Göz Altı Morlukları ve Tedaviler

Otolog yağ dokusu(hastanın vücudundan alınan yağ dokusu) yüz ve vücut estetik uygulamlarında kalıcı,etkin ve güvenilir bir protokol olarak geçmişten beri kullanılmakta. Yüz ve vücutta yumuşak doku defektlerinde, volüm verilmesi yada konturların estetik olarak yeniden düzenlenmesinde tercih edilmekte. Yüz ve vücutta yağ dokusunun anatomik yapıları ve estetik yaklaşımlar ile ilgili tecrübelerimiz arttıkça yağ tansferleri yüz gençleştirmede daha fazla tercih edilmeye başlandı. Özellikle son yıllarda yapısal yada yaşlanma sürecine bağlı yüzde volüm kayıplarında dolgulardan daha fazla uygulanmakta.

Kendi yağ dokumuzun yüz yada vücutta transfer uygulamaları sırasında uygulama yerlerinde derinin nicelik ve niteliksel kalitesinde gözle görülür bir artış gözlendi.  Bu sonuçlar transfer sonrasında yağ dokusunun sadece volüm kazandırmakla kalmayıp içeriğindeki zengin yenileyici ve onarıcı elementleride olabileceği düşünüldü. 

Yağ dokusuna bakıldığında dokuyu oluşturan büyük hacimli yağ hücreleri olan adipositler dokunun toplam hacminin % 80-90'ını oluşturmakta. Adipositler yağ dokusu toplam hücrelerinin % 25 ini temsil etmekte. Dokunun geri kalan hücrelerinin % 75 ini ise damar duvar endotel hücreleri, damar düz kas hğcreleri, perisitler, yağ dokusu makrofajları ve lökositleri, yağ hücre öncül hücreleri, progenitör hücreler ve kök hücreleri oluşturmakta. Adipositlerin olmadığı bu hücrelerin tamamına  "stromal vascular fraction (SVF)" denilmekte. SVF hücreleri içerisinde yer alan yağ dokusu kaynaklı kök hücreleri, kan hücreleri, perisitler, fibroblastlar ve damar endotel progenitör(öncül hücreler) hücreleri teml olarak yağ dokusunun transfer edildiği dokuda yeni kan damarları oluşumu ile birlikte canlı kalmasını sağlamakta. 

Yağ doku transferi sonrasında dokuda görülen onarım ve yenilenmenin SVF kaynaklı olduğu anlaşıldıktan sonra ortopedi, kardiyoloji, üroloji, nöroloji ve endokrinolji gibi tıbbin diğer branşlarındada  SVF kullanılmaya başlandı.

SVF üzerine odaklandığımız dönemde tüm dikkatlerimiz SVF nin ideal elde edilme protokolleri üzerine yoğunlaştı. İlk çalışmalar kolejenaz gibi bir enzim ile yağ dokusunu bir ray getirerek basit santrifüj yöntemi ile SVF nin elde edilmesi oldu. Ancak insandan elde edilen dokunun enzimatik bir işlemden geçirildikten sonra tekrar aynı insan dokularına uygulanmasının güvenliği tartışıldı. Ancak son yıllarda alınan yağ dokusuna herhangi bir enzimatik işlemler uygulamadan sadece mekanik uygulamlar ile SVF elde edilmesi ile uygulamanın güvenil tartışmalarıda ortadan kalktı. 2013 yılından beri alınan yağ dokusuna enzimatik yada başka bir kimyasal işlem uygulamadan sadece mekanik protokoller uygulanarak SVF elde edilmekte. Bu yöntem "nanofat" olarak tanımlanmakta. Nanofat için halen geçerli bir tanım olmamakla birlikte içerisindeki yağ doku partikülleri 600 mikrondan daha küçük ise bu tanımlama kullanılmaktadır. 

Hastadan özel yöntemler ile alınan yağ dokusu aslında bir hücre süspansiyonudur. Bu doku süspansiyonu içerisinde yağ hücreleri birkaç milimetre  boyutlarda olduğu için bu "milifat" olarak tanımlanmakta. Milifat özel filtreleme işleminden geçirildikten sonra yağ hücreleri boyutları 1-2 mm boyutlarına düşürülmekte. Bu fromuna "microfat" denilmekte. Filtreleme ve santrifüj ile yağ hücreleri 400-600 mikron seviyesine düşürüldüğünde bunun artık tanımı "nanofat" olmakta. 

 

 

Nanofatlerin mekanik yöntemeler ile elde edilmesi yöntemkeri enzimatik yöntemler ile karşılaştırıldığında daha fazla SVF elde edildiği gözlenmişir. Mekanik izolasyonla işlenen 1 mL nanofat içerisindeki SVF hücre verimi 10 mL enzimatik olarak işlenmiş nanofat içeriğinden daha yüksektir. 

Nanofat içeriğinde mikron düzeyinde yağ dokusu ancak SVF içeriği nedeni ile temelde bir dolgu materyali olarak düşünülmemelidir.  

Nanofat Kullanım Alanları

  • Dokuların Yeniden Yapılandırılması
    • Skarlarda; nanofatin en sık kullanım alanı atrofik yani deriden çökme gösterne skarlardır. Atrofi skarlarda mikrofat derin atrofik alanlara uygulanırken yüzeysel olarakta nanofat uygulanmakta. 

 

 

  • Radyodermatitis ve yanık alanları
  • Deride ülserler
  • Kapanmayan yaralar
  • Derinin yaniden canlandırılması
    • ince deri
    • İnce kırışıklıklar
    • Yüz ve yanaklarda fotoyaşanmaya bağlı hasarlı deri

 

  • Mukozal yapılar(ağız ve vajinal mukoza)
  • Deride pigmentasyon 
    • melasma
    • göz altı morlukları; göz altı morluklarında en sık neden olarak göz altı derisinin-dermisin ince olması ve atındaki orbicularis kasının bu koyuluğa ktılması ve göz altında pigmentasyon artışı rol oyanamktadır. Bu problemlerde göz latına Nanofat uygulaması dermisin kalınlığını arttırmakta ayrıca interlökün 6 üzerinden melanin pigment yapımı azalmakta. Buda klinik olarak göz altı pigmentasyonu düzenlemekte. Bu problemlerde nanofat göz altı derisinin hemen altına ancak orbicularis kasının üzerine yapılmakta. Enjekte edilen alanda 1-2 gün süren sarı renk ortaya çıkmakta. 

Göz altı morlukları ve pigmentasyonlarında naofat uygulamları ile etkin sonuçlar alınmakta.

NanoFat Elde Edilmesi

NanoFat elde edilmesi için özel setler kullanılmakta. Yağın alınması, mikrofat-nanofat elde edilmesi ve ejeksiyonlar steril aletler ve koşullarda kapalı ortamlar ile yapılmak

Vücudun deri altı yağ doksunun zengin olduğu karın altı, bel, uyluk iç ve dış kısımlarındaki(sıklıkla karın alt kısmı kullanılmakta) yağ dokusundan lokal ve tümesent anestezi eşliğinde yağ dokusu alınır. Bunun için 10 ml Luer-Lock şırıngalar, 2.4-mm çapında özel liposakşın kanülleri ve snapler kullanlır.

Yağın alınması ile 10 ml lik şırıngalardaki emülsiyon içerisinde yağ partikülleri 1.5- 2.0-mm çapındadır. Bu süspansiyon "Milifat" olarak tanımlanır. Bunlar konnektörler ile 20 ml enjektörlere alınır. Bu süspansiyon içerisinde yağ dokusu + anestezik solüsyon+ kan hücreleri bulunmakta. Şırıngalar özel standartlarda 3 dakika bekletildiğinde yağ dokusu üstte kalaca şekilde ayrışmakta. Altta kalan bölüm atılır. 

Mikrofat içeren 20 ml şırınga sırası ile 2.4 mm ve 1,2 mm lik konnektörler ile boş 20 ml lik şırınga ile birleştirilir. Mikrofat bu konnektör aracılığı ile birbiri arasında geçirilmekte.  

Şırıngada kalan yağ dokusu süspansyonuna ringer laktat eklenerek tek taraflı özel filtrelerden geçirilerek "NanoFat" elde edilmekte. 

Bu işlem hafif sarı olan Mikrofat beyaz renge dönene kadar devem edilir. Böylece 400-600 mkron çaplı Nanofat elde edilmiş olur. 

 

Elde edilen NanoFat süspansiyonu içeriğinde 400-600 mikron yağ dokusu dışında  SVF, hücresel büyüme faktörleri ve sitokinler yer almakta. 

Nanofat Uygulanması

  • Nanofat Süspansiyonun Enjekte Edilmesi

1 ml lik luer lock şırıngalarar alınarak 27 gouge keskin iğne ucu ile hedef alan nejekte edilmekte.  Uygulama inradermal ve inramukozal yapılabilir.

  • Mikro iğneleme sonrası Nanofat krem uygulaması

deri yüzeyine yapılan mikroiğneleme deride 30-45 dakika açk hollerin oluşmasını sağlamakta. Bu yöntem nanaofat genş deri yüzeylerine(tüm yüz, boyun ve dekolte alanı gibi) uygulanacak ise tercih edilmekte.

  • Hydra Needle 20 ile uygulama

Bu sistem ucunda 20 adet 1.5 mm uzunluğunda iğneler ve bunun ucunda yer aldığı 8 ml lik bir cam kontener bulunmakta.

Bu konyetner içerisine NanoFat konularak uygulama alanına mikroiğneleme yapılırken deriye açılan hollerden  nanofat deriye uygulanmış olmakta. Uygulanan nanofat 15-20 dakika kaldıktan sonra silinmekte.

Bu uygulamlar sorasında hastaya % 50 emulsiyon + % 50 nanofat krem hazırlanır. Hasta uygulamlar sonrası bunları buzdolabında 5-7 gün ile saklra ve günde 4-6 kez uygulam alanın nenmelendirici olarak kullanması istenmekte.

Bu kremin hazılanması için;

  • cetostearyl alkol tip B 3,6 gr
  • macrogol cetostearyl ether 0.9 gr
  • Beyaz petralatum jel 7.5 gr
  • Likit parafin 3 gr
  • Purifiye su 50 gr kullanılmakta.

10 ml NanoFat süspansiyonu santrifüjden geçirildikten sonra SVF ayrılmakta.

 

 


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency