Kontrolsüz güneşlenme ve güneş yanıkları deride erken ve geç dönem hasarlarına neden olmakta; güneş yanıklarından cilt kanserlerine kadar. Güneş ve yapay ışık kaynaklı UV radyasyon-UVR deride serbest oksijen radikallerine -ROS neden olurken derideki hasardan bu oksidatif stres sorumlu tutulmakta. Birikimle ortaya çıkan oksidatif stresten UVR nun UVA bölümü sorumludur ve derinin erken yaşlanma süreci, bronzlaşma, güneş yanıklları, deri kanserleri ve vücut-deri savunma sisteminin baskılanmasına neden olmakta. Deri dokusu antioksidan savunma sistemleri ile oksidatif strese karşı enzimatik olmayan(askorbik aist-Vit. C, takoferol-Vitamin E, ubiquinol ve glutathione-GSH gibi), enzimatik olan(katalaz-CAT, superoksid sidmutaz-SOD, tiredoksin redüktaz, glutatyon peroksidaz-GPX ve glutatyon redüktaz) ve enzimatik aktivite için deri pH nının 4.2-5.6 arasında hafif asitik tutularak karşı koymakta. Bu tüm mekanizmalarda deri yüzeyide bulunan mikroroganizma florası-deri mikrobiyotası ve enzimatik ürünleri görev almakta. SOD bunlar içerisidne en güçlü antioksidandır ve deriyi UVR hasraına karşı korumakta. Ancak UVR deride oksidatif stres dışında bu mikrobiyotayıda olumsuz etkilemekte.

UVR karşı korunmada kullandığımız güneşten koruyucular UVR karşı fiziksel ve kimyasal filtreler içermekte ayrıca içeriklerinde antioksidanlar bulunmakta. Son yıllarda probiyotikler, prebiyotikler ve simbiyotiklerin güneşten koruyucu amaçlı kulllanımını görmekteyiz.  Probiyotik mikroorganizmalar patojen olmayan mikroorganizmalar olup; Laktobasiller, Bifidobakteriler ve Enterokoklar gibi alt gurupları bulunmakta. Prebiyotikler ise kalın bağırsaklarda bir veya daha fazla bakterinin üremesini ve/veya aktivitesini teşvik ederek faydalı olan, sindirilemeyen gıda içerikleri olarak tanımlanır. Simbiyotik kavramı ise probiyotikler ve prebiyotiklerin birlikte kullanılmasıdır.

Probiyotiklerin metabolik süreçlerinde asitik moleküller salgıladıkları bunun deri yüzeyinde pH değerlerini fizylojik asitik düzeyde tuttukları  çalışmalarda gösterilmiş(Lactobacilli gibi). Deri yüzeyinde pH ın düzenlenmesi proteaz gibi antaoksidan enzim aktivitesinide düzenlemekte. Lactobacilli probiyotikler ROS salgılamakta buda yukarda tanımlandığı gibi engüçlü bir antioksidan enzimdir. Probiyotik mikroorganizmalar deri yüzeyine uygulandığında deri yüzeyinde biyofim tabakası oluştrumakta buda UVR karşı koruyucu bir bariyer oluşturmakta. 

Prebiotikler öncelikle probiyotiklerin deri yüzeyiden biyolojik etkinlikleri ve varlıkları için kullanılmakta. Bu amaçla kullanılan selenoproteinler antioksidan savunmada ön plana çıkmakta. selenyum nanaopartikülleri güneşten koruyucularda zaten kulanılmakta(toksik özellikleri unutulmamalıdır). Selenyum burada prebiyotik olarak davranmakta probiyotik bakterilerden laktik asit yapımını uyarmakta. 

Prebiyotik olarak selenyum(selenius acid), probiyotik olarak Lactobacillus acidophilus ve Lactobacillus rhamnosus içeren simbiyotik güneşten koruyucu ürünler bu amaçla kullanılmakta.