- Gösterim: 552
Evrimsel psikoloji estetik çekiciliğin kriterlerini harmoni- simetri, ortalama yüz özellikleri ve cinsel dimorfizm(kadın ve erkekte ayırt edilebilir fiziksel farklılıklar) olarak tanımlar. Sosyal iletişimde göz bakış davranışlarını inceleyen çalışmalar, hepimizin yüzün diğer bölgelerine kıyasla gözlere ve ardından ağza (odaklanmanın göz-ağız bakış sürekliliği) daha fazla odaklanma eğiliminde olduğumuzu gösteriyor. Dudaklar; duygu durum ifadesi, gülme estetiği, fonasyon, estetik algı-çekicilikte rol oynadığı için yüz estetiğinin merkezi konumunda. Dolgun dudaklar gençlik, güzellik ve çekicilik ile ilişkilendirilmekte. Bu nedenlerle "dudak dolgunlaştırma" en sık talep edilen estetik uygulamalar arasında yer almakta ve özellikle sosyal medyada giderek artan ilgiyle, en popüler ameliyatsız estetik tedavilerden biri olması şaşırtıcı değil. Bununla birlikte dudak dolgusunda hasta-doktor eğilimleri doğal olmayan sonuçlarla ilişkili. Çok volümlü, yüz harmonisi-cinsel dimorfizm ile uyumlu olmayan, benzer dudak stilizasyonuna sahip, dudak işlevlerinin bozulduğu örnekleri görmekteyiz. Buna karşın dolgu uygulamalarında "çekici, güzel ancak doğal görünümlü ve fonksiyonlarını korumuş dudak" sonuçlarına daha önem verilmeye başlandı. Mevcut dudakların estetik normlarda zenginleştirilerek kişiye özgünleştirilmesi ideal dudak dolgu uygulaması olarak kabul edilmekte.
İdeal bir dudak dolgusu çok basit anlaşılabilir kavramlardan oluşmakta;
- Dudakların boyutları ve büyüklüğü yüz ve çevre yapılar ile değerlendirilmeli. İdeal boyutlar genel yüz ölçülerine özellikle de gözlerle uyumlu olmalıdır. Daha büyük dudaklar daha büyük göz yapıları ile uyumludur.
- Dudakların genel estetik formu cinsel dimorfizm ile uyumlu olmalı. Dudaklarda erkeklerle kadınlar arasında dikkate alınması gereken önemli farklılıklar var. Basitçe erkeklerde dudaklar daha geniş ve düz olma eğilimindedir, genellikle dikdörtgen bir şekil olarak tanımlanır. Kadınlarda ise daha dolgun ve kıvrımlı olup(cupid'in yayı daha belirgin), genellikle kalp bir şekli olarak tanımlanır.
- Dudakların genel şekli, tanımlanmış anatomik alanları simetrik ve orantılı olmalı.
- Dudakların ideal şekli cinsiyete, ırklara ve etnik kökene... göre çok iyi tanımlanmış. Bir dudak şekli planlanırken bunun kişinin sosyal kimliği ile uyumlu olması, uygulama sonrası dudakların yenei görünümüne yabancılaşma yaşamaması istenmekte.
- Dudakların anatomik yapıları korunmalı. Örneğin dudak sınırını oluşturan vermilyon dolgu uygulamlarında bu alan iyi korunmalı. Bu alan uygulamalarında dolgunun dudak çevresine fazla geçişi yaygın olarak gözlemlenen istenmeyen 'ördek görünümü' oluşturmakta.
- İdeal üst:alt dudak volüm oranı 'altın orana' uygun olarak 1:1.618 olarak tanımlansada yeni ve kapsamlı bir araştırmalar 1:1 oranının açık bir tercihini göstermekte.
- Dudağın gülme estetiği, konuşma ve seslerin çıkarılmasındaki fonksiyonları korunmalı. Bunun için "dudak tüberkülleri" olarak tanımlanan dudağın volümetrik volüm alanlarının korunması önerilmekte.
- Son yıllarda dolguların dudakların yeniden şekillendirme etkilerine ek olarak kas aktivitesindeki değişiklik olan "miyomodülasyon" etkilerininde olduğu gösterildi. Bir dolgu maddesi yüzde kaldırıcı veya bastırıcı bir kasın içerisine enjekte edildiğinde miymodülasyon etkisi göstermekte. Üst dudakta nazolabial kıvrımların piriform fossasına dolgu enjekte edilmesi üst dudağı kaldırırken, labiomental kıvrıma daha yüzeysel olarak yerleştirilen dolgu maddesi alt dudakta aynı kaldırma etkisini sağlamakta.
Dudak tüberkülleri
Dudakların volümlerinin önemli bir bölümünü dudak tüberkülleri oluşturmakta. Bunlar hem üst hem de alt dudaklarda yer alan dermal tümsek-çıkıntı olarak görünürler. Bu tüberküller sadece dudağın yapı ve şekil açısından rol oynamakla kalmaz, aynı zamanda aynı zamanda ağzın normal hareketini kolaylaştırır, gülme esteteiği ve fonotikte rol oynamakta.
Dudak gelişimi gebeliğin 4. haftasında frontonazal, maksiller ve mandibular tüberkülllerin-çıkıntıların ortaya çıkmasıyla başlar. Çıkıntıların gelişimi ve orta hatta kaynaşmasını içeren bir dizi gelişim süreci dudaklar da dahil olmak üzere yüzün oluşmasına yol açar. Temel adımlar tüm insanlar için ortak olsa da, çıkıntıların birleşme derecesi ve kapsamı, tüberküllerin görünümünü kişiler arasında farklılıklar gösterir. Yüzümüz embriyonal gelişminde orta hatta birleşerek şekillenmekte. Bu birleşme sırasında yüzün orta kısmında daha belirign tüberküller merkezi yapıları oluşturmakta(burun, maxillar çıkıntılar ve çene gibi). Üst ve alt dudakta küçük yastıklar gibi görünen tüberküllerde oluşmakta. Dudaklardaki bu tüberküller sadece dudak anatomisinin değil aynı zamanda embriyonal gelişimin önemli bir parçası hatta embriyolojik gelişimin kalıntıları. Dudak morfolojisinde merkezi bir rol oynayan tüberküller, dudak filtral sütunlarla birlkte ağızın karmaşık hareketlerini kolaylaştırmakta. Bu tüberküller embriyonal doğumsal kusurların tanısında da kullanılmakta. Yarık üst dudakta medial nazal çıkıntı ve maksiller çıkıntının kaynaşmaması durumunda medyan tüberkül gelişmemekte.
Dudağın doğal yapısının korunması ve stilizasyonunda dolguların dudak tüberküllerine uygulanması son derece önemli. Dudakların doğal anatomisinden yararlanarak estetik sonuçları kusursuz bir dolgu enjeksiyonu sağlarken uygulamanın nispeten daha güvenli olmasını mümkün kılmakta. Dudak stilizasyonu(dudak formunun doğal yapısının korunarak zenginleştirimesi veya değiştirilmesi) sırasında bu tüberküllerin volümleri estetik normlarda arttırılabileceği gibi anatomik yerleşimleri birden fazla düzlemde değiştirilebilir(dudak tüberküllerinin içe ve dışa yer değiştirilmesi, kaydırılması). Dudak tüberküllerinin orta kısımlarına dolgu enjeksiyonu dudak volümünü orta hatta doğru arttırırken yan taraflara dolgu maddesi uygulanması ise dudak volümünü orta hattan uzaklaştırır. Tüberkül uygulamaları dışa doğru çıkıntı yapan bir dudak volüm artışı yerine dudakta istenen dikey bir kaldırma sonucuda sağlamakta.
Dudağın doğal tüberkül morfolojisine dayalı bir dudak sınıflandırması bile kullanılmakta. Tüberküllerin sayılarına, boyutlarına ve konumlarına bağlı olarak 16 farklı morfolojik dudak tipi tanımlamış.
Üst dudak modellerinde Tip 1' de üst dudağın üçte birlik kısmını kaplayan ortada tek bir büyük "orta tüberkül" görülürken(üst dudak sağ, sol ve orta tüberküller birleşmiş gibi), Tip 2 de üst dudak orta tüberkül sağ ve sol tüberküllere göre daha fazla yer kaplamakta dolgun bir orta tüberkül gözlenmekte, Tip 3' de ise üst dudak orta tüberkül daha az yer kaplamakta, küçük bir orta tüberkül gözlenmekte, Tip 4 de ise üst dudak tüberkül volümleri az olduğu içn düz bir dudak görünmekte.
aLT dudak modellerinde Tip A'da alt dudak sağ ve sol tüberkülleri ortada berligin yerleşim göstermek ve ortada berligin tüberkül oluştrumakta, Tip B'de ise alt dudak ortada dolgun ancak merkezi tüberkül yapısı yok, Tip C'de alt dudakta ortada dolgunluk yok ve doldunluk heri yanda, Tip D de ise alt dudakta sol ve sağ tüberküllerde dolgunluk yok ve alt dudak düz görünmekte.
Dolgu enjeksiyon öncesi dudak yapısı ve tüberkül yönünde bir ön değerlendirme yapılmakta.
Bu değerlendirme sonrası enjeksiyonlar yapıldığında daha az dolgu içeriği ile daha iyi estetik ve doğal sonuçlar sağlanmakta.
Dolgu enjeksiyonları ile hastanın mevcut tüberkülleri zenginleştirilebilir.
Bireysel dudak fromunu ve normal dudak fonksiyonunu korumak amacıyla normal dudak tüberküllerinin lokasyonları her düzlemde yer değiştirilerek dolgu enjekesiyonları yapılabilir.