- Gösterim: 68686
Tırnak plağının kolay kırılması, kırılganlığı, özellikle 50 yaş üstü kadınlar olmak üzere her beş kişiden birinde görülecek kadar sık görülmektedir. El tırnağı kırılganlığı, ayak tırnağı kırılganlığından daha yaygındır. Tırnak kırılganlığı, tırnak plaklarında çatlama, ayrılma, tırnak ucunda pul pul ayrılma, dökülme, ufalanma şeklinde kendisini gösteren yumuşak ve elastikiyetini kaybetmiş tırnak plağı ile karakterizedir (Brittle nail syndrome). Klinik olarak onikoşizi, onikoeksis, keratinin yüzeysel granülasyonu ve yıpranmış tırnaklar gibi tanımlar kullanılmaktadır. "İdiyopatik veya kırılgan tırnak sendromu" gibi ortaya çıkabileceği gibi tırnakların inflamatuar ve enfeksiyon hastalıkları, sistemik hastalıklar, travmalar ve tırnak hidrasyonunun değişmesi gibi ikincil nedenlere bağlı olarak görülebilmektedir. Tedavisinde mümkün olduğunca kırılgan tırnakların nedenlerinin yönetimi gerekmektedir. Sistemik olarak kullanılan biotin vitamini, eser elementler ve sistein gibi amino asitlerin yararlı olduğu bilinmektedir. Tırnak plağına topikal nemlendiriciler ve cilalar gibi çeşitli ürünler kullanılabilmektedir.
Kolay kırılan tırnaklar tanımında görülen klinik tablolar:
- Onikoşizi; uçtan başlayarak tırnak boyunca gelişebilen tırnak plağının yatay, baklava hamuru gibi tabakalara ayrılması,
- Onikoreksis; tırnak ucundan başlayarak (bazen tırnak ucunda üçgen şeklinde ayrılmalar) tırnak boyunca gelişebilen tırnak plağının dikey tabakalara ayrılması,
- Tırnak plağında yüzeysel keratin granulasyonları,
- Trakionişi; yıpranmış tırnaklar olarak tanımlanabilir.
Yukarıda tanımlanan klinik tablolar aynı kişinin farklı tırnaklarında hatta aynı tırnak üzerinde farklı klinik şiddetleri ile birlikte görülebilmektedir. Tırnak kırılmasında kliniğe eşlik eden ağrı gibi klinik belirti görülmez. Ancak tırnak estetik görselliğini etkilemekte ve tırnağın yapısal bozukluğu kişinin günlük/mesleki aktivitesini olumsuz etkilemektedir.
Tırnak kırılmalarını deteylandırmadan önce tırnak gelişimini, yapısını ve anatomisini özet bilgiler ile hatırlarsak;
- Tırnak embriyonal gelişimde köken olarak mezoderm ve ektodermal kaynaklıdır; ektodermal kaynaklı olan kıl ve saç folliküllerine benzer. Bu nedenle ektodermal kaynaklı bazı genetik hastalıklarda tırnak, saç, kıl, ter bezleri ve diş problemleri ortak görülmektedir.
- Tırnağın genel anatomik yapısı aşağıda tanımlanmıştır.
- Tırnak kırılmaları tırnak plağında geliştiği için tırnak plağını özetle hatırlarsak; tırnak plağı - Nail Plate yaşam boyunca sürekli uzama gösteren keratinize lameller şeklinde bir yapıdır. Ölmüş keratinize hücrelerin üst üste birikmesi ile yaklaşık 25 kat hücreden oluşmaktadır. Bu hücreler birbirlerine sıkı disülfid bağlarla bağlıdır. Tırnak plağını oluşturan keratin fiberleri açısından zengindir. Üst görünür kısmı düzgün yüzeyli, buna karşın alt kısmı tırnak yatağına uyan uzunlamasına oluklanmalar göstermektedir. Yapısal ve içerik olarak 3 bölüme ayrılmaktadır. En üst yani dorsal bölüm daha yoğun kalsiyum, fosfolipid ve sülfidril grupları içermektedir. Fosfolipidler suya karşı direnci sağlamaktadır. En alt kısım yani ventral bölümde sadece 2 katman hücre bulunmaktadır ve bunlar tırnağın uzaması sırasında yukarı ve öne hareket etmektedir. Bu bölümde kalsiyum, fosfolipid ve sülfidril grupları dorsal kadar yüksektir. Ara bölüm yani intermediate tırnak plağında ise disülfid bağları çok yüksektir.
- Tırnak kırılmaları tırnak matriksi hasarlarına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Tırnak matriksi proksimal(dorsal) ve distal(intermediate ve ventral kısımları bulunmakta)bölümlerden oluşmaktadır. Matrikste keratinositlerin olgunlaşma ve farklılaşma süreci sırasında hücreler yukarı ve distale doğru hareket eder. Tırnak kırılmalarının çoğunluğu proksimal tırnak matrisinden ve yaklaşık 1/3'ü distal matris ve yataktan kaynaklanır. Örneğin ince tırnak plağı dorsal tırnak matriks hasarına bağlı gelişmekte, tırnak uzaması ve tırnak yüzey değişimlerine neden olmaktadır. Ventral matriks hasarları ise tırnak serbest ucunda değişimlere neden olmaktadır.
Tırnak plağının kalınlığı el tırnaklarında 0.25-0.6 mm, ayak tırnaklarında 1.3 mm kadardır. Tırnak plağı kalınlığı uca geldiğinde % 8.8 azalmaktadır. Pürüzsüz bir yüzeye sahip, sıkıca paketlenmiş keratinositlerin yaklaşık 25 katmanından oluşan tamamen keratinize bir yapıdır. Tırnak ince olmakla birlikte sert, hafif elastik, konveks yapıdadır. Kısmen şeffaf yapıda ve pembe renktedir. Yer yer süt beyazı opasiteler gösterebilir. Tırnağın uzunlamasına uzaması damarsal beslenme, tırnak altı hiperkeratozis ve ilaçlar gibi faktörlerden etkilenmektedir. Genel olarak tırnak yatağı ışığı absorbe eder ve yansıtır. Tırnak ışığı geçirir ve geçirgenliğin derecesi ışığın dalga boyuna bağlıdır. UVB’nin % 1-3’ü, UVA’nın % 5-10’u geçirmektedir. Görünür ışıkta % 10-20’si tırnaktan doğrudan geçebilmektedir. Bu özelliği güneş ve UV kaynaklı tırnak problemlerinin oluşumu için yeterli olabilir. Tırnak yapısında keratin proteinleri dışında; Involucrin (keratin benzeri bir protein yapısıdır ve matrisin 2/3 üst kısmında yoğun bulunmaktadır), Pancornulin ve sciellin (matriste bulunmakta), Actin (matriste hücre zarında), Vimentin (dermiste fibroblastlar ve damarsal endotel çevresinde), Filaggrin (matriste yok ancak trichohyalin matriste var), trichohyalin (matriste K6 ve K16 keratinler arasında bunların stabilitesini sağlamaktadır), Plasminogen aktivatör inhibitör tip 2 (tırnak yatağı ve matriste saptanmıştır ve programlanmış hücre ölümünde rol oynamaktadır), collagen VII, fibronectin, chondroitin sulfate ve tenascin saptanmıştır.
Tırnakların kolay kırılması basitçe tırnak plağını oluşturan keratinositler arasındaki bağlardaki defekten, plağı oluşturan protein, lipid ve keratin lifleri arasındaki disorganizasyondan kaynaklanmaktadır. Ayrıca tırnak plağının yapısının %18'ini su oluşturmaktadır. Bunun %16'nın altına düşmesi tırnak kırılmasındaki temel neden olarak düşünülmektedir. Tırnak plağındaki su içeriği plaktaki lipid içeriği ile sağlanmaktadır. Bu lipid içeriğindeki azalma (menopozda olduğu gibi ya da dışarıdan kimyasal madde teması ile) su içeriğinin azalması ve kolay kırılan tırnaklar ile sonuçlanabilir.
Tırnak kırılganlığını yapan nedenlere baktığımızda; primer tırnak kırılganlığı (birincil, idiyopatik veya kırılgan tırnak sendromu olarak da tanımlanmakta); tırnağın kolay kırılganlığında altta yatan hiçbir neden bulunamıyorsa bu grupta tanımlanmamakta. Sekonder tırnak kırılganlığı; inflamasyon, enfeksiyon, sistemik hastalıklar, travmalar ve tırnak nem durumu gibi nedenlere bağlı olarak kırılganlık varsa bu grupta tanımlanmakta. Her şeyden önce, fizyolojik olarak artan tırnak kırılganlığı yaşlanmanın tipik bir özelliğidir
Tırnak kolay kırılma nedenleri, klinik özelliklerine göre aşağıdaki başlıklarda değerlendirilebilir.
Onychorrhexis, Onikoreksis
Özellikle orta yaşlı kadınlarda sık görülmektedir. Tırnak yüzeyinde uzunlamasına yarılma, ayrılma ve sığ oluklanmalar ile karakterizedir. Klinik şiddeti (nedensel faktörün derecesine bağlı olarak) uzunlamasına birkaç yüzeysel sırttan derin oluklara kadar değişebilir. Aynı şekilde, uzunlamasına yarılma birkaç yüzeysel yarıktan çok sayıda derin ayrılmalara kadar değişebilir. Bazen tek bir uzunlamasına yarılması (yarık tırnak) gözlemlenir. Derin yarıkların neden olduğu ağrı ciddi bir problem olabilmektedir.
Onychoschizia,Onikoşizia
Tırnak plağını oluşturan keratin plaklarını bir arada tutan bağların zayıflamasından kaynaklanan tırnak kolay kırılma klinik tanımıdır. Bu zayıflama tırnak plağında yatay ayrılmalara-soyulmalara neden olmaktadır. Tırnak plağının sert ve sağlam olmasını keratin plakları arasında yer alan başta sistin olmak üzere yüksek oranda sülfür içeren aminositlerin çapraz bağları sağlamaktadır. Bu nedenle tırnak plakları hafif asidik ortamda daha serttir. Tırnak plağı yapısında bulunan keratin granüllerinin dışını lipidler (özellikle asil seramid) sararak plağın sertliğini sağlamaktadır. Onikoşizide sıklıkla tırnak serbest ucunda küçük üçgen şeklinde ya da daha büyük yatay ayrılmalar olmaktadır. Bu problemler tipik olarak ellerini sık yıkayan ve mesleki nedenlerle kimyasallarla temas eden kişilerde görülmektedir (özellikle temizlikçi ve sağlık personelinde). Etratinat ya da asitretin gibi sistemik A vitamini kullanan kişilerde onikoşizi tırnağın köküne yakın ön kısımlarda görülmektedir. Benzer klinik tutulum liken hastalığında da görülmektedir.
Tırnak plağında yüzeysel keratin granulasyonu
Tırnak plağı yüzeyinde keratin granulasyonları tırnak yüzeyinde sarı-beyaz yamalar ya da çizgiler şeklinde yerleşim gösterir. Bunların dökülmesiyle tırnak yüzeyi bozulurken kolay tırnak kırılmaları gelişmektedir. Sıklıkla uzun süreli (aylarca) tırnak ojesi ve protez tırnak kullanan kişilerde görülmektedir. Tırnak yüzeyindeki bu düzensizlikler lökonişi ve tırnak mantar hastalıkları ile klinik olarak karışabilmektedir.
Tırnak kırılganlığını yapan nedenlere baktığımızda; primer tırnak kırılganlığı (birincil, idiyopatik veya kırılgan tırnak sendromu olarak da tanımlanmakta); tırnağın kolay kırılganlığında altta yatan hiçbir neden bulunamıyorsa bu grupta tanımlanmamakta. Sekonder tırnak kırılganlığı; inflamasyon, enfeksiyon, sistemik hastalıklar, travmalar ve tırnak nem durumu gibi nedenlere bağlı olarak kırılganlık varsa bu grupta tanımlanmakta. Her şeyden önce, fizyolojik olarak artan tırnak kırılganlığı yaşlanmanın tipik bir özelliğidir.
Primer Kolay Kırılan Tırnak Problemleri
Birincil, idiyopatik veya kolay kırılan tırnak sendromu olarak da tanımlanmaktadır. Tırnağın kolay kırılganlığında altta yatan hiçbir neden bulunamıyorsa bu grupta tanımlanmamaktadır. Kolay kırılan tırnakların en sık nedenidir. Sıklıkla el tırnaklarında görülmektedir. Kadınlarda tırnak plağındaki keratin plakları arasındaki bağlar erkeklere göre daha zayıftır. Bu, kadınlarda daha sık görülmesini açıklamaktadır. Tırnak plağı içeriğinde %5 oranında yağlar bulunmaktadır. Bunlar özellikle kolesterol sülfat yaşla azalmaktadır (menopoz sonrası kadınlarda sık görülme nedeni). Tırnaklarda kolay kırılmanın, tırnak plağında su içeriğinin azalması ile oluştuğu düşünülmüştür (%16'nın altına düşmesi). Ancak yapılan çalışmalarda bu ilişkinin olmadığı gösterilmiştir.
Sekoder Nedenler ile Gelişen Kolay Kırılan Tırnak Problemleri
Trınakların kırılganlığı, inflamasyon, enfeksiyon, sistemik hastalıklar, travmalar ve tırnak nem durumu gibi nedenlere bağlı olarak gelişmektedir.
İnflamasyon kaynaklı kolay kırılan tırnak problemleri
Birçok deri hastalığı, tırnak ve çevre dokularda inflamasyona neden olarak tırnaklarda kolay kırılmalara yol açmaktadır. Psoriasis, liken planus, liken striatus, alopesi areata, Darier hastalığı ve egzama gibi hastalıklar vardır.
Psoriasis-sedef hastalarında tırnak deformiteleri ve bunlara bağlı kolay tırnak kırılmaları görülmektedir. Sedef kaynaklı inflamasyon tırnak matriksini etkilediğinde tırnak plağında pitting (iğne deliği şeklinde deliklenme) ve düzensizliklere neden olmaktadır. Bu inflamasyonun şiddeti tam tırnak kayıplarına neden olabilmektedir.
Liken planusta hastaların %10'unda tırnak tutulumu görülmektedir. İnflamasyonun derinliğine göre bu tırnak incelmesinden, tırnak plağında uzunlamasına oluklara ve ayrılmalara, hatta tam tırnak kayıplarına neden olabilmektedir. Bazı olgularda bu hastalık piterjiyum deformitesi denilen özel bir tırnak deformitesine neden olabilmektedir.
Liken striatüsün tırnak tutulum belirtileri liken planusa benzer. Başlıca farkı, liken striatüsün elde ya da ayakta deride yerleşim alanında aynı hizada tırnaklarda ve bant şeklinde kendini göstermesidir.
Alopesia areata-saç kıran hastalarının 2/3'ünde tırnak değişiklikleri olan pittingler, onikoreksis, tırnak plağında incelme ve traşionişia görülmektedir. Bu değişimler bazen bir tırnakta bazen de birden fazla tırnakta görülmektedir.
Egzamalar, temas egzamaları ve atopik dermatitis gibi özellikle tırnak çevresi tutulumunda tırnakta kırılmalara neden olabilmektedir.
Enfeksiyon kaynaklı kolay kırılan tırnak problemleri
Mantar enfeksiyonları tırnak plağının yüzeyinde kolonize olarak çoğaldıklarında keratini enzimatik olarak sindirirler ve hifalar oluştururlar. Bunlar tırnak plağının yüzeyinde beyaz-opak çok sayıda lekeye neden olmaktadır. Bunlar tırnak kırılmalarını artırmaktadır.
Mantar enfeksiyonları tırnak plağının uç ve altında kolonize olarak çoğaldıklarında keratini enzimatik olarak sindirirler ve hifalar oluştururlar. Bunlar tırnak plağının altında ve uç kısmında ufalmalar, kırılmalara neden olmaktadır.
Bunların dışında birçok sistemik enfeksiyon, sifiliz-frengi, tüberküloz enfeksiyonları, tırnaklarda spesifik olmayan deformitelere ve kolay tırnak kırılmalarına neden olmaktadır.
Sistemik nedenler kaynaklı kolay kırılan tırnak problemleri
Sistemik hastalıklar, beslenme durumları ve kullanılan ilaçlar tırnaklarda spesifik olmayan değişimlere ve bunlarda kolay tırnak kırılmalarına neden olmaktadır.
Özellikle parmaklar ve tırnaklarda dolaşım sistemini etkileyen damarsal (aterosklerozis-damar sertlikleri vb.), nörolojik problemler (Raynaud hastalığı ve sendromu gibi) ve anemi gibi problemler tırnak plağında incelme ve kırılmalara neden olmaktadır.
Endokrin sistem hastalıkları yavaş uzayan tırnak, tırnak plağında uzunlamasına çizgilenmeler, ayrılmalar ve kolay kırılan tırnaklara neden olabilmektedir. Örneğin, hipertriodizmde %5 oranında kolay kırılan tırnaklar görülmektedir. Hipotiroidizmde ise tırnak problemleri %90 oranında daha fazla görülmektedir. İnce, yavaş uzayan tırnaklar, tırnak plağında yatay ve uzunlamasına çizgilenmeler, tırnaklarda kırılmalar gibi.
Amiloidoziste tırnak plağında uzunlamasına çizgilenmeler, kırılmalar hatta ufalanmalar görülmektedir.
Sistemik kullanılan ilaçlar; kanser ilaçları, retinoidler ya da antiretroviral ilaçlar lamellar onikoşiziye neden olabilmektedir.
Şiddetli vitamin, eser elementler ve aminoasitlerin eksiklikleri tırnak plağında incelme ve kolay kırılmalara neden olmaktadır.
Travma kaynaklı kolay kırılan tırnak problemleri
Travmalar tırnak plağında hasar yapabilirken tırnak plağını değiştirerek kırılmalara neden olabilmektedir.Bu travmalar meslek nedenlerle(ev hanımları, temizlik işçileri, ayakkabı ve deri işçileri, marangozlar, ütücüler, halıcılar hatta müzisyenler gibi) yapılan işin mekanik özelliklerine bağlı olarak tırnak serbest kenarı ve tırnak yüzeyinde sürtünme ve mikrotravmalara neden olabilmektedir. Çözücülere ve solüsyonlara mesleki maruziyet (örneğin kimyasal/tıbbi personel, fotoğrafçılar veya ressamlar) tırnak plak yapısına zarar verebilir.
Onikotillomanya (tırnak plağı ve çevre dokularla oynama) ve onikofaji (tırnak ve çevre dokuları yeme) gibi nedenler tırnaklarda yapısal değişimlere ve kolay tırnak kırılmalarına neden olabilmektedir.
Tırnak bakımı ve kozmetik uygulama kaynaklı kolay kırılan tırnak problemleri
Tırnakları kozmetik uygulamalara hazırlamak için kullanılan yöntemler, tırnak ve çevre dokulara yapılan bakım uygulamaları (manikür ve pedikür gibi) ve protez tırnak, oje gibi tırnak kozmetiklerinin kullanımı hatta bunların çıkarılma uygulamaları (aseton, UV kurutucular, jel ve mekanik uygulamalar) sağlıklı tırnak plakalarına zarar verir.
Tırnağın su içeriği plağın tırnak yatağına temas yüzeyinde depolanır. Tırnak plağının su içeriğinin değişmesi kırılmalara neden olabilir. Tırnaklar uzun olduğunda su kaybı daha hızlıdır. Ellerin tekrar tekrar ıslatılması ve kurutulması kırılmalara yol açtığı için ev çalışanları, kuaförler ve hemşirelerde daha sık gelişmektedir.
Tırnak Ojesi, sertleştirici ve oje çıkarıcı ürünlerin kolay tırnak kırılmalarında etkileri
Ojeler
Tırnak cilası ya da parlatıcı olarak da adlandırılan ojeler, yapışkanlı yapıları ile tırnak kozmetiğinde kullanılan ürünlerdir. Bu ürünlerin asıl kullanım amacı, tırnakların estetik görselliğidir. Tırnak plaklarındaki yüzeysel anormalliklerin kamufle edilmesi (çukurlaşma, çizgiler gibi) ve renk değişimleri (sarı veya beyaz) için kullanılmaktadır. Aynı zamanda tırnakları kalınlaştırmak ve boylarını uzatmak için de kullanılmaktadır.
Ojelerin içeriğinde temel bileşenler arasında film oluşturucu maddeler, yapıştırıcılar, reçineler, plastikleştiriciler, çözücüler ve renklendirici maddeler bulunmaktadır. Nitroselüloz, toluen sülfonamid, formaldehit, kafur, dibutil ftalat, dioktil ftalat, polimer zincirleri, renklendiriciler, parlatıcılar (guanin, bizmut oksiklorür, titanyum dioksit, öğütülmüş mika) gibi kimyasallar, butil asetat veya etil asetat gibi bir çözücü içinde bulunmaktadır. Bazı ojelerde UV karşıtı oje renginin değişimini önleyecek filtreler (benozophenone-1), nemlendirici görevi gören argan yağı gibi doğal yağlar ve parfümler bulunmaktadır.
Günümüzde tırnak ojelerinin kullanımından kaynaklanan tırnak problemlerinin görülme sıklığı beklenilenden düşük görünmektedir (%3-8 oranında). Kimyasal içeriği pH 5.8 civarındadır (fizyolojik sınıra yakın). Bu pH'larda tırnak plağında yapısal bir hasar oluşturmamaktadır. Ojelere bağlı gelişen en sık problemler alerjik kontakt dermatittir. Bu, tırnak çevre dokularda ya da ellerin temas ettiği göz kapakları ve boyunda görülebilmektedir. En yaygın olarak görülen oje alerjeni "tosilamid formaldehit reçinesidir (TSFR)". Bunun dışında formaldehit, poliester reçineleri, dikloretilen, amil asetat, ftalatlar, guanin, amil asetat sülfanamidler diğer alerjenler arasında yer almaktadır.
Ojelere bağlı gelişen diğer bir tırnak problemi, oje içeriğinde boyaların tırnak plağında neden olduğu renklenmedir. Özellikle kırmızı renkte ojeler, tırnakta sarı renklenmeye neden olmaktadır. Bu renk değişimi, oje tırnak üzerinde kaldığı 7. günde ortaya çıkmakta ve sıklıkla tırnağın ucunda görülmektedir. Oje çıkarıldıktan sonraki 14 günde kendiliğinden kaybolmaktadır.
Ojenin çıkarılmadan üst üste sürüldüğü durumlarda alttaki ilk katman tırnak plağının yüzeyinde keratin granüloma gelişimine neden olarak tırnak kırılmalarına yol açmaktadır.
Gebelikte kullanımı sırasında içeriğindeki dibutil ftalatların (plastikleştirici olarak kullanılır) potansiyel olarak embriyonal gelişiminde endokrin sistem problemlerine (fetal testis gelişimini bozarak) yol açabileceğine dair çalışmalar bulunmaktadır.
Tırnak sertleştiriciler
Bunlar tek başına ya da oje öncesi tırnak plağını güçlendirmek amacıyla kullanılır. Tırnak plağından su kaybını önemli ölçüde azaltır ve tırnak plağına güç ve esneklik sağlar. Bunlar tırnakların yumuşak, kırılgan olduğu durumlarda kullanılır. Yapılarında titanyum-silikon-zirkonyum polimerleri, politef, naylon, kalsiyum, biotin, keratin, vitaminler, kalsiyum florür, doğal yağlar, naylon lifleri, teflon ve ipek içermektedir. Kullanım amacı tırnakları korumak gibi görünse de uzun süreli kullanımı kolay kırılan tırnaklara neden olabilir. Bunu tırnak plağında keratin bağlarının yoğunluğunu çok artırdığı için tırnak esnekliğini azaltarak yapmaktadır. Bu ürünler periyodik olarak çıkarılmalıdır.
Oje ve sertleştirici çıkarıcılar
Bunlar organik çözücülerdir. Oje-sertleştiricilerin tırnak yüzeyinden uzaklaştırılması için kullanılmaktadır. Bu amaçla kullanılacak ürünler uçucu olmamalı, uygulama sırasında buharlaşmamalı, tırnak yüzeyinden yağ giderme etkisi çok güçlü olmamalı, tırnak yüzeyinde artık bırakmamalı ve tırnak çevresi deride irritasyon ve alerji yapmamalıdır.
Bu gruptaki ürünlerde kullanılan solventler; aseton, gama butirolakton, amil asetat, butil asetat ve atil asetattır. Bunlar asetat alkol, lanolin, hint yağı veya diğer sentetik yağlar ile karıştırılır. Ancak asetonun tırnaklarda ve çevre dokularda tahriş edici etki riskleri oldukça yüksektir. Bu içeriklerin aşırı kullanımı kolay kırılan tırnak problemlerine neden olmaktadır. Hatta asetonitril içerikli olanlar 2000 yılından beri karsinojenik etkileri nedeniyle kullanılmamaktadır. Bu grupta daha az problemli olanlar, etil asetat + izopropil alkol içerenlerdir.
Son yıllarda bu olumsuzluklar ile aseton içermeyen çıkarıcılar tanımı altında ürünler bulunmakta ve güvenli oldukları kabul edilmektedir. Ancak bunlar içerisinde bazıları aseton kadar sıkıntılıdır. Örneğin gama butirolakton içeren çıkarıcılar yutulduğunda (yanlışlıkla) sistemik toksisiteye hatta solunum yolu tıkanıklığı ile birlikte kardiyorespiratuvar çöküş ve koma gelişmektedir. Oje çıkarıcıların yanlışlıkla yutulmasının neden olduğu potansiyel olarak ciddi bir başka yan etki methemoglobinemidir (bunda aseton, N, N-dimetil-p-toluidin ve nitroetan sorumlu ajanlardır).
Tırnak nemlendiriciler
Tırnak plağı yüksek oranda kükürt içeren bir amino asit sistein içeren keratinize bir dokudur (tırnağın kuru ağırlığının %10'unu kükürt oluşturur). Bu yapı tırnak plağının sertliğini ve bariyer fonksiyonunu sağlamaktadır.
Tırnak plağı içeriğindeki yağların oranları deri ile karşılaştırıldığında (stratum corneum) oldukça düşüktür.
Tırnak plağında su geçişi ve emilimi oldukça yüksektir. Tırnak plağında su içeriği yoğunlaştığında tırnak opaklaşmakta ve yumuşamakta. Ancak su içeriği azaldığında tırnak kuru ve kırılgan hale gelmektedir. Bu nedenle sağlıklı bir tırnak yeterli su-nem oranına sahip olmalıdır.
Nemlendiriciler tırnakların ideal nem oranının korunması için kullanılmaktadır. Bunlar tırnakların sağlıklı ve parlak görünümünü vermektedir.
Özellikle tırnakların daha fazla nem kaybına maruz kaldığı ellerin sık yıkanması, dezenfektan ve sert temizleyici deterjan içeren ürün kullanımı, formaldehit ve aseton içeren ürünlerin kullanımı ile birlikte tırnak nemlendiricileri kullanılmalıdır.
Tırnakların nemlendirilmesi için sıklıkla %5-10 üre ve %5-10 laktik asit kullanılmaktadır. Bu ürünlerin sık kullanılması gerekmektedir. Bunlar dışında gliserin, vazelin, balmumu, mineral yağlar, doğal yağlar (badem, avokado, jojoba ve ayçiçeği), mumlar (setil alkol, stearil alkol ve balmumu) ve nemlendiricilerde (aloe vera, seramidler ve gliserin) kullanılmaktadır.
Kolay Kırılan Tırnaklarda Tedavi
Tırnak kırılmalarında öncelikle kırılma nedenleri saptanmalı, bunlar ortadan kaldırılmalıdır.
Tırnaklarda travmatik süreçler ortadan kaldırılmalıdır.
Deterjan, antiseptik, kimyasallar ve aşırı su teması azaltılmalıdır.
Tırnak plağının su içeriği, tırnak yatağına bakan kısmında daha yoğundur. Tırnak plağının üst katmanlarında su içeriği azalmaktadır. Tırnak ne kadar uzun ise, yüzey alanı o kadar geniş olduğu için o kadar fazla su kaybı olacaktır. Bu nedenle tırnak kırılmalarında tırnağın kısa kesilmesi önerilmektedir.
Ev temizliği yapan ev hanımları, ellerini sık yıkayan ve sık dezenfektan teması olan sağlık çalışanları, su teması yoğun olan su sporcuları ve kuaförler daha yoğun tırnak nemlendiricileri kullanmalıdır.
Eldiven kullanımı sırasında, ellerin eldiven içerisinde ıslak ve kapalı kalması tırnaklarda daha fazla kırılmalara neden olmaktadır.
Biyotin kullanımı
Biyotin, tahıllar, ceviz, fıstık, süt ve yumurta sarısı gibi çeşitli gıdalarda bulunan suda çözünen bir vitamindir. Bu vitamin ayrıca bağırsak bakterileri tarafından sentezlenir. Biyotin, keratin biyosentezinde rol alır ve keratinositleri bir arada tutan hücreler arası çimentoyu oluşturur, çeşitli temel enzimlerin prostetik grubu olarak görev yapar ve tırnak plağının gerilime karşı dayanıklılığını iyileştirir. Birkaç çalışma, biyotin takviyesi alan hastaların tırnaklarının sertliğinde ve kalitesinde bir iyileşme olduğunu göstermiştir. Genellikle 3-6 ay boyunca günde 5-10 mg'lık bir dozda kullanımı önerilmektedir. Yüksek biyotin alımı bazı kan tahlil sonuçlarının yanlış yüksek veya yanlış düşük olmasına neden olabilir. Troponinler, tiroid, prolaktin ve gebelik testleri en sık değişebilenlerden bazılarıdır. Biyotinin varlığı, biyotin-streptavidin teknolojisini kullanan testlerle etkileşime girebilir (birçok biyotin bazlı immünolojik test). Bu, birçok hastanın gereksiz biyotin kullanımı ile ilgili riskler açısından önemlidir.
Arjinin silikat kompleks ve Magnezyum Biotinata
Arginin silikat kompleksi ve magnezyum biyotinat (yeni, iyi emilen bir biyotin tuzu) birlikte kullanıldığında tırnak uzama hızını arttırmaktadır.
Demir ve C vitamini
Kan ferritin seviyesi 10 ng/ml altında ise demir + Vitamin C birlikte kullanımı önerilmekte. Ancak eskiden düşünüldüğü kadar tırnak kırılmaları ile demir eksikliği arasında sıkı bir korelasyon bulunmamaktadır.
Çinko
Çinko eksikliği tırnak kolay kırılmalarına neden olmakta. Günlük 20–30 mg çinko kullanımı tırnak kırılmalarını önemli ölçüde azaltmakta.
Aminositler
Son yıllarda içeriğinde aminoasitler(L-cystine, L-arginine, glutamic acid), vitaminler (C, E, B6 ve biotin) ve mineraller(çinko, demir ve bakır) içeren kompleks ürünler sistemik olarak kullanılmakta. Bunlar hastalar tarafında kullanıldığında iyi tolere edilmekte ve 3 ay kullanımı ile tırnak kırılmaları özellikle onikoşizi önemi ölçüde azalmaktadır.
Sistemik Kolajen Kullanımı
Biyoaktif kolajen peptidleri 24 hafta kullanıldığında tırnakların uzmasında %12 artış sağlarken kolay tırnak kırılmalarında % 42 oranında azalma sağlamakta.
Tırnak Nemlendiricileri
Deride olduğu gibi nemlendiriciler tırnak normal bakımı içinde kullanılmakta. Kolay tırnak kırılmalarında tırnak nemlendiricileri oldukça etkili olmaktadır. Bu amaçla nemlendirici olarak tırnak üzerinde kapatıcılar-oklüzivler (petrolatum ya da lanolin) ve nem çekiciler-humektanlar (gliserin, propilen glikol ve proteinler) kullanılmaktadır. Bu ürünler içerisine su tutma kapasitelerini artırmak amacıyla AHA-alfa hidroksi asitler ve üre eklenmektedir. Bunlar tırnak plağı ve tırnak çevre dokulara özellikle akşamları uygulanmaktadır.
Tırnak cilaları
Kolay tırnak kırılmalarında bir çok tırnak cilası kullanılmakta. Bunlar tırnak sertleştiricisi, güçlendiricisi olarakta tanımlanmakta ve büyük bir kısmıda silikon içermekte. Yeni geliştirilen formülasyonlarda içeriklere "silanediol salicylate ve Pistacia lentiscus gum" eklenmitir. Bu tırnak plağındaki keratin plaklarının nitelik ve niceliğini arttırmakta. Bazılarının içeriğindeki katyonik hyaluronik asit tırnak yüzeyine yapışarak tırnağın nemlenmesini sağlamakta.
Son çalışmalarda tırnak cilalarına "hydroxypropyl chitosan" eklenmiştir. Bu ürün tırnağın yapısını fiziksel ve kimyasal dış etkenlere karşı korumaktadır.
%16'lık poliüretan tırnak üzerine cila olarak kullanıldığında su geçişini engelleyerek tırnağı çevresel koşullara karşı korumaktadır.
Bu ürünlerin tırnaklara en az 6 ay günlük kullanımı istenmektedir.
Yoğun tırnak kırılmaları tırnak uç kısmı ile sınırlı ise bu alanın korunması son derece önemlidir. Tırnağın problemli uç kısmına kağıt, ipek, keten, plastik film ya da fiberglastan yapılmış fibröz içerikler uygulanarak bu alanın kuvvetlenmesi, onarılması sağlanırken estetik olarak kamuflaj sağlanmaktadır. Benzer düşünce tüm tırnakta yapay tırnaklar ile de sağlanabilmektedir. Ancak yapay tırnak içerikleri ve uygulama süreci ile tırnak kırılmalarını artırabilir.
Dış fiziksel ve kimyasal teması yoğun olan kişilerin gün içerisinde pamuklu eldivenler kullanmaları, su ve sıvılar ile temasta ise bu eldiven üzerine vinil eldiven kullanımı istenmektedir.
Son zamanlarda bu problemlerle "Equisetum arvense, Methyl sulfonylmethane ve Hydroxypropyl chitosan" içeren tırnak solüsyonları kullanılmaktadır. Equisetum arvense bitkisel kaynaklı organik silikon (tırnak plağının her 100 g'ında 16 mg silikon bulunmaktadır. Bu silikon keratin fibrilleri arasında stabiliteyi sağlamaktadır). Methyl sulfonylmethane ise doğal bir sülfürdür. Hydroxypropyl chitosan ise suda eriyebilen yüzeylerde film tabakası oluşturan bir yapıya sahip tırnak plağına uygulandığında oluşturduğu film tabakası ile tırnaktan su kaybını kontrol etmektedir. Bu ürün içeren tırnak solüsyonları tüm tırnaklara sürülmektedir. 3-4 ay. Anlamlı düzeyde tırnak kırılmalarını azaltmaktadır.