- Gösterim: 17047
Klinik belirtileri hastalığın alevlenme ve azalma dönemine, ortaya çıktığı yaş dönemine ve yerleşim yerine göre değişmektedir. Keskin kenarlı, kırmızı, üzeri yağlı kepekli yada sulantılı plaklar yapmaktadır. Yanma, hafif kaşıntı, yağlı kepeklenme, sulantılı yaralar bazen de fisür denilen deri çatlamaları yapmaktadır.
Göz kapakları tutulumu gözlenmektedir. Kirpiklerde kepeklenme sık tekrarlayan arpacık problemlerine neden olmaktadır.
Koltuk altı ve kasık yerleşiminde kepeklenmeden daha çok kızarıklık gözlenmekte buda mantar benzeri hastalıklar ve alerjiler ile karıştırılmaktadır.
Yeni doğanda da gözlenebilmektedir. Ancak emzirme ve anneden geçen hormonlar ile ilk 6 ay ortaya çıkmamakta yada klinik çok hafif geçmektedir. Yeni doğanda en fazla “ cradle cap” yani kundak şapkası anlamında saçlı deride kalın sarımsı kabuklanma konaklar yapmaktadır. Bu dönemin kontrolsüz geçmesi saçlı deride hasar ile kalıcı saç dökülmelerine neden olmaktadır.
AIDS ve HIV pozitifliğinde hastalığın ani ve şiddetli klinik tutulumu ile başladığı yada önceki hastalığın hızla arttığı gözlenmektedir. SD ile HIV pozitifliği birlikteliği % 85 dir.
Nörolojik problemlerde (Parkinson hastalığı gibi) ve bunlar için kullanılan ilaçlar da hastalığın klinik belirtileri artmaktadır.
Çocuklarda yaygın ve klinik ağır seyrettiğinde immün sistem(savunma sistemi) hastalıklarından Kompleman C5 eksikliği düşünülmelidir.
Son yıllarda küf mantarlarında Pityrosporum ovalenin bu hastalığı yaptığı bulunmuştur. Hastalarda bu küfün hastalık alanlarında sayısı normal ancak buna karşı verilen aşırı duyarlılık söz konusudur. UV-A ve UV-B P. Ovale nin çoğalmasını engellemektedir. Bu nedenle yazın SD belirtileri azalmaktadır.