Aşı; organizmaya uygun yolla verildiğinde (kas içi, cilt altı, ağız vb.) bağışıklık yanıtı oluşturarak canlının enfeksiyon hastalıklarından korunmasını sağlayan maddelere verilen isimdir. Aşılar, virülansı azaltılmış ya da öldürülmüş mikroorganizmaların doğrudan kendisinden ya da belli bölümlerinden hazırlanmakta. COVID aşıları ile başlayan tartışmalar ve aşı karşıtı düşünceler henüz tüm yoğunluğu ile devam ederken, dermatolojik olarak önemli iki aşıdan bahsetmeye çalıştık.

Varisella Zoster Aşısı

Varisella zoster virüsü bir alfa herpes virüsüdür. Virüsün ilk atağında suçiçeği (varisella zoster) olarak bilinen hastalığa neden olurken, tekrarladığında zonaya (herpes zoster) neden olmakta. Suçiçeği genel olarak çocukluk dönemi döküntülü hastalığı olarak tanımlanmakla birlikte erişkinlerde %10 oranında görülebilmekte. Klasik deri döküntüleri ile seyreden bu hastalığın pnömoni, hepatit, merkezi sinir sistemi (SSS) enfeksiyonu gibi ciddi komplikasyonları gelişebilmekte. Bu komplikasyonlar, salgın riskleri ve hastalığın hasta ve toplum üzerindeki yükü düşünüldüğünde aşılamanın önemi ortaya çıkmaktadır. (su çiçeği hakkında daha detaylı bilgi için...)

Su çiçeği aşısı; Oka isimli suçiçekli bir çocuğun deri döküntüsünden alınmış alfa herpes virüslerinin sırasıyla insan embriyonik akciğer fibroblast hücrelerinde, kobay embriyonik hücrelerinde ve insan diploid hücrelerinde defalarca pasajlanması ile elde edilmiş canlı atenüe aşılardır (canlı atenüe aşılar, hastalığa neden olan virüsün laboratuvar koşullarında zayıflatılmasıyla elde edilir. Aşıdaki virüsün çoğalma ve bağışıklık yanıtı oluşturma yeteneği bulunmakta). 0.5 ml içerisinde 1350 plak oluşturan ünite (PFU) Varisella Zoster Virüsü (VZV) bulunmakta. PFU, aşı içerisindeki virüs sayısını yani antijen sayısını tanımlar. Sadece varisella antijeni içeren aşı formu olduğu gibi diğer çocukluk dönemi hastalıkları (kabakulak, kızamık, kızamıkçık, MMR) aşıları ile kombine formları da bulunmakta.

4-8 hafta arayla (en az 28 gün ara ile) 2 doz deri altına enjeksiyon şeklinde uygulanır. Aşılanan kişilerde zamanla immünitenin azaldığını gösteren veriler olmadığı için aşı tekrarı (rapel) yapılmaz. İki doz uygulanan su çiçeği aşısı %90'dan fazla koruyuculuk sağlamaktadır. Su çiçeği aşısı ömür boyu su çiçeğine karşı koruyuculuk sağlarken zona gelişme riskinde bir azalma yoktur.

Su çiçeği aşısı çocuklarda rutin aşılama takviminde yer almakta. Bununla birlikte suçiçeğine karşı bağışıklığı olmayan bütün erişkinler aşılanabilir. Su çiçeği aşısı yüksek risk grubundaki kişilere de önerilmekte:

  • Sağlık personeli

  • İmmün sistem yetersizliği olan kişilerin yakın temas içinde bulunduğu aile bireyleri

  • Virüs ile karşılaşma riski fazla olanlar (laboratuvar çalışanları, öğretmenler, çocuk bakımı yapan kişiler, kreş personeli, yatılı okul öğrencileri, askeri personel vb.)

  • Doğurganlık çağında olan ve gebe olmayan kadınlar

  • HIV ile enfekte hastalar (CD4 > 200 olanlar)

  • Su çiçeği virüsü ile temas sonrasında ilk 3 gün içinde

  • Sık uluslararası seyahat edenler.

Su çiçeği aşısının yapılamayacağı durumlar:

  • Jelatin veya neomisine karşı anafilaktik reaksiyon geliştiren kişiler

  • İmmünsüpresif hastalar

  • CD4 < 200 HIV pozitif hastalar

  • İmmünsüpresif tedavi bitiminden sonraki 3 ay

  • Yüksek doz steroid tedavisinden sonraki 1 ay

  • Ig, kan ürünü kullanımından sonraki 5 ay

  • Gebeler ve aşı yapıldıktan sonraki ilk 4 haftada gebe kalma ihtimali olanlar

  • Aşı ile verilen alfa herpes virüslerin anne sütünden geçip geçmediği veya bulaştırıcılığı hakkında bilgi yoktur. Varisella Zoster aşısı emziren bir kadının suçiçeğine yakalanma riski çok yüksekse yapılmalıdır.

Aşı enjeksiyon bölgesinde geçici ağrı, hassasiyet ve kızarıklık yaparken aşılananların %8'inde 1 ay içerisinde sayıları 2-5 arasında olan su çiçeği benzeri deri döküntüleri gelişebilmekte.

Herpes Zoster Aşısı

Herpes zoster etkeni, varisella zoster virüsü ile aynıdır. Varisella primer enfeksiyonu sonrasında virüsler, duyusal nöron gangliyonlarında ömür boyu latent kalabilir. Herpes Zoster, bu latent virüslerin reaktivasyonu sonucu oluşur.

Akut fotofobi, ağrı, baş ağrısı, kırıklık gibi sistemik belirtiler ile başlamakta. Karakteristik dermatomal döküntü (vücudun tek tarafında duysal sinirlerin dağılımına uyan), dokunmaya karşı duyarlılıkta değişiklik, ağrı, kaşıntı ile suçiçeğine benzer döküntüler gelişmekte. Kendiliğinden iyileşme olurken postherpetik nevralji, duyma kaybı, göz tutulumu, deride skar gibi bu alanda komplikasyonlar gelişebilir.

Yaşam boyu herpes zoster gelişme riski %20-35 kadar yüksektir. Her yıl dünya nüfusuna göre 600.000-900.000 kişiyi herpes zosterden etkilemekte. Hastalık ve postherpetik nevralji riski, yaş ilerledikçe ve immün fonksiyon azaldıkça artmaktadır. (zona hakkında daha detaylı bilgi için...)

herpes_zoster_zona_zona_asisi_2.jpg

Herpes zoster (zona) aşısı; suçiçeği aşısı ile aynı kökenden (Oka) elde edilen virüslerin insan diploid (MRC-5) hücrelerinde üretilmiş canlı atenüe bir aşıdır. Aşı 0.65 ml dozda en az 19.400 PFU (plak oluşturan birim) virüs içermektedir. Bu aşının antijen miktarı suçiçeği aşısından 14 kat fazladır. Rekombinant teknoloji ile geliştirilmiş yeni zona aşıları da henüz ülkemizde bulunmamakla birlikte kullanıma girmiştir.

Atenüe zona aşısı tek doz olarak deltoid bölgeye subkutan olarak uygulanır. Rekombinant aşı ise 2-6 ay ara ile 2 doz yapılır (Aşı aralığı 4 haftadan az olmamalıdır).

Aşının etkinliği yaş ile bir miktar azalmaktadır: 50-59 yaş grubunda %70, 60-69 yaş grubunda %64’tür. Post-herpetik nevralji riskini %5-55 oranında azalttığı bildirilmektedir. Aşının koruyuculuk süresinin ne kadar olduğu ya da rapel doz gerekip gerekmediği bilinmemektedir.

Herpes zoster-zona aşısı, daha önce suçiçeği ve zona zoster geçirip geçirmemiş olmasına bakılmaksızın 50 yaş üzerindeki tüm bireylere önerilmektedir. Kronik hastalığı olanlar (KBY, diabetes mellitus, romatoid artrit, KOAH), huzurevinde kalanlar zona açısından artmış riske sahip olacaklarından aşılanması uygundur. Aşı FDA tarafından 2006 yılında 60 yaş ve üzerine onay almış, 2011 yılında ise yaş sınırı 50’ye çekilmiştir.

Zona aşısının uygulanmayacağı durumlar ise:

  • Aşının herhangi bir komponentine karşı alerji varlığı, bir önceki dozda alerjik ve anafilaktik reaksiyon

  • Kemik iliği ya da lenfatik sistemin etkilendiği lösemi, lenfoma ve diğer malignitelerde görülen immün yetmezlik hâlleri

  • 2 haftadan uzun süre immünsüpresif dozda kortikosteroid kullanımı

  • İmmünosüpresif tedaviler sırasında: Aşı, immünsüpresif tedaviye başlanmadan en az 14 gün önce verilmelidir; ancak 1 ay bekleme süresi tavsiye edilebilir. İmmünsüpresif tedavi alan kişilere bu tip tedavinin kesilmesinin üzerinden en az 1 ay geçinceye kadar aşı uygulanmamalıdır.

  • Antiviral ilaç alanlar: Aşı uygulanmadan en az 24 saat önce ilaçlar kesilmeli, bu ilaçlar zoster aşısı uygulandıktan sonra en az 14 gün kullanılmamalıdır.

  • Primer ya da kazanılmış immün yetmezlik hâlleri

  • Aktif tüberküloz

  • Gebelik

  • ’nin üzerinde ateşin eşlik ettiği durumlar.

En sık enjeksiyon yerinde ağrı, şişme, kaşıntı ve kızarıklık görülmektedir. Nadiren ateş, üşüme, titreme, kırgınlık ve baş ağrısı gibi semptomlar ortaya çıkabilir. Daha az oranda ise yaşamı tehdit eden anafilaksi, artralji, hipersensitivite reaksiyonları görülebilir.

Aşıdan sonraki altı hafta içerisinde salisilat verilmemesi genel olarak önerilmektedir.

 

 


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency