- Gösterim: 5273
Hipertrofik skarlar ve keloidler; deride dermal seviyedeki yaralanma sonrası iyileşme sürecinde ortaya çıkan, deriden kabarık, sert ve kalınlaşmış, yapısında artmış damarlanma, hücresel ve hücreler arası destek dokuda artış, çevre dokularda büzülme, kaşıntı ve ağrı gibi klinik belirtiler ile seyreden skar dokularıdır.
Her iki skar dokusunun yapısına bakıldığında normal bir yara iyileşme dokusuna göre fibroblastlarda(birçok faktörler arasında) transforming growth factor beta-1 (TGF β1) aşırı yapımı görülmekte. TGF β1 yara iyileşmesinde fibroblastların çoğalması, miyofibroblastların farklılaşması, hücreler arası destek dokusununun yapımını sağlamakta. Aşırı TGF-β1 aktivasyonu dokuda Smad2/3 arttırken Smad7 azaltmakta, buda dokuda aşırı kolajen I birikimi ile sonuçlanmakta. Özetle hipertrofik skar ve keloidler gelişimide dokuda diğer faktörlere göre TGF β1 kritik bir rol oynamakta. Bu tüm bilgiler ışığında hipertroifk skar ve keloidlerde tedavilerde temel hedefin TGF β1 nin kontrolü olması gerektiği ortaya çıkmakta.
Hipertrofik skarlar ve keloidlerde fonksiyonel ve astetik amaçlar ile birçok tedavi protokolleri uygulanmakta. TGF β1 hedefli tedaviler arasında lezyonlar içerisine steroid, 5-fluorouracil(5-FU) ve verapamil enjeksiyonları sayılabilir. Seroidler içerisinde triamsinolon asetonid en fazla kullanılan aktif maddemiz. Ancak steroid enjeksiyonları sonrası uygulama alanında telenjektazi gelişimi, dermal hatta deri altı yağ dokusunda atrofi, hipopigmentasyon gibi yan etkler gelişebilmekte. Bu nedenle 5-FU yada verapamil daha fazla tercih edilmeye başlandı.
5 FU ve verapamilin hipertrofik skar ve keloidal dokuda deri yüzeyinden uygulandıklarında emilimi oldukça düşüktür. Bu nedenle ya lezyon içerisine enjeksiyonu yada ablatif lazerler sonrası topikal oklüzyonla kullanımı gündeme gelmiştir.
Fraksiyonel CO2 lazerler hipertrofik skar ve keloidlerde fonksiyonel ve estetik amaçlı yüksek etkinlikleri ile zaten kullanılmakta.(tek başına yada pulsed dye lazerler ile birlikte). Fraksiyonel ablatif CO2 lazer deride epidermisten dermise doğru vetikal düzlemde mikroablazyon holleri-kanalları oluşturmakta. Lazer ile skar dokusunda dermal yapıda yeniden yapılanma, fazla kollajenin yıkımı ve yeni kollajen üretimi sağlanmakta. Bu arada lazer uygulamasından hemen sonra skar üzerine 5 FU ve verapamil gibi ilaçların topikal kullanımı bu ilaçların normalden çok daha yüksek bir emilimini sağlamakta.
Verapamil kalsiyum kanal blokörleri olarak tanımlanmakta. Deride keratinositlerde ve fibroblastlarda kollajenin yıkımını sağlayacak prokollojenaz sentezini uyarmakta. Ayrıca hücrelerde aktin filamentlerinde depolimerizasyon etkisi ile hücrelerin şeklini değiştirmekte, hücreler arası fibröz doku yapımını azaltmakta.
5-Fluorouracil (5-FU) ise bir pirimidin analoğudur. Timidilat sentetaz aktivitesini inhibe ederek normal DNA ve RNA sentezini inhibe etmekte. Fibroblast apopitozisine neden olarak(dokuda nekroz yapmaksızın) TGF β1 nin kollajen I sentezini yapımını baskılamakta.
Hipertroifik skar ve keloidlerde fraksyonel ablatif CO2 lazer + topikal verapamil ve fraksyonel ablatif CO2 lazer + topikal 5FU kullanımı;
Fraksiyonel CO2 lazer olarak Deka firmasının SmartXide 2 CO2 lazeri RF ile birlikte kullanıldı.
Skar uygulama alanı dezenfekte edilerek, topikal anestezik kremler bu alana 30-60 dakika süre le oklüzyonla uygulanmakta.
Fraksiyonel CO2 lazerde skar dokusunda 1200-2000 mikron derinlikeler hedeflenerek; Deep pulse-DP modu seçilerek, skarın kalınlığına göre 15-20 W güçlerde, 3-4 stack atışlar, 700 -1,000 ms dwell time ve dot aralığı olarak 500 -700 mm ler seçildi. Hipertroifk skarın tüm yüzey alanına seçilen patern ile lazer uygulanmakta.
Lazerden hemen sonra(2 dakika içerisinde) verapamil (5 mg/2 mL ampullerde) yada 5-FU (250 mg/5 mL ampullerde) masaj ile uygulanmakta. Hipertrofik skar yada kelodin boyutlarına göre 0.2 to 1 mL solüsyonlar uygulanmakta.
Hemen sonrasında uygulama alanı üzeri hidrokolloid örtü ile kapatılmakta( 1 gün). 1 günün bitiminde örtü kaldırılarak uygulama alanına günde 4 defa nemlendirici bir ürün kullanımı 2 hafta boyunca istenmekte. Hastadan bir sonraki seansa kadar uygulama yerini güneş-UV koruması istenmekte.1-2 hafta içerisinde iyileşme sürecinde hastanın alanı kaşımaması, epidermal dökülmelere müdahale etmemesi istenmekte.
Seanslar 4-6 hafta ara ile klinik ve estetik istenilen cevap alınana kadar tekrarlanmakta(4-8 seans).