 yani silisyum yada çakmak taşıdır. Silisyum en yoğun kumda bulunmaktadır. Bu nedenle cam ana ham maddesi aslında kumdur. En kaliteli camlar beyaz kumdan elde edilmektedir. Cam yapımında silisyum dışında kuma, katılaşmış tuz, kireçtaşı, dolomit, sodyum karbonat ve cullet ilave edilmektedir. Bu artık camın elde edileceği karışımdır. Fırınlarda 2000 derecelerde eritilir ve sık sık karıştırılır. 5-6 saat içerisinde erimiş bir kıvamlı sıvı ortaya çıkar. Soğudukça şeffaf ve kristaller olmayan katı hale gelmektedir. Özel taşıyıcılarda kalınlık ve şekilleri verilmektedir. Kumda bulunan demir ile yapılan camlar yeşilimsi olur ve bunu engellemek için lead denilen bir madde kullanılır. Boraks kullanıldığında, çok kaliteli camlar ortaya çıkar.
Evlerde ve iş yerlerinde kullanılan cam türleri
Klasik tek kat camlar günümüzde halen mimaride kullanılmaktadır. Bu camlarda yaşanan ısı enerjisinin korunması ve sesin önlenmesi problemleri üzerine yalıtımlı camlar geliştirilmiştir. Bunlar aslında tek kat camlardan 2 yada daha fazlasının bir araya getirilmesi ile elde edilmektedir. Bu camlar arasındaki hava boşluğu ısı ve ses yalıtımını sağlamaktadır. Günümüz mimarisinde bunlar kullanılmaya başlanmıştır. 2 hatta 3 katlı camlar binalarda yer almaya başladı.
Cam türleri
Düz-basit cam
Camın kendisinden daha ağır bir metal üzerinde yüzdürülmesi esasına dayanan “float prosesi” cam yüzeyinin dalgasız bir düzlem olmasını sağlamaktadır. Bu camlar ışık için tam geçirgendir ve renksizdir. Kalınlıkları 2 mm ile 19 mm arasında değişmektedir. Bu kalınlığına bağlı olarak görünür ışığı (400-780 nm) % 90 üzerinde, UV(300-400 nm) yi % 72 üzerinde ve infrared yan güneş ısısını 83% üzerinde geçirmektedir.
Renkli ve renklendirilmiş camlar
Cam oluşurken içine katılan renkli kimyevi maddelerle oluşan renkli camlardır. Bunlar hamurdan renkli camlardır. Renkleri Füme (gri), Bronz ( kahverengi ), Yeşil , Mavi camlardır. Bu tüm renkli yada renklendirilmiş camlar güneş ışığının % 40-50 sini absorbe etmekte. Geriye kalanı ise yansıtmakta veya içeriye geçişine izin vermektedir. UV ise düz camlara göre daha az içeriye geçebilmektedir.
Reflektif camlar
Bu camlar düz renksiz camın bir yüzeyinin filtre ile kaplanması ile elde edilmektedir. Metal oksitler filtre olarak kullanıldığında cama ayna görünümü vermektedir. Bu camlar güneş kontrol camları olarak ta bilinirler. Güneş ışınlarının aşırı parlaklığını ve radyasyon ısısını denetleyen, diğer tarafın görünmesini engelleyen ve yapılara renk veren çevre kontrol camları olarak da tanımlanmaktadır. Güneş kontrol camları güneş enerjisinin görünür, kızılötesi ve morötesi bölgelerindeki ışınımı yansıtma, geçirgenlik ve soğurma özelliklerini seçici bir şekilde denetleyerek iç mekanları konforlu kılar ve soğutma giderlerinden tasarruf sağlar.
Düşük emisyona sahip(geçirgen) camlar(Low – E)
Bu tip camların yüzeyi mikroskopik inceikte kaplanmakta. Bu kaplama gümüş tabakaları arasında antirefle metal oksitlerden oluşmaktadır. Bunlar görünür ışık geçişini etkilemeden yüksek oranda infraredin emilimi azaltmak amaçlı geliştirilmiştir. Bu kaplama düz cama göre infraed ışınımı % 40 - 70 oranında yansıtmaktadır. Bu camlar bu etkilerine göre düşük, orta ve yüksek olarak sınıflandırılmaktadır. Düz camlara göre UV geçişini % 20 lere kadar düşürmektedir. Ancak bu etlileri UVB için geçerlidir. UVA üzerinde etkinlikleri yoktur.
Lamine Cam
Özel şeffaf polyvinyl butyral(PVB) tabakalar yardımıyla 2 veya daha fazla sayıdaki çeşitli kalınlık ve nitelikteki camlar ısı basınç altında lamine edilmektedir. Bununla birlikte kurşun geçirmez iki veya çok katlı lamine camlar yapılmaktadır. Kırılma sonrasındaki cam saçılmaları ve cisimlerin geçişine karşı direnci nedeniyle, gerek insan sağlığı gerekse hırsızlık ve saldırı, benzeri güvenlik sorunlarının beklendiği yerlerde yaygın bir kullanım potansiyeline sahiptir. Lamine cam normal camlardaki şeffaflık ve geçirgenlik özelliklerini büyük ölçüde değiştirmez. Çünkü kullanılan PVB ile camın optik özellikleri birbirine yakındır. Lamine cam aynı zamanda gürültü yalıtımına katkısı yüksektir. Lamine cam renkli renksiz pvb, renkli renksiz ve yansıtıcı cam kombinasyonlarıyla üretilebilmektedir. Lamine camlar görünür ışığın geçişini etkilemez. Ancak 375 nm üzerinde dalağa boyuna sahip UV nin % 99 unun geçişini etkilemektedir.
UV bloke edici kaplı camlar
Bu yeni camlar çok incedir. Monolitik forumları görünür ışığı bloke etmezken UVR % 98 in üzerinde bloke etmektedir. Aşağıdaki resimde böyle bir cam örneği görülmektedir.
Bu tüm camlar karşılaştırıldığında UVR korunmada camlarda lamine yada UVR seçici düşük geçirgenliği olan camlar kullanılmalıdır. Aşağıdaki grafikte bu gösterilmektedir.
Otomobil Camları ve Güneşten koruma
Araba içerisinde UVR ve UVA ya maruz kalmaktayız. Bu arabada camları yapısına, araba içerisinde oturanların camlara göre oturuş pozisyonlarına, güneşe göre aracın yönüne ve seyahatin gün içerisinde saatine bağlıdır. Tüm camların UVB ye karşı koruma sağladığını ancak UVA ye özelliklede UVA1(340-400 nm) bölümüne koruyucu olmadığını biliyoruz.
Araba camlarında standart güvenlik gereği yukarıda anlatılan lamine camlar kullanılmaktadır. Lamine camlar UVR hatta UVA karşı tama yakın bir koruma sağlamaktadır. Nonlamine ve lamine camların koruyuculukları kalınlık, içerik ve renklerine bağlı olarak değişmektedir.
Otomobil camlarının renkli olması renksiz camlara göre UVA ya karşı geçirgenliği 3.8 kat azaltmaktadır.
UVA karşı koruyuculuklarını en düşükten en yükseğe sıralarsak; nonlamine yani düz camlar, nonlamine açık yeşil, nonlamine koyu yeşil, lamine renksiz camlar. Renkli lamine camlar içerisinde de özellikle gri olanları en yüksek UVR ve UVA koruyuculuğuna sahiptir. Ancak arabaların yan camları sıklıkla lamine cam değildir. Buda yan camlardan araba içerisindekilerin UVR na maruz kalmaları anlamına gelmektedir.
Güneş ve UVR duyarlılığı olan kişilerde araba yolculuları ve araç kullanımı sonrası problemlerinde artış yaşanmaktadır. Özellikle cama daha yakın olan yüz tarafı, kol, omuz ve gövdede.
5 J/cm2 UVA dozları nonlamine ve renksiz camları olan bir araçta 30 dakikada ışık duyarlılığı olan kişilerde reaksiyonlara neden olmaktadır. Bu kişi bu problemleri aynı dozda UVA ya lamine gri camlı bir arabada 50 saat sonra yaşayacaktır. Büyük arabalarda daha büyük cam olduğunu düşündüğümüzde UVR riski bu arabalarda küçük arabalara göre daha fazladır(2-3 kata daha fazla olabilmekte).
Arabalarda yan camlarda kullanılan rüzgar koruyucular etkin birer UVR koruyucularıdır. Bunlar sıklıkla ön yan camlarda kullanılmaktadır. Arka yan camlar ve arka cam UVR karşı savunmasızıdır. Arabanın hatchback olması arka camdan daha az UVR maruz kalınması anlamına da gelmektedir. Salon konseptlerinde arka camdan araba içerisindekiler daha fazla UVR maruz kalmaktadır. Üstü açık yada açılabilir arabalar kapalı arabalar UVR riski açısından daha problemlidir. Sunroof UVR tehlikesini daha da arttırmaktadır.
Otomobil camlarınızın bir kısmı yada tamamı nonlamine ne yapalım. Basit çözüm camların UVA ve infra red koruyuculuğunu arttıran cam filmlerin kullanımı. Bunlar araba camlarına estetik, hızlı ve pratik olarak uygulanabilmekte. Ancak trafik yasa ve kuralları bu cam filmlerinin çok koyu renkli olmasına ve iç görüşü % 35 in üzerinde azaltmasın izin vermemektedir.
Lumar UV Filtresi, Deri Kanseri Kurumunca önerilmektedir, çünkü 320-380 nm aralığındaki UVA ışınının yaklaşık %99.9’unu engellediği gösterilmiştir. Bu koruyucu tabakalar UVA’ya maruz kalışı azaltmak için araba, tekne ve ev pencerelerine yerleştirilebilirler.